Yüksek Saflıkta Yardımcı Maddeler: Karmaşık Bir Soruna Basit Bir Çözüm
Giriş
Aktif farmasötik bileşenlerin (API) birçok çeşidinin bulunması şaşırtıcı değildir. Küçük molekül, büyük molekül, peptit, monoklonal antikor; liste daha da devam ediyor.
Bu moleküller, bir kişinin hayatını sonsuza dek değiştirebilecek zorlayıcı koşulları hafifletme
veya iyileştirme yeteneğine sahiptir.
O halde, bu bileşenlerin bir formülasyonda birincil öneme sahip olduğu, ayrıca stabilite ve etkinliklerini korumak için uygun önlemlerin alınması gerektiği tartışılmaz bir gerçektir.
Bu aktif farmasötik bileşenler daha karmaşık hale geldikçe, bir dizi farklı bozunma
yoluna karşı zamanla daha savunmasız hale gelebilirler. pH ortamlarındaki değişiklikler asitlenmeye neden olabilir ve bozunmaya yol açabilir.
Neme maruz kalarak da hidrolizi başlatabilir ve ardından ikincil yan ürünlerin oluşumuna sebep olabilir. Bir yardımcı maddeden ayrılmayan artık katalizör, yan reaksiyonları tetikleyebilir ve yalnızca Aktif farmasötik bileşenlerin değil, formülasyondaki diğer her
şeyin bozulmasını tetikleyebilir.
Formülasyonda kullanılan bileşenlerin en yüksek kalitede ve saflıkta olmasını sağlamak pratik bir çözümdür. Bu, ilacın bozunmamasını; etkinlik ve uzun ömürlülüğün korunmasını
sağlar.
Biyofarmasötikler için Polisorbatlar
Proteinler ve nükleik asitler gibi biyofarmasötik aktif maddelerin, ısı, basınç, saflaştırma işlemleri ve karıştırma dahil olmak üzere çeşitli dış streslere maruz kaldıklarında kolaylıkla bozulduğu belgelenmiştir.
Bu etkenler ya protein yapısı içinde ya da bir dış yüzey ile etkileşimlerde olumsuzluklara neden olur ve sonunda biyolojik etkinliğin azalmasına yol açar.
Ek olarak, bu olumsuz etkileşimler ve ürün parçalanması, formülasyon içinde bulunan parçalayıcılara maruz kalma yoluyla başlayabilir.
Bu senaryoda suçlu, terapötik ajanın birlikte formüle edildiği yardımcı maddedir. Küçük miktarlarda olsa da bu ajanların formüle edildiği ana bileşenlerden biri polisorbatlardır,
özellikle Polisorbat 20 ve Polisorbat 80. Polisorbatlar, proteinler için bir stabilizasyon ve yüzey adsorpsiyonu önleme maddesi olarak olmak üzere çok çeşitli uygulamalarda kullanılmaktadır.
Doğal biyouyumlulukları ve dahili protein yapısını koruma konusundaki güçlü yetenekleri, Polisorbatları insan serum albümini ve disakkaritler gibi diğer stabilizatörlere göre avantajlı bir seçim haline getirir1.
Bununla birlikte, polisorbatlar kendi kendine oksidasyona uğramalarıyla da bilinirler. Bu bileşenlerin kesin parçalanma mekanizması halen belirsiz olsa da birincil yolların asit veya baz katalizli hidroliz veya stresle başlatılan aldehit ve asit alt birimlerine parçalanma olduğu teorisi mevcuttur2.
Bu alt birimler sadece polisorbat parçalanmasını ilerletmekle kalmaz, aynı zamanda aktif bileşenin stabilitesine de müdahale eder. Bu nedenle bu tür hassas uygulamalarda en yüksek saflıkta içeriklerin kullanılması çok önemli ve hatta zorunludur.
Croda’nın Super Refined™ Polysorbate 20 ve Super Refined™ Polysorbate 80 ürünleri, bu uygulamalar için gerekli olan düşük safsızlık ve yüksek stabilite profiline sahiptir.
Super Refined Polisorbatlar, enjekte edilebilir veya oral kullanımlar da dahil olmak üzere dozaj formlarında en hassas aktif farmasötik bileşenleri çözer ve stabilize eder.
Süper Rafinasyon, kimyasal bileşimini değiştirmeden bir yardımcı maddeden polar
safsızlıkları (birincil ve ikincil oksidasyon ürünleri dahil) uzaklaştırarak negatif aktif farmasötik bileşenlerin etkileşimini ve bozunmasını azaltmaya yardımcı olur.
