Flormar firmasının Ar-Ge ve Fabrika Direktörü Sayın Alpago Üresin ile firmanın gelişim sürecine, faaliyet alanlarına ve Flormar markasının başarı sırrına değindiğimiz keyifli bir röportajı sizler için gerçekleştirdik.
Bize kendinizden, profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz?
1971 yılında doğdum. 1994 yılında
İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum ve aynı üniversitede yüksek lisansımı tamamladım. Eğitimime Brüksel Vrijie Üniversitesi’nde kozmetik ürünleri güvenlik değerlendirmesi sertifikası* alarak devam ettim. 16 yıllık Flormar tecrübesi öncesinde yine yerli üretim yapan bir kozmetik firmasında 4 yıl Üretim Müdürü olarak çalıştım. Özetle, 20 yılı aşkın süredir profesyonel olarak kozmetik endüstrisine hizmet vermekteyim. Bu süre zarfında üretimden, kalite kontrol ve kalite güvenceye, hammadde ve ambalaj satın almasından, Ar-Ge ve ürün geliştirme süreçlerine kadar pek çok alanda birebir sorumluluk aldım ve projeler geliştirdim, geliştirmeye de devam ediyorum. Flormar’da Ar-Ge ve Fabrika Direktörü olarak görevime devam ediyorum, aynı zamanda İcra Kurulu üyesiyim. Evliyim ve 1 kızım var. İyi derecede İngilizce, Almanca ve İtalyanca biliyorum.

*Bu sertifika ürünlerin güvenlik değerlendirmesi konusunda verilen ve 1223/2009 EU Cosmetics Regulation kapsamında Safety Assessment yapabilirlik yetkisi vermektedir. Belçika Vrije Üniversitesi dünya üzerinde bu konuda en yetkin üniversitelerin başında gelmektedir.
1970 yılında Şenbay Ailesi tarafından alınan Flormar hakkında neler söylemek istersiniz? Flormar’ın Türk Kozmetik Sanayisindeki yerini nasıl tanımlıyorsunuz?
Sanatın ve modanın başkenti İtalya’nın Milano kentinde kurulan Flormar, 1970 yılında Avrupa ile Asya’yı birleştiren İstanbul’a taşındı. Bu eşsiz şehrin bitmeyen enerjisinden aldığı ilham ile dünyanın en dinamik makyaj markalarından biri olmayı başaran Flormar, 110 ülkede 40 bin satış noktasına ulaştı. Renk bilimini
makyaj sanatı ile harmanlayarak kendisini yenilikçi ürünleri geliştirmeye adayan marka, Türkiye’nin ilk 500 ihracatçısı arasında yer alıyor.

2008 yılında başladığımız perakendecilik yolculuğuna dünya çapına yayılan 250 şehirdeki 950 mağaza ile hız kesmeden devam ediyoruz. Dünyaca ünlü bağımsız araştırma şirketi Euromonitor* tarafından açıklanan rapora göre renkli kozmetik kategorisinde küresel olarak en hızlı büyüyen marka seçilmenin gururunu yaşıyoruz. Her 4 günde 1 mağaza açıyoruz, her 1 dakikada 250 adet ürünü tüketicilerimizle buluşturuyoruz, birçok pazarda önderliğimizi sürdürürken Türkiye’de de lider konumumuzu koruyoruz.
2012 yılında üç nesilden beri aile şirketi olarak işletilen Groupe Rocher ile iş ailemizi ve markamızı büyütmek için güçlerimizi birleştirdik. Bu birleşme ile lider güzellik markası olma yolunda önemli bir adım atmış olduk ve bu sayede küresel rekabet karşısında birçok başarıya imza atmaya devam ediyoruz.

Yurt dışı hedef pazarlarında Türk malı ve imajını dünya kadınlarına tanıtan bir markayız. Üretim ve ihracat hacmi ile dünyanın devlet destekli markalaşma programı Turquality programı kapsamında yer alıyoruz. Uzun yıllara dayanan deneyimli ve konusundauzman kadromuzla çalışmalarımıza devam ediyoruz.
Son olarak, kozmetik regülasyonlarına uygun hammaddeler ve ambalajlar kullandığımızı, hayvanlar üzerinde test yapmadığımızı ve ISO 9001:2008, GMP ve Halal Sertifikaları kapsamında üretim yaptığımızı belirtmek isterim.
*Euromonitor, Reinventing Global Color Cosmetics, 30/11/2016, Londra.
Ürünleriniz nelerdir? Üretimini gerçekleştirmiş olduğunuz ürünlerinizde benimsediğiniz kalite politikanız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Genç, renkli, eğlenceli ve hayat dolu alışveriş deneyimi ile cilt bakımından makyaja, aksesuardan parfüme kadar zengin seçeneği tek çatı altında sunan Flormar, kaliteden taviz vermeden erişilebilir fiyatlarla kadınlara en yakın duran güzellik markası olmayı hedeflemektedir.
