
Novo Nordisk Türkiye’nin koşulsuz desteğiyle Dünya Hemofili Günü’nde bir söyleşi düzenlendi. Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Zülfikar’ın katılımıyla gerçekleşen söyleşide Türkiye Hemofili Derneği Üyesi ve hemofili hastası Enes Yılmaztürk de yer aldı. Söyleşiyi Ecz.Adile Özdağ yönetti
Söyleşiye katılan Prof. Bülent Zülfikar, dünyada 420 bin, Türkiye’de yaklaşık 9 bin kişinin bu hastalıkla yaşadığını belirterek, “Hemofili, tedavisinin tecrübe gerektirdiği, karmaşık bir hastalık.
Ancak, daha iyi tedavi ve kanamaların önlenmesi ile hemofili hastalarının hayat kalitelerini iyileştirecek sonuçlar almak mümkün oluyor” şeklinde konuştu.
Hemofili hayat boyu süren genetik geçişli kronik bir kanama bozukluğu. İngiliz İmparatorluğu’nun 19. yüzyıl dönemine adını veren Kraliçe Victoria’nın da bir hemofili taşıyıcısı olması nedeniyle ‘Kraliyet hastalığı’ adı da verilen bu hastalık dünyada yaklaşık 420 bin kişiyi etkiliyor.
Türkiye’de ise bu rakam 9 bin. Ancak genetik hasarı taşıyanlar ve diğer kalıtsala kanama bozuklukları dikkate alındığında hiç de azımsanmayacak bir şekilde yaklaşık 80.000 kişiyi etkilemektedir.
Novo Nordisk Türkiye’nin koşulsuz desteğiyle Dünya Hemofili Günü kapsamında Hemofili hastalığına dikkat çekmek amacıyla, Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Zülfikar’ın katılımıyla Akmerkez’de bir söyleşi düzenlendi.
Türkiye Hemofili Derneği Üyesi ve hemofili hastası Enes Yılmaztürk’ün de katıldığı söyleşi, Akmerkez Eczanesi’nden Ecz. Adile Özdağ’ın moderasyonuyla gerçekleşti.

Söyleşiye katılan Türkiye Hemofili Derneği Başkanı Prof. Dr. Bülent Zülfikar, hemofili, von Willebrand bozukluğu, nadir faktör eksiklikleri, konjenital trombosit bozuklukları ve bazı romatizmal hastalıkların kalıtsal akanama bozuklukları olarak adlandırıldığını, bunların da ülkemizde 80 000 vatandaşımızı etkilediğini söyledi.
Prof. Dr. Bülent Zülfikar, “Hemofili, kandaki Faktör VIII veya Faktör IX’un kalıtsal olarak eksikliği, yokluğu veya işlevinin bozuk olması sonucu ortaya çıkan bir pıhtılaşma bozuklukluğudur.
Hemofili genellikle göz ardı edilen ve diğer dallara göre daha az sağlık çalışanın uzmanlaştığı, tedavisinin tecrübe gerektirdiği, karmaşık bir hastalık. Daha iyi tedavi ve kontrol ile hemofili hastalarının hayat kalitelerini iyileştirecek sonuçlar almak mümkün.
Koruyucu tedaviler verildiği takdirde hastaların hayatlarını, sosyal aktivitelerini kısıtlamalarına gerek bulunmamaktadır. Dernek olarak, hastaları yaşamın içinde tutmak için spordan sanata pekçok faaliyette yer almalarını istiyor ve destekliyoruz.
Boks gibi çok ağır sporlar yapmalarını önermiyoruz, ama bisiklete binmek ve yüzmek rahatlıkla yapılabilecek faaliyetlerdir. Kulaçlarımız Hemofili İçin projesi işte bu şekilde meydana geldi.
Özellikle yüzme, hem bedensel gelişimlerini desteklediği ve dayanıklılıklarını arttırdığı, hem de yaralanma riskinin çok çok az olması sebebiyle hastalarımıza tavsiye ettiğimiz sporların başında yer almaktadır” dedi.