Türkiye’deki tüketicilerin
gıda kaybına yol açan algı ve davranışlarını belirlemek amacıyla Gıda Güvenliği Derneği tarafından Nielsen Araştırma Şirketi’ne yaptırılan ve Türkiye kent nüfusunu temsil eden 26 şehirde 18-65 yaş arası 1.545 kişi ile görüşerek gerçekleştirilen “Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması” çarpıcı sonuçları ortaya çıkardı.
Tüm dünyada insan tüketimi için üretilen gıdaların %30‘dan fazlasının; üretim, dağıtım ve tüketim aşamalarında kayıp veya atığa dönüştüğünü ve bu durumun yıllık 1.3 Trilyon $ civarında finansal kayba neden olduğu biliniyor. Amerika ve Avrupa‘da yapılan birçok araştırma, etiketleme yaklaşımlarının gıda atığına sebep olan en önemli etkenlerden biri olduğunu ve birçok ülkede gıda ürünlerinin farklı anlamlara gelen çeşitli tarih etiketlerine sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması’na göre tüketiciler Son Tüketim Tarihi (STT) ve Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) arasındaki farkı çok net bilmiyor. Tüketicilerin yüzde 86’sı Son Tüketim Tarihinin (STT) ne anlama geldiğini biliyor. Fakat bu oran Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) için yüzde 26’ya düşüyor. T
at, koku ve görünüşüne bakılarak herhangi bir sorun tespit edilmediğinde, Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi geçen gıdaları tüketmek sağlık açısından riskli olmasa da tüketicilerin yüzde 72’si evlerinde Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) geçmiş gıda ürünü gördüklerinde bu gıdaları çöpe attığını belirtiyor.
Son Tüketim Tarihi (STT) geçmiş gıdaların ise etiketinde yer alan tarihten sonra tüketilmemesi gerekiyor.
Tüketicilere Göre Gıda Kaybı En Çok Restoranlarda ve Otellerde
Tüketiciler en fazla gıda kaybının restoran ve otellerde yaşandığını düşünüyor. Tüketiciler, Türkiye’de restoranlarda pişirilen her 10 tabak yemekten 4,5’inin, evlerde ise her 10 tabak yemekten 3’ünün çöpe gittiğini tahmin ediyor.
Fakat “restoranda yiyemediğiniz yemeği paket yaptırır mısınız” sorulduğunda tüketicilerin sadece yüzde 21’i “her zaman” paket yaptırıyor, restoranın teklif etmesi durumunda ise paket yaptırmayanların yüzde 50’si fikrini değiştireceğini belirtiyor.
Hanelerde yemeğin 1 kereden fazla ısıtılmayacağı algısının daha yüksek olması artan yemeklerin atılma olasılığının daha fazla olduğunu gösteriyor.
Evlerde en çok çöpe atılan gıdaların başında yüzde 42 ile taze meyve ve sebze, yüzde 41 ile süt ve süt ürünleri yer alıyor. Tüketiciler gıda ambalajlarından genellikle cam ve toprak kaseleri evde değerlendirirken plastik ambalajları ise çöpe atıyor.
Ancak geri dönüştürülebilir atıklar için tüketicilerin sadece yüzde 33’ü geri dönüşüm noktalarını kullanıyor, yüzde 39’u ise mahallelerinde geri dönüşüm noktası olmadığını dile getiriyor.
Gıdaları daha uzun süre saklamak için 10 haneden 3’ünde ise evde konserve yapılıyor. Ekmekte ise gıda kaybının önlenmesi yönünde toplumsal duyarlılık ve farkındalık var.
Bu sayede bayatlayan ekmeklerini değerlendirmeyi tercih eden tüketicilere bakıldığında, yüzde 64’ünün bu ürünleri köfte içi veya yumurtalı ekmek yapımında kullandığı görünüyor.
Bunun dışında, yüzde 32’si bayatlayan ekmekleri ağzı bağlı bir torbaya koyup ihtiyacı olan birinin alması için sokağa bırakıyor, yüzde 41’i ise hayvanları beslemek için kullanıyor.
Gıda Güvenliği Derneği gıda israfının önüne geçmek için tüketicilere 10 ipucu sunuyor:
- Alışverişe çıkmadan önce bir alışveriş listesi yapın.
- Listenize bağlı kalın ve ihtiyacınız kadar alın.
- Raf ömrü kısa olan gıdaları, belirlenen zaman içinde tüketmeyecekseniz almayın.
- Alışveriş yaparken; et, kanatlı ve balık grubunu en son alın.
- Buzluğa koyacağınız eti kullanacağınız büyüklüklerde paketleyip dondurun ve artan gıdaları nasıl donduracağınızı öğrenin.
- Buzdolabınızın sıcaklığını ve buzlanmasını sık sık kontrol edin.
- Buzdolabınızı sürekli düzenleyerek, uzun süredir bekleyen gıdaları tüketmek için öne alın.
- Yumuşamış meyve ve sebzeler bozulmadıkça atmayın, değerlendirin.
- Pişmiş sebzeleri değerlendirin. Onları çorba, püre veya salatalarda kullanın.
- Yemekleri küçük porsiyonlar şeklinde ısıtıp, servisini yapın.