İç mekan ve dış boya performansını artırmaya yönelik yeni teknolojilerin devreye girmesiyle, kaplama endüstrisinde yakın dönemde önemli bir değişim gerçekleşti. Çoğu kaplama malzemesi 40 yıl önce konvansiyonel, solvent bazlı formüllerden oluşuyordu. Su bazlı boyalar toplam payın yaklaşık yüzde 30-35'ini oluşturuyordu.
Ancak Dow gibi geleceğe odaklı şirketler, müşterileri ve inovasyon ortaklarının katkıları sayesinde, bu klasik anlayışı değiştirerek inovatif çözümler hayata geçirildi ve Türkiye de bu dönüşümde yerini aldı.
DowDuPont Malzeme Bilimi Bölümü'nün bir iş kolu olan Dow Kaplama Malzemeleri, Türk boya ve kaplama üreticilerinin daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı çözümler üretmesine yardımcı olmayı amaçlayan bu değişimin, teknolojilerin ve yeniliklerin ön sıralarında yer alıyor.
Dow, kullanımı daha hızlı ve kolay, leke tutmayan, hava kalitesini artıran, daha uzun süreli koruma sunan ve daha az doğal kaynak kullanan son kullanıcı ürünleri yaratmak için müşterilerle işbirliği içinde çalışıyor.
Binaların Daha Uzun Ömürlü Olması Sağlanıyor
Dow Kaplama Malzemeleri Ortak Girişimi (Joint Venture) Genel Müdürü ve Bölgesel Ticari Müdürü Cemal Drahor, "Dow'ın inovatif çalışmalarının örneklerinden biri de, çelik katkılı betonun aşınmasını önlemek için tasarlanmış yeni bir dış kaplamanın temelini oluşturan PRIMAL WDV 2001GS bağlayıcısıdır.
Exelans Turbo Flex C1 adlı ürün, Dow'ın uzun süredir ortağı olan Polisan Kansai tarafından piyasaya sunuldu. Karbon dioksitin çatlaklara girmesini azaltan bu ürün, düşük gerilim direnci nedeniyle kırılgan olan betonun kırılmasını önlemek için tasarlanmış olup, beton karbonizasyonu ve çeliğin korozyonunu azaltarak, yapıların ömrünü uzatmaktadır.
Nano silika ile zenginleştirilmiş kaplama, ayrıca mikro çatlakların oluşumunu önlemeye yardımcı olacak şekilde son derece esnek ve elastik bir yapıya sahiptir"şeklinde ifade ediyor.
Özünde Dow bağlayıcısı bulunan bu yeni ürün, köprüler, metrolar ve yüksek binalar gibi büyük yapılar için tasarlandı. Bu ürün, depremlerden etkilenen binaların daha uzun ömürlü olmasını desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda beton yapıların, hava şartlarının yıpratıcı etkilerinden korunmasına yardımcı oluyor.
Polisan Kansai, bu kaplamanın karbondioksit girişini önleme yeteneği konusunda bağımsız bir sertifika aldı ve şu anda ürünü,
uzman dış cephe mimarisi boyası olarak pazarlamaktadır.
“Soluduğumuz Havayı İyileştiriyoruz“
Yakında Türkiye'de piyasaya sunulacak teknolojik yeniliklerin bir başka örneği, iç mekan havasının kalitesini artırmaya yardımcı olmak için tasarlanmış FORMASHIELD Teknolojisidir.
İnsanların evlerinde daha fazla zaman geçirmeleri ve enerji verimliliğini artırmak için yeni yalıtım ve hava sızdırmazlık yöntemleri kullanılması nedeniyle, iç mekan hava kalitesinin korunmasına uluslararası alanda gittikçe daha fazla özen gösterilmektedir.
İç mekanlarda formaldehide maruz kalmanın göz, burun ve boğaz tahrişi, hırıltı ve öksürme, yorgunluk, cilt döküntüsü ve şiddetli alerjik reaksiyonlara neden olduğu bilinmektedir.
Bu madde, solunum yolu hastalıkları, alerji ve hatta akciğer kanseri gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasındaki etkisi nedeniyle Avrupa Birliği tarafından tehlikeli madde olarak nitelendirilmiştir.
Çin, yaşam alanlarında havadaki formaldehit seviyesine bir sınırlama getirerek (0.08 mg/m3) konuyu ciddi bir biçimde ele alan ilk ülkelerden biri oldu ve Çin'i ABD, Almanya, Avustralya ve İsviçre de dahil olmak üzere diğer bazı ülkeler takip etti.

