Ransom Naturals’den API Kalite DMF/ASMF’li “Capsicum”
Sahilde Kafka, Koşmasaydım Yazamazdım, 1Q84 ve Yaban Koyunu’nun İzinde gibi kitapların ünlü Japon yazarı Haruki Murakami, ABD’li müzik grubu The Red Hot Chili Peppers hakkında “Bize yaşlanmayı öğretiyorlar” der ve ekler “Zihnin rüzgar gibi olduğunu söyledin ama belki de biz rüzgar gibiyiz, hiçbir şey bilmeyen, sadece esen. Asla yaşlanmamak, asla ölmemek.” Yazar, 40 yıllık müzikal hayatlarında, zamanla gürültüsünü/temposunu azaltsa da dinleyenlerini her daim “hisseden/ hissettiren” bir ruh haline geçirmelerini bu sözlerle
tanımlıyor.
“Acı” Hissedilmeyecek Bir Duyu Değildir
Red Hot Chili Pepper -Latince ismi ile Capsicum Annuum- yani bilinen karşılığı ile Acı Kırmızı Biber, kadim zamanlardan bu yana dünya çapında birçok farklı yemek çeşidinde yani sofralarımızda kullanılan tanıdık bir bitkidir. Biberi vurgulamak için yaygın olarak kullanılan küçük kırmızı meyve, acı veren keskinliğini, bir yüzyıldan daha uzun bir süre önce kimyagerler tarafından izole edilen ve acı biberin yaklaşık %12’sini oluşturan kimyasal, Capsaicin’e borçludur.
Capsaicin, Capsicum meyvelerinde bulunan en baskın ve doğal olarak oluşan bir alkamiddir. 19. yüzyıldaki keşfinden bu yana, Capsaicin’in terapötik rolleri iyi karakterize edilmiştir. Capsaicin’in potansiyel uygulamaları, gıda aromalarından terapötiklere kadar uzanmaktadır. Gerçekten de, Capsaicin ve benzerlerinden birkaçı, binden fazla patentin kapsadığı klinik araştırmalarda yer almıştır.
Capsaicin’in Analjezik, Anti-obezite, Anti-allerjik, Antienflamatuar, Anti-apoptotik, Anti-kanser, Anti-oksidan ve Nöro-koruyucu işlevler gibi farmakolojik aktiviteleri keşfedilmiştir. Ayrıca, ortaya çıkan veriler, Kalp-Damar hastalıkların, Metabolik sendromların ve Mide-koruyucu etkilerin tedavisinde klinik önemini göstermektedir. Bu tür bozuklukların tedavisi için güçlü ilaçların kıtlığı, Capsaicin’in farmakolojik yönleri hakkında daha fazla araştırma yapma motivasyonunu gerektirmiştir.
Yeni Dünya’ya yapılan deniz seferleri ve Avrupa’nın Amerika’yı kimine göre istilası kimine göre de keşfi ile birlikte, bilinen ve bilinmeyen dünyalar arasındaki gıdaların transferi, bilinen dünyaya Capsicum’u tanıttı.
Tehuacán Vadisi’nin (Meksika) sakinleri tarafından acı biber tüketimi 8000 yıl öncesine (MÖ 7000-6000 arası) dayanmaktadır. Arkeologlar, acı biber ekiminin MÖ 5200-3400 civarında başladığını tahmin ederek, onu en eski evcilleştirilmiş bitkilerden biri olarak sınıflandırdılar.
Yeni Dünya’nın keşfinden sonra, bu küçük meyve Avrupa’ya tanıtıldı ve ekimi yavaş yavaş dünyanın diğer bölgelerine de yayıldı. Günümüzde kırmızı biber hemen hemen her ülkede bulunan ve farklı kültürler tarafından mutfaklarında vazgeçilmez bir bileşen olarak benimsenen küresel gıdalardan biri olarak kabul edilmektedir.
