Jeanne Gang Sürdürülebilir Gökdelenler

Jeanne Gang Sürdürülebilir Gökdelenler
  • 16.12.2022
Jeanne Gang Sürdürülebilir Gökdelenler Jeanne Gang, yaratıcı tasarımlarının yanı sıra ekolojik ve çevresel sürdürülebilirlik sorunlarına getirdiği yenilikçi çözümlerle tanınan bir mimardır. Gang, 1986’da Illinois Üniversitesi’nde Mimarlık Lisans Programını tamamladıktan sonra, 1993 yılında Harvard Üniversitesi’nden mimarlık alanında yüksek lisans derecesini aldı. Ardından OMA’da proje mimarı ve baş tasarımcı olarak çalıştı ve 1997 yılında kendi şirketi Studio Gang Architects’i kurdu. Gang, çevre dostu malzeme ve sulama sistemlerini kullanma konusunda gösterdiği çabayla büyük takdir toplamıştır.
Aqua Tower
Chicago şehrinin kuzeyinde, Michigan Gölü yakınlarında yer alan 82 katlı bir konut gökdeleni olan Aqua Tower, 5.100 m2 perakende ve ofis alanının yanı sıra 215 otel odası, 476 kiralanabilir konut, 263 daire ve çatı katından oluşmaktadır. Aqua, Jeanne Gang tarafından tasarlanmış en popüler yapı olarak kabul edilmektedir. Üç katlı, 13.000 m2’lik bir platforma sahip olan yapı, cephe kısmına dalgalı ve heykelsi bir görünüm kazandıran, düzensiz şekilli beton döşeme plakalarından müteşekkildir. Binadaki bütün döşeme plakaları, döşeme kenarlarında farklı bir eğriye sahip olduğu için her birinin ayrı ayrı şekillendirilmesini zorunlu kılmıştır. Binanın yapım sürecinde katlara birbirinden farklı 82 plaka inşa etmenin yarattığı zorluk, yazılım mühendisliği ve yer belirleme sistemi ile bilgisayara bağlı dijital CAD dosyaları yardımıyla, her robotun koordinatları mekanda kullanılan istasyona taşınmasıyla aşıldı. Aqua Aqua, karasal topoğrafyanın özelliklerinden esinlenerek tepeler, vadiler ve göletlerden oluşan dikey bir peyzaj şeklinde tasarlanmıştır. Büyük Göller bölgesinde yaygın olan çizgili kireçtaşı çıkıntıları, tasarım için ilham kaynağı oldu. Kavisli, beyaz beton balkonlar ve renkli camlarla, binanın yan kısımlarında şelale akıntısını andıran bir görüntü oluşturulması sağlandı. Böylece Jeanne Gang ve şirketi Studio Gang, bir kutuya benzeyen sıradan bir tasarım yerine, gökdelene heykelsi bir görünüm kazandırmış oldu. Bu yönüyle Aqua Tower’ın tasarımı, yüzyıllardır zihinleri meşgul eden, pratik bir yüksek yapı inşasında estetik bir tasarımın nasıl yapılabileceğine dair sorun için geliştirilmiş yeni ve parlak bir çözüm olarak değerlendirilebilir. Aqua’nın muhtemelen en dikkat çekici özelliği kavisli, dalgalı balkon çıkıntılarıdır. Bu çıkıntıların tasarlanma amacı, kulenin dört bir yanına yerleştirilebilmeleri için rüzgar kesintisini en aza indirmek ve kuvvetli rüzgarların dağıtılmasını kolaylaştırmaktır. Bunun yanı sıra balkonlar, kuşların pencerelere çarpmasını önleyecek şekilde tasarlanmıştır. Ayrıca, bitişik teraslar arasındaki görüş hatları, bina sakinlerinin komşularıyla sohbet etmelerine ve böylece sosyal etkileşime olanak tanımaktadır. Aqua Tower’ın balkonlarından Michigan Gölü, Harbour Park, Millennium Park, Frank Gehry’s Bridge ve The Cloud Gate gibi Chicago’nun güzel manzaraları rahatlıkla görülebilir. Sürdürülebilirlik, Aqua’nın tasarımında belirleyici bir faktör oldu. Gang ve ekibi, enerji verimliliği sağlayan bir aydınlatma sisteminin yanı sıra gelişmiş bir su verimliliğine olanak tanıyan bir sulama sistemi tasarladı. Toplanan yağmur suları ile bitkileri beslemek yerine suyun verimli kullanılması için damla sulama sistemi kuruldu. Mimarlar, bambu döşeme veya su tasarrufu sağlayan geri dönüştürülmüş armatürler gibi çevre dostu bileşen ve malzemeleri kullanmayı tercih ettiler. Ayrıca, güneş kırıcılığını en üst düzeye çıkarmak için teras uzantıları yapıya eklendi.
