25 yıldan uzun bir süredir Türkiye’de başarıyla faaliyet gösteren Kromaş, 2014 yılı itibariyle stratejik bir satın almayla yüzey işlem sektörünün en önemli firmalarından biri olan Alman Rösler’in bir iştiraki oldu ve Rösler Kromaş ismini aldı.
Gerçekleştirdiğimiz söyleşide Rösler Kromaş Genel Müdürü Sayın Tayfun Sığırtmaç, hem bu süreç, hem de firmanın ürün ve çözümleri hakkında detaylı bilgi verdi.
Okurlarımıza kısaca kendinizden, eğitim durumunuzdan ve profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
1974 Bursa doğumluyum. 1992 yılında Bursa Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Sonra sırası ile
Uludağ Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği Lisans eğitimimi, Makine Mühendisliği yüksek lisans ve yine aynı bölümde doktora eğitimimi tamamladım. İş hayatıma 1998 yılında Durmazlar Makine’de başladım ve yaklaşık 10 yıl Ar-Ge Mühendisi, Ar-Ge Yöneticisi gibi pozisyonlarda görev aldım ve ekibimle birlikte Türkiye’de çoğu ilk kez tasarlanıp üretilen birçok başarılı projelere imza attık. Daha sonra otomotiv sektörüne geçerek 4 yıl Aktaş Holding bünyesinde Teknik Grup Yöneticisi olarak görev yaptım. Ardından Coşkunöz Holding’de Ar-Ge ve Teknoloji Grup Müdürü olarak 3,5 yıl görev yaptım. Burada Türkiye’de hem makine hem de otomotiv sektörüne çok önemli katkılar sağlayan Coşkunöz grubunun Ar-Ge merkezini yönetme şansına sahip oldum. 2014 yılı Ekim ayından bu yana da Rösler’in Türkiye’deki iştiraki olan Rösler Kromaş firmasının Genel Müdürü olarak görevimi sürdürüyorum.
Rösler Kromaş’ın kuruluş süreci ve günümüze gelene kadar geçirdiği aşamalar hakkında bilgi verir misiniz? Üretim tesisleri, makine parkı ve istihdam edilen personel sayısı, bunların yanı sıra ciro, üretim hacmi gibi veriler de göz önüne alındığında Rösler Kromaş’ın günümüzdeki yapısı nedir?
Kromaş firması 25 yıldan uzun bir zamandır Türkiye’de yüzey işlem sektöründe başarı ile faaliyet gösteren bir firma iken, stratejik bir satın alma operasyonu sonrasında, 2014 yılı sonunda yüzey işlem sektörünün dünya devlerinden biri olan Alman Rösler firmasının bir iştiraki oldu ve Rösler Kromaş ismini aldı. Kromaş firması yaptığı çalışmalar ile Türkiye’de yüzey işlem sektörünün gelişmesine önemli katkılarda bulunmuş, gerek yurt içi gerekse yurt dışına ürettiği çözümler ile uzun yıllar müşterilerine değer katmış bir şirkettir. Bu satın alma süreci ile aslında yüzyıldır bu alanda faaliyet gösteren Rösler firmasının know-how ve deneyimi ile aktif ve dinamik bir Türk firmasının sinerjisi birleşmiş ve pozitif bir değere dönüşmüştür diyebiliriz. Bunu satın alma sonrası Rösler Kromaş şirketinin gösterdiği başarılı gelişim grafiğinden anlıyoruz.
2014 yılı sonunda 60 kişilik bir çalışan sayısına sahip iken bugün 80’in üzerinde bir çalışan sayısı ve yılın ilk 3 ayında %40’a varan bir büyüme ile bu gelişim ivmesini sürdürüyoruz. Rösler Kromaş firması 3 farklı, fakat birbiri ile ilişkili alanda faaliyet gösteriyor. İç yapılanması da bu kırılımlar ile yönetiliyor. Vibrasyonlu
Yüzey İşlem Grubu, Sarf Malzeme Grubu ve Kumlama Grubu. Vibrasyon ve Sarf Grubu, Kromaş döneminde de devam eden fonksiyonlar iken Kumlama 2015 yılı başında kurduğumuz ve 1,5 yıl içerisinde önemli yol aldığımız bir bölüm. Bazı kumlama makine modellerinin (Askı Tip, Tamburlu Tip gibi) Türkiye’de üretimlerine başladık. Almanya ile yürüttüğümüz bir yılı aşkın teknoloji transferi çalışmaları başarı ile tamamlandı ve bu makineleri Almanya kalitesinde, Türkiye’de üretip hem dünyaya satıyor hem de ülkemizde satış pazarlama faaliyetlerini yürütüyoruz.
Rösler Kromaş başlıca hangi sektörlere, ne tür ürünler sağlıyor? Rösler Kromaş’ın ürün, marka ve hizmetleri hakkında bilgi verir misiniz?
