Röportaj: Murat Soygür
1946 yılında kurulan Sözer Makina, çok amaçlı makinelerin ve komponentlerinin üretiminin yanı sıra tasarım, projelendirme ve danışmanlık hizmetleri ile öne çıkıyor. Gerçekleştirdiğimiz röportajda Sözer Makina Fabrika Direktörü Emrah Sözer, şirketin sunduğu ürün ve hizmetler hakkında detaylı bilgileri okuyucularımızla paylaştı.
Okurlarımıza kısaca kendinizden, eğitim durumunuzdan ve profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
41 yaşındayım. İstanbul doğumluyum, aslen Rizeliyim. İki çocuğum ve bana her alanda destek olan bir eşim var. Ailemle gurur duyuyorum.
Endüstri mühendisliği alanındaki eğitimimi tamamladıktan sonra Sözer Makina’daki çalışma hayatıma yaklaşık 20 sene önce başladım. Mühendislik eğitimimden önce de aile şirketi olmamız sebebiyle öğrencilik yıllarımdaki tatil dönemlerinde de fabrikada çeşitli görevlerde çalışıyorduk. Bu dönemlerde özellikle üretim departmanında mavi yaka arkadaşlarla beraber bilfiil çalışarak büyüdüğümüzü söyleyebiliriz.
Sonraki dönemde farklı departmanlarda görevler aldım. Üretim departmanının yanı sıra Satın Alma, Ar-Ge, Satış, Satış Sonrası Hizmetler bölümlerinde çeşitli görevlerde çalıştım. Sonra idari işlerle ilgili sorumluluklar üstlendim. Şimdi ise Fabrika Direktörü olarak Sözer Makina’da çalışma hayatıma devam ediyorum.
Üretim benim gerçekten manen de beslendiğim bir yer. Orada bulunmak, o tezgahların sesini duymak, gerçekten bize her zaman büyük bir keyif vermektedir. Bu biraz da aslında rahmetli dedemizden bize kalan bir miras. Kendisi vefatından önceki son dönemlerinde bizleri arar ve telefonu atölyenin içerisine tutmamızı isterdi. O sesi duyarak rehabilite olurdu. Üretimin bir sesi vardır. Bunu ancak yaşayan ve hissedenler anlayabilir. Tezgahların, makinaların, çalışan aksamların oluşturduğu bir sesler bütünüdür. Şahsen oranın kokusunu ve bu sesler bütününü duyunca ben kendimi çok mutlu hissediyorum.
Üniversiteden mezun olurken, bitirme tezimi Altı Sigma üzerine hazırlamıştım. O dönemden edindiğim tecrübeleri ve araştırmaları Sözer’e aktarma fırsatım olmuştu. Devamında kalite ve üretim planlama üzerine birtakım makaleler de kaleme aldım. Mühendislikle iç içe olmayı gerçekten çok seviyorum. Bunu geliştirmek, daha da ileri seviyelere taşımaktan da büyük mutluluk duyuyorum.
Ayrıca tarih ve edebiyata karşı büyük bir merakım bulunmaktadır. Özellikle böylesine geçmişi olan bir milletin ferdi olarak “Yaşanmış Dün Derslerine” ihtiyacımız olduğunu belirtmek istiyorum.
Sözer Makina’nın kuruluş süreci ve günümüze gelene kadar geçirdiği aşamalar hakkında bilgi verir misiniz?
Sözer Makine 1946 yılında kurulmuş bir şirkettir. Ali Sözer tarafından, Karaköy’de küçük bir atölyede kuruluyor. Sonra iş hacminin büyümesiyle birkaç tane daha küçük atölye açılıyor. İş hacmi arttıkça daha yakın lokasyondaki tesislere geçiliyor. Şirket 1986 yılında ilk ihracatını gerçekleştiriyor. Bugün amiral dediğimiz ürünlerimizden mikser makinesinin günümüzdeki en teknolojik haline yakın versiyonu ilk kez 1971 yılında yapılıyor. Bugün firmamız 79 yaşında ve kurulduğu günden bugüne sürekli bir dönüşüm içerisinde. Biz bu süreci değişim değil, dönüşüm olarak görüyoruz, çünkü dönüşüm ve değişim arasında ince bir çizgi vardır. Doğru şeyleri alırsınız, eksik ve yanlış şeyleri düzeltirsiniz. Buna dönüşüm denir.