Dow Kıdemli Satış Müdürü Berna Onar, "FORMASHIELD teknolojisi, boyalı duvarlarla temas ettiğinde, karbon ve hidrojeni açığa çıkarıp zararsız su buharı haline dönüştürerek, formaldehiti iç mekan havasından çıkaracak şekilde tasarlanmıştır.
Formaldehit geri dönüşü olmayacak şekilde parçalanmaktadır ve arındırma kalıcıdır. Halihazırda, iç mekandaki havayı temizlemeye yardımcı olabilecek işlevsel kaplamalar oluşturmak için teknolojiyi bağlayıcı biçimde kullanabilen kaplama üreticileri ile çalışıyoruz" dedi.
Daha Güvenli Yollar Hedefleniyor
Güvenlik önceliği dış mekanlarda da önem taşıyor. Her yıl binlerce kişinin hayatını kaybetmesi sebebiyle yol güvenliği Türkiye'de ciddi bir sorun oluşturuyor.
Bu sorunu aşmak doğrultusunda güvenlik işaretlerinin görünür olması, yolda gidenler için hayati önem taşımaktadır.
Ancak yol işaretleri için kullanılan boyalar geleneksel olarak solvent bazlı olduğundan hava kirliliğine katkıda bulunuyor ve insanların sağlık ve güvenliğini etkiliyor.
Dow tarafından geliştirilen çevreye duyarlı FASTRACK su bazlı bağlayıcılar, solvent bazlı alternatiflere kıyasla Uçucu Organik Bileşik (VOC) emisyonunun azaltılması yoluyla hem uygulayıcıların güvenliğini hem de sürdürülebilirliğini iyileştirmek üzere tasarlanmıştır.
Bağlayıcı, olağanüstü yapışma, dayanıklılık ve çabuk katılaşma teknolojisi sayesinde kuruma süreleri ve performans özellikleri açısından geleneksel solvent bazlı alternati flerine kıyasla en azından eşit veya daha hızlı sonuçlar veriyor ve bu sayede su bazlı yol çizgi boyalarının formülasyonunu kolaylaştırıyor.
Cemal Drahor, "Dow, 2012 yılından bu yana, Türkiye'de su bazlı yol çizgi boyası dönüşümüne yardımcı olmak için TCK, TÜBİTAK ve boya üreticileri ile birlikte çalışarak Türkiye'yi, İskandinavya'nın ardından solvent uygulamalarınıen çok azaltan Avrupa'daki öncü ülkelerden biri yapmaya çalışıyor.
2018 itibariyle Türkiye'de kullanılan yol çizgi boyasının yüzde 60'ının su bazlı olduğu tahmin ediliyor. Yerel olarak Gebze'de üretilen FASTRACK bağlayıcıları Dow'ın Türkiye'deki büyük başarılarından biridir. Bu başarısıyla aynı zamanda ülke yollarındaki sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesine de yön vermiştir" dedi.
Teknoloji Aracılığıyla Üstün Performans
Sonuncusu fakat bir o kadar da önemlisi, halihazırda Türkiye'de boya üreticilerinin bir hayli ilgisini çeken en son nesil EVOQUE Pigment Enkapsülasyon Teknolojisi EVOQUE Teknolojisi, kaplamanın dayanıklılığını, film direncini ve örtme özelliklerini geliştirerek daha iyi bir boya tabakası sunacak şekilde tasarlanmıştır.
Devrim niteliğindeki pigment enkapsülasyon teknolojisi ile işlevini yerine getiren bağlayıcılar, TiO2 pigmentlerini enkapsüle ederek mineral parçacıkların organik safhada ideal dağılımını sağlar.
Teknoloji, değerli TiO2 pigmentlerinin verimliliğini artırarak etkili örtme performansının yanısıra maliyet ve sürdürülebilirlik açısından iyileştirme sağlar. Aynı zamanda, boya katmanının kirlenmesini ve UV'nin yolaçtığı bozulmayı en aza indirgeyen, polimer açısından zengin bir üst tabaka oluşturur.
Berna Onar, "Hammaddelerden daha iyi verim almak kilit öneme sahiptir ve örtücü ihtiyacı için daha az TiO2 kullanılmasıyla, boya formülatörleri CO2 azalımına katkıda bulunabilir, ürünlerinin karbon ayak izini geliştirir ve kaynaklarını daha verimli kullanır.
Bu da, üst düzey bir performans elde ederken aynı zamanda gezegenin korunmasını sağlamak anlamına gelir" diye konuştu.