Röportaj: Gamze Ünal
Pulver EMEA Direktörü Davit Banana
Avrupa’nın en büyük toz boya üreticilerinden biri olan Pulver Kimya, pazardaki en yüksek fiyatlı tedarikçi olmasına rağmen olağanüstü teknik servis ve geniş ürün yelpazesi sayesinde rekabet üstünlüğünü korumaktadır. Şirket, mimari uygulamalara ve yeni ortaya çıkan elektrikli araç fırsatlarına odaklanırken, sürdürülebilirlik girişimlerini ilerletmekte ve artan enerji verimliliği taleplerini karşılamak için daha düşük sıcaklıkta toz boyalar geliştirmektedir.
Pulver Kimya olarak, Avrupa’nın en büyük toz boya üreticilerinden birisiniz. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak adına nasıl bir strateji izliyorsunuz?
Toz Boya piyasasında, günümüz rekabet koşullarında sürdürülebilir olmak oldukça zor. Bizce, Pulver’in başarısında, “satış öncesi ve sonrasındaki teknik / ticari servisi” ile “müşteriye seçim kolaylığı (geniş ürün yelpazesi / stokları / ürün kartelaları) vermesi” yatıyor. Kuruluş yılımız olan 1991’den beri bu iki konu olmazsa olmazımızdır, üzerinde çok çalışırız. Toz boya piyasasının, ortalama fiyatı en yüksek ve ödeme vadesi en uzun tedarikçisi olmasına rağmen Pulver, bu özellikleri nedeniyle seçilir.
“Dijital Kartela” projesi, müşterilerinizin renkleri daha erişilebilir bir şekilde deneyimlemesine olanak tanıyor. Bu projeye gelen geribildirimler nasıl oldu? Yeni eklemeyi plânladığınız özellikler var mı?
Ürün ve renk kartelalarındaki liderliğimizi / gücümüzü pekiştirmek adına “Dijital Kartela” projesini yarattık ve oldukça güzel geri bildirimler aldık. Dijital Kartela, özellikle mimari uygulamalarda çokça tercih edilebiliyor ve müşterimize / mimarımıza uzaktan hizmet verme konusunda çok yardımcı oluyor. Dijital Kartela çalışmamızın önemli sonuçları arasında, “verimlilik arttırmaya ve maliyet düşürmeye” katkısı bulunmaktadır.
Toz boya sektöründe sürdürülebilirlik giderek daha fazla önem kazanıyor. Pulver Kimya olarak sürdürülebilir üretim ve çevre dostu ürünler konusunda hangi adımları atıyorsunuz?
Sürdürülebilirlik ve Çevre konularında ülkemiz / dünyamız henüz olgunluğa ulaşmış değil, maalesef. Global bir şirket olmamız, bize dünyanın her köşesinden talep getiriyor, ama üzücüdür ki henüz “Çevre dostu ürünler” konusunda kayda değer bir bilinçlenme henüz yok. Yine de, gelecekte “özellikle Avrupa’da” oluşabilecek taleplere / mecburiyetlere hazırlıklı olmak için, grup şirketlerimizle birlikte harekete geçirdiğimiz “Sürdürülebilirlik Raporu / Karbon Ayak İzi” projesini hızlı adımlarla geliştirmekteyiz.
Tedarik zincirinde küresel ölçekte yaşanan kırılmalar, birçok sektörü olumsuz etkiledi. Pulver Kimya olarak bu süreçte nasıl bir strateji izleyerek müşterilerinizi desteklediniz?
Toz Boya sektörünün kırılmalardan etkilenme durumu (en azından Pulver açısından) çok rahatsız edici olmadı, diyebilirim. Dünyanın her yerine ulaşan network’ümüz, çeşitli alternatiflerden hammadde getirme ve satış ofisleri-bayi ağı kabiliyetimiz bizi kırılmalar karşısında zarar görmememizi ve hatta durumu avantaja dönüştürmemizi sağladı.
Pulver Kimya’nın ürün gamında mimarî, endüstriyel, beyaz eşya, otomotiv ve Pulron termoplastik toz boyalar yer alıyor. Bu ürünlerden en çok talep gören segment hangisi? Son dönemde hangi sektörde büyüme trendi gözlemliyorsunuz?
Özellikle 1990’lardan beri odaklandığımız “Mimari” toz boyalar bizim müşterimize en çok sattığımız / servis ettiğimiz ürün segmentidir. Özellikle Alüminyum Dış Cephe Kaplama sanayi, 1995’te bünyemize kattığımız ilk Qualicoat sertfikamızla birlikte her zaman odağımızdaolmuştur. Bu sektörün dünyanın her yerinde büyümeye devam edeceği kanaatindeyiz. Son dönemde de “elektrikli araçların”, bataryaları başta olmak üzere, birçok parçasında toz boyanın çözüm olabileceğini ve gözle görülür büyüme trendinin olacağını gördük, detaylıca konunun üzerinde çalışıyoruz, projeler geliştiriyoruz.
Otomotiv sektörüne yönelik toz boyalarınız, dayanıklılık ve estetik açıdan hangi yenilikçi özellikleri sunuyor?
