Makina Kurucusu ve Genel Müdürü Sayın Ahmet Kaya ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Kaya, firmanın kuruluş süreci ve vizyonu hakkında bilgi verdi.
Okurlarımıza kısaca kendinizden, eğitim durumunuzdan ve profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
31 yaşındayım, Şişli Anadolu Meslek Lisesi Elektronik Bölümü mezunuyum. Öğrenimimin ardından, elektrostatik toz boya makineleri üzerinde faaliyet gösteren bir firmada staj gördüm ve sonrasında bu firmada çalışmaya başladım.
Bahçeşehir Üniversitesi'ni kazanıp, kayıt yaptırmama rağmen, okulu değil, ticaret ve iş hayatını seçtim ve firmada çalışmaya devam ettim. 2005 yılına kadar bilfiil imalatta çalışarak, teknik servise çıkarak ve akabinde sahada yedek parça servisi vererek ve en son 2005 yılında Anadolu yakası bölge sorumlusu olarak sektörde yer aldım. Sonrasında askerlik görevimi yerine getirdim. Ardından, 2006 yılında aynı firmada bir süre daha çalıştım. Sonrasında ise Onur Makina’yı kurarak mesleki hayatıma devam ettim.
Evliyim, 2 çocuk babasıyım, bir oğlum ve bir kızım var. Sabah 8’de işimin başına gelir, saat ona kadar teknik servisin ve yedek parçanın boyutunu ayarlarım. Sonra saat 10’dan 12’ye kadar imalattaki iş boyutunu ve satış siparişlerimi yazar, ardından sahaya çıkarım. Araçlarım teknik servisten döndükten sonra, onları da bizzat kontrol ederim. Bunları hiç aksatmıyorum, tabii ki istisnanalar kaideyi bozmaz, sosyal aktiviteler, siyasi anlamdaki çalışmalar, STK kapsamında dernek ve vakıflar alanında da faaliyetlerim oluyor. Bulunduğumuz bölge Kağıthane, doğduğumdan beri buradayım, burada sosyal aktivitelerde bulunuyoruz. Şirintepe Spor Kulübümüz var, Asbaşkanlık yapıyorum. Çocuk yetiştiriyoruz, 12 kategorimiz var, mutlu oluyoruz. Bunun haricinde Kağıthane’de 15 bin Gümüşhaneli yaşıyor, yine burada da dernek yöneticiliği şeklinde aktivitede bulunmaktayım.
Onur Makina’nın kuruluş süreci ve günümüze gelene kadar geçirdiği aşamalar hakkında bilgi verir misiniz?
Onur Makina’yı 2006 yılında kurdum, bir teknik servis çantası ile şahsi girişimimi yapmış oldum. O zaman tabi ki, bölge sorumlusu olduğum için bölgemde 80 taneye yakın firma vardı, Avrupa yakasında da yine yaklaşık aynı sayıda görüşmekte olduğum müşteriler vardı. Ben tek başıma, gece-gündüz sahada koşturarak, teknik servis alanında hizmet sundum ve işlerimi idare edebildim. Bir yıl sonra ilk elemanımızı aldık. Akabinde, teknik servisle başladığımız sahada, teknik servisin ardından yedek parça satışına başladık.
Ancak, bu alanda adımlarımızı çok dikkatli attık. Yedek parçayı bir yerden almadık, kalıpçıyla anlaştık, kalıbını yaptık, enjeksiyonla bastık ve ürettiğimiz ürünlerin satışını gerçekleştirdik. Kolayına kaçmadık, risk aldık. Krediyle, aile büyüklerimizden aldığımız borçlarla üretimimizi yapmayı başardık. Bu şekilde, şu an için elimizde en azından on beş tane yedek parça kalıbı var. Sahaya yedek parça kalıplarını yaptırarak ve yedek parça satışıyla girdik ve ciddi kazançlar elde ettik. Bu kazançları da sermayemize yatırdık ve 2009 yılında bayilikler almaya başladık. Yerli malı iki firmanın bayiliğini ve yine Almanya’dan gelen makinalarının alt bayiliğini alarak sahaya hızlı bir şekilde giriş yaptık.
