Kardiyovasküler ve Metabolik Hastalıklarda ACE İnhibitörü Kullanımına Güncel Yaklaşımlar” toplantısında Türkiye’de de sık görülme oranına sahip hipertansiyon hastalığı üzerine son dönem gelişmeler ile ilgili bilgiler aktarıldı.
Prof. Dr. Tevfik Toplantı, Ecder ve Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli’nin konuşmacı olarak katılımıyla gerçekleşti. Hipertansiyonun kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet ile olan yakın ilişkisinin vaka analizleri üzerinden incelendiği toplantıda, özellikle tedaviye yönelik gelişmeler vurgulandı.
İbrahim Etem–Menarini’nin koşulsuz desteği ile düzenlenen “Kardiyovasküler ve Metabolik Hastalıklarda ACE İnhibitörü Kullanımına Güncel Yaklaşımlar
” toplantısında hipertansiyon hastalığına dair güncel bilgiler paylaşıldı.
Prof. Dr. Tevfik Ecder ve Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli’nin konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, hipertansiyon hastalığı teşhis ve tedavisi geniş bir perspektif ile değerlendirildi.
“Her 4 ölümden 1’nin Nedeni Hipertansiyon
Türkiye’de her 3 kişinin birinde hipertansiyon hastalığının görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Tevfik Ecder, 2015 yılında yayınlanan Türk Hipertansiyon Uzlaşı Raporu’nda da yer aldığı gibi sistolik 140 diyastolik 90 mm Hg üzeri değerlerin hipertansiyon olarak adlandırıldığını belirtti.
Prof. Dr. Ecder, “2012 yılında yayınlanan PatenT2 Çalışması’nda halkın hipertansiyon hakkında daha bilinçli olduğunu görüyoruz.
Gün geçtikçe insanların bu hastalığa karşı daha duyarlı olduğunu ve yaşam biçimlerini bu hastalığa göre değiştirme eğilimde olduğunu biliyoruz.
Her ne kadar bu bilinç artsa bile hala her 4 ölüm sebebinden biri hipertansiyona bağlı kardiyovasküler yetmezlik ya da böbrek yetmezliğinden kaynaklanıyor” şeklinde konuştu.
Hipertansiyon Hastalığı Tip2 Diyabette Daha Çok Görülüyor
Diyabet hastalığı ile hipertansiyon arasındaki yakın ilişkiyi değerlendiren Prof. Dr. Oğuzhan Deyneli, hipertansiyon hastalığının Tip2 diyabette daha çok görüldüğünü ve tedavi edilmezse yüksek ölüm oranları görülebileceğinin altını çizdi.
Ekmek, meyve suyu gibi gıdaların tüketiminin azaltılmasıyla bile trigliserid seviyesinin düşürülmesinin mümkün olduğunu dile getiren Deyneli, “Diyabetli bireylerde kan basıncının etkin kontrol altına alınması ilerleyen zamanlarda kardiyovasküler ve böbrek hastalıklarının daha az görülmesini sağlıyor.
Diyabet hastalarının her gün kan basıncı takip edilerek; kan şekeri ve kan yağları da düzenli kontrol edilmeli. Özellikle damar sertliği giderici ilaçlar kullanılmaya devam edilmeli.
Her gün düzenli egzersiz yapmak ve kilo vermek, tuz tüketimini azaltmak da kan basıncını düşüyor. Tüm bunlar yağ yakımını hızlandırdığından kardiyovasküler hastalıkların görülme riski de azalıyor” dedi.