ISO 9001: 2015, ISO 22716:2007- Kozmetik-İyi Üretim Uygulamarı (GMP), Sağlık Bakanlığı-GMP ve Helal 22:2013 sertifikalarına sahip olan Flormar’ın Kalite Kontrol Departmanı üretimin her aşamasında, modern laboratuvarlarda ürünleri test ediyor ve yüksek kalite kontrolü uyguluyor. Uluslararası denetim firmaları ve ihracat müşterileri tarafından gerçekleştiren iç ve dış denetimlerle de kalite kontrol denetleniyor. Üretimin her aşaması, hammadde ve ambalaj satın alma süreçlerindeki tüm adımlar denetim ve kontrol altında bulunuyor. Müşteri memnuniyetini yüksek tutmak için üzerine odaklandığımız ana kriterimiz kalitedir.
Bu yaklaşımımız iş ortaklarımıza kadar yansıyor. Kaliteyi güvence altına almak bizim için büyük önem taşıyor. Tedarikçilerimiz ile sağlıklı ilişkiler kuruyoruz ve yaptığımız işi bir defada ve doğru olarak yapmayı hedefliyoruz. Tedarikçilerimizi kalite yönetim sistemine dahil ederek özenle seçiyor ve eğitiyoruz ve bu anlamda, çalışanlarımıza kendilerini geliştirebilecekleri ve yeteneklerini ortaya çıkartacakları bir çalışma ortamı sunarak sürekli iyileştirme ve verimliliği artırma yönünde katılımlarını sağlıyoruz. Eğitim ve öneri faaliyetleri ile sürekli iyileşme ve geliştirme sağlıyoruz. Böylece, kaynakları etkin kullanarak müşterilerimize, çalışanlarımıza, tedarikçilerimize, hissedarlarımıza ve topluma karşı sorumluluklarımızı en iyi şekilde yerine getirmeye çalışıyoruz.
Yurt içi ve yurt dışı satış hacminiz nedir?
Kendilerini renkler aracılığıyla ifade etmeyi, trendleri takip etmeyi ve en önemlisi, her durumda güzel görünmeyi seven kadınların en yakın arkadaşı olmayı hedefleyen marka, istikrarlı büyümesini sürdürerek her üç yılda bir iş hacmini 2 kat artırmayı hedeflemektedir.

Dünya makyaj pazarı 60 milyar Avro’yu aşan büyüklüğü ve %7’lik ortalama büyüme hızı ile toplam kozmetik sektörünün büyümesine %20 katkı sağlıyor. Ülkemizde bu pazarın büyüklüğü ise 500 milyon Avro. Flormar olarak %20’yi aşan bir pay ile lider olmaktan gurur duyuyoruz.
Ar-Ge hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Flormar’da Ar-Ge sürecini tetikleyen en önemli parametrenin "Kadınlara en yakın duran yenilikçi güzellik markası olma" vizyonumuz olduğunu söyleyebilirim. Yenilikçi olmak en önemli değerlerimizden biri. Ar-Ge birimi olarak bu değeri fazlası ile sahipleniyoruz. Yenilikçiliğin bir parçası olan teknolojiyi, sürekli araştırma, fuar organizasyonları ve eğitimler ile destekliyoruz. Bu anlamda, sıradışı düşünmeyi, yaratıcılığı ve pazarlanabilir çözümleri teşvik ediyoruz. Her sektörde olduğu gibi kozmetik sektörü de gelişen teknolojilerden besleniy or, teknoloji bizim için sadece makine teknolojisi anlamına gelmiyor, hammadde teknolojisine, formülasyon teknolojisi ile ambalaj teknolojisi de işimizin çok önemli parçalarıdır. Hepsini yakından takip etmeye, ilk uygulayıcı olmaya çalışıyoruz.
Flormar olarak Ar-Ge’ye yapmış olduğunuz yatırımlar nelerdir?
Teknolojinin ve sosyal iletişim araçlarının bu kadar hızlı geliştiği bir ortamda, kozmetik trendlerine mesafeli durma şansınız yok. Tüm bu dijital araçlar aslında bizlerin iş geliştirme süreçlerine de destek oluyor. Yeniliklerden haberdar olmak tüm bu araçlar sayesinde o kadar kısaldı ki rakiplerimizden daha hızlı ve farklı neler yapabileceğimizi ürün geliştirirken daha fazla düşünmeye başladık. Genç ve araştırmacı bir ekibiz. Yeniliklere, bilgi ve farklı teknolojilerin paylaşımına açık bir yapımız var. Ar-Ge, Ür-Ge ve Pazarlama ekiplerimiz konu ile ilgili düzenli olarak bir araya gelir. Deneyimlerin, bilginin, trendlerin ve yeni ürünlerin görüşüldüğü düzenli toplantılar yapıyoruz. Bu toplantılarda ekibin her üyesi ürün geliştirme prosesine girdi olabilecek her tür bilgi ve fiziksel materyali paylaşıyor. Kozmetik çok dinamik bir sektör. Tüm dünyadaki gelişmeleri takip etmek ve yeniliklere hızlıca adapte olmak bu sektörde lider konuma gelmenin en temel kuralı. Yurt içi ve yurt dışında pek çok sayıda fuar, seminer ve eğitime katılarak inovasyon ekibimizin bilgi birikimini artırıyoruz. Uluslararası trendsetter firmalar ve danışmanlarla birlikte bir araya gelerek sektörün hangi ürün gruplarına yoğunlaştığını, dokuların hangi performansta olacağını, popüler renklerin neler olduğunu ve ambalaj çözümlerini tartışıyor, geliştiriyor ve projeler yürütüyoruz.
