Günlük hayatımızda sıklıkla kullanmış olduğumuz kozmetik ürünlerin içermiş oldukları bileşenler kadar pH değerleri de son derece önem arz etmektedir. Yapılan en güncel araştırmalarda cildin doğal pH değerinin 4-5 aralığında olduğu bildirilmektedir.
Yeni doğan cildinin ilk doğum anında pH’sı 6.4 civarındadır ve 4 gün içerisinde ömrünün büyük kısmında olacağı gibi normal cilt pH’ına ulaşır. Yaşlı bireylerde ise cilt nötr pH değerine (yaklaşık olarak pH=7) ulaşmaktadır [1,2]. Cildin pH’sının yüksek olması durumunda; yüksek pH’a bağlı olarak cildin doğal bariyer tabakası bozulmakta ve ciltte kuruluk, iritasyon, tahriş, enfeksiyon vb. problemler başlamaktadır. Cildin doğal bariyer tabakasını desteklemek ve bakteriyel floranın düzenlenmesini sağlamak için pH değeri 4-5 arasında olan kozmetik ürünler kullanılmalıdır [2].
Deri yüzeyinin asidik yapısı ilk olarak 1892'de Heuss tarafından belirlenmiştir [3]. 1928'de Schade ve Marchionini, biyofiziksel yöntemler kullanarak yapmış oldukları deneyler sonucunda deri yüzeyinin asidik yapıya sahip olduğunu daha kesin bir şekilde ortaya koymuşlardır [4]. Cilt yüzeyinin asit pH’ı olarak bilinen asit mantosu ve stratum corneum’un pH gradyanı; antimikrobiyal bariyer, geçirgenlik bariyeri, bariyer bütünlüğü ve kohezyonu gibi epidermal fonksiyonları düzenlemektedir [2].
Yenidoğanda ilk doğum anında deri pH'sı ortalama 6.4 civarındadır ve bu değerin, derinin normal asidik pH'sı olan 4.9' a gelmesi ortalama 4 günlük bir süre almaktadır [1].

Stratum corneum’un asidik pH’sının, patojen mikroorganizmaların (Staphylococcus aureus ve Malassezia vb.) çoğalmasını engellediği yapılan çalışmalar sonucunda bulunmuştur [5]. pH’ın yerleşik cilt mikroflorasının cilde tutunması üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Asidik bir cilt pH’ı (4-5) yerleşik cildin doğal bakteriyel florasını desteklerken, alkali pH’ın (8-9) ise bu floraya olumsuz etkileri olmaktadır [6]. Ayrıca pH’ın cilt bariyer fonksiyonunu, lipid sentezini ve agregasyonunu (bir araya gelme), epidermal farklılaşmayı ve deskuamasyonu (ciltte pul pul dökülme, soyulma) etkilediği bulunmuştur [5].
Yetişkinlerde olduğu gibi yenidoğan cildinde de sabunlar, deterjanlar gibi dış faktörler, ancak daha da önemlisi deriye uygulanan ve durulanmayan kozmetik veya topikal tıbbi ürünler cilt yüzey pH’ını değiştirebilir. Su veya hafif bir deterjan solüsyonunun kullanılması bile cilt pH değerinde ani bir artışa neden olabilir ve yıkamadan sonra 6 saat boyunca cilt pH’ı normal seviyelere dönmez [5].
Eğer cilt pH’ı asitten nötrale kayarsa, bakterilerin toplam sayısında ve türlerinde bir artış olmakta ve cilt mikroflorasını değiştirmektedir. Staphylococcus aureus pH 7.5’te, Propionibacterium acnes bakterisi ise pH 6.3’te optimal bir büyüme göstermektedir. Cilt pH değeri yükseldiğinde bu bakterilerin artışına bağlı olarak ciltte atopik dermatit (alerjik egzema) problemi ortaya çıkmaktadır. Atopik dermatitte yükselen pH, epidermal lipid lamellerinin bozulmasına ve dolayısıyla bariyer işlevinin bozulmasına neden olmaktadır. Bariyer işlevinin bozulması ile birlikte ciltten su kaybı artmakta ve cildin nem miktarı azalmaktadır. Cildin bariyer tabakasının bozulması; irritan maddelerin cilde daha kolay bir şekilde nüfuz etmesine ve buna bağlı olarak iritasyon, tahriş vb. cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır [5].
Ayrıca cilt pH değerinin yükselişinin irritan kontakt dermatit, iktiyozis, akne vulgaris ve Candida albicans enfeksiyonları gibi cilt hastalıklarının patogenezinde rol oynadığı bildirilmiştir. Genellikle halk arasında pişik olarak bilinen diaper dermatit (bez egzeması) probleminde idrar ve dışkıya uzun süre maruz kalma, artan hidrasyon, cilt mikrobiyal florasında değişiklikler ve değişen cilt pH'ı dahil olmak üzere bir dizi faktör rol oynamaktadır. pH değerinin artmasına bağlı olarak Candida albicans maya mantarı bölgede çoğalmakta ve tahriş, iritasyon ve enfeksiyon problemleri ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, özellikle cilt temizleme (ıslak mendil, şampuan, duş jeli vb.) ve bakım ürünlerinin (losyon, krem, merhem vb.) pH değerinin yaklaşık 4-5 arasında olması bu cilt problemlerinin önlenmesi ve tedavisinde önemli bir rol oynamaktadır. Düşük pH değerine sahip ürünlerin cilde uygulanarak cilt pH değerinin 4-5 arasına düşürülmesi ile birlikte cildin doğal bariyer tabakası desteklenmekte ve daha sağlıklı bir cilt ortamı yaratılmasına katkı sağlamaktadır.
Kaynaklar: [1] Temel Yenidoğan Bakımı, Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü. [2] Jürgen Blaak, Rainer Wohlfart, Nanna Y. Schürer: Treatment of Aged Skin with a pH 4 Skin Care Product Normalizes Increased Skin Surface pH and Improves Barrier Function: Results of a Pilot Study. Journal of Cosmetics, Dermatological Sciences and Applications, 2011, 1, 50-58. [3] Heuss E: Die Reaktion des Schweisses beim gesunden Menschen. Monatschr Prakt Dermatol 1892; 14:341-343. [4] Schade H, Marchionini A: Der Säuremantel der Haut (nach Gaskettenmessung). Klin Wochenschr 1928; 7:12-14. [5] Ehrhardt Proksch: pH in nature, humans and skin. Journal of Dermatology, University of Kiel, Kiel, Germany, 2018, 1-9. [6] H. Lambers, S. Piessens, A. Bloem, H. Pronk, P. Finkel: Natural skin surface pH is on average below 5, which is beneficial for its resident flora. International Journal of Cosmetic Science, 2006, 28, 359-370..
Caner Acar
Uzm. Kozm. Ar-Ge Uzmanı
Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.