“Great Place to Work Enstitüsü koronavirüsün iş dünyasına etkilerini Care In Action COVID-19” anketiyle araştırdı.
24 şirketten 8 bin 609 çalışan anket sorularını yanıtladı. Araştırma sonuçları, çalışanların yüzde 57’sinin evden çalıştığını gösteriyor.
Pandemi sürecinde edinilen farklı çalışma deneyimlerini anlamak için gerçekleştirilen “Care In Action COVID-19” araştırması, içinde bulunulan belirsizlik döneminde şirketlere yeni bakış açıları kazandırmayı hedefliyor.
Yüzde 57’si 34 yaş ve altı çalışanlardan olmak üzere, farklı sektör ve büyüklükteki 24 şirketten 8 bin 609 çalışanın ankete katılım göstermiş. Araştırmada, 55 yaş ve üstü çalışanların alınan önlemler, aksiyonlar, iletişim ve yönetime güven ile ilgili düşünceleri, 25 yaş ve altı yaş grubuna göre daha olumlu.
Care In Action COVID-19 araştırmasında, pandemi döneminde uzaktan çalışmaya geçiş, çalışma yeri değişikliğine göre algı farkları ve iş yükünün değişimi gibi pek çok konuda ölçümlemeler yapıldı.
Üçte İki Oranında Evden Çalışma
Çalışanların yüzde 57’si pandemi döneminde evden çalıştığı araştırma sonuçlarından görülebiliyor. Daha önce bu şekilde çalışanlarla birlikte, her üç çalışandan ikisinin bu süreçte evden çalıştığı belirlendi. Katılımcıların yüzde 87’si işini yaparken ihtiyaç duyduğu insanlara ulaşmanın kolay olduğunu ifade ederken, yüzde 84’ü uzaktan çalıştığında da normal çalışma düzeninde olduğu kadar etkin olduğunu belirtiyor.
İş yükünün aşırı arttığını söyleyenlerin oranı yüzde 19
Ankette “artan iş yükü” konusuna da ışık tutuyor. pandemi sürecinde iş yükünün arttığını belirtenlerin oranı yüzde 19. yüzde 35’i iş yükünün normalden biraz daha yüksek olduğunu söylerken, yüzde 9 ise azaldığı düşiüncesinde. Çalışanların ortak kaygısının ise iletişim ve destek alma olduğu görülüyor.
Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, araştırma sonuçlarını değerlendirdi. Toprak “Care In Action araştırmasını gerçekleştirerek Covid-19 sürecini anlamlandırmayı, farklı yaklaşımları ve deneyimleri bir araya getirerek sonuçları paylaşmayı amaçladık. Araştırma sonuçlarına göre, düşünce ve endişelerin şirket tarafından önemsendiğini hissetme oranı üst yönetimde yüzde 88 iken, yönetim görevi olmayan çalışanlarda yüzde 61 seviyesinde. Sonuçlar, bu dönemde çalışanların yöneticilerinden daha çok empati ve anlayış beklentisi içinde olduğunu gösteriyor. Pandemi dönemini, tüm zorluklarına rağmen yeni çalışma modelleri üretme, belirsizlikleri yönetme, değişime uyum sağlama, dijitalleşme ve çeviklik gibi yetkinlikleri geliştirme fırsatlarını iyi değerlendirebileceğimiz bir süreç olarak görmeliyiz. Teknolojinin tek başına ihtiyaçları karşılamada yetersiz kalması, insan faktörünün önemini daha iyi anlamak ve kurum kültürüne yatırım yapmak için dikkate alınması gereken bir işaret olarak nitelendirilmeli.” dedi.