Yeni Nesil Biyomimetik Hidroksiapitatlar
Diş sağlığı ön planda tutularak, geçtiğimiz on yıl içinde ağız bakımına yönelik aktif bileşenler önemli oranda gelişmiştir. Son zamanlarda remineralize edici maddeler diş eti ve dentin ile türevlerinde fizyolojik olarak bulunan mineral olan hidroksiapatite (HAP) dayandırılmaktadır.
Diş remineralizasyonunda genellikle iki strateji temel alınır: İlkinde florür bazlı aktif bileşenler, ikincisinde ise Ca
++ ve PO
4 - kaynakları ele alınır.
Diş, zengin ve sürekli olarak değişen, diş eti ve dentinde sırasıyla toplam bileşimin %97’si ve %70’i olarak HAP’deki varlığı ile karakterize edilen bir mineral fazından oluşur. Remineralizasyon, diş mineral fazının sürekli olarak günlük demineralizasyona karşı fizyolojik bir homeostaz ve denge mekanizması olarak kurtarma fazına tabi tutulduğu bir süreçtir.
“Biyomimetik” terimi, doğal ürünleri taklit eden benzer ürünler sentezleme amacıyla biyolojik olarak üretilen maddelerin ve biyolojik mekanizmalar ile süreçlerin oluşumunun, yapısının veya fonksiyonunun ele alındığı çalışmaları ifade eder.
Aşağıdaki öneriler, farklı modaliteler yoluyla biyomimetik konseptini karşılar ve diş çürümesi, aşırı duyarlılık ve beyazlama gibi olayları başlamadan yok etmeye yönelik
fonksiyonel gereksinimlere etkin şekilde yanıt verir.
• Biyomimetik hidroksiapatit,
• Florohidroksiapatit,
• Sitratlar, florür ve karbonat iyonları ile fonksiyonel hale getirilen amorf kalsiyum fosfat.
Biyomimetik HAP bileşim analizi X ışını difraksiyonu yoluyla gerçekleştirilmiştir. 28 gün boyunca günde iki kez olmak üzere 50 gönüllüde %5 oranında diş macunu formülasyonu olarak kullanımı içeren subjektif değerlendirme yoluyla, aşırı duyarlılığı azaltma etkisini değerlendirmeyi amaçlayan testler yürütülmüştür.
Beyazlama etkisini ölçmek için %4 oranında biyomimetik HAP içeren bir diş macununa ilişkin subjektif değerlendirme gerçekleştirilmiştir. Karşılaştırma ürünü olarak remineralizasyon aktif maddesi +1500 ppm florür içeren bir kontrol referansa kıyasla %6 oranında biyomimetik HAP ve florohidroksiapatit içeren bir diş macunu üzerinde in vivo testler yürütülmüştür.
Aşırı duyarlılık konusunda pozitif anamnez gösteren 45 kişi üzerinde üç günlük tedavi uygulanmasının ardından, kör bir prob ile gönüllülerin dişlerine dokunsal bir uyarıcı uygulanmıştır. Aşırı duyarlılık puanı VAS (görsel analog skala) uyarınca
bildirilmiştir: Hiç ağrı hissedilmeyen durumlar için 0 ila 1, hafif ağrı için 2 ila 3, orta ağrı için 4 ila 6 ve şiddetli ağrı için 7 ila 10 arasında puan verilmiştir.
Fonksiyonel hale getirilmiş amorf kalsiyum fosfat (F-ACP) kompleks davranışını gözlemlemek üzere sığır dişlerinde gerçekleştirilen ex vivo testlerin görüntüleri alınmıştır. Görüntüler farklı çözünürlüklerde (5,0 ve 15,0K) gözlemlenebilmiş; diş üzerinde yeni mineral faz birikiminin vurgulanması amacıyla, %10 FACP solüsyonu içeren bir diş macunu ile 1-2 hafta tedavi sonrası ile asit tedavisinin ardından demineralize edilen diş arasındaki farklılıklar incelenmiştir.