Dünya çapında tüketimi nedeniyle aji, cayenne, kırmızı biber, acı biber, jalapeno ve tabasco gibi çeşitli isimler altında tanınır.
MÖ 7000’den beri, Capsicum mutfak ve geleneksel tıpta uzun ve dolambaçlı bir geçmişe sahiptir. Capsaicin, mutfakta kullanımının yanı sıra böcekleri caydırmak, savunma ürünleri (biber gazı), bitkileri fil sürülerinden korumak (acı gübre bombaları), sincapları kovmak
(Capsaicin aromalı kuş tohumları) ve yaramazlık yapan çocukları caydırmak dahil olmak üzere çok çeşitli başka uygulamalarda kullanılmıştır.
Geleneksel tıpta, Capsicum, Capsaicin kaynaklı cilt vazodilatasyon (damar genişlemesi) ve terleme ile ısı kaybının düzenlenmesini artırarak sıcak havayla başa çıkmak için tropikal ülkelerdeki insanlar tarafından tüketildi. Diğer halk ilaçları arasında öksürük, boğaz ağrısı, bademcik iltihabı, mide ülseri, sırt ağrısı, kolera, gut, ödem, romatizma, kramp, ishal, hazımsızlık, diş ağrısı, iştah uyarımı ve saç uzamasının restorasyonu tedavileri yer alır.
Yaygın kullanımına rağmen, Capsaicin’in biyolojik yönleri, duyusal nöronlarda ikili eylemlerinin keşfedilmesine kadar iyi anlaşılmamıştı: ani, ancak geçici bir uyarım, genellikle duyarsızlaştırma olarak bilinen uzun süreli bir dayanım durumu olarak gözlendi. Capsaicin’in onarıcı etkileri 19. yüzyılda ortaya çıkmaya başladı. Batılı insanlar öncelikle kaşıntı veya cilt yangılarını tedavi etmek için Capsaicin kullandılar.
Buchheim (1873) ve Hogyes (1878), Capsicol’ün (kısmen saflaştırılmış Capsaicin) mukoza zarlarıyla temas etmesi ve mide özsuyu salgısının artmasıyla oluşturduğu yanma semptomlarını ilk bildiren ve böylece ilk farmakolojik etkilerini gösteren kişilerdi.
Capsaicin’in Farmakolojik Özellikleri:
Capsaicin içeren merhemler/kremler, kronik nöropatik ağrı bozukluklarını gidermek için uzun yıllardır kullanılmaktadır. Capsaicin’in topikal kullanımının Cilt Bozuklukları, Zona, Kas Gerginliği, Artrit ile ilgili bozukluklar, Diyabetik Nöropati ve diğer ağrı bozukluklarının tedavisinde güçlü olduğu bulunmuştur.
AB, Qutenza’nın Post-Herpetik Nevralji (PHN), Periferik Nöropatik Ağrı (PNP) ve HIV ile ilişkili Distal Duyusal Polinöropati (HIV-DSP) ile ilişkili ağrı durumları için Capsaicin uygulamalarını desteklemiştir. ABD’de, FDA, sadece PHN için kullanımını onaylamıştır.
Bahsedeceğim çalışmalar, Capsaicin’i heyecan verici bir farmakolojik ajan olarak tasvir etmektedir. Farklı klinik koşullarda ama amaçlarda uygulanması ise bugün hala araştırılıyor.
Pleiotropic, Farmakolojik ve Fizyolojik rollerinin yanı sıra, Capsaicin, gıda sektöründe Patojenik Mikroorganizmaların güçlü bir doğal inhibitörü antimikrobiyal ve antiviral aktiviteler için de incelenmiştir.
Capsaicin farmakolojisinin büyük kısmı, çeşitli ağrılı durumların tedavisine odaklanır. Ek olarak, Capsaicin’in Dermatolojik, Gastrointestinal ve Kardiyovasküler sorunların, çeşitli kanserlerin, obezitenin ve diğer birçok patolojinin tedavisinde de yararlı etkisi ve rolü gözlemlenmiştir. Capsaisin ve Nörapatik Ağrı Capsaicin’in omuriliğe ağrı iletimini engellediğine inanılır. Herpes Zoster ve Nevraljiye bağlı ağrıların tedavisinde etkilidir. Ağrı kesici etki sağlar.