Toz boya, otomobillerin gövdesi hariç otomotiv araçlarının her yerinde, birçok yedek parçasında, yani “yan sanayi” tarafından kullanılabiliyor. Burada estetikten çok fonksiyonellik / uzun süre dayanıklılık önemli. Pulver olarak hitap ettiğimiz alanlar, amortisör yayları, motor blokları, koltuk kızakları, silecekler, jantlar ve kaput altında / görülmeyen bölümdeki birçok yedek parçalar. Hitap ettiğimiz coğrafyalara baktığımızda, Almanya satışımızın büyük bir bölümünün Otomotiv sanayiye hizmet ettiğini görüyoruz.
Beyaz eşya sektörü için geliştirdiğiniz toz boyalar, hem estetik hem de fonksiyonellik açısından üreticilere nasıl avantajlar sağlıyor?
Yakın dönemde üzerinde çalışılan ürünlerin genelde fonksiyonellik özellikleri üzerine çok yoğunlaşılıyor. Ürünlerin, çeşitli ve ağır kimyasal- korozyon testlerinden geçmeleri bekleniyor. Estetik açıdan ise “az da olsa” metalik-gri renklerin tasarlandığını görüyoruz. Maalesef, bu sektör de “maliyet / kârlılık” faktörlerinden çok fazla etkileniyor ve “en yüksek kalite / en düşük maliyet” kaosu günümüzün problemlerinden. Beyaz Eşya sektörü bize kârdan çok, prestij kazandırması ve genel giderlerin düşmesi konularında yardımcı oluyor.
Toz boya sektöründe rekabetin giderek arttığını görüyoruz. Pulver Kimya’nın, global pazardaki konumunu güçlendirmek için planladığı yeni yatırımlar veya genişleme projeleri var mı?
Toz Boya dünya için yeni bir sanayi değil, maalesef. Eskimekte olan, kolay kopya edilebilen bir sanayi dalına dönüşmüş durumda. Elbette birçok yeni konuda ürün tasarlamak mümkün ama satışları çok yüksek olmayan, sadece prestij amaçlı üretilen / satılan bu ürünlerin ciroya ve kâra etkisi yok denecek kadar az. Küresel pazarda konum güçlendirmekten çok, konumumuzu koruyabilmek için çok çalışıyoruz ve özellikle verimlilik arttırma / maliyet düşürme projeleri üzerinde daha çok yoğunlaşmış durumdayız.
Yakın gelecekte, sektörde hangi yeniliklerin öne çıkacağını düşünüyorsunuz? Pulver Kimya’nın Ar-Ge çalışmalarında öncelikli olarak hangi konulara odaklandığını paylaşabilir misiniz?
Günümüzde üzerinde en çok konuşulan konular “enerji tasarrufu” ve “uzun süre dayanıklılık özellikli ürünler”. Elbette “Sürdürülebilirlik / Karbon Ayak İzi” çalışmalarının da tetiklediği bu iki konuya yakın gelecekte de odak çok fazla olacak.
Özellikle “enerji tasarrufu” bizim de çok fazla üzerinde durduğumuz bir konu. Toz boyanın fırınlama derecesi her geçen gün düşüyor ve düşmeye devam edecek. 1990’larda 200°C’lik fırınlama koşulları konuşulurken, 2010 sonrasında dünya standartları 180°C’ye düştü, bugün 160°C’lik ürünler konuşuluyor / tasarlanıyor. Katıldığımız son bir seminerde, hammadde tedarikçilerinde birinin 110°C ve altı sıcaklıklarını zorlayacaklarını gördük.
“Uzun süre dayanıklılık özellikli ürünler” için de Mimari-Alüminyum sektörünün tercih ettiği “Polyester” kimyasına sahip ürünleri sürekli geliştirme çabası içindeyiz. Özellikle ürünlerimizi Qualicoat ve GSB ile sertifikalandırma konusunda oldukça titiziz ve sertifika sayısını arttırmak için çok fazla çaba sarfediyoruz.
Avrupa ve ABD gibi pazarlarda marka bilinirliğinizi artırmaya yönelik stratejileriniz nedir? Özellikle yurt dışı pazarlarında Pulver Kimya’nın büyüme hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Pulver’in yurtdışı piyasalarındaki odaklarının başında Rusya (+Rusça konuşulan CIS ülkeleri) ve Almanya geliyor. Rusya’daki mevcudiyetimiz 1996’dan beri var. Coğrafyanın büyüklüğünden dolayı bugün 10 farklı lokasyonda satış ofislerimiz, satış personelimiz ve depolarımız var. Almanya bir diğer güçlü olduğumuz coğrafya. Almanya’da özellikle (otomotiv, beyaz eşya, vs.) fonksiyonel ürün gruplarında aktifiz.
Rusya’da savaşın etkisiyle bölgeden çekilen Avrupa firmaları nedeniyle satışlarımız arttı. Maalesef, dünya genelinde oluşan üzücü gelişmeler, bazı bölgelerdeki satışımızın artmasına da neden olabiliyor. Batı Avrupa’da günümüz koşullarında durgunluk / resesyon varken, ihracatımızda kuvvetli olduğumuz ve büyümeye devam ettiğimiz Doğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki odağımız / varlığımız günbegün artıyor.