Türk bilim insanları yerli ve milli nanoteknolojik malzemeler için güç birliği yaptı. TÜBİTAK desteğiyle kurulan Bilkent UNAM liderliğinde 20 ortağın yer aldığı A1 platformu, "milli uçak", "yüksek kalitede ekranlar" gibi önem taşıyan 60 farklı nanoteknoloji tabanlı malzemenin geliştirilmesi için göreve başladı.
Öncelikle savunma sanayi, dayanıklı tüketim ürünleri, elektronik, cam olmak üzere çeşitli sektörlerde katma değerli yüksek teknoloji ürünleri geliştiren platformun, ülke ekonomisine büyük bir katkı sağlayacağı öngörülüyor.
ANKARA (AA) - SELMA KASAP

Platformda, yüksek kaliteli ekranlar için yurt dışından ithal edilen nanokristallerin sanayiye dönük yerli üretim aşaması tamamlandı. Bilkent Üniversitesi UNAM Direktörü Prof. Dr. Hilmi Volkan Demir:
"Platformumuzda ekran uygulamaları için geliştirdiğimiz nanokristal renk teknolojisi, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından altın madalya ile ödüllendirildi" dedi.
60 milyon liranın üzerinde fon desteği
UNAM Direktörü Prof. Dr. Hilmi Volkan Demir, Bilkent UNAM liderliğinde, TÜBİTAK tarafından kritik yüksek teknolojilerin kazandırılması amacıyla desteklenen TÜBİTAK 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı kapsamında, 60 milyon liranın üzerinde fon desteğiyle çalışma yürüttüklerini ifade etti.

Bu fonu kullanarak, ülke için kritik teknolojiler geliştirmek amacıyla Bilkent Üniversitesi UNAM liderliğinde, Türkiye'nin en önemli lokomotif sanayi kuruluşlarından olan TUSAŞ, Vestel ve Şişecam ile Bilkent, Eskişehir Teknik, Abdullah Gül (AGÜ) ve TOBB ETÜ üniversiteleri ile büyük bir takım olan A1-Platformu'nu kurduklarını anlatan Demir, takımda ayrıca Ar-Ge filiz şirketleri ile 20'ye yakın paydaş kurumla ortak çalıştıklarını belirtti.
"Ülkeye kritik teknolojileri kazandıracağız"
Ekiplerinin, "nanomalzemeler", "şeffaflar", "yapısallar", "aviyonik ekranlar" ve "ileri cam teknolojileri" olmak üzere birbirini besleyen beş dalda çalışmalar yürüttüğünü aktaran Demir, "Bu programın tetiklediği nihai, yan ve ara olmak üzere 60'ın üzerinde ürünün teknolojisi geliştirilecek.
Buradan beklenen ülkemize katma değeri yüksek malzeme teknolojilerini sağlamak. Bunun farklı patent uygulamaları olacak. Dolayısıyla patent portföyü ile beraber ülkemize kendi dallarında lokomotif olan bu şirketlerimize kritik teknolojileri kazandırmış olacağız." diye konuştu.
"Ülke ekonomisine doğrudan katkı sağlayacak"
Demir, "Dört yıl boyunca A1 takımı paydaşlarıyla TÜBİTAK 1004-Mükemmeliyet Merkezi Destek Programı'nda kazandırılan çok sayıda teknoloji başta savunma sanayi, dayanıklı tüketim ürünleri, elektronik, cam olmak üzere çeşitli sektörlerde katma değerli yüksek teknoloji ürünleri olarak can bulurken ülke ekonomisine doğrudan katkı yaratacak." dedi
Kokpitler içindeki mekanik bileşenlerden şeffaf malzemelere Milli uçakta da kullanılacak, kokpiti saran saydam yapı kanopilerin üzerine yerli ve milli özellikler kazandırmak için geliştirileceğini ifade eden Demir, "yapısallar" adını verdikleri özel nanokompozit malzeme grubunda ise kokpitler içerisindeki farklı mekanik bileşenlere yönelik çalışma yürütüldüğünü, bunun için TUSAŞ ve UNAM'ın yakın iş birliği içinde çalıştığını açıkladı.
