Ülkemizde tüm dünyada olduğu gibi, nüfus artışı, kentleşme oranındaki artış ve sanayideki gelişmelere bağlı olarak enerji ihtiyacı her geçen gün artmakta ve enerji kaynaklarımızın bu ihtiyaçlara cevap verebilmesi gittikçe zorlaşmaktadır.
Bu sebeple enerjiyi verimli kullanabilme yöntemleri ve enerji tüketiminin kontrol altına alınması, takip edilmeye başlanan bir trendden öte bir zorunluluk haline gelmiştir.
Enerji tüketiminin büyük bir bölümünü sanayi ve konutlarda ısıtma ve soğutma amaçlı enerji kullanımı oluşturmaktadır.
Bu tüketimin verimli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi,sağlıklı ve konforlu bir yaşam alanı yaratılabilmesi, yakıt tüketiminin azaltılabilmesi ve binaları iç ve dış etkilerden koruyarak ömürlerinin uzatılabilmesi için izlenen en önemli yöntemlerden biri binalarda dış cephe ısı yalıtım sistemlerinin kullanılmasıdır.
Temel amacı ısı köprülerinin oluşmasını engelleyip yalıtımın sürekliliğini sağlamak olan, kullanım amacına uygun ısı iletim katsayılarına sahip dış cephe mantolama sistemleri ülkemizde ve dünyada en yaygın olarak kullanılan ısı yalıtım sistemlerinin başında geliyor.
Isı yalıtım sistemlerinin uzun ömürlü bir çözüm sunabilmesi için yalnızca kullanılan ısı yalıtım malzemesinin kalitesi ve özellikleri değil, tüm sistemin performansı göz önüne alınmalıdır. Ülkemizde ısı yalıtım sistemlerinde çimento esaslı malzemelerin kullanımı ön plandadır.
Yalıtım levhasının mineral yüzeye yapıştırılmasında kullanılan yapıştırıcı harç ve yalıtım malzemesinin üzerine uygulanan sıvalara ek olarak son kat mineral sıvalarda da çimento esaslı ürünlerin kullanılmasının başta gelen sebeplerinden biri akrilik esaslı sıvalara kıyasla daha düşük maliyetli olmalarıdır.
Isı yalıtım sistemlerinde kullanılan çimento esaslı malzemelerin ve dolayısıyla tüm sistemin yüksek performans gösterebilmesi ve uzun ömürlü olabilmesi için,uygulanan yapıştırıcı ve sıvalarda polimer kullanımı artık bir zorunluluk haline gelmiştir.
Doğru tip ve doğru oran seçilerek kullanılan polimer, ısı yalıtım sistemlerine aşağıdaki özellikleri kazandıracaktır:
- Isı yalıtım levhası yapıştırıcı harcının hem mineral yüzeye hem de ısı yalıtım levhasına yapışma gücünün artması, Su iticilik sağlayarak sistemin absorbe ettiği su miktarını azalması Büyük oranda esneklik sağlayarak, sistemin darbe direncininin artması
Dış cephe mantolama sistemlerinin kullanım ömrünü belirleyen en önemli özelliklerden biri de dış etkilere karşı gösterdikleri darbe dayanımıdır. Binaların dış cephe kaplamalarının darbe dayanımı yalnızca performans ve uzun ömür açısından değil estetik bütünlüğün sağlanması içinde oldukça önemlidir. Bunun en çarpıcı örneğini,geçtiğimiz Temmuz ayında İstanbul’da meydana gelen dolu yağışı esnasında binaların dış cephelerinin görmüş olduğu zarardan anlayabiliriz.
Şekil 1: 27 Temmuz 2017’de İstanbul Anadolu Yakası’nda Gerçekleşen Dolu Yağışı Sonrası Darbe Dayanımına Sahip Olmayan Isı Yalıtım Sistemlerinin Görüntüsü (Kaynak: www.ensonhaber.com)
Polimerlerin, çimento esaslı malzemelerin yapışma kuvvetini arttırma ve su iticilik gibi özelliklerine ek olarak sağladığı en büyük faydanın sistemin darbe dayanımını arttırmasını olduğunu söyleyebiliriz.
Çimento esaslı malzemelerin çimento içermeyen sistemlere karşı en büyük handikapı olan darbe dayanımı, malzeme içerisinde kullanılan polimer miktarı arttıkça büyük oranda iyileştirilebilmektedir.
Bu etkiyi en belirgin şekilde gözlemlemek için, değişken polimer oranları ile hazırlanan sıvalarda darbe dayanımı testi gerçekleştirmek yeterli olacaktır.
Şekil 2: EN 13499 Darbe Dayanımı Testi
TEST METODU ve SONUÇLAR:
Yukarıda belirtilen sıva harcı formülü standart bir EPS ısı yalıtım levhası üzerine file ile birlikte 4 mm kalınlığında uygulandıktan 24 saat sonra sıvanın üzerine standart bir astar ve dış cephe boyası uygulanmıştır.
Sistem 28 gün boyunca normal koşullarda kürlendirildikten sonra EN 13497 standarına uygun olarak 10 J darbe dayanımı testi gerçekleştirilmiştir (1 kg kütleye sahip çelik bir topun 105 cm yükseklikten serbest bırakılarak yüzeye dik olarak çarpması).
Şekil 3: Farklı Oranlarda Polimer İçeren Sıvaların Şekil 4: Darbe Dayanımı Test Sonuçlarının Yakından
Darbe Dayanımı Testlerinin Sonucu Görünüşleri
Test sonuçlarından açıkça görülebileceği üzere, çimento esaslı ısı yalıtım harçlarında kullanılan polimer miktarı arttırıldıkça darbe dayanımı net bir şekilde artmıştır.
Sonuç olarak buradaki en kritik nokta, uygun kimyasal özelliklere sahip bir polimerin doğru oranlarda kullandığında, kullanıldığı malzemenin esnekliğini arttırarak hem sıcaklık farklarından kaynaklanan ısıl genleşme gerilimini tolere edebilmesi hem de dış etkilerden gelen fiziksel darbelere karşı bir dayanım göstererek yapı üzerinde oluşacak kırılma ve çatlamalara karşı önemli bir koruma sağlayacak olmasıdır.
Isı yalıtım sistemlerinin ülkemizde hızla popüler hale gelmesinin temel nedeni enerji harcamalarının azaltılması olmuştur. Ancak bu amacın tam olarak elde edilebilmesi için ısı yalıtım sistemlerinin dayanıklı ve uzun ömürlü olmaları gerekir.
Bu noktada pazardaki tüketicilerin daha fazla bilinçlenmesi ve son kullanıcıların,satın aldıkları ısı yalıtım sistemlerinin dayanıklı ve uzun ömürlü olmaları için bu sistemlerde kullanılan harçların polimer oranlarını sorgulaması kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Tamer Tezel / Teknik Çözümler Müdürü / Technical Solutions Manager / Yapı Çözümleri / Construction Solutions Organik Kimya