Röportaj : B. Serhat Cengiz
Sizi daha yakından tanımak isteriz. Eğitim geçmişiniz ve mesleki kariyeriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
1987 yılında İstanbul’da doğdum. Kocaeli Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nden mezun olduktan sonra, Marmara Üniversitesi’nde İş Sağlığı ve Güvenliği alanında yüksek lisansımı tamamladım. 2013 yılından bu yana kimyasal mevzuatlar ve ürün güvenliği süreçleri üzerine çalışıyorum.Bu süreçte, birçok yerli ve uluslararası kimya firmasıyla hem ulusal hem de AB mevzuatları kapsamında proje yönetimi, teknik dosya hazırlığı ve stratejik uyum süreçlerinde aktif rol aldım. Edindiğim tecrübeyi, kurucu ortağı olduğum Chemleg Danışmanlık ve Chemleg Europe B.V. aracılığıyla daha kurumsal bir yapıya taşıdım. Ayrıca, kimya sanayisine özel dijital çözümler geliştiren yazılım girişimimiz Melgosoft ile sektöre teknoloji tabanlı hizmetler de sunuyoruz.
Chemleg, Ar-Ge, kalite kontrol ve mevzuat danışmanlığı alanlarında geniş deneyime sahip bir ekip tarafından kuruldu. Chemleg’in kuruluşu ve gelişimi nasıl gerçekleşti, anlatabilir misiniz?
Chemleg, 2017 yılında Genel Müdürümüz Elif Koç’un liderliğinde, kadın girişimciliği odağıyla kuruldu. Kurucu ortaklar arasında yer alan Gökhan Ardıç ve ben; REACH, biyosidal ürünler, SDS hazırlığı, Ar-Ge, kalite kontrol ve EHS gibi alanlardaki sektör deneyimimizle şirketin temellerini sağlam biçimde attık. Kuruluşumuzun ilk döneminde yalnızca kurucu ortakların aktif olarak yer aldığı bir yapıdaydık. Ancak hizmet verdiğimiz müşteri sayısının hızla artmasıyla birlikte uzman kadromuzu genişlettik. Chemleg olarak dijital teknolojilere, sürekli eğitime ve mevzuat takibine verdiğimiz önem sayesinde hem Türkiye’de hem de Avrupa pazarında etkin bir konuma ulaştık.
Kimya sektörü sürekli gelişen ve hem ulusal hem de uluslararası düzeyde sık sık güncellenen mevzuatlarla karşı karşıya. Chemleg olarak ekibinizin ve müşterilerinizin bu değişikliklere ayak uydurmasını nasıl sağlıyorsunuz?
Chemleg olarak, kimya mevzuatlarının dinamik yapısının farkındayız. Ekibimize düzenli eğitimler, güncel teknik içerikler ve vaka analizleri sunarak bilgi düzeylerini sürekli güncel tutuyoruz. Müşterilerimize ise sektörel bültenler, erken uyarı sistemleri ve birebir teknik yönlendirmelerle destek sağlıyoruz. Ayrıca, Melgosoft yazılım altyapımız sayesinde; mevzuat takibi, KKDİK kayıt işlemleri, KKDİK veri yönetimi, SDS ve PCN yönetimi gibi konularda otomasyon sağlayarak uyum süreçlerini dijitalleştiriyoruz. Böylece müşterilerimiz yalnızca regülasyonlara uyum sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bu süreçleri stratejik bir bakış açısıyla yönetebiliyor.
KKDİK uyumundan biyosidal ürün risk değerlendirmesine ve teknik çeviriye kadar geniş bir hizmet yelpazesi sunuyorsunuz. Bu hizmetler arasında şu anda en çok talep gören hangisi ve bunun sebebi sizce nedir?
Son dönemde en yoğun talep gören hizmetlerimiz arasında SDS uyum çalışmaları, PCN bildirimleri ve Biyosidal Yönetmeliği’ne uyum hizmetleri yer alıyor. Yılın ikinci yarısından itibaren bu yoğunluğun KKDİK hizmetlerine kaymasını bekliyoruz. Zira KKDİK kayıt süreçlerine ilişkin, Bakanlık tarafından yayınlanması beklenen Usul ve Esaslar düzenlemesi henüz yürürlüğe girmedi. Yayınlandıktan sonra, KKDİK uyum hizmetlerinin özellikle 2026 yılının sonuna kadar oldukça yoğun bir döneme girmesini öngörüyoruz. Mevzuatlara yönelik talep yoğunluğunun dönemsel olarak değişmesinin temel nedeni, uygulama tarihleri ve geçiş süreçleridir. Sürekli güncellenen mevzuatlara karşı endüstrinin gösterdiği uyum çabası, bu dalgalanmayı doğurmaktadır.