Bu süreçte eleman sayımızı da arttırmaya başladık. Firmamıza bir eleman daha aldık, ben satışı yaptım, diğer arkadaşımız teknik servisi gerçekleştirdi, diğer arkadaşımız imalatı gözetti. 2010 yılından sonra Anadolu’ya açıldık, bizzat kendim Samsun’dan başlayarak Rize’ye kadar dolaştım ve yedek parça ve tamir anlamında bayilikler vermeye başladık. Samsun’dan Tokat, Çorum, Merzifon, Amasya, Sivas ve Kayseri’ye kadar, her ay bilfiil Anadolu’da ürün satışı yaparak ve servis hizmeti vererek ziyaretlerde bulundum.
"Anadolu’da firmalar teknik servise aç, bu firmalar toz boya makinasına çok uzaklar"
Uzman birinin gelmesinden, ziyaretlerimizden memnun oldular. Çünkü, örneğin boyahanesindeki makine çalışmıyor ve panoyu boyayamıyor, onların hepsine bu teknik servisi hizmetini verdim ve sorunlarını çözerek mutlu ettim.
2012 yılına girdiğimizde ise bir elaman daha aldık ve bu bölgeyi o arkadaşımıza devrettim. 2012-2014 yılları arasında bu hizmetleri vererek, Türkiye pazarında Onur Makina’nın ismini ve kendi şahsi ismimi sahaya duyurmayı başardım. Biz bunları yaparken web sitelerimizle de kurumsallaştık. Firma web sitemizin yanı sıra, elektrostatikmarket. com’u da kurduk. Kullanıcılar, bu site sayesinde, herhangi bir ürünü ve yedek parçasını rahatlıkla bulabiliyor ve satın alabiliyor. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde, sahada kendimizi hem teknik servis hem de ürün ve yedek parça satışı anlamında kanıtladık. Hem yerli hem yabancı ürünlerin her türlü malzemesini temin edebiliyoruz.
2014 yılında, bu kadar çalışma azmimizin ardından bayisi olduğumuz makine firmasının hisselerini almak kısmet oldu. Üç ortaklı bir firmaydı, bizim de maddi gücümüzü görerek bu işlem gerçekleşti. Ancak burada maddi güçten kastettiğim, çok büyük meblağlar şeklinde değil, ancak kazandığımızı kendi işimize yatırmamız anlamındandır. Bu şekilde %30 hissesini satın aldım firmanın. Yine bugün 2016 yılına geldiğimizde, daha önceden yüzde 30 hissesini satın aldığım firmanın yüzde 20’sini daha alarak imza yetkisine sahip oldum. Ve tabi bunları yaparken de, Artkim Group’un da çok büyük desteğiyle, fuara katıldık, 2015’teki PaintExpo fuarında sahada yerimizi aldık. Geniş bir alanda, bizden çok daha eski firmalara yakın bir metrekareyle fuarda yer aldık. Bunu söylememin sebebi, korkmadan, inanarak bu kararları verdiğimizin altını çizmek istememdir.
Örneğin satın aldığımız firma, 16 yıllık bir firma olmasına rağmen daha önce hiç fuara katılmamış, hiçbir dergiye reklam vermemiş. Biz bunları yaptık çünkü kurumsallaşıyoruz. Muhasebeyi müşavirlik firmasına devrettik, eleman sayımızı 7’ye yükselttik, imalatta 2 arkadaşımız var, teknik serviste 3 arkadaşımız görev alıyor ve hepsine araç tahsis edildi. Diğer firmamızın adı Elars Elektronik, orada da 7 kişi çalışıyor. Bünyemizde iki firma toplamda 17 kişiyle, az eleman sayısıyla çok işler yapıyoruz.
Onur Makina başlıca hangi sektörlere, ne tür ürünler sağlıyor? Onur Makina’nın ürün, marka ve hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Ürün ve hizmetlerimizi Toz Boya ve Yaş Boya Makinaları şeklinde ikiye ayırıyoruz. Ancak Yaş Boya Makinaları alanında sadece boyama kabini yapıyoruz. Bu hat nispeten daha zorlu, daha sıkıntılı bir hat olma özelliği taşıyor. Ama toz boya sahasında, İstanbul’da özellikle, sahada önde gelen bir firmayız, taleplere yetişemiyoruz. Aracım her sabah buraya geldiğinde, teknik servis listesi, bakım onarım listesi önüne geliyor ve sahaya çıkıyor. Bir ekibi pazarlamaya sahaya çıkardığımızda ona arkadan teknik servis verecek ekibimiz yok.