Nanokristallerin yerli ve milli üretimi geliştirildi
Prof. Dr. Demir, iletişim, navigasyon, birden fazla sistemin görüntülenmesi ve yönetimi ve bireysel işlevleri gerçekleştirmek için uçaklara takılan yüzlerce sistem anlamına gelebilecek "aviyonik" ekranların, yine kokpitler için kritik olduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
"Bu son teknolojik noktaya giderken yol üstünde küçük format ekran, televizyon, sayısal gösterge paneli, araba paneli gibi farklı çıktılarıyla ve en sonunda da aviyonik uygulamaya uyumlu olan nanokristal renk teknolojisinin özel ekran teknolojilerini geliştirmek üzere çalışıyoruz.
Ekranların içerisine renk kalitesini yükseltmek için renk dönüştürücü olarak nanokristaller yerleştiriyoruz. Normalde bu nanokristaller, yurt dışından satın alınıyor. Platform olarak ekran teknolojileri ile uyumlu olan nanokristalleri geliştiriyoruz. Bu altyapıdan yaptığımız filmleri bir televizyon ekranının arkasına yerleştirdiğimizde izleyicilere çok daha canlı renkler sunabiliyoruz."
Yüksek teknolojili ekranlar için geliştirdikleri yarıiletken nanokristallerin AGÜ ve UNAM iş birliğinde ticari sürece ulaştığına işaret eden Demir, "Şu an bu teknolojiyi, büyük ölçekli olarak üretebiliyoruz. Bir litre içerisinde 50 gram nanokristal renk dönüştürücü elde ediyoruz.
Bu yaklaşık 50 televizyonda renk dönüştürücü olarak kullanabiliyor. Böylece kuantum malzeme teknolojileriyle hem ekran uygulamaları için hem diğer dayanıklı tüketim uygulamalar için girdi sunabiliyoruz." diye konuştu.
Vestel ile iş birliği kuruldu
"Aviyonik" ekran teknolojisinin sanayiye dönük uygulaması için AGÜ'de Doç. Dr. Evren Mutlugün ile, Nanome isimli filiz şirketin kurulduğunu aktaran Demir, bu konuda Vestel ile de yakın iş birlikleri kurduklarını açıkladı.
Demir, platformda ekran uygulamaları için geliştirdikleri nanokristal renk teknolojisinin, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından altın madalya ile ödüllendirildiğini de vurguladı.
"Nitelikli Ar-Ge gücü yaratılıyor"
Prof. Dr. Hilmi Volkan Demir, yürüttükleri çalışmalara ilişkin şu bilgileri verdi:
"Türkiye'nin etki-değeri yüksek bilim, katma değeri yüksek teknoloji ve küresel seviyede inovasyon için yararlı ve değerli bilgi üreterek rekabetçi olmasını, sadece ekonomik değil, aynı zamanda ülkemiz için toplumsal fayda ve nitelikli Ar-Ge iş gücü yaratmayı, üniversite-sanayi iş birliğinin de gücüyle derin teknoloji geliştirmek için 'kar topu' etkisi tetiklemeyi ve uluslararası seviyede rekabet eden global ürünleşme için gerekli kabiliyeti geliştirmeyi amaçlıyoruz. Türkiye'ye 4 yıl içinde 5 farklı dalda kritik malzeme teknolojilerini kazandırmak için çalışıyoruz.
Dört yıl sürecek program süresince teknoloji hazırlık seviyesi 3, 4, 5 olarak sınıflandırılan teknolojilerin 6, 7, 8, 9 seviyelerine çıkartılması ve bu şekilde katma-değerli yüksek bu teknolojilerin yerli ve milli üretimi amaçlı ülkemize kazandırılmasını hedefliyoruz.
Bunlarla birlikte, programa dahil olan tüm kurumların kendi sektörlerindeki özgün ürünlerin geliştirilmesi için teknolojik kazanımlarının her aşamada ortak ve çok yönlü fayda sağlamasını amaçlıyoruz."