Bugün üçüncü nesil aile bireyleri şirket yönetiminde yer alıyor. Bizlerin gelmesiyle beraber Sözer’e özellikle son 20 yılda alanında profesyonel insanlar da katıldı. Departmanlaşmalar oturdu. Her departmanımızın başında konusunda uzman bir kişi çalışıyor. Mühendis sayımız oldukça fazla, toplam kadromuzun yaklaşık üçte biri mühendislik kökenli diyebilirim.
Sözer Makina olarak hangi sektörlere, ne tür ürünler sağlıyorsunuz?
Bizim şu anda en çok hizmet verdiğimiz sektör kimya sektörü. Neticede biz mikser ve bunun türevi makineleri üreten bir firmayız. Ürün yelpazemiz çok geniş. Türkiye’nin bu konuda en eski ve en büyük firmasıyız. Bunu hem satış hacmimizle, hem satış öncesi ve sonrası hizmetlerimizle hem de dünya genelinde yaptığımız ihracatla, yani verilerle ortaya koyuyoruz. Dünya genelinde de hatırı sayılır bir konumda olduğumuzu düşünüyoruz.
Kimya sektörünün yanı sıra kozmetik, tarım, ilaç, gıda, ziraat ve dental gibi birçok sektör için makineler üretiyoruz. Mikserler, sıvıyla sıvının veya sıvıyla tozun karıştırılarak elde edildiği her ürünün üretiminde kullanılan cihazlardır. Dolayısıyla sektör yelpazemiz çok geniş. Biz de neredeyse her sektöre hitap eden farklı tipte ve kapasitede makineler üretebiliyoruz.
Sözer Makina’nın yurt dışındaki faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Yetmişten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz, bu anlamda coğrafi kapsamımız oldukça geniş. Dünyanın neredeyse her bölgesinde makinemiz var. Ürettiğimiz makinaları son dönemlerde oldukça fazla adette Amerika kıtasına sevk etmekteyiz. Bunun yanı sıra zaten halihazırda Avrupa’nın birçok ülkesine, Rusya’ya, Türki Cumhuriyetlere ve Afrika kıtası ülkelerine göndermekteyiz. Hindistan’da dahi faal olarak çalışan makinalarımız bulunmaktadır.
Dünyanın çeşitli bölgelerindeki fuarlara aktif katılım gösteren bir firmayız. Şunu belirtmem gerekir ki bu fuarların çok büyük kısmına sadece katalog ya da broşürle değil, makine ile katılım göstermeye çalışıyoruz.
Her ne kadar bunun ciddi maddi bedelleri olsa da fuarlara makinalar ile katılmanın çok ciddi avantajları da olmaktadır. Ülke olarak son yıllarda ciddi atılımlar gösterdik. Mühendislik ve Sanayileşme olarak kabuğumuzu artık kırdığımızı ve her ne kadar halen gelişmeye devam etsek de hızla globalde hatırı sayılır bir noktaya evrildiğimizi belirtmek istiyorum.
Ek olarak fuar alanlarında iş güvenliğine uygun şekilde makinalarımızı ziyaretçilerimize çalışır vaziyette sunmaya özen gösteriyoruz. Bu unsurlar bizlere ciddi satış ve pazarlama avantajları getirmektedir. Mühendislik anlamında katma değeri yüksek ürünler üretiyoruz. Kaliteli ve kişilerden bağımsız sistemli çalışan bir yapımız bulunmaktadır. Her geçen gün kendimizi daha da geliştirmeye çalışıyoruz.
