Tarihi Yapılarda Enerji Kazancı Sağlamak Amacıyla Çatı ve Cephe Bütünleşik Aktif Sistemlerin Kullanımı
Özet
Çatı ve cephe bütünleşik sistem tasarımı, mimarlara enerji etkin bina tasarımı sürecinde kolaylık sağlayan önemli yapı teknolojileridir. Özellikle yeni binaların yanı sıra mevcut ve tarihi bina stoğunun enerji kazancı sağlayan sistemler ile yenilenmesi, ulusal ve uluslararası enerji ihtiyacı kaygılarına cevap verebilmesi açısından tercih edilen bir durumdur.
Ancak yeni binalarda önerilen tasarımların mevcut binalar için hatta tarihi kimlikle var olan tarihi binalar için ihtiyaca cevap verebilmesi, yeni yapılardaki kadar başarılı da olamamaktadır.
Tarihi yapılar, yapım teknikleri, malzemeleri, cepheleri, kültürel kimlikleri ile diğer mevcut yapılardan farklıdır, en önemlisi ise dönem yapıları olmalarıdır. Dönem yapılarının günümüz yapı teknolojileriyle uygulanabilirliği nedir? Yapı teknolojileri ve malzemeleri, tarihi yapıda nasıl uygulanabilir?
Bu çalışmayla, günümüze kadar ayakta kalmış tarihi yapılarda enerji kazancı sağlamak amacıyla çözüm olabilecek çatı ve cephe bütünleşik aktif sistemlerin mimari bütünleşme sonucu avantajlarının ve dezavatajlarının neler olduğu ortaya koyulacaktır.
1. Giriş
21. yüzyılın ve küresel krizin en önemli problemi enerjidir. Ülkemizde kullanılan enerjinin %70’i ithal edilmektedir. İthal ettiğimiz bu enerjiyi verimli tükettiğimiz takdirde %30 oranında kazanç sağlanması mümkündür. Türkiye’de enerjinin %35’i, toplam elektrik tüketiminin ise yaklaşık %40’ı binalarda kullanılmaktadır [1].
2001 yılında yapılan TÜİK bina sayımı verilerine göre ülkemizde mevcut yapı stoku 7.838.635’tir. Bu veri 2000 yılından önce yapılan 1984 yılı sayımlarında belirlenen 4.387.971 binanın %79 oranında artması ile meydana gelmiştir. TÜİK’in bina sayım çalışmaları devam ettiğinden bu bilgiler güncellenememiştir [2].
2010-2015 yılında TÜİK yapı izinleri istatistikleri verileri Tablo 1 ve 2, yıllara göre alınan yapı ruhsatı ve yapı kullanım belgelerini, tarihi bina ve yıl içindeki belgelendirilen toplam bina sayısı olarak göstermektedir.
Ancak kaçak yapı stoğunun günümüzde sayısının belirlenememesi, yapı ruhsatı almış fakat inşaat faaliyetlerinin kooperatifin anlaşmazlığı, müteahhitlerin maddi sıkıntıya girmesi gibi pek çok nedenden sürdürülememesi, yapı ruhsatı aşamasından sonra da kat mülkiyetine geçmek için yine tapu-belediye harçları gibi maliyetlerin fazla olması sebeplerinden dolayı, kayıt altına alınan bina sayısı ile Türkiye’de mevcut olan bina sayıları birbirlerini matematiksel olarak yakalayamamaktadır.
Buna bağlı olarak 2007 yılında çıkan Enerji Verimliği Kanunu’ndan sonra, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgeleri alınması sürecinde binaların enerji kimlik belgelerinin istenmesi, yeni binalar için yapı ruhsatları düzenlenmesi aşamasında, mevcut ya-pılar için ise yapı kullanma izni verilmesi aşamasında bir zorunluluk olmuştur.
Sonuç olarak, enerji kimlik belgesinin yeni bir düzenleme olması ve mevcut bina sayısının fazla olması nedeniyle binalarda enerji konusu henüz etkin kullanılamamaktadır.