Biz de teknik servis ekibimizle de pazarlama ve satışı gerçekleştirmek zorunda kalıyoruz. Maalesef sektörde yeni eleman yetiştirme konusunda sıkıntı yaşıyoruz. Yeni nesil biraz daha rahatına düşkün, sanayide çalışmak yerine, örneğin bir AVM’de çalışmayı tercih ediyor. Bundan dolayı da büyük sahalara girmiyoruz şimdilik. Biz sadece, Elektrostatik Toz Boya sahasında, toz boya makinelerinin yedek parçasının imalatını, satışını ve teknik servisini yapıyoruz. Mikron ve Statek markalarımız var. Bu markaların isim tescillerini aldık, kurumsallaşırken bunlara da önem veriyoruz, kendi tescilli markamızı kullanıyoruz. Marka ismini cihazda, marka tescil patentini de yedek parçalarda kullanıyoruz.
İnovasyon ve Ar-Ge alanlarında Onur Makina olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Sektörde 10. yılımızdayız, bu süreçte hep yarını düşünerek hareket ettik. Ancak, o kadar yoğunuz ki, Ar-Ge anlamında şimdilik sadece mevcut ürünlerimizi geliştirme kapsamında faaliyetlerde bulunduk. Örneğin, ürünlerimizin nasıl daha uzun süre dayanacağı, ömrünü ne kadar ileriye taşıyabileceğimiz gibi. Bunları da müşterilerimizden aldığımız geri bildirimler vasıtasıyla inceleyip, çözümler bularak gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra, hammaddelerimizi Rusya, İran, Hollanda gibi yurt dışı coğrafyalardan temin ediyoruz.
Bu tedarik sürecinde sıkıntılar yaşandığında, ürünlerimize negatif etkisi olmaması için gerekli teknik çalışmaları gerçekleştiriyoruz. Hibeye, desteğe şimdilik çok ihtiyacımız olmadı çünkü üretimlerimizi kendi bünyemizde gerçekleştiriyoruz. Biraz da iş yoğunluğumuzdan dolayı bu imkanları takip edemedik. Ama şimdi kurumsallaşma sürecimizle birlikte, bir danışmanlık firmasıyla anlaştık, bizim adımıza bu işlemleri gerçekleştiriyorlar. Mesela bir arkadaşımızı şu an firmamıza kattık, devletimiz bir yıl boyunca sosyal sağlık sigortasını ödüyor ve bize günlük 50 liradan aylık 1300 lira parasını veriyor. Bu arkadaşı bünyemize katarak imalatı güçlendirdik. Bununla birlikte, kataloglarımızın masrafının yüzde 50’sini KOSGEB’ten geri alacağız, 2017’de Artkim Group’un düzenleyeceği fuara katılıp, masraflarımızın yüzde 30’unu karşılayacağız. Adım adım bu tip imkanları da kullanmaya başladık.
Yurt içi ve yurt dışı satış faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz? Yurt içinde ve yurt dışında ağırlıklı olarak hangi bölgelere ne tür ürün satışları gerçekleştiriyorsunuz?
Türkiye’de 12 tane bayimiz var, bu bayilerimizin yoğun bölgesi Ankara. Markalarımız var, Mikron, Statek, ayrıca üretici firmanın isteği doğrultusunda bu firmanın etiketiyle de üretim yapabiliyoruz. Ankara’da, İzmir’de, Antep’te, Kayseri’de, Konya’da Adana’da, Anadolu’nun her bölgesinde bayiliğimiz var. Yurt dışında ise özellikle Rusya, Ukrayna, Azerbaycan, Romanya Kazakistan, Özbekistan’da, İran’da Tahran’da, Irakta Erbil’de bayilerimiz var. Maalesef Suriye kapımız kapandı, buranın açılmasını çok arzu ediyoruz çünkü burada ciddi bir pazar vardı. Şu an buradaki pazarın hacmi de arttı, biliyorsunuz bu coğrafyada büyük bir yıkım yaşandı. Fas, Tunus, Cezayir ve Arabistan’a kadar satışlarımız hep Suriye’den gerçekleşiyordu. Bu bölgeye önemli bir satışımız vardı, imalatçı olduğumuz için bizim için büyük bir kazançtı bu, ayrıca bunun yedek parça satışını hesaba katmak gerekir. Bu kapının açılmasını ümit ediyoruz.
