Yeşil Hidrojen Üretimi Ekonomiye Büyük Katkı Sağlayacak
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi'nin, Bilkent Enerji Politikaları Araştırma Merkezi ve Alman Enerji Ajansı iş birliğiyle hazırladığı "Türkiye'nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi" açıklandı.
Rapor çevrim içi olarak düzenlenen toplantıda sunuldu. Raporda Türkiye'de yeşil hidrojen üretiminin 2050'de 3,4 milyon tona ulaşabileceği ve Türkiye'nin yeşil hidrojen ihraç edebileceği belirtiliyor. Yeşil hidrojenin Türkiye ekonomisine katkısının ise 2050 yılında 6-8 milyar dolara ulaşabileceği öngörülüyor.
İSTANBUL (AA)

Alman Enerji Ajansı Enerji Sistemleri ve Enerji Hizmetleri Bölüm Başkanı Hannes Seidl: - "Türkiye, yenilenebilir enerjiden yeşil hidrojen üreterek, küresel çapta yeni oluşan bu enerji pazarında yerini alabilecek büyük bir potansiyele sahip"
Hazırlanan raporda bahsedilen verilere göre uygun yatırım ve politikalarla Türkiye 2050’de yıllık 3,4 milyon tona kadar yeşil hidrojen üretimine ulaşabilir. Üretilen bu yeşil hidrojenin 1,5 milyon ila 1,9 milyon tonunun ise ihraç edilebileceği öngörülüyor .
“Türkiye'nin Yeşil Hidrojen Üretim ve İhracat Potansiyelinin Teknik ve Ekonomik Açıdan Değerlendirilmesi” raporu hidrojen üretim potansiyelleri için sadece yenilenebilir enerji kullanımı dikkate alınarak hazırlandı. Raporda yenilenebilir enerji arz gelişimi için iki, yeşil hidrojen üretimi için ise 3 farklı senaryo kurgulandı.
Enerji Talebinin Yüzde 5 ila 10’unu Karşılayabilir
Yeşil hidrojen ile 2050’ye kadar imalat, doğal gaz ve ulaştırma sektörlerinin toplam enerji talebilinin yüzde 5 ila 10’unu ikame edilebileceği düşünülüyor. Yurt için yıllık olarak 1-2 milyon ton yeşil hidrojen talebinin oluşabileceği de raporda hesaplanan verilerden. Yurt içinde oluşacak talebin yarısını 2050’ye kadar ulaştırma sektörünün oluşturacağı, hidrojen talebinin dörtte birinin sanayi, geriye kalan kısmının ise yeşil hidrojeninin doğal gaz şebekesine karıştırılması yoluyla kullanılabileceği belirtiliyor.
Raporda aktarılan Referans Senaryo’ya göre Türkiye’nin geçen yıl 44 gigavat olan güneş, rüzgar ve hidroelektrik kurulu gücünün 2050'de 120 gigavata yükselebileceği hesaplanıyor. Bu kaynaklardan sağlanacak 290 teravatsaat yıllık toplam elektrik üretiminin Türkiye'nin bu dönemdeki elektrik talebinin yüzde 53'ünü karşılaması bekleniyor.

Rüzgar ve güneş enerjisi için öngörülen teknik kapasitenin kullanıldığı “gelişmiş senaryo” kapsamında ise ek 45 gigavat kapasite oluşacağı ve yıllık 124,4 teravatsaat ilave elektrik üretimi sağlanabileceği öngörülüyor. Bu ilave kapasite ile yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam üretiminin, 2050'deki net elektrik talebinin yüzde 84'ünü karşılayabileceği hesaplanıyor.
Yenilenebilir kaynaklar kullanılırsa yıllık yeşil hidrojen üretiminin 3,4 milyon tona ulaşabileceği, hidrojenin yurt içi kullanımı ve ihracatını sağlamak amacıyla toplam yatırım hacminin 85 ila 119 milyar dolar arasında olabileceği hesaplanıyor. Bu verilere göre, 2021-2050 döneminde yıllık ortalama 3-4 milyar dolar yatırım ihtiyacı oluşuyor. Bu veriler dikkate alındığında yeşil hidrojen üretiminin 2050'de Türkiye ekonomisine yıllık 6-8 milyar dolar katkı sağlaması bekleniyor.
Türkiye Büyük Potansiyele Sahip
Alman Enerji Ajansı Enerji Sistemleri ve Enerji Hizmetleri Bölüm Başkanı Hannes Seidl, rapora ilişkin açıklamalarda bulundu. İklim değişikliği hedeflerine ulaşmak için birçok ülkenin yeşil hidrojen ihraç edeceğini belirten Seidl; "Türkiye bu pazardan pay alabilir. Türkiye, yenilenebilir enerjiden yeşil hidrojen üreterek küresel çapta yeni oluşan bu enerji pazarında yerini alabilecek büyük bir potansiyele sahip." ifadelerini kullandı.
SHURA Enerji Dönüşümü Merkezi Araştırma Koordinatörü Hasan Aksoy da açıklamalarda bulundu. Aksoy, Türkiye'nin geçen ay Paris Anlaşması'na taraf olduğunu anımsatarak ve "2030 ve 2053’e yönelik daha kararlı iklim ve enerji dönüşümü hedeflerine ihtiyaç olacak.
Bu hedeflere ulaşılmasında, hidrojenin rolünün anlaşılması kritik öneme sahip. Küresel ölçekte 2050'yi işaret eden net sıfır emisyon hedefleri, tüm enerji sisteminin karbonsuzlaşması için ortak bir çözüm olarak yeşil hidrojenin üzerinde duruyor." ifadelerini kullandı.