Nöropatik ağrı, Periferik veya Merkezi Duyu Sinirlerini etkileyen lezyonlardan veya bozukluklardan kaynaklanan ve genellikle yanma, uyuşma veya aşırı duyarlılık gibi duyu ile ilgili semptomlarla birlikte tonik, dinmeyen ağrı ile karakterize edilen ağrı olarak tanımlanır.
Nöropatik ağrı için Capsaicin’e farmakolojik ilgi, yalnızca Capsaicin reseptörünün ve periferik sinirler üzerindeki konumunun veya ağrının giderilmesindeki rolünün tanımlanmasıyla değil, aynı zamanda genel olarak tekrarlanan dozlarda Nosiseptör Liflerinde dejenerasyon üretme kabiliyeti nedeniyle de “uzun süreli ağrı azaltma” etkili olarak sonuçlanmıştır.
Capsaicin bazlı topikal formülasyonlar, daha az yan etki ile en etkili dozu belirlemek için üç farklı konsantrasyon (%0.025 ve %0.075, “düşük doz” ve %8, “yüksek doz” olarak kabul edilir) kullanılarak incelenmiştir.
1980’lerin başından beri, düşük konsantrasyonlu Capsaicin içeren formülasyonlar, yani <%1, nöropatik ve kas-iskelet ağrısının tedavisi için birçok ülkede reçetesiz (OTC) satılmaktadır. Birkaç rapor, PHN, travma sonrası nöropati, HIV-DSP, ameliyat sonrası nevralji ve karışık ağrı sendromundan kaynaklanan nöropatik ağrının tedavisinde %8 Capsaicin plasterlerin kullanılmasının güvenliğini ve etkinliğini göstermiştir.
Capsaicin ve Kas-İskelet Kaynaklı Ağrı Artritik bozukluklar (OsteoArtirit OA&RomatoidArtirit
RO), Fibromiyalji, tekrarlayan zorlanma yaralanması, sırt ağrısı ve diğer kronik kas ağrıları dahil olmak üzere kas-iskelet ağrısına neden olabilecek çeşitli durumlar vardır.
Artrit ağrısına yönelik çoğu klinik terapi oral olarak yönlendirilir, ancak NSAIDS (Nonsteroidal anti-inflammatory drug) ve Capsaicin dahil olmak üzere çeşitli topikal formülasyonlar da kullanılmaktadır. Düşük dozlu topikal Capsaicin (%0.025 veya %0.075), artrit ağrısını tedavi etmek için yaygın olarak kullanılır.
Double-Blind ve randomize 4 haftalık bir çalışmada, OA’lı 70 hasta ve RA’lı 31 hasta ağrılı dizlere Capsaicin %0.025 krem veya plasebo uygulamıştır. Çoğu hasta eşzamanlı artrit ilaçlarına devam etmiş ve 4 haftalık Capsaicin tedavisinden sonra RA ağrısı %57 ve OA ağrısı %33 azaldığı raporlanmıştır.
Capsaicin ve Migren Ağrısı
Kronik migren, sık alevlenmelerle birlikte kalıcı baş ağrısı olana kadar, atak sıklığında ilerleyici bir artışla gösterilen genel bir durumdur.
Önceki çalışmalar, bu biçimde seyreden baş ağrılarının yönetimi için yeni bir terapötik seçenek olarak İntranazal Capsaicin sağladı. Daha sonra yapılan iki çalışma, migren ve epizodik baş ağrısının yönetimi için İntranazal Civamidin etkinliğini gösterdi.