MIRA
San Francisco’nun merkezinde bir konut gökdeleni olan MIRA, Gang tarafından tasarlanmış bir başka yapıdır. Bay Bridge, Embarcadero ve Rincon Park’tan sadece birkaç blok ötedeki 400 metrelik kule, gelişmekte olan Transbay semtinde sıcak ve yeni bir mahalle haline gelmiştir. Dalgalı kule tasarımı, San Francisco’nun yoğun konut ihtiyacını çözerken, yeni sürdürülebilir modeller sunarak şehrin mimari geleneklerini yeniden yorumluyor. Üstelik, geleneksel cumbalı pencereyi geliştirerek, onu San Francisco’daki erken dönem evlerin ortak bir özelliği olan yüksek katlı bir ortama uyarlıyor. MIRA Kuledeki her dairenin yerleşimi ve cumbalı pencereleri, spiral tasarımın sonucu olarak biraz farklıdır. Bina spiral katmanlarla inşa edilmiştir. Kulenin yüksekliği boyunca kademeli olarak yukarıya doğru yayılan bölmeler, binanın kendine özgü formunu ve dokusunu etkilemenin yanı sıra, güzel bir manzara, yoğun gün ışığı ve temiz hava sağlamaktadır. Bölmeler, içindeki yaşanabilir alanları genişleterek ve şehrin her yönünden görebilmesine imkan tanıyan platformlar sağlayarak her konutu bir köşe birimine dönüştürüyor. Bölmeler, şantiyede kule vinci ihtiyacını ortadan kaldıran ve çevredeki enerji tüketimini ve inşaat aksaklıklarını azaltan gelişmiş bir giydirme cephe sistemi sayesinde binanın içinden yeniden kullanılabilir bir yapısal levhaya takılabiliyor. Aynı zamanda bölmeler, her birimde yaklaşık 180 derecelik görüşü engellemeksizin, %51 opak olan yüksek performanslı bir cephe sağlıyor.
St. Regis Chicago
Michigan Gölü yakınlarındaki Chicago Nehri’ne bakan 101 katlı bir gökdelen olan St. Regis Chicago, Gang’ın yaratıcılığını ve yeteneğini yansıtan bir başka yapıdır. St. Regis’te 33 süit olmak üzere 191 otel odası ve 393 apartman dairesi bulunmaktadır. Bina, dümdüz ilerleyen sütunlar kullanmak yerine, içeri ve dışarı uzayan sütunlarla inşa edilmiştir. Birbirine bağlı üç kule, çeşitli yüksekliklerde, basamak benzeri bir düzen meydana getirerek yapıyı oluşturmaktadır. Kulelerin dalgalı görüntüsü, gövdelerin, farklı cam türleri ve renkleri nin birbirini izleyen paterniyle daha da vurgulanan, “frustum” adı verilen dalgalı, üstü kesik piramidal şekillerden yapılmış olmasından kaynaklanmaktadır. st. regis chicago Alışılmışın dışındaki tasarımı, yapının dört köşe yerine sekiz köşeye sahip olmasını, böylece bina sakinlerinin çeşitli yönlerden hafif ve temiz havaya erişimini mümkün kılmanın yanı sıra binanın çeşitli yüksek noktalarının üzerinde yeşil alan sağlar. Bunların dışında, rüzgarda sallanma miktarını azaltmak için yapının tepesine yakın bir dizi “geçmeli kat” vardır. Bunlara ek olarak St. Regis, rüzgarı kesmek için toplam 400.000 galondan fazla su dolu altı tank kullanır.
One Hundred Above the Park
Jeanne Gang öncülüğündeki bir ekip tarafından tasarlanan One Hundred, St. Louis’de Forest Park manzaralı bir konut binasıdır. 115 metreden uzun olan kule, içerisinde daireler, perakende alanı, tesis ve otopark barındırırken, batı ve doğuda hem parkın hem de Gateway Arch’ın manzarasına sahiptir. one hundred above the park Daireler, sakinlerinin Forest Park ve Gateway Arch manzaralarına erişim sağlayabilmesi amacıyla hayata geçirilmiştir. Her dairede, sadece panoramik manzaralar sağlamakla kalmayıp aynı zamanda dairelerdeki ışık miktarını ve kalitesini artıran, her iki köşeden ışık alan bir oturma odası vardır. Kulenin yüksekliği boyunca, dört katlı tabakalar bir araya getirilmiştir. Dairelerin dörtte biri, cephenin açılı tasarımı sayesinde teraslara sahiptir ve bu da yeşil çatı platformunda topluluk için ortak kullanım alanı sağlar. Daireler, diğer özelliklerin yanı sıra tavandan tabana pencerelere ve LED aydınlatmaya sahiptir. Binanın yaprak şeklindeki planı ve kademeli kütlesi, alan yönlülüğünü ve çevresel güçler tarafından sağlanan fırsatları artırarak, genel enerji yükünü azaltarak ve konut sakinlerinin konforunu artırarak performansı en üst düzeye çıkarır. Hazırlayan: Murat Soygür
Kaynaklar 
•https://web.archive.org/web/20150318024316/http://studiogang.net/sites/default/files/Jeanne%20Gang%20CV_10%2001%202014_0.pdf • https://studiogang.com/project/aqua-tower • https://en.wikiarquitectura.com/building/aqua-tower/ • https://www.archdaily.com/42694/aqua-tower-studio-gang-architects • https://www.architecture.org/learn/resources/buildings-of-chicago/building/aqua/ • https://studiogang.com/project/vista-tower • https://studiogang.com/project/mira • https://en.wikipedia.org/wiki/One_Hundred_Above_the_Park • https://studiogang.com/project/one-hundred  

Yazıyı Paylaş