‘Hastaların Sağlığa Erişimi En Büyük Önceliğimiz’

  • 01.10.2024

Türkiye’de 1955 yılından beri faaliyet gösteren Sandoz, ilaç sektörünün gelişimine katkıda bulunarak ülke ekonomisine değer katıyor. Sandoz Türkiye Ülke Başkanı Cengiz Zaim ile firmanın dünü, bugünü ve sektörün geleceği ile ilgili öngörülerini konuştuk.

 

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? Eğitiminizden ve profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?

Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası Ticaret Bölümü mezunuyum. 20 yılı aşkın süredir sağlık sektöründe, dünyanın çeşitli bölgelerinde liderlik görevleri üstlenme fırsatım oldu. Sandoz Türkiye’deki görevlerimden önce Sandoz’un genel merkezi olan İsviçre’de Avrupa ve Amerika dışı pazarların strateji, portföy ve iş geliştirmesinden sorumluydum. Brezilya’dan, Japonya’ya kadar birçok ülkedeki fırsatlar, zorluklar ve pazar dinamikleri ile ilgili çalışarak farklı tecrübeler edindim. Türkiye’ye bu birikimlerle ve deneyimle gelmiş olmak daha geniş ve sınırların ötesinde düşünme gücü kazanmamı sağladı. İki buçuk yıldır Sandoz Türkiye Ülke Başkanı olarak görev yapıyorum ve aynı zamanda Sandoz Rusya operasyonlarına da fonksiyonel olarak liderlik ediyorum.

Geçmişi uzun yıllara dayayan, köklü bir firma olan Sandoz’un tarihçesini ve kuruluşundan bu yana geçirdiği aşamaları anlatabilir misiniz? Sandoz, Türkiye’de ne zaman faaliyete geçmiştir? Sunduğu ürün ve hizmetler nelerdir?

Sandoz, 1955 yılından beri Türkiye’de faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 70 yıldır ülkemize bağlılığımızı sürdürüyoruz. Türkiye’deki ilaç sektörünün gelişimine katkıda bulunarak ülke ekonomisine değer katıyor, hastaların kaliteli ilaca erişimini sağlıyoruz. Şu anda Türkiye’de 80’den fazla ürünümüz bulunuyor ve 750’den fazla çalışanımızla faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ayrıca, Türkiye’deki istihdam rakamımız Sandoz ülkeleri arasında 10. sırada yer alıyor. 2023 yılında Sandoz Türkiye ürünleri 34 milyon hastaya ulaştı.

Sandoz Türkiye, ülkemizdeki ilaç ihracatının yaklaşık yüzde 10’unu gerçekleştiriyor. İhraç ettiğimiz biyobenzer ürünler, yüksek teknoloji ürünü kategorisine giriyor. 2005 yılından bu yana aralıksız olarak Türkiye’nin ilaç ihracat şampiyonları arasında yer alıyor ve her yıl ihracat hacmini artırmak için çalışıyoruz. 2022 yılında ihracatımız, yaklaşık 65 milyon ABD doları olarak gerçekleşmişti 2023 sonu ihracat rakamlarımız ise geçen yılın yaklaşık 2 katına, diğer bir deyişle 115 milyon ABD dolarına çıktı. Yerel iş birliklerimiz ise, küresel bir şirket olarak yerel pazara katkıda bulunma çabalarımızın bir kanıtıdır. Türkiye’deki partnerlerimiz ve fabrikamız sayesinde Türkiye portföyümüzdeki ürünlerimizin yüzde 98’ini ülkemizde üretiyoruz.

 

Sandoz kaç ülkede faaliyet gösteriyor ve temel odak alanı hangi tedaviler?

1886 yılında kurulan Sandoz Global, zengin mirası boyunca ilkleri ile tanınan bir şirkettir. Sandoz’un tarihine bakacak olursak; kalsiyum eksikliği tedavisinde kullanılan ilk ilaç (1926), ilk oral penisilin (1951) ve Avrupa’nın (2006) ve ABD’nin (2015) ilk biyobenzer ilaçlarının piyasaya sunulması gibi başarılarla dolu olduğunu görürüz. 2023 Ekim ayından bu yana yolumuza bağımsız, İsviçre borsasına kote bir şirket olarak devam ediyoruz. Hali hazırda 22.000’in üzerinde çalışanımızla 100’den fazla ülkede faaliyet gösteriyoruz.

Biyobenzer ilaçlar, diyabet, onkoloji, solunum, antibiyotik ilaçlar, kardiyoloji gibi öncelikli alanlarda önemli çalışmalar yapıyoruz. Biyobenzer ilaçlar konusunda dünyada lider konumdayız. Sandoz ilaçları her yıl yaklaşık 500 milyondan fazla kişiye ulaşıyor ve dünya çapında yılda 180 milyar ABD dolarından fazla olduğu öngörülen bir sosyal etki yaratıyor.

 

Biyobenzer ilaçlar son dönemin en çok konuşulan ürünleri. Öncelikle biyobenzer ilaçlar nedir? Biyobenzer ilaçlar konusunda Sandoz’un çalışmalarını ve yaklaşımını özetleyebilir misiniz?

Biyobenzer ilaçlar, biyolojik ilaçların eşdeğeri olarak geliştirilen ürünlerdir. Bu ilaçlar, orijinal biyolojik ilaçlarla aynı etkililik ve güvenlilik profilini sunar. Sandoz olarak, biyobenzer ilaçlar konusunda güçlü bir portföyümüz var. Özellikle pandemi sonrası, geri ödeme kurumlarının tasarruf ihtiyacının da artması nedeni ile biyobenzer ilaçlara olan talep de arttı. Bu alanda ürün geliştirme ve üretim maliyetleri ise kimyasal ürünlere nazaran oldukça yüksektir. Bu nedenle de konvansiyonel ürünlere göre rekabetin biyobenzer ürünlerde daha sığ olduğunu görüyoruz.

