Bühler AG Türkiye Genel Müdürü Sayın Tolga Çeltekligil ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.Çeltekligil, firmalarının Türkiye’deki başarı öyküsünü bizlerle paylaştı.
Okurlarımıza kısaca kendinizden ve eğitim durumunuzdan bahsedebilir misiniz?
Sankt Georg Avusturya Lisesi’ni bitirdikten sonra, lisans eğitimimi
İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nde tamamladım. Yüksek lisans derecemi Manchester Üniversitesi’nde “Kontrol Sistemleri ve Robotik” alanında aldım. Profesyonel kariyerime Siemens firmasında başladım.
Siemens’in önce İstanbul-Türkiye daha sonra Manchester-İngiltere ve ardından Nürnberg-Almanya operasyonlarında; iş geliştirme müdürü, bölge müdürü, iş birim müdürü gibi çeşitli pozisyonlarında çalıştım.
Ardından Emerson ve Metso gibi uluslararası firmalarda satış direktörlüğü ve genel müdürlük pozisyonlarında görev aldıktan sonra 2016 yılında Bühler AG Türkiye operasyonlarının başına geçtim. Mevcut ve büyüyen ekibimizle ile birlikte, her alandaki üst düzey Bühler teknolojilerini Türk Sanayisi’nin hizmetine sunmaktayız.
Bühler AG’nin kuruluşundan bu yana gelişim sürecinden bahsedebilir misiniz?
Her şeyden önce
Bühler, kurulduğu 1860 yılından bugüne değin 159 yıldır aralıksız olarak dünya standartlarında yüksek kalite makine ve teknoloji üretimi yapan ve profesyoneller tarafından yönetilen %100 bir aile şirketidir.
1. Sanayi Devrim’i ile birlikte konvansiyonel öğütme yöntemlerini, endüstriyel boyuta taşıyan ilk firma olan Bühler; bugün dünya çapında 140’tan fazla ülkede, yaklaşık 11 bin çalışanı ile faaliyetlerini sürdürmektedir.
2018 yılı itibariyle yıllık yaklaşık 3 milyar Frank ciroya ulaşan İsviçre merkezli firmamız, yılda ortalama 150 milyon Frank’a sahip
Ar-Ge bütçesiyle sektördeki tüm rakiplerinden ayrılmaktadır. Gelişim süreci içerisinde hem organik hem de farklı sektörlerdeki firma satın almalarıyla inorganik olarak büyüyen Bühler; bugün dünya genelindeki 37 üretim tesisi, bir tanesi de ülkemizde İzmir’de bulunan 100’e yakın servis istasyonu ile boya, mürekkep, kimya, nanoteknoloji, gıda, otomotiv vb. alanlarda temelde öğütme prosesleri ve buna bağlı olarak komple tesis mühendisliği konularında hizmet vermektedir.
1890 yılında ilk buğday öğütme değirmenini, 1903 yılında ilk makarna üretim hattını, 1919 yılında ilk boya,kaplama ve mürekkep öğütme silindirini üretmiş olan Bühler, 1959 yılından itibaren ‘Kimyasal Proses Mühendisliği’ne ağırlık vererek, günümüze değin bu pazarda hem Türkiye’de hem de tüm dünyada sayısız projeye imza atmıştır.
Öğütme ve Dispersiyon iş kolunda, 2006 yılında Draiswerke GmbH (Drais) firmasını bünyesine katarak, düşük viskoziteli likit boya, mürekkep ve kaplama üretim teknolojilerindeki güçlü konumunu daha da sağlamlaştırmıştır.
Her yıl toplam cirosunun ortalama %5’ini Ar-Ge’ye ayıran Bühler; “Innovations for a Better World” mottosuyla vizyonunu belirlemiştir.

Bühler AG başlıca hangi sektörlere, ne tür ürünler sağlıyor? Ürün, marka ve hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Bühler’in faaliyet alanları en geniş kapsamda ikiye ayrılmaktadır. Bunlar; Gıda Proses Teknolojileri (Food Proccesing Technologies) ve Gelişmiş Malzeme Teknolojileri (Advanced Materials Technologies)’dir. Bu iki segmentte yaklaşık 4000 farklı çeşitte makine ve teknoloji üretilmektedir.
Bu teknolojilerin yaklaşık %25’i Bühler patentli teknolojileridir.
Gıda alanında; tahıl öğütme-işleme ve lojistiği, pirinç öğütme ve işleme, ayırma (sorting-Sortex™) ve kurutma (drying- Aeroglide™) teknolojileri, hayvansal yem üretim teknolojileri, yağ üretim teknolojileri, başta kahve, çikolata, makarna ve malt olmak üzere tüketici gıdaları ile ilgili öğütme, işleme, kalıplama, paketleme dahil komple
teknoloji ve tesis kurulumu gibi faaliyetlerimiz mevcuttur. Bühler, bu alanlardaki %25’ten %65’e değin değişen pazar payları ile gıda teknolojileri sektörünün lider firmalarından biridir.