Ayrıca, mevzuat uyum hizmetleri süreç bazlı ilerlediği için aynı yönetmelik kapsamında bile dönemsel farklılıklar yaşanabilmektedir. Örneğin, KKDİK Yönetmeliği’nin ilk dönemi olarak nitelendirebileceğimiz 2018–2020 yılları, tek temsilci atamaları, Ön-MBDF bildirimleri, envanter çalışmaları, bilgilendirme ve eğitimlerle geçmiştir. 2021–2023 döneminde ise daha çok lider kayıt ettirenlerin belirlenmesi, lider dosyalarının hazırlanması ve sınırlı sayıda üye kayıt dosyasının sunulması ön plandaydı. 2030 sonuna kadar sürecek olan kademeli kayıt döneminde ise lider kayıt ettireni olmayan maddeler için lider seçimleri, lider kayıt dosyalarının hazırlanması, veri paylaşım ücretlerinin belirlenmesi ve üye kayıtlarının tamamlanması gibi işlemlerin yoğunlaşacağını öngörüyoruz.
Chemleg, hızlı, güvenilir ve kaliteli danışmanlık sunmayı vurguluyor. Ekibinizin uzmanlığının, karmaşık kimyasal mevzuatlarda bir müşteriniz için önemli bir fark yarattığı yakın tarihli bir örnek paylaşabilir misiniz?
Yakın zamanda karşılaştığımız bir örneği paylaşmak isterim. Daha önce farklı bir danışmanlık firmasıyla çalışan bir müşteri, bize başvurduğunda KKDİK kayıt ve ön kayıt işlemlerini ithalatçı rolüyle gerçekleştirmişti. Ancak firmanın Türkiye’deki ticari yapısı ve operasyonel modeli detaylıca analiz edilmeden atılmış bu adım, stratejik açıdan hatalıydı. Chemleg olarak sürece dahil olduktan sonra firmanın ticari döngüsünü detaylı biçimde inceledik ve farklı rol senaryolarının avantajlarını ve dezavantajlarını karşılaştırmalı şekilde sunduk. Yapılan değerlendirme sonucunda, firmanın kayıtlarını tek temsilci rolüyle sürdürmesinin hem daha uygun maliyetli hem de uzun vadeli sürdürülebilirlik açısından daha avantajlı olduğu ortaya çıktı Bu yönlendirme sayesinde, firmanın hem Türkiye’deki müşterileri hem de kendi tüzel kişiliği adına daha sağlam temellere dayanan bir KKDİK kayıt stratejisi inşa edilmiş oldu.
Sektöre destekleriniz arasında eğitim ve bilgilendirme de öne çıkıyor. Kimya sektörü profesyonellerinde en sık karşılaştığınız bilgi eksiklikleri neler ve eğitim programlarınız bu eksiklikleri nasıl gideriyor?
Kimyasal mevzuatlara uyum süreçleri, güncel kalmanın oldukça zor olduğu bir alandır. Mevzuatlar, ticaret yapılan ülke ve bölgelere göre önemli farklılıklar gösterdiğinden, sürekli eğitim ve düzenli takip büyük önem taşımaktadır. Bu noktada Chemleg bünyesinde 2019 yılından bu yana görev yapan, sektörde REACH ve CLP alanındaki derin bilgi birikimiyle tanınan eğitmenimiz Haydar Hazer’in katkıları çok değerlidir. Özellikle KDU eğitimi başta olmak üzere, firmaların faaliyet alanlarını ve eksikliklerini analiz ederek çok sayıda özel eğitim programı geliştirdik. Katılımcıların tecrübesine ve firmanın ihtiyaçlarına göre özelleştirilmiş eğitimlerin, bilgi eksikliklerinin giderilmesinde çok daha etkili olduğunu gözlemliyoruz.
Ancak bilgi eksikliklerinin temelinde sadece mevzuat karmaşıklığı değil, organizasyonel yapıların da etkisi bulunuyor. Ne yazık ki, birçok kimyasal mevzuat profesyoneli bu süreçleri kendi asli görevlerinin yanında “ek iş” olarak yürütmek zorunda kalıyor. Oysa Avrupa Birliği üyesi ülkelerde kimyasal mevzuat yükümlülüğü yüksek firmalarda genellikle ayrı “uyum” ya da “REACH departmanları” bulunmakta. Hatta bu departmanlarda aynı yönetmelik içinde dahi farklı alanlara uzmanlaşmış personeller görev yapıyor.