TÜİK, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortaklaşa düzenlediği 2015 yılı tescilli yapı istatistiklerine göre ülkemizde sivil mimari, dinsel, kültürel, idari, askeri, endüstriyel ve ticari yapı olarak toplam 93.587 tarihi bina bulunmaktadır (Tablo 3) [3].
Mevcut bina stoğunun sayıca fazlalığının içinde; günümüze kadar yapısal ve işlevsel varlığını sürdüren ya da sürdürmüş, ancak yenilenmeyi bekleyen tarihi yapılar da bulunmaktadır. Tarihi yapılar mevcut bina stoğunun yaklaşık olarak yaklaşık %1’i kadardır.
Bu binaların çoğu 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başında yapılmış ya-pılardır. Şehirlerin tarihini, kimliğini belirleyen bu yapılar, korunamamış kültür mirası eserleridir. Tarihi değerlerinin yanı sıra günümüzde yaşanan enerji krizine ve hep artan tüketim ihtiyacına ayak uydurabilmeleri, konfor koşullarına, ısıtma, soğutma ihtiyaçlarına cevap verebilmeleri için enerji kullanımı konusunda yenilenmeleri gerekmektedir[4].
Ancak günümüzde tarihi binaların restorasyonu ve renovasyonu için hazırlanan uygulama projelerinde enerjiyi etkin kullanımına yönelik fikirler geliştirilememektedir. Tarihi binanın zarar göreceği düşünülmektedir.
21. yüzyılda yapılan restorasyon (eski haline getirme) ve renovasyon (yenileme) uygulamalarında da sürdürülebilir anlayışla ekolojik ve enerji etkin tasarlanması ihtiyacı doğmuştur.
Ancak bina donanımlarının enerji verimli olması için gelişmiş yapı teknolojilerinden yararlanmak gerekmektedir. Bu teknolojiler bina formuna, kimliğine, dış görünüşüne olabildiğince binanın bütününü bozmayacak nitelikte kullanılmak zorundadır.
Yapının bütününü bozmayacak bir yapım süreci, ancak düşük enerji tüketimli ve kaliteli iç ortam değerleri ile meydana gelen yüksek enerji performanslı yeni ve eski binaların bütünleşik tasarım süreci ile ortaya koyulabilmektedir [4].
Tarihi yapıların neredeyse tamamı, pasif tasarım ilkelerine uygun olarak tasarlanmıştır. Ancak günümüzde konfor koşullarının değişmesi, gelişen teknoloji bu tarihi binaların eski özellikleri ile yaşatılarak kullanılmasını engellemektedir.
Bu nedenle yenileme aşamasında enerji kazancı sağlamak amacıyla aktif sistemlerin bina ile bütünleşik olarak tasarlanabilmesiyle tarihi yapıya zarar vermeyen teknolojiler makul parametrelerde ihtiyaca cevap verebilmektedir.
Tarihi yapılarda yenilenebilir ve temiz enerjili bütünleşik sistem teknolojilerini tanıyabilmemiz için öncelikle bina bütünleşik sistem tasarımı kavramını açıklamak gerektiği düşünülmektedir.
2.Bina Bütünleşik Aktif Sistemler
Bina bütünleşik sistem tasarımı, mimari tasarım sırasında sürece dâhil edilmiş olup, binanın formuna ve planlamasına yön veren bina pasif tasarım sistemleri ile bütünleşik çalışması ve elde edilecek olan enerjinin maksimum seviyelere yükseltilmesi hedeflerine yönelik olarak yapılan tasarımdır [5].
Bina bütünleşik sistem teknolojileri de yapıda kopuk, monte bir sistem olarak değil, bütünleşik olandır.
Mimarın tasarım süreci içinde tercih ettiği, binada renk, malzeme, boyut ve sunum açısından iyi cepheler sağlayabildiği, iyi mühendislik çözümlerinin uygulanabildiği, yeni teknolojilerin ve malzemelerin (inovatif, smart malzemeler) kullanılabildiği, en önemlisi enerji kazancı sağlayabildiği bütünleşik sistemlerdir [5].
Bu doğrultuda mevcut yapı olan tarihi binalarla karşılaştırılabilmesi açısından yeni binalarda kullanılan ve yapıda öncelikle enerji kazancına ve ihtiyacına yönelik aktif sistemlerin ve teknolojilerin türlerine ait örneklerin, çalışma içeriğinde yer almasında fayda görülmektedir.