Gelişmiş malzeme teknolojileri olarak adlandırılan alan da 3 ana faaliyet koluna ayrılmaktadır.
Bunlar, özellikle otomotiv sektöründe kullanılan alimünyum pres döküm teknolojileri (die casting); cam, ambalaj, esnek elektronik, mercek kaplama teknolojilerinin toplandığı optik (leybold optics) birimi ve nihayet boya, mürekkep ve benzeri ıslak öğütme ve dispersiyon teknolojilerinin üretildiği“Grinding&Dispersing” birimidir.
Yine bu alanlarda %30 ile %50 aralığında değişen pazar payları ile Bühler, sektörün öncü firmalarının başında gelmektedir.
Bühler’in Türkiye’de faaliyet gösterdiği alanlardan, kimya, boya, mürekkep sektörüne yönelik ürün gruplarınızdan ve özelliklerinden bahsedebilir misiniz?
Bühler, bu alandaki f aaliyetlerini ‘Grinding&Dispersing- Öğütme ve Dispersiyon’ segmenti altında yürütmektedir. Bühler, ıslak öğütmeye ihtiyaç duyulan her proseste, her tanecik boyutu hedefinde, her viskozitedeki ürün için ve her ölçekte makine üretimi yapan sayılı firmalardandır.
Düşük viskoziteli likit ürünler için Cenomic ™ ve Centex™ serisi tam kapasiteli yatay boncuklu değirmenlerimiz; SuperFlow™ ve MicroMedia™ serisi benzersiz yüksek enerjili dikey boncuklu değirmenlerimiz mevcuttur.
Bu proseslerin ön öğütmeleri için yeni geliştirilen ve sektörde çok büyük ses getiren MacroMedia™ teknolojimizle de Türkiye’de ciddi satış adetlerine ulaşmış durumdayız.
Orta-yüksek-ekstrem viskozitelere sahip ürünlerin operasyonları için de Trinomic™ ve Trias™ serisi üçlü silindirlerin yanında, en yeni teknolojimiz olan ve geçtiğimiz Aralık ayında ChinaCoat fuarında lansmanı yapılan Visconomic+™ serisi değirmenlerimizi pazara sunduk.
Bunların yanında yüksek hızlı karıştırıcılar, press-out sistemler, let-down tanklar ile birlikte komple tesis kurulumlarını da ‘Mühendislik’ departmanımızın uzman ekipleri ile istenilen otomasyon seviyesine sahip anahtar teslim biçiminde hayata geçirebilmekteyiz.
Türkiye’de son 6 yılda bu alanda 2 adet tesis projesini hayata geçirirken, 100’ün üzerinde tekil makine satışı da yaparak ciddi bir başarıya imza attığımızı söyleyebilirim.
Türkiye pazarının Bühler için önemi nedir?
Bühler’in 1890 yılında ilk komple değirmen makinesi üretimini gerçekleştirmesinin ardından, 1903 yılında Edirne’de ilk makine kurulumunu yapmasıyla bu topraklarda faaliyetlerine başladığı söylenebilir. 1920’lerde Afyon’da, yine 1930’larda Bursa’da Bühler makineleri kullanılmaktaydı.
1950’li yılların başından itibaren Bühler’in her zaman Türkiye’de temsilcilikleri oldu. Daimî bir Bühler Türkiye ofisinin kurulması ise 1980’lerin başında olmuştur.
Türkiye, Bühler için kendine has dinamikleri ve potansiyeli ile her zaman ilgi çekici bir ülke oldu. Ülkemizde farklı alanlara yayılmış gerçekten güçlü endüstriler mevcut. Firmamızın yukarıda saydığım tüm faaliyet alanlarında Türkiye’de aktifiz.
Bu global ölçekte çok sık rastlanan bir durum değil. Bu sebeple yerel teknik satış ve servis organizasyonumuzu günden güne büyüterek iş ortaklarımız ile beraber yaklaşık 40 kişilik bir ekibe ulaştık.
Bühler, yerel pazarın yanı sıra “Öğütme ve Dispersiyon” iş biriminde Orta Doğu ve Afrika (MEA) operasyonlarını da Türkiye’den yönetmektedir. Bühler’in faaliyet gösterdiği tüm alanlardaki uzmanları, İstanbul merkez ofisle birlikte İzmir ve Ankara şubeleriyle de tüm Türkiye’deki müşterilerine hizmet vermektedirler.
Bugün İzmir’den Mardin’e, Gaziantep’ten Samsun’a, Trabzon’dan Tekirdağ’a, Kayseri’den Bursa’ya kadar Türkiye’nin her bölgesinde Bühler makineleri kullanılmaktadır.