Capsaicin ile tedavi edilen hastalar migrenlerinde bir iyileşme gösterdi. Başka bir çalışma, migrenin başlangıcında arteriyel ağrıdan mustarip hastalarda migreni azaltmada Capsaicin jel (%0.1) etkinliğini göstermiştir. Kısaca, İntranazal Civamidin ve Capsaicin jel kullanılarak migren baş ağrısının akut tedavisi gözlenmiştir.
Global markette bulunan OTC ürünlerden bazıları Capzasin P, Zostrix, Capzasin-HP, Axsain, No Pain-HP, Pain Doctor, Pain-X, Rid-A-Pain, Salonpas Hot, Trixaicin ve Menthac isimleriyle yer alıyor.
Capsaicin ve ÜSYE Üzerine Etkileri
Kırmızı biber tentürü boğazınızı ısıtır ve herhangi bir rahatsızlığı giderir, ayrıca mukusun gevşemesine ve daha kolay nefes almak için solunum yollarınızın temizlenmesine yardımcı olur. Öksürük, soğuk algınlığı ve boğaz müstahzarlarında düşük seviyelerde kullanılırlar.
Capsaicin ve Anti-Kanser Etkileri
Kırmızı biber, iltihap önleyici besinler ve antioksidanlar içerdiğinden kanser riskini azaltır. Dolmalık biberde bulunan karotenoid likopen de Rahim Ağzı, Prostat,
Pankreas ve Mesane Kanseri riskini azaltmada etkilidir.
Kırmızı biberdeki enzimler yemek borusu ve mide kanserinin önlenmesine de yardımcı olur.
Capsaicin’in kanser hücresi büyümesini, hücre döngüsü durmasını azalttığı ve Adenokarsinom, Meme Kanseri, Kolon Kanseri, Kutanöz Hücreli Karsinom, Özofagus Karsinomu, Mide Kanseri, Glioma, Hepatoselüler Karsinom, Lösemi dahil olmak üzere Multipl Miyelom, Nazofaringeal Karsinom, küçük hücreli olmayan Akciğer Kanseri, Pankreas Kanseri, Prostat Kanseri, Dil Kanseri hücre dizilerinde programlanmış hücre ölümünü tetiklediği bildirilmiştir. Ayrıca farelerde birkaç tümörün ilerlemesini azaltarak
in vivo antikanser aktivite sergilediği de gösterilmiştir.
Bu roller nedeniyle Capsaicin, yeni bir kanser tedavisi adayı olarak kabul edilmiştir.
Capsaicin’in Genotoksik ve Proapoptotik aktivitelerinin kanser hücreleriyle oldukça sınırlı olduğunu, oysa normal hücrelerde hücre sitotoksisitesini indüklemediği raporlanmıştır.
Capsaicin’in çeşitli kanserlerdeki antitümör özellikleri ve bunun altında yatan mekanizmalar, diğer birçok klinik çalışmada belgelenmiştir. Capsaicin ve 3,3’-diindolilmetan (DIM) kombinasyonu ile tedavi edilen Çoklu Kolorektal Kanser hücre hatlarında apoptotik hücre ölümü ve hücre proliferasyonu inhibisyonunun sinerjik bir indüksiyonu gözlenmiş; çalışmalar, hem
in vivo hem de
in vitro analiz kullanılarak Pankreas Kanseri hücrelerinde Capsaicin’in sitotoksik ve antitümör özelliklerinin olduğunu göstermiştir.
Çalışmalar, Capsaisin’in ayrıca kronik oral uygulamasının güvenli, iyi tolere edildiği ve Prostat Kanserinin metastatik yükünü azaltmada etkili olduğu gösterilmiştir.
Capsaicin ve Anti-Obezite Etkileri
Modern yaşam tarzı nedeniyle, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde giderek daha fazla insan obeziteden muzdariptir. Obezite, bir kişinin sağlık üzerinde zararlı bir etkisi olabilecek kadar vücut yağı kazandığı kronik bir hastalıktır. Bir kişinin vücut ağırlığı normalden %20 fazlaysa obez olarak kabul edilir. Obezite, Kalp-Damar Hastalığı, Tip II
Diyabet, belirli kanser türleri ve Obstrüktif Uyku Apnesi gibi çeşitli sağlık sorunlarının habercisidir.
