Sonbahar Alerjisinden Korunmak Mümkün
Alerjik reaksiyonlar, sonbahar aylarıyla birlikte artışa geçiyor ve pek çok kişide çeşitli ağrılara ve yorgunluğa sebep oluyor. Vücudun alerjenlerle teması arttıkça sorunlar da artıyor.
Acıbadem International Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır Öztürk, son yıllarda küresel ısınmanın da sonucu olarak alerjik hastalıklarda önemli artış görüldüğünü belirtiyor. Öztürk “Dünyamızı tehdit eden en önemli sorunlardan olan küresel ısınma, alerjik hastaları daha da yakından ilgilendiriyor. Küresel ısınmanın da etkisi ile sonbahar ayları gün geçtikçe daha fazla
alerji mevsimi olarak anılacaktır. Nedeni bilinmeyen yorgunluk ve vücut ağrılarının temelinde de alerji olup olmadığı araştırılmalıdır” şeklinde açıklıyor.
Sonbahar alerjisinden korunmanın 10 yolunu anlatan Öztürk önemli uyarılar yaptı ve önerilerde bulundu.
Koku Kaybına Sebep Olabilir
Bağışıklık sisteminin bir besine ya da polen, akar, kedi tüyü gibi yabancı maddelere verdiği aşırı tepki, alerji olarak tanımlanıyor. Kızaran, kaşınan gözler, burunda kaşıntı, tıkanıklık, akıntı ve hapşırıklar, öksürük, göğüs kafesinde daralma hissi, nefes darlığı, vücutta kaşıntılar, kabarıklar ve döküntüler alerjiyi işaret ediyor.
Dr. Nur Kaşkır Öztürk, alerjilerin koku kaybına da yol açtığını da belirtiyor. Covid-19 belirtileri arasında da yer alan koku kaybı konusunda, ikisini ayıran en önemli farka dikkat çekiyor. Öztürk “Covid-19’da koku kaybı anidir. Alerjik hastalıkların koku kaybı ise derece derece artar. Ayrıca alerjik burun bulgularında hiçbir zaman yüksek ateş olmaz” şeklinde açıklamada bulunuyor.
Yabani Ot Polenleri Etkili
Dr. Nur Kaşkır Öztürk sonbaharda belirginleşen polenlerin yabani otlara ait olduğunu belirtiyor. Öztürk havadaki nem değişiklikleri sonrası küf mantarları ve akar miktarlarının değiştiğini söylüyor.
Alerjen teması sonrasında solunum yollarından burun, boğaz ve alt solunum yolları olan bronşlardan histamin adı verilen kimyasal madde salgılandığını, alerjik kişilerde reaksiyonlara histaminin neden olduğunu açıklayan Dr. Nur Kaşkır Öztürk “Kişi, vücudunun tepki gösterdiği alerjen ile ne kadar çok karşılaşırsa yaşadığı sorunlar da o kadar artıyor. Histamin gibi kimyasallar yorgunluk hissine ve aynı zamanda yaygın vücut ağrılarına yol açabildiğinden, nedeni tanımlanamayan yorgunluk ve vücut ağrılarında alerjileri sorgulamak uygun olacaktır” diyor.
Üzüm Otu Tehdidi Yayılıyor
Sonbaharla birlikte ciddi alerjik ataklara yol açan yabani ot polenlerinin başında üzüm otunun (ragweed) geldiğini, üzüm otunun son 10 yılda ülkemizde yaygınlaşarak sorun oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Nur Kaşkır Öztürk “Avrupa Birliği Araştırma ve Yenileme Programı Horizon 2020 raporuna göre sonbaharda ılık geçen havalar (küresel ısınma) üzüm otunun atmosferdeki miktarını ve yayılma süresini uzatıyor.
Böylelikle önceden alerjisi olan kişiler üzüm otu ile karşılaşınca yeni ve güçlü bir düşman ile karşılaşmış gibi olacak. Bu çok güçlü alerjen duyarlılıklarını dolayısıyla da hastalıklarını artırabilir. Bu otun tohumları ve poleni on yıllarca yaşar. Yayılımı çok hızlı olduğundan üzüm otuna karşı mücadele de oldukça zorludur.
Dolayısıyla dünyamızı tehdit eden en önemli sorunlardan olan küresel ısınmanın alerjik hastalar için de büyük önemi belirmiştir. Küresel ısınmanın da etkisi ile sonbahar ayları gün geçtikçe daha çok olarak alerji mevsimi olarak anılacaktır” diyor.
Bu Önlemlere Alerjiye Karşı Etkili!
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Nur Kaşkır Öztürk, alerjiye karşı etkili 10 önlemi açıklıyor:
- Kişilerin hassas oldukları polenin yayıldığı dönemde mümkün olduğu kadar açık havada bulunmaktan kaçınması,
- Yemek pişirirken mutfağın havalandırılması,
- Çayırlardan, dökülen yapraklardan kaçınmak,
- Ev içi bitkilerin azaltılması,
- Yastık, yorgan, yatak için özel dokunmuş kılıfların kullanılması,
- Yatak çarşaflarının her hafta 60 derece sıcaklıkta yıkanması,
- Yerde halı yerine tahta döşeme kullanılması,
- Çamaşırların açık havada kurutulmaması,
- Dışarıdan gelince mutlaka kıyafetlerin değiştirilmesi,
- Yatmadan önce saç ve vücudun yıkanması.