Türkiye’nin lider gıda şirketi Ülker, 2014 yılında açıkladığı uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda kaydettiği ilerlemeleri ve gelecek vizyonunu paylaştı. Ülker CEO’su Özgür Kölükfakı, “İsrafsız şirket kültürümüzle her lokmada mutluluk vaadimizi sürdürürken, toplumsal etkimizi artıran projeleri dünyamızın yarınları için hayata geçirmeye devam ediyoruz. Hedefimiz, 2050 yılında net sıfır şirket olmak.” dedi.
Sürdürülebilirliğin hem Türkiye’nin kalkınması hem de küresel refah açısından kritik öneme sahip olduğunu vurgulayan Kölükfakı, başarıya ancak ortak sorumlulukla ulaşılabileceğini belirtti. Artan nüfus ve iklim olayları nedeniyle gıda üretiminin 2050’ye kadar %70 artması gerektiğini hatırlatan Kölükfakı, “Gıda sektörü, önemli bir dönüşüm potansiyeline sahip olmasına rağmen iklim krizinden en fazla etkilenecek sektörlerden biri. Bu nedenle sürdürülebilirlik bir seçenek değil, zorunluluktur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı temel alıyoruz”
Kölükfakı, kurucuları Sabri Ülker’den miras kalan “İsrafsız Şirket” kültürünün 1944’ten bu yana şirketin DNA’sında yer aldığını vurgulayarak, sürdürülebilirlik çalışmalarının izlenebilir ve denetlenebilir olması için Birleşmiş Milletler’in 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarını temel aldıklarını belirtti:
“Çalışmalarımızla 17 amaçtan 11’ine hizmet ediyoruz. 2014’ten bu yana karbon salım artışı olmadan büyürken, birim başına su tüketimimizi %42,2 azalttık ve ham maddelerin %99,5’ini bitmiş ürüne dönüştürdük.”
“Plastik ambalajlarımız yıl sonunda %100 geri dönüştürülebilir olacak”
Plastik ambalajların bugün itibarıyla %99’undan fazlasının geri dönüştürülebilir, tekrar kullanılabilir veya kompostlanabilir olduğunu belirten Kölükfakı, yıl sonunda bu oranı %100’e ulaştıracaklarını ifade etti.
Sürdürülebilirliği üretimden tedarik zincirine, Ar-Ge’den ambalaj inovasyonlarına kadar tüm iş süreçlerinin merkezine yerleştirdiklerini belirten Kölükfakı, onarıcı tarım uygulamalarında teknolojiyi etkin kullandıklarını, çiftçilerin refahını artırmaya ve bilgi seviyesini yükseltmeye yönelik projeler yürüttüklerini söyledi.
“Uluslararası seviyede takdir görüyoruz”
Kölükfakı, Ülker’in sürdürülebilirlik çalışmalarının global ölçekte de karşılık bulduğunu belirterek şu açıklamayı yaptı:
“S&P Global’in Kurumsal Sürdürülebilirlik Değerlendirmesi’nde üst üste 5 kez yer almamız ve LSEG sürdürülebilirlik endeksinde kategorimizde dünya birincisi olmamız doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. İsrafsız şirket kültürümüz ve çevreye duyarlı üretim anlayışımızla daha yaşanabilir bir dünya için çalışmayı sürdüreceğiz. Hedefimiz 2050 Net Sıfır.”
“Sürdürülebilir tarımı destekliyoruz”
Ülker Operasyonel Mükemmellik, ISG, Kalite ve Sürdürülebilirlik Başkan Yardımcısı Süheyl Aybar da sürdürülebilirlik vizyonunu tarımsal hammaddelere yönelik projelerle güçlendirdiklerini söyledi:
-Buğdayda Onarıcı Tarım, yeni buğday türlerinin ıslahı ve biyofortifikasyon çalışmaları,
-Fındıkta eğitim, toprak analizi, mikrobiyal gübre ve fidan desteği,
-Kakaoda iklim değişikliğine uyum sağlayan ve çiftçinin sosyal refahını artıran programlar.
Aybar, 2024 yılında Türkiye fabrikalarının elektrik enerjisinin tamamını yenilenebilir kaynaklardan sağladıklarını ve böylece 101 bin ton sera gazı salımını engellediklerini açıkladı. Ayrıca plastik kullanımının 140 ton, kâğıt kullanımının 220 ton azaltıldığını; Yeşil Rota projesiyle 4.849 ton karbon salımının önlendiğini aktardı.
“Orta vade hedefimiz 2030”
Aybar, 2030 yılı için belirledikleri hedefleri şu şekilde sıraladı:
-Fabrika ve depoların elektrik tüketiminin %100’ünün yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması,
-Lojistik kaynaklı karbon salımının 2019’a göre %30 azaltılması,
-2014’e kıyasla birim su tüketiminin %45 düşürülmesi ve 250.000 m³ su/atık suyun geri kazanılması,
-Gıda kayıplarının %0,5’in altına indirilmesi,
-Onarıcı tarım uygulamalarının 10 bin dekara çıkarılması.
Aybar, 2050 Net Sıfır yolculuğunda elektrikli fırın dönüşümleri, karbon yakalama teknolojileri ve elektrikli araç yatırımları gibi yenilikçi çözümler üzerinde çalıştıklarını, kalan zorunlu emisyonların ise karbon kredileri ve yeni teknolojilerle dengeleneceğini ifade etti.
