Proje Yöneticisi Dr. Emrah Giziroğlu’nun liderliğinde PG Kimya, yaygın bir tarımsal yan ürün olan zeytin çekirdeklerini kedi kumuna dönüştürerek önemli çevresel ve ekonomik kaygıları başarıyla gidermeyi başardı. Başlangıçta bir sosyal sorumluluk girişimi olan bu yenilikçi proje, yüksek hacimli üretime geçerek ABD, İngiltere ve Kanada dahil olmak üzere altı ülkeye kapsamlı bir şekilde ihraç edildi. Dr. Emrah Giziroğlu ile projenin ayrıntılarını ve PG Kimya’nın geleceğe yönelik planlarını konuştuk.
Eğitiminizden, mesleki kariyerinizden bahsederek okuyucularımıza kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Eğitim hayatıma Muğla Üniversitesi Kimya Bölümünde başladım. Ardından yüksek lisans, doktora ve post doktora çalışmalarımı Adnan Menderes Üniversitesi ve University of California Riverside’da tamamladım. 2017 yılına kadar üniversitede akademik kariyerime devam ettim, bu süre zarfında çeşitli araştırma projelerinde görev aldım ve çok sayıda bilimsel çalışma yürüttüm. 2017 yılında özel sektöre geçiş yaparak farklı bir kariyer yolu izlemeye karar verdim. 2019 yılından bu yana Polat Group Holding bünyesinde çalışmaktayım. Burada, sürdürülebilirlik ve geri dönüşüm alanında, özellikle de tarım atıklarından katma değerli ürünler geliştirme üzerine yoğunlaşıyorum. Çevresel sürdürülebilirlik ve inovasyon, kariyerim boyunca odaklandığım iki temel unsur oldu.
Endüstrinin her alanında geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik öne çıkıyor. Normalde fazla bir ekonomik değeri olmayan bir yan ürün veya atık, farklı bir bakış açısıyla değerlendirildiğinde katma değerli bir ürün haline gelebiliyor. Bu kapsamda, zeytin çekirdeklerinin kedi kumuna dönüştürülmesi yönündeki çalışmanızdan bahsedebilir misiniz? Bu ürün ne tür avantajlar sunuyor?
Geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik, günümüz endüstrisinin vazgeçilmez unsurları haline geldi. Ekonomik değeri sınırlı olan yan ürünler ve atıklar, yaratıcı çözümlerle dönüştürüldüğünde, çevreye ve ekonomiye büyük katkılar sağlayabiliyor. Biz de bu anlayışla, zeytin çekirdeklerini kedi kumuna dönüştürme projemizi geliştirdik. İlk olarak sosyal sorumluluk olarak başladığımız projemizin, gerek yurt içi gerekse yurt dışından yoğun talep görmesi sonucunda yüksek hacimli üretime başladık. Halihazırda başta ABD, İngiltere ve Kanada olmak üzere toplam 6 ülkeye yoğun bir şekilde ihracat yapıyoruz. Zeytin çekirdekleri, normalde yakıt olarak değerlendirilen bir yan üründür. Ancak bu çekirdekler, uygun işlemlerden geçirilerek kedi kumu gibi katma değerli bir ürüne dönüştürülebiliyor. Bu dönüşüm sonucunda elde ettiğimiz ürünün avantajları ise kedi kumu sektöründe ciddi problemlere çözüm sunmaktadır. Doğal bir malzeme olan zeytin çekirdekleri, biyolojik olarak parçalanabilir ve çevreye zarar vermeyen çevre dostu bir üründür. Sentetik kedi kumlarının aksine, doğaya karıştığında toksik madde bırakmaz. Zeytin çekirdeklerinden ürettiğimiz kedi kumunun en önemli özelliği tamamen tozsuz olmasıdır. Yurt içi ve yurt dışındaki akredite laboratuvarlarda bunu ispatladık ve bildiğimiz kadarıyla uluslararası laboratuvarlardan onaylanan ilk %0 toz içeriğine sahip kedi kumudur. Bu özellik sağlık problemi olan kediler ve sahipleri için çok önemlidir ve gerek yurt içinde gerekse yurt dışında çok beğenilmektedir. Zeytin çekirdeklerinden üretilen kedi kumu, yüksek topaklanma özelliği ile dikkat çekmektedir. Bu özellik, kedilerin tuvalet ihtiyacını karşılarken daha etkili bir hijyen sağlar ve koku giderimine yardımcı olur. Doğal yapısı sayesinde koku oluşumunu minimize eder ve ev ortamında daha ferah bir hava sağlar. Zeytin çekirdekleri gibi tarımsal yan ürünlerin değerlendirilmesi, hem tarım sektörüne hem de geri dönüşüm sektörüne katma değer sağlar. Bu sayede atık yönetimi ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunur. Zeytin çekirdeklerinden kedi kumu üretimi projemiz, çevresel sürdürülebilirliğe ve atık yönetimine yönelik önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Bu tür inovatif projelerle, doğanın döngüsüne uyumlu, çevre dostu ve ekonomik açıdan sürdürülebilir çözümler üretmeye devam edeceğiz.
