Boytek Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Darcan ile sektördeki 40 yıllık profesyonel deneyimleriyle birlikte; Türkiye Kompozit Pazarı’nın sorunları ve çözümleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Okurlarımıza Boytek hakkında kısa bir bilgi verir misiniz?
Önümüzdeki yıl 40. yılını kutlayacak olan firmamız 1978 yılında Yenibosna’da alkit ve polyester reçineleri üretimi ile kimya sektörüne girmiştir. Firmamız iki lokasyonda üretim yapan ve 85.000 ton üretim kapasitesi olan bir firmadır.
Üretim portföyünde her türlü kompozit uygulamasına hitap eden polyester reçineleri, vinil esterler, jelkotlar, pigment pastalar ve SMC/BMC bulunmaktadır. Öncelik, müşteri odaklı AR-GE’miz ile doğru ürünü doğru uygulama ile en üst kalitede aynı standartta üretmektir.
Üretilen ürünlerimiz Avrupa, Asya, Afrika kıtalarına 1986 yılından başlamak üzere ihraç edilmektedir. Ayrıca firmamız sektör gereksinimi olan tüm girdileri de pazara sunmaktadır.
Firmamız 1999 yılındanbaşlayarak ISO 9001 – 14001 – 18001 standartları içeriğinde üretim yapmakta olup; bölgemiz ve Avrupa ülkelerindeki sektör oyuncularında ilk sırada bulunmaktadır.
40 yıl Türk Sanayiinde oldukça uzun bir süre. Bu süre içerisinde sürekli gelişiminizi neye borçlusunuz?
Geçtiğimiz 40 yıllık faaliyetimizde önceliklerimiz; kimseyi kopyalamadan farklı olmak, yeni ürün geliştirmeyi sürdürmek, hızlı ve müşteriye özel ürünler üretmek, durmadan çalışmak, sürekli kendimizi, müşterilerimizi, çalışanlarımızı eğitmek ve çevre duyarlılığını arttırmak olmuştur.
Bu yolla gerek başarımızı gerek taklit edilmeyi sürdürebildik.
Kompozit sektörü hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Bu sektörün önündeki sorunlar ve sizce çözüm önerileri nelerdir?
Sektörümüz uygulama alanları çeşitliliği fazla olan bir sektördür. İnşaat, otomotiv, denizcilik, tekstil, mobilya, sulama sektörlerine hitap eden doymamış polyester reçinelerinin tüketimi ülkemizde en hızlı büyüme eğilimini sürdürmektedir.
Geçtiğimiz 2008 yılı krizinden itibaren dünya konjonktüründe küreselleşme dolayısıyla politik gelişmeler ekonomik gelişmeleri; ekonomik gelişmeler ise dünya insanlarının psikolojisini etkiler hale gelmiştir.
Bu içerikte ülkemiz hem lojistik avantaj ve dezavantajları ile ve küreselleşme ile tüm bunlardan etkilenmiştir; etkilenmeye de devam edecektir.
Hammadde girdilerimiz maalesef %45 yerlilik oranında olup, petrokimyaya dayalı girdiler olduğu için biraz evvel sözünü ettiğim dünya konjonktüründeki değişikliklerden süratli etkilenilmektedir.
Bu yüzden 90’lı yıllardan beri ısrarla her türlü platformda dile getirdiğim petrokimya yatırımlarının ülkemizde de yapılarak dışa bağımlılıktan kurtulmak ve girdi teminlerindeki fiyat farklılıklarından bertaraf olmak zorundayız.
Türkiye ekonomisinin kalkınması öncelikle üretim kaynaklı olmak durumundadır. Bu konuda tabii ki sektör oyuncularına ve yönetenlerine de görev düştüğünü belirtmeliyim.
Belirttiğiniz bu sorunlara karşın sektör oyuncularının durumu hakkındaki görüşlerinizi rica edebilir miyiz?
Sektör oyuncularının bir kısmı devamlılık prensibi ile kalite anlayışını sürdürmesine rağmen bazı oyuncular bilinçsizce kısa vadeli düşünerek tüketicileri doğru yönlendirmek yerine yalnız fiyat odaklı ürünleri pazara sunarak sektörü ve kompozit ürünlerin gelişimini engelleyen bir tutum sergilemektedirler.
Bunun çözümü sektör oyuncularının ve sektör derneğinin katkı sağlayarak bilinçlendirilmesi ile mümkündür. Firmamız bu hassasiyeti ile 2006 yılından beri sektörün önemli bir bilgilendirme kaynağı olan “Kompozit Dünyası”bültenini her üç ayda bir yayınlayarak oyuncuları bilgilendirmektedir.
Ayrıca son 3 yıldan beri firmamız bünyesinde bulunan Gorrion Hotel’de “Ekonomik ve Sektörel Değerlendirme Toplantısı” adı altında sektör oyuncularına düzenlediğimiz toplantılarda sektöre yön veren ve bu konuda bir ilki gerçekleştiren bir firma olduğumuzu belirtirim.
Son olarak sektöre iletilecek mesajınız var mı?
40 yıldır bu sektörde duayen olduğumuzun üstüne basmak durumundayım. İsmail Darcan olarak, hep “geçmiş-bugün-gelecek” tek çemberinin içerisinde sürekli yoğrularak firma politikalarını yönlendirmek durumunda oldum.
Pazar oyuncularının; kaliteyi, kuralları, insanlığı, kimyayı, çevreyi, çalışanı, istikrarı ve gelişimi daima aynı çemberde yoğurup hareket etmelerini ve Boytek gibi daha nice 40 yıllara bu anlayış içerisinde gitmelerini temenni ediyorum.
Ayrıca sanayicilik ruhunun önemini anlayarak ülkemizin ekonomik gelişimine ve istihdama katkıda bulunmalarını diliyorum.