2.1. Bina Bütünleşik Aktif Enerji Sistemleri
2.1.1. Bina Bütünleşik Güneş Pilleri (BBGP)
BBGP teknolojisi, güneş enerjisini elektrik enerjisine dönüştüren güneş pillerini kullanır ve bina bütünleşik sistem tasarımı ile kendisini ortaya koyar.
Bina bütünleşik güneş pili yapı elemanları, 1990’larda piyasaya çıkmış ve tasarımcılardan oldukça talep görmüştür.
Geçmiş yüzyıla göre hem yeni binalarda hem de yenilenen binalarda enerjinin etkin olarak kullanımına imkân vermiştir ve geliştirilmiş teknolojilerle hala vermektedir.
Zaman zaman çok fonksiyonlu yapı elemanı iken çoğu zaman da yapı kabuğunun kendisi olmaktadır. Bu sistemler ana enerji şebekelerine bağlanabildiği gibi, bağımsız sistemler olarak da çalışabilmektedir [6].
Mimari bütünleşik yaklaşım ile BBGP, estetik kaygılara cevap verebilmesi (Şekil 1-2-3), kolayca uygulanabilmesi ve daha az maliyetlerde yapılabilmesi, çatı ya da cephede alternatiflerinin çok olması, kesintisiz performans gösterebilmesi, mevcut ve eski binalara renovasyon ve restorasyon kararları ile uygulanabilmesi, kapalı gridler şeklinde monte edilerek geometrik uygulama kolaylığı sağlayabilmesi nedenleriyle tercih edilmektedir.
2.1.2. Bina Bütünleşik Kolektörler (BBK)
Kolektör elemanı ile güneş enerjisini ısı enerjisine dönüştürerek kullanmaktadır. Kolektör teknolojisinin geliştirilerek binalarda bütünleşik olarak tasarıma girdi sağlayan sistemlerdir (Şekil 4-5).
BBGP/K, güneş enerjisi ile ısıtma ve soğutma yapılabilmesi, sıcak su sağlayabilmesi, güneş pilleri ile birlikte modüler olarak uygulanabilmesi nede
2.1.3. Bina Bütünleşik Güneş Pili/Kolektör (BBGP/K)
Bu sistem kolektör sisteminin ve güneş pili sisteminin benzersiz birleşimi olan bir sistemdir.
Bu birleşim, geleneksel güneş pillerinin elektriğe çevirdiği %10-20’si güneş ışığını, ışınım kayıplarını engelleyerek ve geri kalan %80-90 güneş ışığını da ısıya çevirerek kullanmaktadır [10].
Güneş pillerinin ideal çalışma sıcaklığı 25oC ve altı olarak hesaplanmaktadır. Ortam sıcaklığı 25oC olan bir bölgede çalışan güneş pili sıcaklığı ise 45oC’ye çıkmaktadır.
Bu durum karşısında hem güneş pillerinin elde ettiği bu ısıdan faydalanmak ve hem de güneş pilini soğutmak amacı ile hibrit sistemler geliştirilmiştir.
Bu sayede hem elektrik, hem de sıcak su veya hava sağlanmış olmaktadır. Bir yandan güneş pilinin soğutulması ile verim artışı sağlanırken, diğer yandan ısı enerjisi kullanabilir bir hal almaktadır [11] (Şekil 6 ve 7).
2.1.4. Bina Bütünleşik Rüzgâr Türbinleri (BBRT)
Bina bütünleşik rüzgâr türbinlerinde esas olan, mimari tasarımın rüzgâr enerjisi kullanımını temel almasıdır. Diğer bir deyişle, rüzgâr enerjisi etkin tasarım fikri temel alınmıştır.
Bina mesnetli ve bina mesnetsiz olmak üzere iki temel sınıfta incelenen bina bütünleşik rüzgâr türbinleri, mimari tasarım sırasında sürece dâhil edilmiş olup binanın formu tarafından desteklenerek rüzgârın yönünü, hızını ve yoğunluğunu değiştirmek veya arttırmak suretiyle, elde edilecek enerjinin maksimum seviyelere yükseltilmesi hedeflerine yönelik olarak tasarlanan türbinlerdir [13].