Capsaicin araştırmasının en umut verici alanlarından biri, obezite ile mücadele potansiyelidir. Son on yılda, bir çok laboratuvar ve klinik çalışma anti-obezite ilacı
olarak Capsaicin’in terapötik etkisini bildirmiştir. Çalışmalar, hem Capsaicinoid’lerin hem de Capsinoid’lerin, egzersiz ve diyet önlemleriyle birlikte kilo yönetiminde güçlü bir rol oynayabileceğini düşündürmekte ve Capsaisinoid’lerin diğer biyoaktif bileşenlerle birlikte
kilo kaybı üzerinde sinerjik bir etki yaratabileceğini öne sürmektedir.
Yüksek yağlı diyetin tüketilmesi üzerine, 120 gün boyunca oral Capsaicin tüketiminin, yağ hücrelerinin sayısını ve boyutunu azaltabileceğini, böylece Adipogenesis (Yağ Oluşumu) ve Obezite gelişimini engelleyebileceğini
göstermektedir.
Bir dizi insan çalışmasında, kırmızı biber tüketiminden sonra gıda alımının azalması, İştahın Azalması ve diyete bağlı Thermogenesis’in (Metabolik Hız) artmasının öncelikle Capsaicin’in duyusal veya gastrointestinal etkisinden kaynaklandığı bildirilmiştir.
Capsaicin ve GastroIntestinal Sistem Sağlığı Üzerinde Etkileri
Birkaç araştırmacı gastroenteroloji alanında Capsaicin ile kapsamlı çalışmalar yürütmüştür. Capsaicin’in gastrointestinal etkileri, uygulanan dozlara bağlı olarak hem yararlı hem de zararlı sonuçları gösterir. Capsaicin’in mide mukozası üzerindeki koruyucu etkileri hem hayvan hem de insan çalışmalarında belgelenmiştir.
Kırmızı biber tüketiminde, insanlarda aspirinin neden olduğu gatroduodenal mukozal hasara karşı Capsaicin kaynaklı gastroprotektif etkiler bildirilmiştir. Ayrıca, bir ön rapor, enterik kaplı hapları olan irritabl bağırsak sendromu (IBS) hastalarında uzun süreli kırmızı biber
alımının, karın ağrısı ve şişkinliğin yoğunluğunu azaltmada önemli ölçüde daha etkili olduğunu göstermiştir.
Capsaicin ve Kardiyovasküler Sağlık Üzerinde Etkileri Çalışmalar, diyet Capsaicin’in Ateroskleroz (Damar Sertliği), Hipertansiyon, Kardiyak hipertrofi (Kalp Kasının Kalınlaşması) ve Felç riski üzerindeki yararlı etkilerini göstermiştir.
4 hafta boyunca günlük biber alımının, Capsaicinoid’lerin antioksidan özelliği nedeniyle yetişkin erkek ve kadınlarda serum lipoproteinlerinin oksidasyona direncini artırdığı bildirilmiştir. Capsaicin’in, TRPV1 (Capsaicin Reseptörü) bağımlı veya bağımsız mekanizmalar yoluyla trombositler üzerindeki agregasyon önleyici etkileri de incelenmiştir. Capsaicin’in trombositlerin plazma membranından geçebildiği ve membran akışkanlığını değiştirebildiği gösterilmiştir.
LDL oksidasyonu, Aterosklerozun gelişmesine ve ilerlemesine yol açmıştır. Capsaicin, oksidasyonun başlamasını geciktirerek ve/veya oksidasyon hızını yavaşlatarak LDL’nin oksidasyona karşı direncindeki artışı sağladığını gösteren çalışmalar; Capsaicin’in Ateroskleroz ve Koroner Kalp Hastalığı dahil olmak üzere kardiyovasküler bozuklukların önlenmesinde önemli olduğunu da göstermektedir.
