Buluş Çifti Bir Ödül Daha Kazandı

Buluş Çifti Bir Ödül Daha Kazandı
  • 16.12.2022
Buluş Çifti Bir Ödül Daha Kazandı İstanbul Arel Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Ulaştırma Hizmetleri Bölümü Sivil Havacılık Kabin Hizmetleri Öğretim Elemanı ve ArelPOTKAM (Polimer Teknolojiler ve Kompozit Uygulama ve Araştırma Merkezi) Araştırma Uzmanı Öğretim Görevlisi Erdi BULUŞ ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Uzmanı Gülseren SAKARYA BULUŞ’un “Nanoteknoloji Tabanlı Hayvanların Yaralarının İyileştirilmesi ve İnovatif Çözümler” adlı projesi, Aksaray Üniversitesinin düzenlemiş olduğu 1. Arge Proje Pazarında Girişimci Kategorisinde Türkiye Üçüncüsü oldu. Nanoteknoloji Tabanlı Hayvanların Yaralarının İyileştirilmesi ve İnovatif Çözümler Akademik çalışmaları ile bilime ve insanlığa katkı sunan Buluş Çiftinin yazarı olduğu ve Chem Media bünyesinde çıkartılan dergilere tüm katılımcılar yoğun ilgi gösterdi.   Deri epidermis, dermis ve subkütan yağ tabakası olmak üzere üç önemli ana bileşenden oluşan ve vücudumuzu dış etmenlere karşı koruyan en büyük yüzey alanına sahip organdır. Dıştaki epidermis vücudu yanık, yaralanma gibi hasarlara karşı korurken iç kısımdaki dermiş vücudu travmalara karşı korumaktadır. Yara iyileşmesi ise yaralanmadan sonra doku ya da organın bütünlüğünün restorasyonu anlamına gelmektedir. Yaralanan dokular kısmi ya da tam olarak onarılır. Hayvanlar aleminde solucanlar ve semenderlerde tam rejenerasyonu görmekteyiz. Fakat memelilerde tam rejenerasyon sadece bazı dokularda mümkün olmaktadır. İnsanlarda bu dokulara örnek olarak epitel dokusu (epidermis, sindirim ve solunum mukozası epiteli), karaciğer parankimi, kemik, düz kaslar ve bazı çizgili kaslar verilebilir. Vücudumuzun diğer dokularında yara iyileşmesi adını verdiğimiz birbiri içine geçmiş, birbirini takip eden safhalardan oluşan ve skar adını verdiğimiz nonspesifik bağ dokusu ile sonuçlanan bir işlem ile yara onarımı sağlanır. Skar dokusu, dokunun bütünlüğünü sağlar fakat tensil gücü ve enerji emme kapasitesi sağlam dokudan azdı. Venöz ülserler, bası yaraları, diyabetik yaralar gibi kronik yaralar bulunmakla birlikte düşme, çarpma gibi durumlarda oluşan geçici yaralar da mevcuttur. , Derinin üst ve iç tabakasındaki rejenerasyonla birlikte deri yaralarında iyileşme gözlenmektedir. Fakat özellikle kronik yaraların iyileşmesi son derece zordur. Yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlayan, ilacı salabilen, irini emebilen, doku rejenerasyonu sağlayabilen diğer bir taraftan da bakteri ve virüs girişini engelleyecek yara iyileştirici bantların üretimi oldukça önemlidir. Aynı zamanda nefes aldırabilen yara bantlarının iyileşme sürecini desteklediği bilinmektedir. Bütün bu amaçlarla, yüzey alanı geniş, nanoteknolojik yara bantları diğer bantların yerini almıştır. Hayvanlarda iyileşmesi uzun zaman alan kronik yaraların tedavileri önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Kronik yaralar genel olarak diyabetik yaralar, dekubital yaralar, yanık yaraları venöz-iskemik ülserler ve arteriyel yetmezlik yaraları olarak sınıflandırılmaktadır. Kronik yaralarda ana tedavi cerrahi müdahaledir. Debridement bu amaçla uygulanan yöntemlerden birisidir. Debridement; cerrahi, mekanik, otolitik, enzimatik ve biyolojik debridement olarak bölümlendirilmektedir. Yara bölgesindeki nekrotik dokuların ve metabolik artıkların bölgedeki canlı dokular gözleninceye kadar bölgeden uzaklaştırılması işlemi olarak tanımlanan debridement ile yara iyileşmesinin hızlandırılması amaçlandırılmaktayken ayrıca solüsyon, krem formunda yara iyileştirici de kullanılmaktadır.   Kaynak

Yazıyı Paylaş