Yapılan çalışmalar, sert yüzeylerin biyolojik uyumluluğu ve materyalin yapışmasını iyileştirdiğini onaylamıştır. Bu durum, HAP’nin diş biyofilmi glikoproteinleri ve
mikrolezyonlar gibi substratlara kolayca bağlanabileceğini doğrulamaktadır. Farklı yüzey yapısı, kristalin indeksi açısından da stokiyometrik ve biyomimetik HAP’yi birbirinden ayırır. Kristalin fazı, stokiyometrik HAP’de daha ön plandadır ve farklı reaktiviteyi tayin
eder. Biyomimetik HAP gibi daha düşük kristalin yapıdaki maddeler, remineralizasyon döngüsünde kullanılabilecek Ca
++ ve PO
4 - iyonlarının dengeli, pH’a bağlı ve uzun süreli bazda tükürükte salgılanmasına ilişkin kapasiteyi artırır. Biyomimetik HAP reaktivitesi, kemik protez tasarımında kullanılan temel unsurdur; biyolojik uyumluluğunu ve güvenliğini ön plana çıkarır. Önceki çalışmalar, HAP’nin kıyaslanan Ca
++ ve PO
4 - bazlı materyallere göre dişte daha etkin mineral birikimini desteklediğini göstermektedir. Burada sunulan Biyomimetik HAP, diş macununa eklendiğinde kimyasal yapısını ve fonksiyonel özelliklerini tanımlayacak bazı testlere tabi tutulmuştur.
Aşağıdaki çalışmada, biyomimetik, fizyolojik ve stokiyometrik HAP arasında x ray dağılım analizi karşılaştırması sunulmuştur. Biyomimetik HAP, insan vücudunda eksprese edilen HAP’ye benzer pik noktalar sunar.
Bu durum, özellikle CO
3- iyonlarının OH
- boş bölgelerde tespiti ile ilişkisi açısından benzer yapısını doğrulamaktadır. Bu patern, sitokiyometrik form ile gözlemlenen önemli oranda farklı pik noktalar ile zıtlık oluşturur. Bu durum, ürünün bileşimsel arka planın[1]da anlamlı farklılıklar olduğunu düşündürmektedir.

Biyomimetik HAP’nin reaktif yapısı, pH’a bağlı bir mekanizma ile tükürükte remineralizasyon iyonları salgılama eğilimini açıklar. Çözünürlük testleri, 7,0 civarında pH değerlerinde çok düşük reaktiviteyi ve 5,5’in altındaki değerlerde yavaş ve sabit salgılamayı vurgulamıştır ve bunlar demineralizasyon açısından kritik önem taşır.
Remineralizasyonda üç farklı yaklaşım değerlendirmeye alınmıştır.
OH
- bölgelerdeki boşluklarda biyomimetik HAP, dişte aşırı duyarlılığı, çürük oluşumunun başlamasını önleme ve diş beyazlatma etkisini güçlendirme amacıyla akıllı, dengeli ve uzun süreli remineralizasyonu desteklemek üzere günlük ağız bakım rutini için uygunluk
göstermiştir.
Hidroksiapatit, yapışma bakımından diş yüzeyine uygunluğu ile değerlendirilen biyomimetik davranışı sayesinde, asit saldırılarına karşı direnci ve diş eti güçlendirici özellikleri nedeniyle ciddi diş mikrolezyonlarında uygulama için önemli bir potansiyel sunmaktadır ve çürüklere ve asit saldırılarına karşı son teknoloji bir tedavi yaklaşımı oluşturmaktadır.
Hidroksiapitat kompleksi, dişte aktif bileşen iletimini optimum hale getirmeyi amaçlayan patentli bir teknoloji yoluyla, anında diş remineralizasyonuna özgü susuz diş macunu formülasyonuna olanak tanır ve diş temizliğinin ardından profesyonel ve günlük tedaviler veya ciddi aşırı duyarlılık veya anti-çürük tedavilerinde etkilidir.