İnme eğilimli spontan hipertansif sıçanlarda, diyet Capsaicin’in eNOS’un aktivasyonunu ve ekspresyonunu tetiklediği ve böylece inme başlangıcında bir gecikmeye yol açtığı bulunmuştur. Özetlemek gerekirse, Kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde diyet ve transdermal Capsaicin’in rolü ana hatlarıyla ortaya çıkarılmıştır.
Capsaicin ve Dermotolojik Hastalıklar Üzerinde Etkileri Topikal Capsaicin, Alopecia Areata (Saçkıran), Apocrin Chromhidrosis (Renkli Terleme), Aquagenic Pruritus (Kurdeşen), Brachioradial Pruritus (BRP- Yoğun Kaşıntı), Hemodiyaliz ile ilişkili Pruritus, Liken Simplex
Kronikus (Nörodermatit), LipoDermatoSkleroz (LDS), Meralji ve Motalji Parestetika, Postherpetic Neuralgia (PHN) ve Sedef hastalığı dahil olmak üzere çeşitli dermatolojik bozuklukların tedavisinde kullanılmıştır.
Çeşitli çalışmalarda, topikal Capsaicin, hemodiyaliz alan hastalarda önemli derecede kaşıntı önleyici etki göstermiştir, TRPV1 ile histamine bağlı kaşıntı arasında olası bir bağlantı gösteren Capsaicin’in kaşıntı önleyici rolü kesin olarak belirlenmiştir.
Ransom Naturals’in İlaç Kalite Capsicum’u
Şimdi de Capsicum’u daha doğrusu Kırmızı Biber’i, doğal halinden, yüksek aktif bileşen değerleri ile endüstriyel hammadde haline getirerek, bu eşsiz faydalarını büyük çapta global kullanım ile buluşturmaya değinmek gerekirse size köklü bir üreticinin hikayesini anlatmam
gerekecek.
1846’da eczanede çıraklık eğitimini tamamlamasının hemen ardından, William Ransom adlı bir kimyager, Londra’nın Hitchin semtinde ilk uçucu yağ ekstraksiyon tesisini kurar. İşletme, kaliteye olan bağlılığı nedeniyle kısa sürede uluslararası bir ün kazanır. William Ransom, kısa sürede elde ettiği bu büyük ticari başarı ile beraber; laboratuvarında çalışması ya da vahşi doğadan hammadde toplaması için birçok yerel insanı işe alarak Hitchin’in ekonomisine de büyük katkısı sağlar.

Tesisin depoları dünyanın her yerinden gelen bitkilerle dolar. Kendisi de saygın bir eczacı olan ve bitkilerle ilgili bilimsel makaleler yayınlamış olan William’ın oğlu Francis Ransom, 1913’te babasının işine katılır ve şirketin Ar-Ge çalışmalarını yürütür. Akabinde, firmanın
ismi William Ransom&Son olarak yeniden düzenlenir.
William ve Francis vefat ettikten sonra, Francis’in bir botanikçi olan oğlu Richard, bitkilerden tıbbi ürünler geliştirmeye büyük ilgi duyarak şirketi devralır. Oldukça saygın bir işveren olarak 2. Dünya Savaşı’nın zorlu zamanlarında şirketi başarılı bir şekilde yönetir. 1981’de
yeni ve daha büyük bir tesise taşınarak hem hammadde üretip İlaç Endüstrisine sunar hem de kendi bitmiş ürünlerini de perakende pazarına sürer.
2000’lerin başında William Ransom&Son, bugünkü adreslerine, Burymead Road’a taşınır. 2007 yılında Şirket, GMP (İyi Üretim Uygulaması) akreditasyonunu -kalite standardını- alan ilk İngiltere merkezli Bitkisel İlaç Şirketi ünvanını alır. 2012 yılında OBG Group tarafından satın alınan şirket; Liverpool merkezli Ransom Naturals Limited (RNL) olarak bilinir hale gelir.
