Koroplast “Yeşil Dönüşümde Öncü Olmak”

Koroplast “Yeşil Dönüşümde Öncü Olmak”
  • 18.08.2025

Röportaj: B. Serhat Cengiz

Koroplast Operasyonlar Direktörü Ersen Yılmaz ile plastik sektöründeki yeşil dönüşüm, teknolojik yatırımlar ve sürdürülebilirlik konularında kapsamlı bir röportaj gerçekleştirdik. Türkiye’de çöp torbası ve buzdolabı poşetini ilk üreten markanın temsilcisi, sektörün geleceği hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız? Koroplast’taki göreviniz nedir?
2000 yılında İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Öğrenciliğimin son yılında başlayarak 2002 yılına kadar Siemens ve Alcatel firmalarında saha ve transmisyon mühendisi olarak görev yaptım. 2002 yılında Korozo Grup bünyesinde kariyer yolculuğum başladı. Bu süreçte grup içinde farklı departmanlarda ve pozisyonlarda sorumluluklar üstlendim. Şu anda Koroplast Temizlik Ambalaj firmasında Operasyonlar Direktörü olarak görev yapıyorum. Üretim, Teknik Operasyonlar, Kalite Güvence, Ar-Ge, İş Sağlığı ve Güvenliği ile Stok ve Sevkiyat gibi birçok departmanın koordinasyonundan sorumluyum.

Koroplast’ın sektördeki konumu nasıl? Firmanın tarihçesinden bahseder misiniz?
Koroplast, Türkiye’de ilk defa çöp torbası ve buzdolabı poşetini üreterek bu ürünleri Türk halkıyla buluşturan öncü bir markadır. Tüketiciyi bu ürünlerle tanıştıran ve onları kullanmaya alıştıran sektör lideriyiz. Kurulduğumuz günden bu yana, lider bir marka olmanın gerekliliklerini büyük bir sorumluluk bilinciyle yerine getirmeye çalışıyoruz. Küresel krizler, ekonomik daralmalar ve haksız rekabetin getirdiği tüm zorluklara rağmen, kaliteli üretim anlayışımızdan ve öncülük misyonumuzdan asla taviz vermedik. Bu vizyon doğrultusunda, sektörle iş birliği içinde teknolojik yatırımlarımıza devam ediyor ve markamızı gelecek nesillere taşıyoruz.

İnovasyon konusundaki yaklaşımınız nedir? Bu alanda neler yapıyorsunuz?
İnovasyon, Koroplast’ın temel yapı taşlarından biridir. Bu çerçevede hem teknolojiye hem de insan kaynağına düzenli yatırımlar yapıyoruz. İnovasyonu yalnızca yeni bir ürün üretip piyasaya sunmak olarak görmüyoruz; mevcut ürün gruplarımızı geliştirme ve iyileştirme süreçlerini de bu kapsamda değerlendiriyoruz. Bu anlayışla, üretim parkurumuzu ve laboratuvarlarımızı yüksek teknoloji ile entegre ediyoruz. Sektörel gelişmeleri, güncel trendleri ve regülasyonları yakından takip ederek her türlü değişimi operasyonlarımıza hızla entegre ediyoruz. Ayrıca insan kaynağımızı da fuarlara katılım, yurt dışı ziyaretler ve kongrelerle sürekli geliştiriyoruz.

Üretim kapasiteleriniz ve teknolojik altyapınız hakkında bilgi verir misiniz?
Koroplast, Esenyurt’taki yerleşkesinde yaklaşık 20 bin metrekarelik alanda üretim ve depolama faaliyetlerini sürdürüyor. Üretim parkurumuzda yardımcı ekipmanlar dahil olmak üzere toplam 113 hat bulunuyor. Yıllık üretim kapasitemiz yaklaşık 15 bin ton. Dijitalleşme, stratejik olarak odaklandığımız önemli bir alandır. Operasyonel mükemmellik yaklaşımıyla, üretim verilerimizi ve enerji tüketimimizi SCADA sistemiyle izliyor; elde ettiğimiz verilerle sürekli iyileştirme faaliyetleri yürütüyoruz. Otomasyon odaklı projelerle, manuel operasyonları otomatik hale getirerek hem operasyonel hem de iş gücü verimliliğimizi en üst seviyeye çıkarıyoruz.

