Çatı Sektörü 2019’da Büyümeyi, İyileştirme ve Renovasyon Projeleri ile Gerçekleştirmeyi Düşünüyor

Çatı Sektörü 2019’da Büyümeyi, İyileştirme ve Renovasyon Projeleri ile Gerçekleştirmeyi Düşünüyor
  • 07.01.2019

2018 yılını çatı sektörü açısından değerlendiren Çatı Sanayici ve İş Adamları Derneği (ÇATIDER) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Baştanoğlu, 2019 yılı beklentilerini ve öngörülerini bildirdi.

Baştanoğlu, 2019 yılında da hedeflerinin büyüme odaklı olduğunu ifade ederek, 2019’da iyileştirme ve renovasyona ağırlık verilmesinin gerekliliğinin altını çizdi. Kentsel dönüşüm nedeniyle yenilenmenin yavaşladığını kaydeden Baştanoğlu, “Yıkılması şart olmayan binalar güçlendirilmesi, piyasanın da canlanmasına katkı getirir” şeklinde konuştu.

Avrupa Birliği’nde yenileme pazarı büyüklüğünün 109 milyar euro olduğunu ve bu pazarın neredeyse yarısını Almanya, Fransa ve İtalya’nın oluşturduğunu söyleyen Baştanoğlu,: “Yenileme pazarı, toplam inşaat sektörünün yüzde 57’sini oluştururken, bu oranın yüzde 65’i konutlarda gerçekleşiyor.

Türkiye’de ise 10 yıl önce yaklaşık 12 milyar dolar olan yenileme pazarı 2017'de 6 milyar dolara geriledi. Bu rakamlar da 95 milyar dolarlık iç pazarın yüzde 7’si anlamına geliyor. Oysa bu rakamların, yaklaşık yüzde 25 civarında olması bekleniyor.”

Yüzde 2 büyüme tahmin ediliyor

Baştanoğlu, sektörün 2019 hedeflerini açıklamalarda bulundu: “Yeni Ekonomi Programı’nın (YEP) genel ve sayısal hedefleri, inşaat sektöründe de yavaşlama olacağını gösteriyor. Öncelikle özel tüketim harcamalarında 2019 yılında yüzde 2 büyüme öngörülüyor.

Buna göre hane halklarının harcamalarında sınırlı bir büyüme olabilir. İnşaat sektöründe de 2019 yılında en fazla yüzde 2 büyüme olacağına işaret ediliyor. 2019 yılında kamu yatırımlarında ise yüzde 36,1 daralma öngörülüyor. Programın kamu mali disiplini hedefi çerçevesinde en çok kamu yatırımlarının etkilenmesi bekleniyor.

Kamu yatırımlarında gerileme, kamu altyapı ve inşaat harcamalarında da önemli bir küçülme anlamına geliyor. Bu hedefleri ile Yeni Ekonomi Programı, inşaat sektöründe 2019 yılında küçülme yaşanma olasılığını dahi içeriyor.

Bu duruma göre inşaat sektörü ve çatı sektöründe de 2019 yılında durağan bir yıl geçirmesi beklenebilir. Tabii renovasyon projelerinin Türkiye genelinde devam edeceği de öngörülüyor.”

Yakın ve komşu pazarlarda görülen göreceli iyileşmenin, AB pazarına yapılan ihracatın artışına yardımcı olduğunu kaydeden Baştanoğlu, dövizdeki yükselmenin de ihracatı olumlu yönde etkilediğine dikkat çekti.

Baştanoğlu sözlerine “Önümüzdeki yıl BEP (Binalarda Enerji Performansı) ile ilgili yeni gelişmeler olabilir. Ancak BEP’in tüm detaylarının ve denetim mekanizmalarının, tüm işlerliği devreye sokularak uygulanması büyük önem taşıyor” şeklinde devam etti.

Enerji Etkin Yapıların Geleceğe Damgasını Vuracak

Baştanoğlu, Avrupa Parlamentosu tarafından yayımlanan Binalarda Enerji Performansı direktiflerine göre 31 Aralık 2020 tarihinden sonra, bütün yeni binaların sıfıra yakın enerjili yapı olmasının planlandığını ifade etti ve ekledi:

“Ülkemizin de gecikmeden bu tür yenilikçi yaklaşımlarla geleceğini enerji etkin şekillendirmesi önem arz ediyor. Kentsel dönüşümün 2019’da bu kapsamda ele alınması daha çok gündeme gelebilir. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, yılda 300 bin konutun dönüşmesi hedefleniyor.

Bugüne kadar dönüşüm projelerinde başta kredi desteği olmak üzere 8.5 milyar TL kaynak aktarıldığı, gelecek 20 yılda 6.7 milyon bağımsız bölümün dönüşmesi gerektiği belirtiliyor. 2019'da bakanlığın TOKİ, Emlak Konut ve İller Bankası ile kentsel dönüşüm ve sosyal konut alanlarında yeni projeler geliştirmesi bekleniyor.”

Baştanoğlu, sektördeki bir yükselen, bir düşen eğriyi daha stabil hale getirmek için, aşırı lüks veya lüks görünüm yerine, akılcı ve ihtiyaca dayalı inşaata yönelmenin gerektiğine dikatt çekti.

Baştanoğlu sözlerini, “Yüksek marjlı inşaat yapıp satmak peşinde olan fakat mesleği layıkıyla teknik ekonomik ve estetik anlamda yapmayan kişi ve kuruluşlardan zarar görüyoruz.

Ayrıca kent içinde bütünleşik düşünmeden, yani tüm alt yapı, (temiz su, pis su, trafik, gibi) ve hatta olası büyük afetleri bile dikkate almadan yapılan, parsiyel büyük yerleşim odaklı binalar veya bina bloklarının, şehirde faydadan çok zararı oluyor. Şehirlerimizin belli bir disiplinle imar planlarını uygulayabilmeleri gerekir” diyerek tamamladı.

Yazıyı Paylaş