Son olarak İstanbul’da kurduğumuz ve İsviçre merkezimiz ile ortak çalışan yerel proje ve satın alma ekibimiz ile birlikte, Türk Sanayi’sinin yaratıcı, çevik ve kaliteli üretim anlayışını benimseyen firmaları ile ilişkiler kurarak, buradan parça-ekipman tedariği de yapmaktayız.
Bu anlamda ülkemiz ekonomisine döviz girdisi olarak da katkı sağlamaktayız.
Yurt dışı ve yurt içi satış faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
2017 yılında İzmir’deki servis istasyonumuzu, Kemalpaşa’daki 1800 m2’lik yeni yerine taşıyarak, faaliyette olduğumuz tüm alanlarda Türkiye’deki müşterilerimize kapsamlı teknik servis ve yedek parça hizmetini daha iyi şartlarda vermeye başladık.
Bu merkezde, çeşitli parça işlemeleri, makine bakım-onarım işleri, yedek parça stoku, servis ve proses mühendisliği hizmetlerini topladığımız gibi aynı zamanda tesis içerisinde kurduğumuz konferans salonu ile müşterilerimize workshop, seminer, eğitim fırsatlarını da sunabilmekteyiz.
Son olarak 2018’in son çeyreğinde “Öğütme ve Dispersiyon Akademisi” adını verdiğimiz seminerimizi 100’ün üzerinde katılımcı ile servis merkezimizde gerçekleştirdik.
Mürekkep, boya, kaplama, kozmetik, seramik, madencilik, dijital baskı, nanoteknoloji, tarım ilaçları gibi çok farklı sektörlerden ve farklı şehirlerden katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği organizasyonda, tüm paydaşlar ile bir araya gelerek hem teknik hem de ticari bazda fikir alışverişlerinde bulunduk.
Ben, bu sinerjinin yaratılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu sebeple bu gibi organizasyonları her yıl aynı heyecan ile düzenli olarak yapmaya devam edeceğiz.
Bunun yanı sıra, Türkiye’de sunabildiğimiz test makinesi hizmetimiz mevcut. Birebir üretim ölçeğinde kullanılan öğütme değirmenlerimizi müşterilerimizin sahalarına kurarak, teknik ve proses desteği ile birlikte deneme çalışmaları yapabilmekteyiz.
Böylece, daha önce Bühler makineleri ile çalışma fırsatı bulamamış firmaların, bire bir kendi ürünleri ve kendi şartlarında makineleri test etme şansları oluyor. Son olarak portföyümüzdeki makinelerin birçoğunu yerel stokumuz aracılığı ile yerel kontratlar ile satma imkanını da müşterilerimize sunmaya başladık.
Global alandaki hakimiyetimizi, Türkiye’ye yansıtmaya kararlıyız. Bu bakış açısıyla Bühler’in inovatif ve üst düzey teknolojilerini, Türkiye dinamiklerine uygun şartlarda Türk üreticisi ile buluşturabilmekteyiz.
Laboratuvar ve Ar-Ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Üniversite- sanayi iş birliği kapsamında geliştirdiğiniz projeleriniz var mı?
Bühler, başarıyı sürdürülebilir kılmanın gerekliliğini değişmez bir şirket politikası olarak benimsemiştir. Bu anlayışın en önemli dayanağı ise elbette ki Ar-Ge’dir. Her yıl toplam cirosunun ortalama %5’ini Ar-Ge’ye ayıran Bühler; “Innovations for a Better World” mottosuyla vizyonunu belirlemiştir.
Uzwil, İsviçre’deki genel merkezimizde yaklaşık 80 milyon Frank yatırım ile 2 yıl kadar önce CUBIC adını verdiğimiz bir inovasyon merkezinin inşaatına başlamıştık. Çok kısa bir zaman içerisinde 2019’un Mart ayında faaliyete geçecek olan bu kompleks ile teknolojinin merkez üssü olmaya devam etmek istiyoruz.
“Dijital Teknolojiler” adı altında özelleştirdiğimiz inovasyon faaliyetlerimizde geçen yıl tüm sektörde ses getiren bir ortaklığa imza attık.
Bizzat Microsoft’un CEO’sunun da katılımı ile gerçekleşen lansmanda, Bühler, dijital kontrollü makine ve tesislerinde Microsoft’un bulut servislerini kullanarak optimum bir kullanıcı deneyiminin kapılarını araladı.
Öte yandan İsviçre, Almanya, ABD, Japonya, Çin, Hindistan, gibi farklı coğrafyalara dağılan Ar-Ge ve test merkezlerimizin yanı sıra dünya çapındaki saygın üniversiteler ve araştırma enstitüleri ile iş birliği içerisindeyiz.Lozan Politeknik Üniversitesi (EPFL)’in inovasyon kampüsünün kurucuları arasında yer alan Bühler, buradaki laboratuvarı ve ekibi ile de geleceğin teknolojileri üzerinde çalışmakta aynı zamanda bu merkez aracılığı ile teknoloji start-up’larına da destek vermektedir.
