20 yıllık başarı serüvenine hayat veren Dorakim Endüstriyel Kimya A.Ş.’nin kurucusu Sayın Ali Rıza Eroğlu ile Dorakim- Chemsoll markasının, hizmet verdiği sektörlere, ürün çeşitlerine ve Ar-Ge çalışmalarına değindiğimiz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Bize kısaca kendinizden ve profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz?
Öncelikle merhabalar, adım Ali R. Eroğlu, 1977, Sivas doğumluyum. Kimya Yüksek Mühendisiyim. Lisans ve yüksek lisansımı
İstanbul Üniversitesi’nde tamamladım. 1994 yılında girdiğim İstanbul Üniversitesi’nde akademik kariyerime devam etmekteyim.
Chemsoll’un başarı hikayesinden ve bu hikâyeyi oluşturan şirket politikanızdan bahseder misiniz?
Akademik alt yapının sağladığı araştırmacı kimliğin, Chemsoll markası ile tam anlamıyla bütünleştiğini ve hayat bulduğunu söyleyebilirim. 20 senelik ticari serüvenimizde her zaman kimyanın bir bilim dalı olduğunu, sürekli yenilendiğini, kendini geliştirdiğini kendime ve çalışma arkadaşlarıma hatırlatırım.
Kimya sektörünün bilim ve teknolojiye bağlı olarak ilerlemesi sebebiyle, yeni analiz yöntemleri ve yeni üretim proseslerini takip etmeye ekipçe önem veririz.
Kazanılan birikim ve tecrübe ile mevcut ürünlerimizde sürekli iyileştirme yapmak, Türkiye’de üretilemeyen ürünleri ilk kez üretip Türk Sanayisi’nin hizmetine sunmanın yetiştiğimiz topraklara ve Türk halkına borcumuz olduğuna inanıyorum.
Bunu şirket politikası olarak belirlemek, tüm çalışanlarımızın gönülden inandığı bir ilke olduğunu görmekten son derece mutluyum.
Hangi sektörlere hizmet vermektesiniz?
Sektörel olarak ayırmadan, tüm sanayi sektörlerinde üretim, bakım aşamasında ve yardımcı tesislerde kullanılan kimyasal maddeleri üretiyoruz. Türk Sanayisi’nin lokomotifi olan otomotiv ve beyaz eşya sektörü, yan sanayileri ile birlikte ana müşteri portföyümüzü oluşturmaktadır.
Bunun içerisinde metal, döküm,
plastik,tekstil, inşaat, hizmet sektörü dahil olmak üzere birçok sektörü düşünebilirsiniz.
Ar-Ge, üretici olan her firmanın bünyesinde barındırması gereken önemli bir departmandır. Ürün çeşitleriniz nelerdir? Ürünlerinizdeki kalite faktörünü neye bağlıyorsunuz?
Endüstriyel çözücü ve sökücüler Dorakim Endüstriyel Kimya A.Ş.olarak bizim uzmanlık konumuz. Metal yüzey işlem kimyasalları, Nano Seramik Kaplama Teknolojisi, Su şartlandırma, Su bazlı ve Solvent bazlı yağ alma, Boya ve Pas sökücüler en yoğun çalıştığımız konuların başında gelmektedir.
Parça yıkama makinelerinden konveyör sistemlere kadar farklı ihtiyaçlar ve uygulamalar için özel ürün geliştirme konusunda oldukça başarılıyız. Boya ve kaplama öncesi metal yüzeyin hazırlanmasında daldırma/ sprey yağ alma işlemlerinde, fosfat kaplama, nanoseramik kaplama proseslerinde kullanılan ürünlerimiz mevcuttur.
Buhar kazanı, soğutma kulesi, chiller hatlarında kireç ve korozyonun önlenmesi için kullanılan “Su şartlandırma katkıları” yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren global rakiplerimizle rekabette olduğumuz diğer bir çalışma konumuzu oluşturur.
Ek olarak standart üretimimizde ve kataloğumuzda endüstriyel hijyen ve dezenfektan ürünlerimiz yer almaktadır.
Bu kadar farklı ürün grubunda üretim yapan bir firma olmanın çok büyük avantajlarını yaşıyoruz. Öncelikli olarak kaliteden ödün vermeden faaliyet gösterdiğiniz bir sektörde, edindiğiniz tecrübeleri, diğer tüm ürün gruplarında da gösterebilmek büyümeyi beraberinde getiriyor.
Mühendislik hatta bilimin her dalında olduğu gibi kimyasal üretiminde de analiz–ölçüm gücünün çok önemli olduğuna inanıyoruz. Ölçebildiğiniz bir parametre ile bağlantıladığınız değeri, iyileştirme şansınızolur ve bu şekilde sürekliliğini sağlayabilirsiniz.
