Arıcılık, Kadın Eliyle En Verimli Dönemini Yaşıyor

Arıcılık, Kadın Eliyle En Verimli Dönemini Yaşıyor
  • 07.08.2025

Kurulduğu günden bu yana 7 bini aşkın arıcıya ulaşan Balparmak Arıcılık Akademisi, 20 kişilik Ar-Ge uzman ekibiyle İstanbul Aydos Ormanı’ndaki arıcılık faaliyetlerini yerinde inceledi. İstanbul İli Arı Yetiştiricileri Birliği’nin davetiyle gerçekleştirilen ziyarette, kadın arıcıların arı sütü üretimindeki başarılı uygulamaları gözlemlendi.

Türkiye’nin lider doğal bal markası* Balparmak tarafından 2018 yılında kurulan Balparmak Arıcılık Akademisi, bugüne kadar 7 bini aşkın arıcıya ulaşarak; arı sütü başta olmak üzere bal, polen ve propolis gibi katma değeri yüksek arı ürünlerinin hijyenik ve verimli üretimi konusunda kapsamlı eğitimler verdi. Akademi, özellikle kadınların ve gençlerin sektöre kazandırılmasını hedefleyen, sürekli öğrenmeye dayalı yapısıyla mesleğin gelişimini ve sürdürülebilirliğini sağlamak için çalışıyor.

Bu vizyon doğrultusunda İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk’in özel davetiyle İstanbul Aydos Ormanı’na yapılan ziyaret, Balparmak’ın Arıcılık Akademisi kapsamında saha ile kurduğu karşılıklı öğrenmeye dayalı yapının güçlü bir örneğini oluşturdu. Balparmak Ar-Ge uzmanlarının yer aldığı buluşma, sahadaki üretim deneyimlerinin teknik bilgiyle harmanlanmasına katkı sundu. Bu gözlemler sırasında paylaşılan veriler arasında, kadın arıcıların benzersiz bir başarıyla yaklaşık iki ayda elde ettiği 10 kilogramlık arı sütü üretimi dikkat çekti. Sabır, titizlik ve uzmanlık gerektiren bu yüksek verim, kadın elinin önemini net biçimde ortaya koydu.

“Doğru bilgiyle beslenen üretim, sektörel başarıyı getirir”
İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Onur Çilenk, saha ziyaretinde yaptığı değerlendirmede, “Her mesleğin bir akademik yönü vardır; arıcılık da ciddi bilgi ve deneyim gerektiren bir meslek. Özellikle ilkbahar aylarında kolonilere yapılan bilinçli ve planlı beslemeler, sezonun üretkenliğini belirleyen en kritik adımlardan biridir. Arı sütü gibi yüksek katma değerli ürünlerde başarı, ancak bilgiyle donatılmış ve teknik açıdan doğru planlanmış üretim süreçleriyle mümkün” şeklinde konuştu.

“Arıcılık Akademisi kadın emeğiyle yüksek katma değerli üretimi mümkün kılıyor”
Balparmak Ar-Ge ve Kalite Direktörü Dr. Emel Damarlı arı sütünün önemini şu sözlerle ifade etti: “Arı sütü sağlıktan kozmetiğe pek çok alanda ihracat potansiyeli olan ve katma değeri yüksek bir ürün. Ancak bu ürünün üretimi uzmanlık, sabır ve hijyen gerektiriyor. Balparmak Arıcılık Akademisi olarak, kadınları mesleki bilgi ve becerileri açısından güçlendirmek amacıyla yola çıktık. Hassas el işçiliği gerektiren arı sütü üretiminde kadın emeği büyük önem taşıyor.  Özellikle sabır gerektiren bu süreçte, kadınlarımızın yetenekleri sektörde gözle görülür bir fark yaratıyor. Kadınlar bu sayede hem hane ekonomisine hem de ülke ihracatına önemli katkı sağlayabilirler.”

Balparmak Genel Müdürü Ulaş Altıparmak, Arıcılık Akademisi’nin sektöre sağladığı katkıya ilişkin şunları ekledi: “Eğitimlerimizle, kadınların ve gençlerin bu üretimi doğru tekniklerle yapmalarını destekliyor, Türkiye’yi arı sütü üretiminde dünya pazarında öne çıkarmayı hedefliyoruz. Ülkemizde bu alanda önemli bir iş gücü açığı ve kalkınma potansiyeli bulunuyor; biz bu potansiyeli değerlendirmek isteyen kadınlarımıza açık bir çağrıda bulunuyoruz. Bu yolda birlikte yürüdüğümüz ve değerli katkılarıyla yanımızda olan İstanbul Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Sayın Onur Çilenk’e de ayrıca teşekkür ederiz.”

“Oya gibi işlenen emek, arı sütünde verime dönüşüyor”
Saha ziyaretinin en dikkat çekici hikâyesi ise, Ayşe Akkaya’dan geldi. Yıldız Teknik Üniversitesi'nde Atom ve Moleküler Fizik ile İş Sağlığı ve Güvenliği alanlarında çift yüksek lisansı bulunan Akkaya, arıcılık mesleğine başlama hikayesini şöyle anlattı: “İkinci çocuğumun doğumu için bir süre yurt dışında bulundum. Türkiye’ye döndüğümde ise çocuklarıma daha fazla zaman ayırmak istediğime karar verdim ve bu nedenle kurumsal iş hayatıma ara verdim. Bu süreçte annem ve teyzemin arıcılıkla ilgilenmeye başladığını öğrendim. Başlangıçta onlara sadece destek oluyordum. Ancak zamanla arıcılığın doğayla iç içe, üretime dayalı yapısı beni derinden etkiledi ve bu işe başlamaya karar verdim. Özellikle teyzem, benim için çok güçlü bir rol model oldu. Tecrübesi, disiplini ve sabrıyla bana yol gösterdi. Bugün ailemle birlikte İstanbul Aydos Ormanı’ndaki arılığımızda aktif olarak arıcılık yapıyor, özellikle arı sütü üretimine odaklanıyorum.” 

Bal üretimi ile arı sütü üretimi arasında önemli farklar olduğunu vurgulayan Akkaya, süreci şöyle anlatıyor:
“Bal daha sabit ve kontrollü bir süreç. Ama arı sütü çok daha yoğun bir dikkat, sabır ve el becerisi gerektiriyor. Hijyen kurallarına sıkı sıkıya uymanız şart. Arı sütü üretimi arıyla birlikte anbean çalışmayı gerektiren bir disiplin. Özellikle larva transferi, adeta oya işler gibi tane tane yapılan bir işlem... Başta arılardan korkuyordum şimdi ise bu meslekten vazgeçemem diyorum.”

Ayşe Akkaya’nın üretim yolculuğu, yalnızca kendi yaşamında bir dönüşüm yaratmakla kalmadı; arıcılığa adım atmak isteyen pek çok kadın için de ilham verici bir örneğe dönüştü. Akademik ve kurumsal geçmişi olan bir kadının arıcılıkla yeni bir profesyonel kimlik kazanması, bu mesleğe mesafeli duran birçok kadın için başlanabilir, öğrenilebilir ve sürdürülebilir bir üretim alanı olduğunun güçlü bir göstergesi oldu. 

Yazıyı Paylaş