2.2. Tarihi Yapılarda Bütünleşik Aktif Enerji Sistemleri
Tarih, insanların büyük çoğunluğunu etkileyen, geçmişin bilinçlerde kalan olay ve durumlarıdır. Tarihi mekân/yapı/ eser ise bu olay ve durumların yaşandığı yer ve insanların zihninde kalan asıl parçalardır.
Bir kültürel mirasın tarihinin olup olmadığı bazı niteliklere göre anlaşılmaktadır.
Bunlar; tarihi yapının yaşı (yapım yılı) nedir, nadiren bulunan bir eser mi, örnekleri var mı ya da örnekleri varsa diğerlerinden farklılık yaratan özellikleri nelerdir, ünlü insanların hayatlarıyla bağlantılı mekanlar/yerler midir ve tarihi olaylarla bu mekanların ilişkisi nedir soruları ile kesinleştirilebilmektedir [4].
Tarihi yapıların yeni işlev verilerek oluşturulan kimlikleriyle, günümüz teknolojik ve enerji ihtiyaçlarına cevap verebilen yapılara dönüştürülmesi, gelişmiş dünya ülkelerinin sürdürülebilir politikalarla desteklediği teorik ve uygulama çalışma alanlarından biridir.
Mevcut yapılarda enerji kazancı sağlayacak şekilde bina onarımlarının dışında tarihi yapılarda enerji kazancı sağlanması kültürel kimliğine sahip çıkan ve kültürün sürdürülebilirliğini isteyen tüm toplumlarda kabul görülmektedir[4].
Bundan dolayı tarihi yapıların restrore edilme süreçlerinde enerji kazancı ve daha az CO2salınımının sağlanmasına yönelik aktif enerji sistem teknolojilerini kullanarak tarihi yapı ile bütünleşik olarak yapılan renovasyon çalışmaları hız kazanmaktadır.
Yenilenen yapı geleneksel malzeme özelliklerini korumanın yanı sıra daha az CO2salınımı, daha fazla enerji verimliliği şartlarını sağlayabilmektedir [4].
Tarihi yapının enerji sistemleri ile yenilenmesi sırasında enerji verimliliğini sağlamak için sistemin konumu-yönü ve mimari uygulama kararlarının yanı sıra yaklaşık 25 yıllık malzeme ömrü boyunca malzemenin bakımı sağlanmalıdır [4].
2.2.1. Tarihi Yapılarda Çatı Bütünleşik Aktif Sistemler
Reichtag Almanya Parlamento Binası Malzeme:Ağırlıklı olarak kumtaşı ve granit taş malzeme kullanılmıştır.Konum:13:22 Doğu Boylamı, 52:31 Kuzey Enlemidir.Mimari:Doğrusal planlı tek nefli kilise düzenini andırmaktadır. 46 m yüksekliğinde dört kule ve 137 m genişliğinde yapı uzunluğuna sahiptir.
Enerji Kazancı:Reichstag Parlamento Binası, Almanya’da yangın geçirmeden önce önemli tarihi binalar arasındaydı.
Ancak restore edilmesiyle hem önemli hem de örnek bir bina olarak tüm dünyada düşük enerjili-çevre dostu tarihi bina olarak anılmaktadır.
Reichstag Binası jeotermal enerji, doğal havalandırma, doğal aydınlatma ve aktif güneş enerji sistemlerinden bütünleşik güneş pillerini kullanmaktadır. Teras çatı zeminine yerleştirilen 100 adet PV paneli yaklaşık olarak 40 kw enerji sağlamaktadır (Şekil 8 ve 9).
Berlin’de yazlar çok sıcak, kışlar ise çok soğuktur. 1960’larda binayı hem ısıtmak hem de soğutmak için kullanılan fosil yakıtlar 7,000 ton CO2salınımının olduğu sinyalini vermekteydi.