Fabrikamızda aktif bir enstrümantal analiz laboratuvarımız mevcuttur. Son zamanlarda yaptığımız cihaz yatırımları ile, yüksek donanımlı teknolojik bir laboratuvar haline getirilmiştir. Kaliteyi sağlamak ve sürdürebilmek adına en büyük desteği açıkçası kendi laboratuvarımızdan almaktayız.
Türkiye’de üretilemeyen ürünleri ilk kez üretip Türk Sanayisi’nin hizmetine sunmanın yetiştiğimiz topraklara ve Türk halkına borcumuz olduğuna inanıyorum.
Yurt içi ve yurt dışı satış faaliyetleriniz nelerdir? Bu bağlamda Chemsoll’u yerel ve global çapta nasıl konumlandırmaktasınız?
Ürün ve hizmet kalitesi olarak kendi alanımızda yurt içinde lider firma konumundayız. Ürün tedariği dışında laboratuvar ve eğitim desteğini Türkiye’nin her bölgesine zamanında ve sorunsuz sağlıyoruz.
Kimyasal anlamda gelen evraksal destek taleplerini akademik kadromuz ile kısa süre içerisinde çözüme kavuşturuyor olmamız yurt içindeki yabancı sermayeli firmalarda da bizi ön plana çıkartıyor.
Dış ticaret kadromuz dünyanın her yerine numune ve ürün sevkiyatı yapabilecek operasyon deneyimine sahip olup, yeni pazarlar bulma ve geliştirme konusunda uzmandır. Orta Doğu, Türki Cumhuriyetler ve Rusya pazarında mevcut cironun artırılması adına katılımcı olarak girdiğimiz fuarlar bulunmaktadır.
İran ve Yunanistan’da mevcut anlaşmalarımız ve iş ortaklarımızla “Chemsoll” markası altında, ürünlerimizin Avrupa ve Orta Doğu pazarında olması ve giderek artan satış potansiyeli bizleri yeni pazarlar bulma ve geliştirme konusunda heyecanlandırmaktadır.
Okurlarımız ile Ar-Ge hakkındaki düşüncelerinizi paylaşır mısınız?
Teknolojinin ilerleyişinin 5–10 senelik periyotlarda çok net olarak görüldüğü bir dönemi yaşadığımıza inanıyorum. Kullandığımız araçlardan elektronik eşyalara, cep telefonlarına bakıldığında yaşanan gelişimin ne boyutta olduğu ortada. Kimya sektöründe de inanın gelişim aynı hızla devam ediyor.
Ar-Ge’ye önem vermeyen firmanın uzun vadede hayatta kalabileceğine kesinlikle inanmıyorum. Ar-Ge, üretici olan her firmanın bünyesinde barındırması gereken önemli bir departmandır.
Özellikle firmamızda değişen, artan ve farklı üretim proseslerine uygulanmak üzere gelen taleplere cevap verebilmek ve öncü olabilmek için Ar-Ge departmanı ve personeli çok büyük bir öneme sahiptir.
Chemsoll olarak Ar-Ge’ye yapmış olduğunuz yatırımlar nelerdir? Bu yatırımları belirlerken hangi faktörler etkili olmaktadır?
2018 Şubat ayı itibari ile Tuzla Kimyacılar OSB’de yeni fabrikamıza taşınırken yeterli donanıma sahip yeni bir laboratuvarın kurulumu ilk hedefimiz oldu. Bunda da başarılı olduğumuza inanıyorum. Bunun yanı sıra 2.si tamamlanmış, birçok TÜBİTAK projemiz mevcut olup, yeni projelere de yer vermeye devam ediyoruz.
Türkiye de olmayan teknolojinin edinilmesi, kimyasal ürünün üretilmesi konusunda TÜBİTAK‘ın verdiği desteği biliyorsunuz. Açık konuşmak gerekirse; söz konusu projelerimizde teknik ve cihaz anlamında TÜBİTAK’ın desteği oldukça fazla oldu.
Alınan cihazlar bir yana aslında Ar-Ge anlamında en büyük yatırımın insana yapılan yatırım olduğuna inanıyorum. Sözleşmeli olarak firmamıza destek veren Kimya profesörü hocalarımız var. Firmamız bünyesinde kadrolu çalışan yine kimya eğitimi almış doktora mezunları, yüksek mühendisler ve kimyagerler mevcuttur.
Kullandığınız teknolojilerden ve bu teknolojilerin ürünlerinize sağladığı avantajlardan bahseder misiniz?
Yeni tesisimiz ile birlikte üretim ve analiz gücümüzün en üst seviyeye çıktığını görmek bizleri oldukça mutlu etmekte. Teknik anlamda rekabetçi ürünü Ar-Ge kazanımlarınız ile ekonomik anlamda rekabetçi ürünü ise üretim teknolojisi ve makine teçhizatı ile sağlarsınız.