Saflığın Gerçek Faydaları
Yardımcı maddelerdeki oksidatif safsızlıklarla ilgili temel sorun, sadece aktif maddenin stabilitesi ile ilgili değildir. Bileşenin kararsızlığı, formülasyon ve ilaç dağıtımı ile ilgili birtakım sorunlarla ilişkilidir.
Belirli safsızlıkların, yeterli ilaç dağıtımını engelleyen ve hatta uygulama yerinde ağrıya neden olan hücresel tahriş edici maddeler olduğu bilinmektedir.
Formaldehit gibi küçük molekül ağırlıklı safsızlıklar, jelatin kapsüller gibi ek dağıtım kaplarına müdahale ederek formülasyon salınımını değiştirebilir ve hatta önleyebilir.
Aşağıda görülebileceği gibi Super Refined Polisorbat 20, standart kalite Polisorbat
20’ye kıyasla yaklaşık %46 daha az formaldehit içermektedir (Şekil 1).
Aynı şekilde, Super Refined Polisorbat 80 için kıyaslama yapıldığında ise Super
Refined Polisorbat 80’in standart kalite Polisorbat 80’e göre yaklaşık %81 daha az formaldehit içerdiği gözlemlenmiştir. (Şekil 2).
[caption id="attachment_153226" align="aligncenter" width="594"]

Şekil 1: Super Refined Polisorbat 20 ile standart kalite Polisorbat 20 arasındaki formaldehit içeriği farkını gösteren bir grafik.[/caption]
[caption id="attachment_153227" align="aligncenter" width="640"]

Şekil 2: Super Refined Polisorbat 80 ile standart kalite Polisorbat 80 arasındaki formaldehit içeriği farkını gösteren bir grafik.[/caption]
Bir ürünün saflığına uygun olarak sadece sentezlenmesi değil aynı zamanda saflığına uygun olarak da kullanılması gerekir.
Bu sadece polisorbatlarda değil, farmasötiklerin üretiminde kullanılan tüm bileşenlerde
geçerlidir. Üretim ekipmanlarının temizleme protokollerinin kontrol edilmesi, inert paketleme ve dolum ortamlarının uygun hale getirilmesi gibi kritik önlemler, yardımcı madde stabilitesi ve nihai ürün performansı için çok önemlidir.
Sonuç
Koşullar geliştikçe, aktif farmasötik bileşenler de gelişir. Tasarım ve yapıdaki karmaşıklık, en çok ihtiyaç duyanlar için özel ve etkili salınıma yol açar.
İlaç bozunmasının birçok durumda toksikolojik etkileri olabilir ve bu mekanizmanın mümkün olduğunca en aza indirilmesi gereklidir. Bunun için en iyi çözüm, hem kalitesi hem de saflığı yüksek olan uygun bileşenlerin seçilmesini ve tüm ilaç ürünü yaşam döngüsü boyunca kullanılmasını sağlamaktır.
Croda’nın Super Refined™ yardımcı maddeleri, saflık teriminin bir tanımıdır. Çok sayıda formülasyon ve ilaç salınım alanındaki uzmanlığın yanı sıra dünya genelinde mevcut olan geniş içerik yelpazesi ile Croda, yenilikçi ve çığır açan tedavilerin pazara sunulmasına yardımcı olan eksiksiz birçok çözüm sunar.
Super Refined™ eksipiyanları, aldehitler, hidroperoksitler ve ketonlar dahil olmak üzere birincil ve ikincil oksidasyon ürünlerinin yanı sıra sentetik süreçten artık katalizörü çıkarmak için kapsamlı bir şekilde saflaştırılır.
Bu, daha uzun bir stabiliteye ve raf ömrüne sahip, daha temiz ve berrak bir ürünün
yanı sıra içinde çözünen herhangi bir aktif bileşenin daha iyi stabilitede olmasına izin verir.
Kaynakça
1. Arsiccio, Andrea, and Roberto Pisano. “Surfactants as Stabilizers for Biopharmaceuticals: An Insight into the Molecular Mechanisms for Inhibition of Protein Aggregation.” European Journal of Pharmaceutics and Biopharmaceutics, vol. 128, 9 Apr. 2018, pp. 98–106., doi:10.1016/j.ejpb.2018.04.005.
2. Kerwin, Bruce A. “Polysorbates 20 and 80 Used in the Formulation of Protein Biotherapeutics: Structure and Degradation Pathways.” Journal of Pharmaceutical Sciences, vol. 97, no. 8, 29 Jan. 2016, pp. 2924–2935., doi:10.1002/jps.21190.
Gizem Uzun
Satış Temsilcisi - İlaç
Croda Türkiye