Zaman Yönetimi
İş hayatında zaman yönetimi becerilerini geliştirmek, yapabileceğiniz en iyi yatırımlardan biri olabilir.
Zaman yönetimi, kişinin zamanı en iyi şekilde kullanmasıdır. Bir gün içerisinde mevcut olan
saat sayısını artırmak elimizde olmasa da, zamanı daha etkin kullanmak mümkündür.
Zamanınızı nasıl harcadığınızı öğrenmenin en iyi yolu, bir zaman çizelgesi tutmaktır. Zaman çizelgesi tutmak oldukça sıkıcı görünebilir.
Ancak bu, doğru zaman yönetimi becerilerini geliştirmek için önemli bir adımdır. Zaman çizelgesi, birkaç gün boyunca zamanınızı nasıl harcadığınızın kaydını tutmanızı sağlar. Bu teknik sayesinde zamanınızı nasıl kullandığınızı takip edebilirsiniz.
Zaman çizelgesi tutmak için önceden bir form oluşturmanız gerekir. Her seferinde bir bilgisayar belgesi açmaktansa, yazdırdığınız bir formu masanızda tutmak daha iyi bir seçenek olabilir.
Zaman çizelgesinin alternatifleri arasında ise not defteri ve dizin kartları yer almaktadır. İş hayatında zamanınızı nasıl harcadığınızı belirlemek, gereğinden fazla zaman harcanan aktiviteleri belirlemek ve bir işin ne kadar sürede tamamlanacağını tahmin etmek konusunda daha iyi olmak amacıyla bir zaman çizelgesi günlüğü kullanılabilir.
Bu yöntem aynı zamanda, boş zamanınızı daha iyi değerlendirmenizi sağlayabilir, böylece kişisel hedeflerinize ulaşmak için kendinize günde bir ya da birkaç saat ayırabilirsiniz.
Zamanınızı daha iyi kullanmak için stratejiler bulmak, zaman çizelgesi tutmanın bir başka avantajıdır. Zaman çizelgesi, daha düşük önceliğe sahip olması gereken faaliyetlere
zaman harcamanızı önlemenize de yardımcı olabilir.
Bu, daha üretken olma çabalarınızın sonuçlarını ölçmek konusunda size birtakım bilgiler
de sağlayabilir. Son olarak, zaman çizelgesi tutmak iş hayatındaki erteleme biçimlerinizi anlamanıza yardımcı olabilir.
Erteleme hastalığı (procrastination) genellikle tembellik ile karıştırılsa da iki kavram arasında ciddi bir ayrım vardır. Erteleme, yapılması gereken görev yerine başka bir aktivite
yapmayı seçtiğiniz aktif bir süreçtir. Tembellik ise tam aksine, hareketsizlik ve harekete geçme isteksizliği anlamını taşımaktadır.
Erteleme hastalığı genellikle, daha keyifli olan bir görevi, sıkıcı ancak daha önemli bir göreve tercih ederek görmezden gelmeyi ifade etmektedir. Bu durum birtakım sorunlara yol açabilir.
Bunlardan en önemlisi zaman kaybıdır, ertelediğiniz görevi yapmak için harcamanız gereken zaman genellikle verimsiz bir şekilde harcanır. Ayrıca zaman kaybetmek, bir işi bitirmek için yeterli zaman bırakmamak anlamına gelmektedir; dolayısıyla ortaya çıkan işin aceleye getirilmiş olması ve standardın altında olması oldukça muhtemeldir.
Erteleme hastalığı, bir dizi olumsuz duyguya yol açabilir, bu durumda kendimizi rahatsız, suçlu ve en sonunda öfkeli hissederiz.
Sorumluluklarımızı ertelediğimizde, işimizle ilgili motivasyonumuzu kaybedebilir ve hayal kırıklığına uğrayabiliriz, bu da depresyona ve hatta iş kaybına dahi yol açabilir. Erteleme hastalığının üstesinden gelmenin en iyi yolu motive olmak ve motive kalmaktır. Motivasyon,
harekete geçmemizi sağlayan içsel güçtür.
Sizi neyin motive ettiğini bulmak, erteleme hastalığını yenmenize yardımcı olabilir. Ertelediğiniz süreyi azaltmaya yönelik stratejiler, işimizi tamamlamanın faydalarını kendinize hatırlatmayı ve onu daha ulaşılabilir hale getirmek için yönetilebilir kısımlara ayırmayı da içermektedir.
Kaynak: https://www.mindtools.com/a5plzk8/how-to-stop-procrastinating