Yeşil dönüşüm konusundaki stratejiniz nedir? Bu alanda hangi adımları attınız?
Yeni dünya düzeni, yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonomi ilkeleri üzerine şekilleniyor. Avrupa Birliği başta olmak üzere dünya genelinde plastik ambalajlara yönelik regülasyonlar, geri dönüştürülmüş hammadde kullanım kotaları ve plastik vergileri sektörümüzü doğrudan etkiliyor. Bu yeni düzene entegre olabilmek adına, Türkiye’nin en modern ve teknolojik geri dönüşüm tesisine sahip CSR Plastik firmasıyla stratejik bir anlaşma imzaladık. Bu iş birliğiyle plastik atıklarımız CSR Plastik’in tesislerinde geri dönüştürülmüş hammaddeye çevrilip üretimimizde kullanılıyor. Ayrıca PAGEV, belediyeler ve çeşitli derneklerle yakın iş birlikleri içindeyiz. Eğitim alanında da aktif rol oynuyor, gençlere geri dönüşümün önemini anlatıyor ve okullarda bilinçlendirme eğitimleri düzenliyoruz. “Kuşlara Fısıldayan Kız” adlı kitabımızı yayınladık ve hikayesini tiyatro sahnesine taşıyarak öğrencilerle buluşturduk.

AB regülasyonları ve plastik vergileri konusundaki durumunuz nasıl?
Avrupa Birliği’nin PPWR (Packaging and Packaging Waste Regulation) adıyla bilinen bir regülasyonu bulunuyor. 2030 itibariyle tüm ambalajların geri dönüştürülebilir olması ve belirli oranlarda geri dönüştürülmüş hammadde kullanım zorunluluğu getiriliyor. Bu oran 2030 için %35, 2040 için ise %65 olarak belirlenmiş durumda. İngiltere ve bazı AB ülkeleri plastik vergilerini uygulamaya başladı. Örneğin İngiltere ton başına 223 pound, İspanya ise 450 pound plastik vergisi alıyor. Bu gelişmelere uyum sağlamak amacıyla Recyclass Traceability ve Blue Angel sertifikalarını aldık. Bu sertifikalar, ürün reçetelerinde kullanılan geri dönüştürülmüş hammaddelerin izlenebilirliğini belgeliyor. Böylece ihracat pazarlarında karşılaşabileceğimiz plastik vergisi gibi engellerden korunmayı ve rekabet gücümüzü artırmayı hedefliyoruz.

Sahip olduğunuz sertifikalar ve gelecek planlarınız nelerdir?
Recyclass Traceability ve Blue Angel sertifikalarımızın yanı sıra, ISO 9001 Kalite, ISO 22000 Gıda Güvenliği, BRC, Vegan, Helal, TSE ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemleri sertifikalarına da sahibiz. Bu yıl SEDEX 4 Pillar sertifikasını da almayı planlıyoruz. Sonraki adımlarımız ise ISO 14001 Çevre ve ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği sertifikaları olacak. İnovasyon, dijitalleşme ve insan odaklı yönetim anlayışımızla teknolojiye ve insan kaynağına yatırım yapmaya devam ediyoruz. 2025’te yüksek verimliliğe sahip yeni bir converting hattını devreye alacağız. Ayrıca robotik uygulamaların sayısını artırarak iş gücü verimliliğimizi daha da yükselteceğiz. Ardından, yüksek teknolojiye sahip Blown Film Extrusion hattı yatırımı gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bu adımlar, üretim kapasitemizi artırarak ihracat stratejimize önemli katkılar sağlayacak.

Plastik hakkındaki yaygın yanlış algılar konusunda neler söylemek istersiniz?
Günümüzde çevresel sorunların başlıca nedeni olarak plastik gösteriliyor; ancak gerçek durum farklı. Plastik yerine kullanılan alternatif ambalajların karbon salınımı çok daha yüksek. Örneğin kâğıt 4 kat, cam ise 14 kat daha fazla enerji tüketiyor. Ayrıca, ambalaj atıklarının çoğunluğunun plastik olduğu düşünülse de, gerçekte kâğıt ve kartonun oranı %40’ın üzerinde. PAGEV’in bu konuda çok anlamlı bir sloganı var: “Plastiğin doğada yeri yok, hayatımızda yeri çok.” Plastik; gıdadan hijyene, sağlıktan ulaşıma kadar hayatın her alanında var. Alternatif ürünler, plastiğin sağladığı faydaları aynı verimlilikle sunamıyor. Dünya genelinde üretilen gıdanın üçte biri israf ediliyor ve bu durum, küresel karbon salınımının %11’ine neden oluyor. Sorunun kaynağı plastik değil, plastiğin nasıl yönetildiğidir. Bu nedenle biz plastiği düşmanlaştırmıyor, sorumlu kullanımını ve geri dönüşümünü teşvik ediyoruz.

Yazıyı Paylaş