Buna göre fosil yakıt yerine bio-yakıtlar tercih edilmiştir. Bu sayede yıllık 400 ton CO2salınım ölçüm değeri sağlanmıştır [14].
Dunster Kalesi Malzeme:Parlak kırmızı kumtaşı malzemedir.Konum:3:26 Batı Boylamı, 51:10 Kuzey Enlemidir.Mimari:1000 yıllık bir geçmişe sahiptir. 1066 yılında inşa edilmiştir.
Enerji Kazancı:Minehead yakınlarında yer alan Dunster kalesinin teras çatısına 24 adet PV panel ile yapılan enerji yenilemesi, iki ailenin günlük enerji tüketimini karşılayabilecek kadar enerji üretmektedir.
Yılda 3,000 kg CO2salınımını engellemektedir. Karbon geri salınım değerleri 4 yıl içinde kendini "0” değerine indirmektedir. Dunster kalesi, enerji etkin bir tasarıma dönüşmesi, su tüketiminin azaltılmasıyla, geri dönüşümü ve yeşil ulaşım düzenleriyle İngiltere’nin en yeşil kalesi olmaktadır.
Çatıyla bütünleşik kurgulanan fotovoltaik paneller, en az 30o’lik bir eğimle yerleştirilmiştir. Fotovoltaik panellerin cephede yaratacağı görsel kirlilik düşünülerek, yatayda özellikle görünmeyen kısım olan çatı bütünleşik pv sistemler kurgulanmaktadır.
Dunster kalesi, enerji ihtiyacına karşın çözüm bulunmuş iyi bir örnektir (Şekil 10-11) [15].
Mecklenburg-Vorpommern-Almanya’da Bir Kilise
Kilise çatısı, 88 adet monokristal modül çatı güneş kiremidi ile yenilenmiştir. Dikkatlice planlanmış 50m2 pv çatı sistemi, iyi bir planlama ile modül alanlara gölge düşürmeden enerji verimliliğini sağlamaktadır (Şekil 12-13) [17].
Kynance Koyu Kafesi Malzeme:Herhangi bir bilgi bulunamamıştır.Konum:5:13 Batı Boylamı, 49:58 Kuzey Enlemidir.Mimari:Herhangi bir bilgi bulunamamıştır.Enerji Kazancı:Kafenin çatı kiremitleri, özel yapım PV güneş kiremitleridir.
Her biri minyatür güneş panelleridir. Kynance Kafe enerji yenileme çalışması National Trust organizasyonunun ilk pv güneş kiremitleriyle çatı bütünleşik uygulamalarıdır.
Kafe ve kulübe çatılarında toplam 564 güneş kiremidi, yıllık 5000 kws’ten daha fazla elektrik üretebilmektedir ve 2,150 kg CO2 salınımını engellemektedir (Şekil 14-15).
Ayrıca; yenileme çalışmasında su, plastik, cam, kağıt ve alüminyum konserve kutu atıklarının %40’ının geri dönüşümü sağlanarak 1 ton geri dönüştürülen kağıttan 19 ağaç, 32.000 litre su ve 4200 kws elektrik kazancı sağlanmaktayken 1 ton camdan 1.2 ton hammadde ve 150 litre petrol kazancı sağlanmaktadır [18].
2.2.2. Tarihi Yapılarda Cephe Bütünleşik Aktif Sistemler
Ales-Fransa Turist Ofisi
Malzeme:Taş malzemedir.Konum:4:4 Doğu Boylamı, 44:7 Kuzey Enlemidir.Mimari:11.yüzyılda inşa edilen kilise kalıntısı Ales şehir belediyesi tarafından turizm ofisine dönüştürülmek istenmiştir.
Yapı cephesinde her biri 6 m genişlikte, yaklaşık 5 m yüksekliğinde olan 3 kemerli taşıyıcı sistem bulunmaktadır (Şekil 18-19).Enerji Kazancı:Her bir kemer boşluğuna bütünleşik pv tasarım uygulaması yapılmıştır.
Pv cephenin arkasına aralarında 11 cm hava boşluğu kalacak şekilde çift cam uygulaması yapılmıştır. Yapı, hava boşluğu ile yazın havalandırılmakta, kışın ise ısıtılmaktadır.
