Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı ve İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, “Türkiye’nin Döngüsel Ekonomiye Geçiş Potansiyelinin Değerlendirilmesi için Teknik Destek Projesi”nin Ankara’da bir otelde gerçekleştirilen açılış törenine katılım gösterdi.

Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar katıldığı açılış töreninde konuşma yaptı. Birpınar konuşmasında Türkiye’nin bütün ambalajlı ürünleri geri dönüştüreceğini vurguladı ve “Başka gidecek yerimiz de yok. Kaynaklarımız sabit. Bu kaynakları sürdürülebilir kullanırsak, gelecek nesillere bırakırsak belki iyi bir iş yapmış oluruz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“Türkiye Bütün Ambalajlı Ürünleri Geri Dönüştürecek”
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen; Türkiye’nin Döngüsel Ekonomiye Geçiş Potansiyelinin Değerlendirilmesi için Teknik Destek Projesi’nin açılış töreni konuşmasını Bakan Yardımcısı Birpınar yaptı.
Geri dönüşümün önemine değinen Birpınar, Türkiye’nin bütün ambalajlı ürünleri geri dönüştüreceğini söyleyerek, “Türkiye aynı Avrupa’da birçok ülkede olduğu gibi bütün ambalajlı ürünleri geri dönüştürecek. Hatta belgi sigaraya bile depozito koyup o sigara paketlerinin bile geri dönüşümünü sağlamak ve bunlarla ilgili ne yapılabiliyorsa özellikle tarım arazilerinde kullanılan ilaçların kutularına dahi depozito getirmek” sözlerini kullandı.
“Beraber Çalışmaya Devam Etmemiz Gerektiğini Düşünüyorum”
Çevre meselelerinde birlikte hareket edilmesi gerektiğini de vurgulayan Birpınar; “Marmara’da bir müsilaj oldu. Müsilaj olduğu zaman üç gün sonra Yunanistan’a, 5 gün sonra İtalya’ya gidiyor veya tam tersi oluyor, oradan buraya gelebilir. Hava kirliliği, toprak kirliliği noktasında da öyle. Birbirimizle alışveriş yapıyoruz, sadece enerji alışverişi değil. Bu noktalarda beraber hareket etmemiz, bunları siyaset üstü tutmamız. Çevre meselesinde Türkiye’nin AB standartlarına ve çevresel alt yapıyı dünyadaki standartlara, iyi bir hale getirmek için beraber çalışmaya devam etmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Sürdürülebilir çevre” ve “sürdürülebilir kalkınma” kavramlarına dair Türkiye’de yeni bir bakış açısı geliştirilmesine katkı sağlaması amaçlanan projenin toplam 36 ay süreceği düşünülüyor.