Tüm dünyada mevcutta 9 biyobenzer ilaç ve pazara verilmesi planlanan 25 yeni biyobenzer ilaç ile bu alanın lideriyiz. Bağımsız bir şirket olduktan sonra, Avrupa merkezli, dikey olarak entegre edilmiş benzersiz bir üretim ağı ve kesintisiz ilaç erişimini hedefleyen 400 milyon ABD dolarını aşan bir yatırımla devam eden bir fabrika projemiz var.

Ayrıca Avusturya menşeli Just-Evotec firması ile ürün geliştirme yeteneklerimizi daha da ilerletmek için 100 milyon ABD dolarından fazla yatırım daha gerçekleştirdik. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde üretim hattımızın boyutu üç katına çıktı, tam da bu sayede, hali hazırda farklı firmalar kaynaklı temin problemi yaşanan, çocuklarda büyüme hormonu tedavisinde kullanılan ilacımızı 2 kat daha fazla üretebilerek ülkemizde bu problem ile mücadele eden çocuklarımızın büyümesini de sağladık.

Sandoz Türkiye’nin Ar-Ge, inovasyon ve sürdürülebilirlik konusundaki çalışmalarını anlatabilir misiniz?

Sandoz Türkiye olarak, Ar-Ge, inovasyon ve sürdürülebilirlik konularına büyük önem veriyoruz. Gebze’deki üretim tesisimiz, Sandoz’un dünyadaki en büyük üç fabrikasından biri konumunda ve hali hazırda yılda 10 milyar tablet üretim kapasitesine sahip. Bu tesiste Sandoz standartlarında üretilen ürünler Kanada’dan İngiltere’ye kadar 55’ten fazla ülkeye ihraç ediliyor. Daha fazla hastaya erişim sağlamak için fabrikada devam eden 30 milyon dolarlık yatırımlarımız 2 yıl içinde tamamlanacak.

Aynı zamanda sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar atıyoruz. Gebze fabrikamız, “Sıfır Atık Sertifikası” ve My Green Lab Sertifikası’na sahip. Ayrıca, 2550 güneş paneliyle enerji tasarrufu sağlıyor ve atık yönetiminde önemli iyileştirmeler yapıyoruz. Mevcut 2550 solar panele ek olarak 706 adet yeni güneş panelini de bünyemize katarak kurulu (825kW) solar gücüne 388kW eklemiş olacağız.

 

İlaca ulaşılabilirlik konusunda Sandoz’un yaklaşımı ve çalışmaları nelerdir?

Kurum olarak hastaların sağlığa erişimi en büyük önceliğimiz. Hastalar için bir fark yaratmak için erişimi artırmaya odaklanıyoruz, çalışırken her zaman hastaları ön planda tutuyoruz ve bunu çok açık bir şekilde yapıyoruz. Biyobenzer ve eşdeğer ilaçlarımız, sağlık sistemlerinin üzerindeki maliyetleri azaltırken, tedaviye erişimi artırıyor. Örneğin halen Türkiye’de geri ödenmeyen ve kanser tedavisinde kritik iki ilacın biyobenzerini geliştiriyor ve klinik çalışmalarını da Türkiye’de yaparak bu ilaçlara erişimi mümkün kılıyoruz. Ruhsatlandırma süreci sonunda ise geri ödeme sistemine dahil edip daha fazla kanser hastasının bu ilaçlara erişimi mümkün kılacağız.

 

Türkiye’de bugünlerde ilaç sektörünün genel durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün geleceği ile ilgili öngörüleriniz neler? Sandoz’un 2025 yılı hedefleri nelerdir?

Türkiye’de ilaç sektörü, büyük bir dönüşüm geçiriyor ve bu süreçte yerelleşme ve sürdürülebilirlik ön plana çıkıyor. 2025 yılında Sandoz Türkiye olarak mevcuttaki ve yeni piyasaya sunacağımız ilaçlarımızda daha fazla hastaya ulaşarak, bulunduğumuz tedavi alanlardaki lider eşdeğer ilaç konumunu korumayı ve en çok büyüyen yabancı sermayeli ilaç firması olmayı hedefliyoruz. Diğer taraftan, Gebze fabrikamızın üretim kapasitesini artırmayı ve biyobenzer ilaç portföyümüzü ise daha da genişletmeyi planlıyoruz. Son olarak, ihracat hacmimizi artırarak ve çeşitlendirerek ilaç ihracatı şampiyonluğunu amaçlıyoruz.

 

Son olarak iş hayatınız dışında bir soru. Seyahat etmeyi çok sevdiğinizi biliyoruz. İyi bir seyahatin kimyası, olmazsa olmazı nedir sizce?

Seyahat etmeyi gerçekten çok seviyorum ve iyi bir seyahatin kimyası, keşfetmek ve yeni deneyimler kazanmaktır. Yeni yerler görmek, farklı kültürleri ve mutfakları tanımak, kendinizi o kültürün bir parçası gibi hissetmek ve en önemlisi iyi anılar biriktirebilmek seyahatin en güzel yanlarıdır. Bugüne kadar işim gereği 50’den fazla ülkeye seyahat etme fırsatı buldum. İş dışında da fırsat buldukça ailemle farklı destinasyonları ve kültürleri keşfetmek için seyahat etmeye çalışıyoruz.

 

Yazıyı Paylaş