Rösler Kromaş olarak iki farklı alanda birçok sektöre yüzey işlem konusunda ürün ve çözümler sunuyoruz. Bu alanlar Vibrasyonlu Yüzey İşlem ve Kumlama teknolojileri. Rösler Kromaş bu iki alanda bazen birbirinin tamamlayan, bazen de farklı konularda olmak üzere, müşterilerin yüzey işlem beklentilerine çözümler üretiyor. Türkçe’de genelde vibrasyonlu yüzey işlem diye geçen fakat uluslararası alanda "Mass Finishing” olarak adlandırılan proseste çok sayıda farklı malzeme yüzeyi tek nik beklentilere uygun olarak proses ediliyor. Bu teknik beklentiler başta yağ alma, çapak alma, temizleme, köşe radüsleme parlatma gibi işlemlerden oluşuyor. Burada genel olarak parçada ölçüsel değişim sağlamadan parçanın Ra, Rz adı verilen yüzey pürüzlülük değerleri iyileştiriliyor.
Yüzey beklentileri her sektörde olduğu ve farklılaştığı için de çok sayıda sektöre hitap ediyor. Örneğin makine sanayiinde dişli çark çapak alma, diş pürüzsüzlendirme işlemlerinde, talaşlı imalat sonrası çapak alma, yağ alma ve temizleme işlemleri, dövme-döküm parçalarda yüzey temizleme, takı aksesuar sektöründe altın, gümüş gibi değerli metalleri parlatma işlemlerinde, kaplama yapılan parçalarda kaplama öncesi yüzeyin temizlenmesi ve kaplama sonrası yüzeyin daha parlak olmasını sağlamak için yüzeyi hazırlama, darphanelerde ve yan sanayilerinde metal para parlatmada, gözlük çerçevesi, kol saati ya da cep telefonu gibi günlük hayatımızdaki ürünlerin dahi yüzey işlem ve parlatma proseslerinde kullanılıyor. Dolayısıyla aslında her sektörün üretim sonrası yüzey işlem ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Burada temel çalışma prensibi, çok sayıda parça ile bu parçalara belli bir mühendislik titreşimi ile temas ederek yüzeyi istenilen seviyeye getiren bir hareket, parça ile temas edip yüzey pürüzlülüğü sağlayan sarf malzemeler ve bunları yönettiğiniz bir makine ya da otomasyon sistemlerine dayanıyor.
Kumlama ise genelde daha ağır sanayi parçalarının yüzey temizleme ve sonraki prosese hazırlama işlemidir.
Parça yüzeyine belli hızla bilyalar çarptırılır ve yüzey üzerinde istenmeyen tufal, pas, kir vb. malzemeler bu darbe etkisi ile uzaklaştırılır. Malzeme ayrıca boya öncesi, boyanın daha iyi tutması için de pürüzlendirilerek yüzey alanı ve boyanın tutuş etkisi arttırılır. Döküm ve dövme tesislerinde, çelik konstrüksiyonlarda sac ve profil yüzey temizlenmesinde, makine üretim ve otomotiv sektörü gibi çok çeşitli sektörlerde kumlama ile yüzey temizleme işlemleri kullanılmaktadır. Bir de Shot Peening adı verilen, bilyalı dövme işlemi ile yüzey temizliği dışında yüzeye mukavemet kazandıran ayrı bir kumlama dalı vardır ki genelde havacılık ve son zamanlarda da otomotiv sektöründe yorulmaya maruz parçaların mukavemetlerini arttırmak için kullanılır.
Tüm bu çözümlerimizi iki marka çatısı altında toplamış bulunuyoruz. Kromaş markası ile vibrasyonlu yüzey işlem çözümlerimizi ve Rösler markası ile de hem vibrasyonlu yüzey işlem hem de kumlama çözümlerimizi sunuyoruz. Bu konuda Türkiye’nin, hatta iddialı olacak ama dünyanın en geniş makine ve sarf malzeme ürün spektrumunu ve çözümlerimizi müşterilerimizin hizmetine sunuyoruz.
İnovasyon ve Ar-Ge alanlarında Rösler Kromaş firması olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Üniversite-sanayi işbirliği kapsamında geliştirdiğiniz projeleriniz var mı, varsa nelerdir?
Ar-Ge olarak 6 kişilik bir ekibimiz var ve bu rakamı bu yıl içerisinde arttırmayı planlıyoruz. Üniversite sanayi işbirliği, hem kurumsal olarak, hem de benim kişisel olarak önem verdiğim bir konu. Geçen 1,5 yıl içerisinde bu konuda bazı çalışmalar yapmış olsak da bunlar daha primitif seviyede kaldı. Bu geçen zamanı ağırlıklı olarak yapılanmamızı güçlendirmeye, mevcut projelerimizi iyileştirmeye ayırdık. Bu arada Türkiye’nin en büyük mermer sektörü makinesini ve yeni arıtma sistemi geliştirmiş olsak da bunları yoğunluktan TUBİTAK kapsamında değerlendirme şansımız olmadı. 2016 yılında hali hazırda hazırlık çalışmaları tamamlanan birkaç TÜBİTAK proje başvurumuz var. Ayrıca SANTEZ ve 1505 gibi üniversite sanayi işbirliği destek programlarına da katılmayı düşünüyoruz. Teknik Ekip olarak geliştirdiğimiz yüzey işlem konusundaki yeniliklerimizi de Faydalı Model ve patent ile koruma altına almak gündemimizde olan konulardır.