ETH Zurich (İsviçre), University of St. Gallen (İsviçre), Kansas State University (ABD), University of Toronto (Kanada), University of Minnesota (ABD), University of Applied Sciences (Almanya), Leibniz Institute for New Materials (Almanya) Bühler’in ortak Ar-Ge faaliyetlerini yürüttüğü bilim merkezlerinden diğer örneklerdir.
Çevre ve sürdürülebilirlik konusunda yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bühler’in ana sloganı ‘Innovations for a Better World’, bizim sürekli gelişen ve geliştiren bir teknoloji lideri oluşumuza vurgu yapmaktadır.
Sürdürülebilir ve bağımsız bir kalkınmayı ürünler, süreçler ve hizmetlerimizle sağlayarak, insanların yaşam kalitesinin iyileşmesine katkıda bulunmak ve bunu %100’lük bir mühendislik başarısının sözünü vererek yapmak esas hedefimizdir. Şirket politikamızı 8 ana anlayışın üzerinde yükseltmekteyiz.
Sürdürülebilir büyüme, kıstas olarak müşterilerinin başarılarını ortaya koyan anlayış, her ihtiyaca yönelik dengeli ürün portföyü, verimli servis hizmetleri, global kalitede yerel hizmetler, yeniliklere odaklanma, kalite liderliği ve sağlam iş gücü.
Bühler, Birleşmiş Milletler’in “Sürdürülebilir Gelişme Hedefleri Programı”nı desteklemekte ve bunu bağlayıcı bir kurumsal şirket hedefi olarak kabul etmektedir.
BM’nin sunduğu 17 sürdürülebilirlik hedefleri içerisinde; gıda atıklarının %30 azaltılması, enerji sarfiyatının %30 düşürülmesi noktalarına yönelik kısa ve uzun vadeli aksiyon planlarını uygulamaktadır.
Bühler için doğanın korunması önemli bir sorumluluktur. Çevresel yönetim kavramı, ekonomik ve sosyal konularda ekolojik etkilerin gözetilmesi esasına dayanır ve Bühler’in dünya genelinde tüm fabrikaların için bağlayıcı niteliktedir.
Bühler, üretim tesisleri ile İsviçre’deki ISO 14001 sertifikasyonunu alan ilk firmalardan biridir ve REACH yönergeleri ile belirlenen hedeflere tam uyumluluk göstermektedir. Çevre duyarlılığın bir diğer önemli ayağı olan enerji verimliliği Bühler için yüksek bir önceliğe sahiptir.
Merkez fabrikamızda yaptığımız enerji verimliliği projeleri ile farklı tipteki atık suların ayrıştırıp geri dönüşüme katarak su sarfiyatını 65,218 metreküpten 56,300 metreküpe indirmeyi başardık. Müşterilerimize sunduğumuz ürün ve hizmetlerde de bu fark somut olarak görülebilir.
Yaklaşık hesaplamalar ile tüm dünyadaki müşterilerimize totalde her yıl 220 ila 250 megawatt aralığında elektrik gücüne sahip makine/sistemler kuruyoruz. Müşterilerimizin yüksek enerji verimli üretimler gerçekleştirdiklerini görmek bizler için her zaman çok mutluluk verici olmaktadır.
Eklemek istedikleriniz…
Bühler, ilk Ar-Ge adımlarını yaklaşık 15 sene önce attığı lityum-iyon pil teknolojilerinde de bugün sektörün hakim teknoloji tedarikçisi durumuna geldi.
Özellikle hantal, maliyetli ve düşük verimli basit karıştırma teknolojilerini ortadan kaldırarak, ekstrüzyon sistemi ile yenilikçi bir proses anlayışı ile girdiğimiz bu sektörde, günümüzde hızla yayılan elektrikli araç üreticilerinin tercih ettiği bir marka olduk.
Bu alanda Çin, ABD ve şimdi de Avrupa’da kurduğumuz anahtar teslim projeler ile ilerliyoruz. Türkiye’de de gerek laboratuvar gerekse büyük ölçekte bu alanda yatırım yapmayı planlayan organizasyonlar ile iletişim halindeyiz. Umuyorum ki, ülkemizde de bu tür girişimler ile çağı yakalama noktasında ortak adımlar atacağız.
Son olarak, yukarıda bahsettiğim yeni nesil ön öğütme değirmenimiz MacroMedia™ ve son teknoloji değirmenimiz Visconomic+™ makinelerini yakından tanımak isteyen tüm dostlarımızın ziyaretlerini bekliyoruz. Teşekkür ederiz.