Covestro, daha dairesel hammadde yelpazesini yeniden genişletiyor ve şimdi çeşitli bölgelerdeki müşterilerine, fosil bazlı ürünlerle aynı yüksek kalitede, başlangıçtan fabrika kapısına kadar CO2 ayak izinde önemli bir azalma sağlayan yenilenebilir toluen diizosiyanat (TDI) sunuyor.
TDI, esnek poliüretan köpük için önemli bir hammaddedir ve şilte ile döşemeli mobilyalarda olduğu kadar araba koltukları ve ayakkabılarda da yüksek düzeyde konfor sağlar. Covestro, yenilenebilir TDI’yi hem Almanya’nın Dormagen kentinde hem de Çin’in Caojing kentinde kütle dengesi yöntemini kullanarak üretmektedir. Her iki site de ISCC PLUS standardına göre sertifikalandırılmıştır.

Covestro’nun Baş Teknoloji Sorumlusu Dr. Klaus Schäfer’in açıkladığı gibi, Covestro için kütle dengesi yoluyla yenilenebilir TDI sunmak, bu önemli kimyasal hammaddeyi daha da sürdürülebilir hale getirmenin bir sonraki adımıdır. Schäfer “Zaten yıllar önce, benzersiz gaz fazı teknolojimiz TDI üretiminde daha fazla enerji verimliliğine doğru bir kilometre taşıydı. Bundan sonra, yeşil elektriğe geçerek üretimimizden kaynaklanan emisyonlarda daha fazla azalma sağlamayı taahhüt ettik.
Bu ek iyileştirme, iklime giden yolumuzu ne kadar tutarlı bir şekilde takip ettiğimizi açıkça ortaya koyuyor -nötr üretim ve döngüsel ekonomi: Kütle dengeli yenilenebilir hammaddeler kullanarak, artık tedarik zincirindeki dolaylı emisyonlarımızı önemli ölçüde azaltmaya ve daha düşük karbon ayak izine sahip ürünler sunmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Covestro’nun Baş Ticari Sorumlusu Sucheta Govil, “Kütle dengeli ürünlere geçişimizle, çeşitli sektörlerdeki müşterilerin iklim hedeflerine ulaşmalarına ve döngüsel ekonomiye geçişi yönlendirmelerine yardımcı oluyoruz. Aynı zamanda, alternatif hammaddelerin kullanımını güçlendiriyor ve çeşitli değer zincirleri boyunca CO
2 emisyonlarını azaltıyoruz” dedi. Müşteriler bu TDI’yi bir hazır çözüm olarak kullanabiliyor, yani teknik modifikasyona gerek kalmadan mevcut üretim süreçlerinde hızlı ve kolay bir şekilde uygulanabiliyor.