Varlığı boyunca, geleneksel yöntemlerle yeni ürün geliştirmeye yenilikçi bir yaklaşımla başarılı bir şekilde ortak olan Ransom, bunu, doğa sevgisine sadık kalarak pazarların ve müşterilerin sürekli değişen ihtiyaçlarını karşılamaya devam etmek için en son bilimsel
teknikleri uyarlayarak ve bunlardan yararlanarak yapmıştır. Mirasından gurur duyarak, geleceğe bakan firma, bu anda çok çeşitli uluslararası pazarlara hizmet etmektedir.
Ransom Naturals Ltd, cGMP gereksinimlerine göre üretim yapan az sayıda Avrupalı Capsicum Ekstraktı üreticilerinden biridir. GACP’nin (Good Agricultural and Collection Practice) büyüyen gereksinimlerini karşılayarak, Kırmızı Biberi, onaylanmış bir tedarik zinciri
ile temin ederek, İngiltere’dek cGMP tesisinde farklı içeriklerde standardize DMF/ASMF’li likit hammaddeler haline getirmektedir.

Ürünlerin içeriğinde, Güncel Farmakope Monograflarında tanımlanan 6 Ana Capsaicinoid bulunmaktadır:
• Capsaicin,
• Dihydrocapsaicin,
• Nordihydrocapsaicin,
• Decanylvanillinamide,
• Homocapsaicin,
• Nonivamide.
Sentetik olarak türetilmiş Nonivamide, tarihsel süreçte Capsaicinoid’lerin beyan edilen içeriğini arttırmanın bir yolu olarak Capsicum ekstraktlarına eklenmiştir ve bu nedenle Nonivamide içeriği tüm ekstrakt spesifikasyonlarında kontrol edilmektedir.
Özet olarak Ransom Naturals;
• Avrupa’lı bir Capsicum Extract, Oleoresin ve Tincture üreticisidir.
• Farmakope monograflarına veya müşteriye özel gereksinimlere göre Capsicum dahil bir çok Bitkisel Ekstrakt üretmektedir.
• İlaç, Nutra/OTC, Kozmetik ve Gıda sektörlerine hitap edecek Ürünlere dair Formülasyon Geliştirme desteği vermektedir.
• Ürünlerin Ruhsatlandırma süreci konusunda müşterilerine büyük destek vermektedir.
Ransom, bu yıl laboratuvar, Ar-Ge ve üretim kapasite arttırımı konusunda 1,5 milyon Sterlinlik bir yatırımla büyümeyi planlamıştır. İlaç sektöründe sağlam bir yer edinmiş olmakla birlikte; Capsicum yanında GMP sertifikalı tesisinde İlaç Hammaddesi ve API hassasiyetiyle tasarlanmış, çeşitli başka Bitkisel Ekstraktlar ile hali hazırdaki portföylerini zenginleştirmeyi hedeflemektedir.
Barentz İlaç&Nutra Bölümü olarak değerli üreticimiz Ransom Naturals portföyünü büyük bir ilgi, keyif ve hayranlıkla temsil ediyoruz.
Referanslar:
https://www.vox.com/2015/1/21/7862005/harukimurakami-rhcp
https://en.wikipedia.org/wiki/Capsicum_annuum
https://www.sciencedirect.com/topics/pharmacologytoxicology-and-pharmaceutical-science/capsicumannuum
https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/
pii/S0065774320300063
https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/
B978044453717101458X
https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/
PMC6272969/
https://www.ttb.org.tr/sted/sted0703/kronik.pdf
https://www.thecomet.net/news/hitchin-sransom-naturals-still-leads-the-way-inpharmaceutical-5365902
https://ransomnaturals.com/product/capsicum/
https://ransomnaturals.com/wp-content/uploads/2020/10/RNL-Pharmaceutical-Product-List.pd
Burak Kamalı
İş Geliştirme Müdürü
Barentz Gıda ve Kimya