Yazımıza öncelikle Sıfır Atık kavramının neyi ifade ettiği, toplumsal karşılığı, gerek devletin bu yönde yürüttüğü projeler gerekse de özel şirket ve sivil toplum kuruluşlarının teşvikleri konularına değinerek başlamak sıfır atık meselesini bütünüyle anlamak için önemlidir.
Bu noktadan hareketle sıfır atık denen kavram, israfın önlenmesini, kaynakların daha verimli kullanılmasını, atık oluşum sebeplerinin gözden geçirilerek atık oluşumunun
engellenmesi veya minimize edilmesi, atığın oluşması durumunda ise kaynağında ayrı toplanması ve geri kazanımının sağlanmasını kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan bir hedeftir.
Aslında bir kavram olmanın yanında bir gelecek tahayyülüdür. Sanayi devrimine bağlı olarak gelişen teknoloji, nüfus artışı ve şehirleşme çok fazla atığın oluşmasına neden oldu. Bu durum da toprak, su ve hava kirliliğine neden olmaktadır.
Kaynakların hoyratça kullanımı elbette bir gün tükeneceklerinin de habercisidir. Yalnızca böyle yüzeysel bir bakışla dahi anlaşılacağı üzere bu hedef bir hayalin de ötesinde bir zorunluluktur.
Atıkların
geri dönüşüm ve geri kazanım süreci içinde değerlendirilmeden bertaraf edilmesi hem maddesel hem de enerji olarak ciddi kaynak kayıpların yaşanmasına neden olmaktadır.
Dünya üzerindeki nüfus ve yaşam standartları artarken tüketimde de kaçınılmaz şekilde bir artış yaşanmakta ve bu durum doğal kaynaklarımız üzerindeki baskıyı artırarak dünyanın dengesini bozmakta, sınırlı kaynaklarımız artan ihtiyaçlara yetişememektedir. Bu durum göz önüne alındığında, doğal kaynakların verimli kullanılmasının önemi daha da ortaya çıkmaktadır.
Bu nedenledir ki son yıllarda tüm dünyada sıfır atık uygulama çalışmaları hem bireysel
hem kurumsal hem de belediye genelinde yaygınlaşmaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu konuda SIFIR ATIK MAVİ adında bir proje yürüttüğünü biliyoruz. Oldukça önem arz eden bu proje kapsamında bir “SIFIR ATIK YÖNETİM SİSTEMİ UYGULAMA KILAVUZU” yayınlanmış ve en özelden en genele herkesin sorumlu olduğu bilinciyle adım adım sıfır atık hayaline yaklaşmak amaçlanmıştır.
Bu kılavuzda çalışma ekibini hazırlanması yani Sıfır atık yönetim sisteminin kurulumundan, uygulanmasına ve izlenmesine kadar olan süreci takip edecek sorumlu kişi veya kişileri belirleyerek bir çalışma ekibi oluşturulması ilk aşama olarak kaydedilirken “PLANLAMA”
yani atıkların türü ve kaynaklarının belirlenmesi, kullanılan ekipmanlar ve ilgili personelin durumunun ortaya konulması, sisteme geçişin planlanması, atığın türüne ve miktarına etki edebilecek faktörlerin tespiti ikinci aşama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Üçüncü aşama olarak “EĞİTİM/BİLİNÇLENDİRME FAALİYETLERİ”ni görmekteyiz. Bu aşama da Sıfır atık yönetim sisteminin yaygınlaştırılması amacıyla hedef kitleye yönelik eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve uygulamaya katılımının teşvik edilmesi faaliyetlerini içerir.
Son aşama olarak belirlenen İZLEME, KAYIT TUTULMASI VE İYİLEŞTİRME aşaması ise uygulamanın etkinliğinin değerlendirilmesi amacıyla çalışma ekibi tarafından belirli zaman aralıkları ile izleme yapılması ve varsa uygulamanın aksayan yönleri, eksiklikler veya
geliştirilecek taraflarının tespit edilmesi, eksikliklerin giderilmesi faaliyetleridir.
Elbette Sıfır Atık Hedefi ve Yönetimi mevzubahis olduğunda ortaya bir sorumluluklar hiyerarşisi de çıkmaktadır. Tek başına bir memur ile bir fabrikatörün Sıfır Atık Hedefindeki sorumluluğu aynı boyutta olmamakla beraber toplumun tümü bu hedef doğrultusunda sorumludur.
Bu konuda çalışan tüm öznelerin ortaklaştığı adımlardan ilki atıkların ayrıştırılması adımıdır ki bu sorumluluğun belki de en zahmetsiz tarafıdır. Son On yıldır ülkemizde neredeyse her yerde atıkları sınıflarına göre ayırabileceğimiz konteynırlar ya da yer altı atık merkezleri
vardır.
Bu, toplumun tümü tarafından yapılabilecek en kolay ayırma yöntemidir. Bu işlemin akabinde atıkların bazıları geri dönüşüme bazıları yakıta bazıları ise doğaya en az zararla yok edilme işlemine tabi tutulmaktadır.
Yukarıda verdiğimiz basit örneğin daha teferruatlı, kimyasal uzmanlık gerektiren büyük çaplı ölçekleri sanayi tipi atık yönetimi olarak adlandırılıyor ve yine Bakanlık kontrolünde ilerleyen süreçlere tabi tutuluyor.
Hazırlayan : Dila Taşcı