Bu ürünün global anlamda pazar büyüklüğü hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu ürünü üretmek isteyecek endüstriyel tesisler için anahtar çözüm sistemler sunmayı planlıyor musunuz?
Kedi kumu pazarı, evcil hayvan sahiplenme oranlarının artması ve evcil hayvanların bakımına olan ilginin yükselmesiyle birlikte hızla büyüyor. Global kedi kumu pazarının 2023 itibarıyla yaklaşık 10 milyar USD büyüklüğe ulaştığı ve yıllık %5 civarında bir büyüme oranına sahip olduğu tahmin ediliyor. Kedi kumu pazarına bentonit madeninden üretilen kedi kumlarının hakim olmasına rağmen doğal ve çevre dostu ürünlere olan talep de giderek artmaktadır. Zeytin çekirdeklerinden üretilen kedi kumu, bu talebe cevap verebilecek nitelikte bir ürün olarak öne çıkıyor.
Bu ve benzeri ürünleri üretmek isteyen endüstriyel tesisler için sunmayı planladığımız temel çözüm sistemlerini kısaca özetlemek isterim. Hammadde tedarik ve işleme sistemleri birkaç temel adımdan oluşmaktadır. İlk adım, bölgesel ve uluslararası zeytin üreticilerinden sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturmaya odaklanan zeytin çekirdeği tedarikidir. Bunu zeytin çekirdeklerinin temizlendiği ve uygun nem seviyesine getirildiği temizleme ve kurutma takip eder.
Üretim teknolojileri açısından süreç, zeytin çekirdeklerini kedi kumu için uygun boyutta granüllere dönüştüren öğütme ve granülasyonu içerir. Bunu ısıl işlem ve stabilizasyon takip eder, granüller ısıl işlemle stabil ve uzun ömürlü hale getirilir.
Kalite kontrol sistemleri, ürünün yüksek standartları karşılamasını sağlamak için gereklidir. Üretilen kedi kumunun emicilik, tozuma, koku kontrolü ve biyolojik olarak parçalanabilirlik gibi kriterlere uymasını sağlamak için laboratuvar testleri yapılır. Sertifikasyon ve standardizasyon, ürünün uluslararası kalite standartlarına uygun olmasını sağlar. Paketleme ve lojistik çözümleri, çevre dostu paketleme ve etkili bir lojistik ağı kurmaya odaklanır. Çevre dostu ambalaj, geri dönüştürülebilir ve biyolojik olarak parçalanabilir malzemelerin kullanılmasını içerirken, etkin lojistik ağı ürünün küresel pazara hızlı ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlar. Son olarak, pazar ve satış stratejileri ürünün başarısı için çok önemlidir. Pazar araştırması ve analizi hedef pazarları belirler ve ihtiyaçlarını analiz eder. Markalaşma ve tanıtım, ürünün çevre dostu ve yenilikçi özelliklerini vurgulayan pazarlama stratejileri oluşturmayı içerir. Bu kapsamda endüstriyel tesislere entegre ve kapsamlı çözümler sunarak organik kedi kumu üretimini yaygınlaştırmayı ve bu ve benzeri yenilikçi ürünleri küresel pazara sunmayı hedefliyoruz
PG Kimya olarak geleceğe yönelik stratejilerinizden bahseder misiniz? Benzer geri dönüşüm projeleriniz olacak mı?