Onur Makina’nın işçi sağlığı ve güvenliği konularına yaklaşımı hakkında bilgi verir misiniz?
İş güvenliğine gerçekten çok önem veriyoruz. Çalıştırdığımız elemanlarımızla alakalı mutlak surette zaten, işe alımla birlikte sosyal sigortalar kurumu işlemlerini başlatıyoruz. Aracımız sahaya çıktığında, araçlarımızı araç takiple izliyoruz. Araçları takip ederken, hem elemanımızı otokontrol altına alıyoruz, hem de aslında elemanımızın güvenliğini kontrol altına almış oluyoruz.
Şirketimizde de kameralar vasıtasıyla da takibi gerçekleştiriyor, bu kontrolle iş güvenliğimizi sağlıyoruz. Bundan sonrasını da zaten iş güvenlik firması denetliyor; makinelerimizin güvenlikleri, çalışan arkadaşlarımızın güvenlik prosedürlerine tam olarak uyum sağlıyor mu, bunlar hep kontrol ediliyor. İşimiz az tehlikeli sınıfta, sadece bir matkap, bir de kompresör diyebiliriz. Sahada, fabrikalara gittiğimizde de, oradaki güvenlik önlemlerine tam olarak uyuyoruz. 10 senelik bir firmayız, şimdiye kadar hiçbir kaza yaşamadık.
Türkiye’deki endüstriyel boya, kaplama ve yüzey işlemleri sektörleri hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bu sektörler açısından, sizce Türkiye’nin avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Türkiye’de sahada iyiyiz ama kimyasal ve hammadde anlamında yurtdışına bağımlılığımız var. Türk insanı çalışkan, çalışmayı seviyoruz, satışı seviyoruz. Mesela Anadolu’ya da gittiğinizde, internete endüstriyel boya, kaplama yüzey işlemler başlıkları arattığınızda, satış yapan birçok firma göreceksiniz. Ben de satabilirdim, ama kolayına kaçmadım, imalata yöneldim, ülkemize ne katabilirim derdindeyim. Bakın, Çin’de 1,5 milyar insana istihdam sağlanıyor, biz de burada ürettikçe ülkemizde istihdam sağlıyor ve yurtdışına bağımlılığımızı ortadan kaldırıyoruz. Ülkemiz ve insanımız bunu yapabilecek kapasitede.
Onur Makina’nın yatırım planları oluşturulurken hangi kriterlere öncelik veriliyor? Önümüzdeki dönemler için Onur Makina’nın yatırım planları var mı, varsa nelerdir?
Şirketimde kardeşim de çalışıyor, kuzenim de. Bir aile firması gibiyiz, ancak kapıdan içeri girdiğimizde herkes kendi görev sorumluluğu bilincinde çalışmaktadır. Ben sabah erkenden işimin başına geliyorum, tüm arkadaşlarımızın da aynı bilinçle çalışmasını sağlıyoruz ve sorumlulukları onlara da aşılıyoruz. İşimizi takip ediyor, her şeyi yazılı olarak kayıt altına alıyoruz.
Ben kendim de imalat, teknik servis ve satış olmak üzere 3 ayrı ajandamdan tüm süreçleri takip ediyorum. Bu kapsamda, her üç alanın da ayrı ayrı potansiyellerini değerlendiriyorum. Diğer ortağımın yüzde otuz hissesini alarak, 2017 yılı ortası itibariyle iki firmanın birlikteliğini tamamlamış olacağız. 2017’den sonraki planımız da iki firmayı birleştirmek ve teknik servis boyutuna hakim olan bir fabrika alanı satın almak. Teknik servis ve imalatı da olan, yaklaşık 1000 metrekarelik bir alanda, hem imalat, hem satış, hem de teknik servisi aynı çatı altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Çünkü eleman sayımız yeterli, imalat sayımız yeterli. Alanımızı arttırdıktan sonra, 12 olan yurtdışı bayiliğimizi 20’ye çıkarmayı, yurt içi kapasitemizi de genişletmeyi hedefliyoruz. Artkim Group’un 2017 yılında organize edeceği PaintExpo fuarına da katılarak daha büyük işlere imza atmak ve yeni ürünler ortaya çıkararak yolumuza güçlü bir şekilde devam etmek istiyoruz.