Türkiye’de ise bu tür uzmanlaşmış yapılar çok sınırlı sayıda. Kimyasal mevzuat süreçlerinin şirketlerde genellikle ek sorumluluk olarak yürütülmesi, hatasız ve etkin bir uyum sağlamayı güçleştiriyor. Bu nedenle yalnızca eğitim faaliyetleri değil; yöneticilerin de bu süreçlerin zorluk düzeyini fark ederek, alanında uzman profesyonellerin yetişmesine imkân tanıyacak yapılar oluşturmaları kritik öneme sahiptir.
Güvenlik Bilgi Formu (SDS), teknik dokümantasyon ve ürün bildirimleri hazırlama konusundaki uzmanlığınızla baktığınızda, firmaların uyum süreçlerinde en çok hangi hataları yaptıklarını gözlemliyorsunuz? Bu hatalardan kaçınmaları için onlara nasıl yardımcı oluyorsunuz?
Firmaların en sık yaptığı hataların başında zaman ve bütçe planlamasına yeterince önem vermemeleri geliyor. Oysa kimyasal mevzuatlara uyum, zaman alan ve çok adımlı bir süreçtir. Sözleşme hazırlıkları, ücret planlamaları, teknik çalışmalar ve otorite kontrolleri gibi pek çok aşama içerir. Ancak firmalar çoğu zaman bu sürece çok geç dahil olmakta, aksiyonları son teslim tarihine yakın bir döneme sıkıştırmaktadır. Bu da hem yeterli zamanın hem de gerekli bütçenin ayrılmamasına neden olmakta, dolayısıyla uyum sağlanamamakta ya da süreçler gecikmektedir.
Bu gecikmeler firmaları ticari olarak dezavantajlı bir konuma düşürebilmektedir. Ayrıca zaman baskısıyla hareket eden firmalar, danışman seçiminde de yeterli değerlendirme yapamadan karar almak zorunda kalmaktadır. Chemleg olarak bu hataların önüne geçebilmek için müşterilerimize proaktif bir yaklaşımla rehberlik ediyoruz. Süreçlerin tahmini sürelerini ve aşamalarını önceden paylaşarak firmaların erken aksiyon almalarını sağlıyoruz. Bununla birlikte, firmanın kendi bünyesinde mevzuat süreçlerini anlayıp yürütebilecek uzmanların yetişmesine de katkı sunuyor, danışmanlarla aynı dili konuşabilecek teknik altyapının oluşmasını destekliyoruz.
Önümüzdeki dönemde Türkiye ve Avrupa’da kimya sektörünü etkileyecek başlıca mevzuat trendleri veya zorluklar neler olacak sizce? Chemleg olarak müşterilerinizin bu değişimlere uyum sağlaması için nasıl bir hazırlık içindesiniz?
Türkiye’de önümüzdeki dönemde kimya sektörünü en çok etkileyecek düzenlemenin KKDİK Yönetmeliği olacağını öngörüyoruz. Kademeli geçiş sürecinin son tarihi olan 2026 yılının sonuna oldukça kısa bir süre kalmasına rağmen, Kimyasal Kayıt Sistemi (KKS) halen kapalı durumda. Yaklaşık 17 aydır kayıt dosyaları hazır olmasına rağmen sistemin kapalı olması nedeniyle Bakanlığa sunum yapılamıyor. Usul ve Esaslar düzenlemesi yayımlandıktan sonra, normal şartlarda üç yılda tamamlanması gereken ilk kayıt sürecinin yaklaşık 1,5 yıla sıkışacağı anlaşılıyor. Bu da firmalar ve danışmanlar açısından oldukça yoğun bir döneme işaret ediyor.
Avrupa tarafında ise CLP Yönetmeliği’nde yapılacak kapsamlı değişiklikler ve dijitalleşme adımları dikkat çekiyor. REACH Tüzüğü kapsamında, geçmişte sunulmuş birçok kayıt dosyasına yönelik test güncellemeleri talep edilmekte ve denetim süreçleri hız kazanmakta. Ayrıca, polimerlerin REACH kayıt kapsamına alınmasına yönelik çalışmalar, sektör açısından kritik bir başlık olmaya devam ediyor.
Chemleg olarak müşterilerimizin Avrupa mevzuatlarına etkin şekilde uyum sağlaması amacıyla Hollanda’da Chemleg Europe B.V. adlı tüzel kişiliğimizi kurduk. Şirket ortaklarımızdan Gökhan Ardıç, Chemleg Europe Genel Müdürü olarak Hollanda’ya taşındı. Bu sayede Avrupa regülasyonlarını yerinden takip ederek, müşterilerimizi önceden bilgilendirmeyi ve onlara rekabet avantajı kazandırmayı hedefliyoruz.