Yurt içi ve yurt dışı satış faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz? Yurt içinde ve yurt dışında ağırlıklı olarak hangi bölgelere ne tür ürün satışları gerçekleştiriyorsunuz?
Bahsettiğim Kromaş markalı ürün gruplarını hem yurt içi ve hem de yurt dışı pazarlara sunuyoruz. Birçok ülkede bayi yapılanmamız mevcut ve bunu 2015 yılında daha da güçlendirdik. Bu yıl bünyemize yeni bayiler katmaya devam ediyoruz. Rösler markalı ürünleri ise sadece yurt içi pazarına sunuyoruz. Yurt dışında başta Avrupa olmak üzere çok çeşitli pazarlarda aktif satış pazarlama faaliyetlerimiz var. Bu ülkelerde bayi üzerinden ya da direkt satışlarla müşterilerimize ürün ve hizmetlerimizi sunuyoruz.
Rösler Kromaş’ın çevre politikası ve sürdürülebilirlik yaklaşımı hakkında bilgi verir misiniz? İşçi sağlığı ve güvenliği ile ilgili çalışmalarınız hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Çevre ve sürdürülebilirlik günümüzde hem bireysel hem kurumsal olarak önem vermemiz gereken konular arasında yer alıyor. Biz özellikle hem atıklarımızı bu anlamda çevreye zarar vermeyecek şekilde yönetiyoruz ve hem de ilgili regülasyonlara uygun süreçler izliyoruz. Ayrıca ürettiğimiz ürün ve sunduğumuz proseslerden kaynaklanan atık suların da tekrar kullanımı için hem mevcut arıtma sistemimizi geliştirdik, hem de yeni artıma sistemi tasarımı gerçekleştirdik. Bu çalışmaları yaparken Almanya’nın Ar-Ge merkezlerini de verimlilik, kalite ve performans için kullanıyor ve bunları ürünlerimize yansıtıyoruz.
Türkiye’deki endüstriyel boya, kaplama ve yüzey işlemleri sektörleri hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Bu sektörler açısından, sizce Türkiye’nin avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Türkiye’de yüzey işlem sektörü gelişimini sürdürüyor. Henüz pazar büyüklüğü doygunluğa ulaşmamış durumda. Bunda özellikle birçok uygulamanın hala manuel ve eski yöntemlerle yapılıyor olmasının payı da var. Yani sektörün hem mevcut pazarlarda bizim de ürettiğimiz daha otomatik yüzey işlem sistemlerine gereksinimi var, hem de yeni uygulama alanlarında da artan yüzey kalitesi doğrultusunda büyüyen bir pazar mevcut. Örneğin, daha önce polisaj ile yapılan bazı işlemler artık vibrasyonlu yüzey işlem

makinelerinde işleniyor. Çünkü işçilik azalıyor ve yüzey kalitesinde yüksek ve stabil bir seviyede artış söz konusu. Avrupa pazarı bu anlamda kısmen doymuş olsa da, orada da ileri teknoloji takım tezgahları, medikal, havacılık gibi birçok sektörde de hassas yüzey işlem pazarı büyümeye devam ediyor.
Rösler Kromaş’ın yatırım planları oluşturulurken hangi kriterlere öncelik veriliyor? Önümüzdeki dönemler için Rösler Kromaş’ın yatırım planları var mı, varsa nelerdir?
Yatırım planlarımızı yaparken öncelikle büyüme hedeflerimize, sektörel gelişime, pazarın genel durumuna ve stratejilerimize odaklanıyor ve yatırım kararlarımızı bunlara göre alıyoruz. Yatırım planlarımız var ve bu süreci Rösler Kromaş’ın kurulması ile 2014 sonunda önümüzdeki 5 yıl için planladık. Bu paralelde hem fiziki yatırımlarımıza hem insan kaynağına olan yatırımlarımıza devam ediyoruz. Son 1,5 yılda çalışan sayısı olarak %35’in üzerinde büyüdük. Benzer büyümeyi ciromuza da yansıttık. Şu anda içinde bulunduğumuz tesisimizin, üretim kapasitemizi daha da arttırmak için bazı kısıtları oluşmaya başladı. Yeni fabrika yatırım planımız var. Geçen yıl bu yatırımın temellerini attık ve Hadımköy’de fabrika arazimizi satın aldık. Fabrika’nın fiziki tamamlanma sürecini 2018 yılı gibi öngörüyoruz. Bunun dışında önemli bir üretim yeteneğini ve ürün grubunu da Almanya’dan Türkiye’ye getirdik. Almanya’da üretilen bazı kumlama makinelerinin Türkiye’de üretimlerine başladık ve teknolojimizi de bu anlamda bir adım öteye taşıdık.