Sözer Makina’nın marka değerinin ve globalde bilinilirliğinin iyi durumda olduğunu düşünüyoruz. Bunu sürekli müşterilerimizden aldığımız geri bildirimlerden anlayabiliyoruz. Sadece sağlam makina üretmenin yeterli olmadığını, satış sonrası hizmetlerin son derece önemli olduğunun bilincindeyiz. Bu noktada oldukça kuvvetli analiz çalışmaları yapıyor, kendimizi sürekli güncel ve güçlü konumda tutmaya özen gösteriyoruz.
İnovasyon ve Ar-Ge alanlarında gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahsedebilir misiniz?
Bizim çok ciddi bir kalite Ar-Ge ekibimiz var. Mühendis arkadaşlarımız, teknikler ve teknisyen arkadaşlarımız sahadan da sürekli bilgi alarak makinelerimizi dizayn ederler. Tasarımcılarımız her gün mutlaka en az bir, bir buçuk saatlerini sahada geçirir. Orada ustalarla ve tezgah operatörleriyle istişareler yaparlar. Bu sayede tasarlanan bir parçanın üretilebilirliği de gözlemlenmiş olur ve gerekirse revizeler hızla yapılır. Ayrıca, makineleri sevk ettikten sonra bizim kurulum ve montaj ekibimiz müşterimizle birlikte sahada birkaç şarj üretim yaparak müşterinin yorumlarını dikkatle dinlerler. Bu yorumları fabrikaya döndüklerinde Tasarım Ar-Ge ekibimize aktararak gelişim süreçlerine faydalar sağlarlar. Neticede en güzel tanıtımın ürettiğimiz makinaları kullanan müşterilerimiz tarafından yapılacağını 79 yıllık saha tecrübesi olan bir şirket olarak iyi biliyoruz. Bu durum Brezilya’ya da gitseler böyledir. Biz buradan makineleri sevk ederiz, makineler oraya ulaşır, daha sonra yükleme süreci biter. Kuruluma mutlaka bizim ekibimiz gider ve müşterimizin hammaddesiyle beraber deneme üretimlerini yaparlar.
Aradan birkaç ay, hatta belki de birkaç sene geçer. Sürekli müşterimizle diyalog halindeyizdir. Makinemizin performansına dair onlardan geri bildirimler alırız. Sonra bu verileri Ar-Ge ve inovasyon ekibiyle paylaşırız. Bu oldukça önemli, çünkü ilk yaptığınızda makine olması gerektiği gibi çalışıyordur ancak zaman içerisinde makinedeki bir dişli, kayış, kasnak veya aktarma organında deformasyon meydana gelebilir. Ar-Ge’mizi geliştirmemiz, yıllar içerisinde müşterilerimizden düzenli olarak aldığımız bu geri bildirimlerimle mümkün olmuştur.
Malum, şirketin arkasında 79 senelik bir tecrübe bulunmaktadır. Bu 79 seneyi, günümüzdeki vizyoner mühendis arkadaşların bilgisiyle birleştiriyoruz ve sürekli gelişmek için var gücümüzle çalışıyoruz.
Sektöre yeni adım atan girişimcilere ne tavsiyelerde bulunursunuz?
Çalışmak, çalışmak, çalışmak. Konfor alanından başarı çıkmaz. Genç arkadaşlara tavsiyem sürekli sahada olmaları. Sadece diploma kazanmak ve sınavlarda yüksek notlar almak yetmez; o sahada bulunmadan, ustayla diyalog kurmadan kendilerini geliştirmeleri mümkün değildir. Bu şekilde yapılan işte yüzde yüz hakimiyet elde etmek, dolayısıyla ciddi anlamda başarı yakalamak zor. Kısaca “Cefasız sefa olmaz” veya “İnci sancı mahsulüdür” sözlerini kendilerine ilke eedinmelerinin gelişimlerine büyük destek olacağını düşünüyorum. Sürekli kendilerini geliştirmek için araştırma yapmaları, dünyadan kopmamaları ve o sektördeki gelişmeleri durmaksızın araştırmalarının oldukça önemli olduğunu belirtmek istiyorum.