Piyasaya en son sunduğunuz ürün hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu ürün hangi özellik ve teknoloji ile üretilmiştir?
Piyasaya sunduğumuz en son ürün, yapmış olduğumuz pazarlama aktiviteleri ile birlikte oldukça ilgi çekip ses getiren “Kiss Me More Lip Tattoo” ürünümüz. Dağılmayan, hiçbir şekilde bulaşmayan ve yoğun renk veren likit bir mat rujumuz. Bu formülasyonun oluşturulmasında son dönem trendleri arasında olan “komforlu kalıcılık” özelliğini baz aldık. Farklı yapıda ince yağların jelleştirilmesi teknolojisi ve kaplı pigmentler kullanılarak kalıcılık özelliği desteklenmiş olan formülasyonumuz E vitamini ile zenginleştirildi. Uzun süre dayanıklı özel formülüyle dudaklarda, pürüzsüz kremsi dokuya sahip olan Kiss me More, yumuşak sünger aplikatörüyle kolayca uygulanabiliyor. Zengin içeriği sayesinde diğer kalıcı mat rujların aksine dudakta kuruluk yaratmadan ve rahat bir kullanım sağlıyor. Hafif dokusu dudakta hiç yokmuş gibi bir his bırakıyor.
Gelecek yıllarda teknoloji ve Ar-Ge adına gerçekleştirmeyi planladığınız hedefleriniz nelerdir? Bu hedefleri belirleyen unsurları
okurlarımızla paylaşabilir misiniz?
Son 5 yıldır özellikle Uzak Doğu markaları ve ürünleri takibimizde. Çok fazla inceliyor ve analiz ediyoruz. Yenilikçi olma kaslarımızın gücü ve hedef kitlemizin temel ihtiyaçları doğrultusunda yaratıcılığımızı zenginleştirmeye başladık ve farklı ürünleri kendi bilgi birikimi ve teknolojimizle birleştirerek yeni ürünler yaratmaya devam ediyoruz.
Sürdürülebilir bir çevre adına üretim yaparken almış olduğunuz önlemler nedir?
Önceliğimiz atıkları kaynağında azaltma yöntemini benimsemek diyebilirim. (Kağıtları önlü-arkalı kullanma vb.) Kaynağında azaltamadığımız atıklar için kaynağında ayrıştırma yöntemini kullanıyoruz. Her atık cinsi için ayrı tanımlı atık kutuları bulunuyor. Ambalaj atıklarımızı geri dönüşüme göndererek ikincil hammadde olarak kullanılmasını sağlıyor ve doğal kaynaklarımızı daha az kullanarak, doğaya katkı sağlamış oluyoruz. Geri dönüştüremediğimiz kontamine atıkları ve tehlikeli atıklarımızı kaynağında ayrıştırıyor, geçici depolama alanında depoluyor, biriktirmeden lisanslı firmalar aracılığı ile nihai bertaraf edilmelerini sağlıyoruz. Üretim alanlarında tehlikeli kimyasal işaretlerine sahip kimyasalların bulunduğu alanlarda kimyasal döküntü kitlerimiz mevcut. Böylece döküntü meydana gelmesi halinde çevreye yayılmadan alanda toplayarak, lisanslı firmalarla bertarafa gönderilmesini sağlıyoruz. Çalışanlarda çevre bilincini arttırmak için hem işe giriş oryantasyon programı kapsamında hem de yıllık eğitim planı dahilinde çevre eğitimleri düzenliyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerinizden bahseder misiniz?
Kurumsal sosyal sorumluluk çok önem verdiğimiz ve gelecek 5 yıl içerisinde büyük projelere imza atmayı planladığımız bir alan. Özeleştiri yapmamız gerekirse şu zamana kadar bu alanda istediğimiz seviyede bir çalışma henüz yapamadık. Ama yakın zamanda hem yerelde hem ulusalda ses getirecek bir projeyi hayata geçirmek istiyoruz. Bunun için çalışmalara ve görüşmelere şimdiden başladık. Kurumsal olarak planladığımız projelerin dışında şirket içinde de gönüllü bir ekip kurduk. Çalışma arkadaşlarımızdan oluşan sosyal sorumluluk kulübümüz var. Kulüp faaliyetleri kapsamında barınak ziyaretlerinden çeşitli vakıflar yararına düzenlenen organizasyonlara katılıma kadar farklı alanlarda çalışmalar yapıp bu bilinci şirket kültürü haline getirmeyi hedefliyoruz.