Estetik kaygılar nedeniyle seçilen yarı şeffaf paneller, yansımayı önleyici, kahverengi bir kaplama ile kaplıdır. Güney Doğu yönünde yerleştirilen 100 m2alanlı cephe bütünleşik pv paneller, 9.6 kwp=6000 kwh enerji üretebilmektedir. [21].
3. Sonuç
21. yüzyıl problemi olan ‘enerji’ ihtiyacına, birçok çalışma alanında sürdürülebilir toplum adına uygulamalar devam etmektedir.
Binaların bina yaşam döngüleri için ne kadar enerji tüketimine neden olduğunun bilinmesi ile de, kültürel kimliklerin sembolü olan tarihi yapıların bina yaşam döngüsünün küresel enerji probleminin dışında tutulması imkânsız hale gelmiştir.
Tarihi binalar, mevcut yapı stoğunun içinde sayılan, kendine özgü geleneksel malzeme, tarih, kimlik, mimari özellik barındıran yapılar olup, konunun uzmanlarından oluşan ekipler tarafından restore edilmektedir.
Restorasyon ve sonrasında renovasyon aşamalarında yapıların karakteristik özelliklerine, optimum konfor koşullarına, tarihi yapının inşa edildiği yıldaki pasif tasarıma yön veren iklim koşullarına ve yeni bir fonksiyonel mekana uygun, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanan bina bütünleşik aktif sistemlerle enerji kazancı sağlanabilmektedir.
Pasif tasarım yapı, yöresel mikroklimatik koşullara uygun, pasif tasarım kriterlerini dikkate alan, geleneksel malzeme ile yapılan yapı, CO2salınımını en az düzeyde olan yapıdır.
Bu yapılara sonradan eklenen ısıtma ve soğutma sistemleri çevreyi kirletmekte, CO2salınımı arttırmaktadır. Buna göre; tarihi yapılar için yeni bir konu olan enerji kazancı sağlamaya yönelik renovasyon uygulamaları, çağın enerji krizine, küresel ısınmanın azalmasına çözüm bulacak bir başka çalışma alanıdır.
Tarihi yapıyı bozmayacak, restorasyon kararlarında tasarıma girdi verebilecek, yapıya monte edilmesinin yanısıra bütünleşik kurgulanabilecek enerji kazancı sağlayan aktif enerji sistemleri, günümüzde restorasyon çalışmalarında kabul görmektedir.
Tarihi binalarda uygulanan enerji kazancı sağlayan bina bütünleşik aktif sistemlerin uygulama sırasında ve sonrasında avantajları olduğu kadar dezavantajları da bulunmaktadır.
Bunlar;
Avantajlar:
Sosyal: a)Tarihi mimari miras toplumun kültürel kimliğinin devamlılığını sağlayarak, insanları bir arada milli beraberlik duyguları ile birleştirir.b)Arkeologlar, mühendisler, sanat tarihçileri, mimarlar disiplinlerarası iş birliği sağlar.c)Yapılan örneklerle kamuoyunda arz oluşturur, kullanıcıları bilinçlendirir.d)Kent planlamasına, eski tarihi doku mekânsal kurgusunun yaşatılmasına katkıda bulunur.
Ekonomik: a)Yapı yükünü arttırıcı etkilere sahip değildir.b)Onarım sonucunda yapı yaşamının devamlılığını sağlayarak, yüksek maliyetli yeni bina yapılmasını engeller.
Çevresel: a)Geleneksel ve doğal malzemeyle inşa edilmiş tarihi ya- pıların CO2emisyon değeri düşükken, bütünleşik aktif sistem teknolojilerinin yapıya uygulanmasıyla da CO2emisyon değeri seviyesi temiz enerji kullanımından dolayı daha
da azalacaktır.b)Bütünleşik aktif sistem teknolojileri, aydınlatmada, ısıtma ve soğutmada, iç ortam hava kalitesinde, geri dönüşebilir malzemelerde ve enerjinin etkin kullanılmasında uygun değerlere ulaşmamızı sağlamaktadır. Böylelikle sağlıklı iç mekan ve dış alanlar yaratılabilecektir.