Çevresel sürdürülebilirliği ön planda tutarak, yenilikçi ve ekolojik ürünler geliştirmeye devam edeceğiz. Mevcut ürünlerimizin yanı sıra yeni ürünler geliştirerek, global pazarda yerimizi güçlendireceğiz. Uluslararası işbirlikleri ve ortaklıklarla, dünya genelinde geniş bir müşteri tabanına ulaşmayı hedefliyoruz. Ayrıca PG Kimya olarak halihazırda Polat Group Holding bünyesinde ürettiğimiz endüstriyel ölçekli süperkritik ekstraksiyon sistemleri ile özellikle gıda endüstrisinde oluşan yan ürünlerden katma değerli ürünler elde etmek istiyoruz. Bu kapsamda sözü edilen atıklardan bioaktif bileşen elde edilmesi, bitkisel protein saflaştırma başlıca ilgi alanlarımızdandır.
Birçok alanda yoğun Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Örneğin, Tarımsal Atıklardan Biyoplastik Üretimi, tarımsal atıklardan yararlanarak biyolojik olarak parçalanabilen plastiklerin üretilmesini içeriyor. Bu projemiz çevre dostu ambalaj malzemeleri geliştirmeye odaklanmaktadır. Gıda Atıklarından Gübre Üretimi, gıda endüstrisinde ortaya çıkan atıkların kompostlama yoluyla organik gübreye dönüştürülmesini içeriyor. Bu sayede tarım sektörüne değerli bir geri dönüştürülmüş ürün sunmayı planlıyoruz. Elektronik Atıkların Geri Dönüşümü, elektronik atıkların geri dönüştürülerek çevreye zarar vermesini önlemeyi ve içerdikleri değerli metal ve bileşenlerin yeniden kullanımını sağlamayı amaçlıyor. Plastik Atıklardan Yapı Malzemeleri Üretimi, plastik atıkların değerlendirilerek inşaat sektörü için dayanıklı ve çevre dostu yapı malzemeleri üretilmesini kapsamaktadır.
PG Kimya olarak, çevresel sürdürülebilirlik ve inovasyon odaklı stratejilerimizle sektörde öncü bir rol oynayacağımıza inanıyoruz. Yenilikçi projelerimiz ve entegre çözümlerimizle hem çevreye hem de ekonomiye katkı sağlamaya devam edeceğiz.
Yakın ve uzak vadede geri dönüşüm alanında sizce ne tür gelişmeler göreceğiz? Özellikle kimya sektörü perspektifinde değerlendirebilir misiniz?
Yakın vadede, geri dönüşüm alanında gelişmiş ayırma ve geri kazanım teknolojilerinin yaygınlaşmasını bekliyoruz. Özellikle kimyasal geri dönüşüm yöntemleri, plastik atıkların daha etkin şekilde geri kazanılmasına yardımcı olacak. Biyoteknolojik uygulamalar, belirli enzimler ve mikroorganizmalar kullanarak plastik ve organik atıkların biyolojik olarak parçalanmasını sağlayacak. Özellikle dünyadaki temiz su kaynaklarının tüketilmesinde başlıca rol oynayan endüstrilerde farklı çözüm yolları geliştirilecek. Örneğin tekstil boyama gibi yoğun su gerektiren sektörlerde süperkritik karbondioksit boyama sistemlerine geçiş olacak. Atık su arıtma tesislerinde biyolojik yöntemlerle kimyasal maddelerin geri kazanımı ve yeniden kullanımı artacak.
Uzun vadede ise ileri geri dönüşüm teknolojileri, plastik ve kompozit malzemelerin tamamen geri kazanılmasını mümkün kılacak. Kimya sektörü, petrokimyasal bazlı plastiklerin yerine biyo-tabanlı ve kompostlanabilir malzemelerin kullanımını artıracak. Endüstriyel simbiyoz modelleri, farklı endüstriler arasında atıkların hammadde olarak kullanılmasını sağlayacak. Küresel düzeyde geri dönüşüm ve atık yönetimi konularında daha sıkı düzenlemeler uygulanacak. Kimya sektörünün bu gelişmelere uyum sağlayarak çevre dostu ve ekonomik açıdan verimli geri dönüşüm çözümleri geliştirmeye devam edeceğini düşünüyorum.