Teknoloji üretip satan bir firma olarak takdir edersiniz ki makine ve teçhizat ismi paylaşmaktan sakınıyorum. Yeni üretim tesisimizin her iki konuda da bizlere ciddi katkısı olacağından şüphesiziz.
İnsan sağlığı ve çevreyi koruma adına gerçekleştirdiğiniz çalışmalardan bahseder misiniz?
Konu kimya ve kimyasal olduğunda insan ve çevre sağlığının korunması oldukça kritik bir konu. Uzaklara gitmeye gerek yok, yurdumuzda son zamanlarda yaşanan onlarca kötü örnek var. Bu işi akademisyenlerle yürüten bir kadro olarak, bizlerin daha fazla sorumluluk alması gerektiğine inanıyorum.
Kullandığınız yöntem, kalite belgeleri vs. tabi ki önemli ama bu işte majör etken, kullanılacak hammaddelerin seçimidir. Belirli riskleri doğru hammadde kullanımıyla nihai mal haline getirmeden bile kontrol altına alabilirsiniz. Biraz daha az ticari kar kaygınız olursa çocuklarımızın geleceği için daha iyi ürünler üretebilirsiniz.
“Dorakim Endüstriyel Kimya A.Ş.” olarak istisnasız tüm ürünlerimizde çevre ve insana dost etken maddeler kullanarak üretim yapıyoruz.
Dorakim Endüstriyel Kimya A.Ş. kuruluşunun ilk aşamasından itibaren ISO 14001:2004 Çevre yönetim sistemi belgesine sahiptir ve tüm faaliyetlerimizi bu kapsamda gerçekleştirmektedir.
Önümüzdeki yıllarda gerçekleştirmek istediğiniz yenilikler ve girişimler nelerdir?
TÜBİTAK ile son ortak çalışmamız yine Türkiye’de ilk olarak insan ve çevre sağlığına olumsuz etkisi olmayan çevreci (Yeşil) solventin yerli sermaye ile tamamen Türk mühendisi projesi ve emeği ile üretimi. Yaklaşık 18 ay içerisinde ilk üretimi gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Ayrıca metal yüzey hazırlığında boya öncesi fosfat kaplamalara alternatif olarak geliştirdiğimiz yeni nesil Nanoseramik kaplama ürünümüzün tüm dünyada pazarlanması amacıyla faaliyetlerimiz bulunmaktadır.
Başlıca uluslararası rakiplerimizde olmayan söz konusu teknolojiyi öncü olarak dünya pazarına sunmak kısa vadede en büyük önceliğimiz olacaktır.
Sektör hakkında neler söylemek istersiniz? Gelecek yıllarda, Türkiye’de Kimya Sektörü nasıl şekillenecektir?
Daha önce de aktardığım gibi kimya bir bilim dalı ve her geçen gün yeniliklere ve gelişmelere açık. Bu gelişime ayak uyduramayan firmaların mevcut rekabet şartlarında varlıklarını sürdüremeyeceklerine inanıyorum. Bundan sonra sadece işinin uzmanı, teknik anlamda güçlü firmalar ayakta kalacaktır.
Teknik anlamda rekabetçi ürünü Ar-Ge kazanımlarınız ile, ekonomik anlamda rekabetçi ürünü ise üretim teknolojisi ve makine teçhizatı ile sağlarsınız.
Dünya gerçek anlamda globalleşti. İnternet erişimini göz önüne alırsanız yeterince vaktiniz varsa; kimyasal madde dahil istediğiniz herşeyi dünyanın her yerinden tedarik edebilirsiniz.
Ürünü yurt içinden tedarik etmek isterseniz de internet üzerinden dünyadaki güncel ürünün özelliklerine, spektlerine bakabilir, size sunulan ürünün içeriğini sorgulayabilirsiniz.
Bu nedenle özellikle kimya firmalarında Ar-Ge’ye yeterince önem vermeyenlerin, eski teknoloji ürünleri pazara sunan firmaların ve merdiven altı üretimin hızla yok olacağına inanıyorum.
Son olarak; iş güvenliği kavramının Türkiye’de olması gereken bilinç düzeyine ve yasal sorumluluk noktasına gelmesinin Kimya sektörünü olumlu yönde şekillendireceğine inanıyorum.
Sadece ekonomik olduğu için kullanılan zararlı kimyasallar, istenen “Güvenlik Bilgi Formları” SDS’ler, İSG, Belediye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimleri ile ciddi oranda engellendi.
Hiçbir kimya alt yapısı olmayan, kimya eğitimi almış personel istihdam etmeyen merdiven altı üretimin oluşturduğu risklerden de bu denetimler sayesinde kurtulacağımıza inancım tam.