Dezavantajlar:
a)Tasarım, malzeme ve işçilik maliyetleri yüksektir.b)Tasarım ekibinin, doğru bir uygulama sonucu elde etmesi için daha çok enerji simülasyonu ve test yapmasını gerektirir.c)Tüm Avrupa ve dünya ülkeleri için alınabilecek standartlar yoktur.
Her ülke kendi kültürel taşınmaz varlık mirası için koruma planları ve yenileme projeleri geliştirmelidir.d)Restorasyonu ve yenileme projesi yapılan tarihi yapıların yeni teknolojiyi uygulama sırasında kopan, kırılan parçalarının yerine iyileştirme yapmak mümkün değildir.e)Kolektör ve güneş pilleri sistemlerin çalışmasını sağlayan yan donanımların görsel kirlilik oluşturmaması için ya-pının neresinde konumlandırılacağı kararı zor olmaktadır.
Nilay Özeler Kanan / Yüksek Mimar Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü / Enerji Verimliliği ve Tesisat Dairesi Başkanlığı / Enerji Verimliliği Şube Müdürlüğü
4.Kaynaklar
[1]. "Binalarda Enerji Verimliliği” Eki, Yapı Dergisi 2009/337 Aralık, 6-7 [2]. https://biruni.tuik.gov.tr/yapiizin/giris.zul [3]. http://www.kulturvarliklari.gov.tr/belge/1-42957/tescilli-yapilar. html [4]. Ayçam, İ. ve Özeler Kanan, N., "Tarihi Yapılarda Enerji Kazancı Sağlamaya Yönelik Renovasyon Uygulamaları”, Uluslararası Sürdürülebilir Yapılar Sempozyumu Bildiri Kitabı, Ankara, Türkiye, 289, (26-28 Mayıs 2010). [5]. Özeler Kanan, N., "The Use of Building-integrated Active Systems in Order to Provide Energy Gains in Historic Buildings”, Ecocity 2009 Papers Book, İstanbul, Turkey, 306-318, (13-14-15 December 2009). [6]. http://www.wbdg.org/resources/bipv.php [7]. http://www.solarwatt.de/en/examples/commercial_customers/ [8]. http://www.samynandpartners.be/ [9]. http://www.heliopan.com.au/downloads_files/Heliopan_BIST_ Brochure.pdf [10]. http://www.solenza.co.nz/Solutions/bipvt.htm [11]. http://www.gunessistemleri.com/pvthibrit.php [12]. http://mediarelations.concordia.ca/pdf/Solar_PanelsENG.pdf [13]. http://www.emo.org.tr/ekler/975727c448e45ab_ek.pdf?dergi=4 [14]. http://www.fosterandpartners.com/content/essays/Reichstag%20 Energy%20Story.pdf [15]. http://www.nationaltrust.org.uk/main/w-energy-report-2010.pdf [16]. http://www.nationaltrust.org.uk/main/w-chl/w-countryside_ environment/w-climate_change/w-green_living/w-green_my_house/wgreen_my_house-trust/w-green_my_house-trust-case.htm#dunster [17]. http://www.pvresources.com/en/rooftile.php (http://www. pfleiderer-dach.de/) [18]. http://www.kynancecovecafe.co.uk/green.htm [19]. http://www.zukunft-haus.info/de/projekte/erneuerbare-energien/ beispiele-wohngebaeude/coswig-gartenstrasse.html [20]. New4Old work package 4.1 Technical guidelines for building designers, (January 2009). [21]. http://www.pvdatabase.org/projects_view_detailsmore. php?ID=126 [22]. http://www.tenesol.co.za/references/grid-public-sector-touristoffice-ales-france
Not:Bu çalışma 12-13 Nisan 2012 tarihlerinde Uludağ Üniversitesi, Görükle Kampüsü, Bursa’da gerçekleştirilen 6.Çatı ve Cephe Sempozyumu’nda sunulan "Tarihi Yapılarda Enerji Kazancı Sağlamak Amacıyla Çatı Ve Cephe Bütünleşik Aktif Sistemlerin Kullanımı” başlıklı bildiri geliştirilerek ha-zırlanmıştır.