BASF TR İlaç Çözümleri Bölüm Direktörü Tanju Cepheli ile Röportaj

BASF TR İlaç Çözümleri Bölüm Direktörü  Tanju Cepheli ile Röportaj
  • 21.02.2020
  BASF Türkiye İlaç Çözümleri Bölüm Direktörü Sayın Tanju Cepheli ile ilaç sektöründeki zorlukları karşılamak adına gerçekleştirmiş oldukları çalışmalar üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Aynı zamanda Cepheli, ilaç sektörüne yönelik dijitalleşme çözümlerini de sizler için anlattı. tanju cepheli

Sayın Tanju Cepheli, okurlarımıza kendinizden ve profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz?

Almanya’da Fachhochschule für Betriebswirtschaft- Ekonomi eğitimini tamamladım ve 1991 yılından bu yana BASF’in kozmetik, gıda, yem katkıları, aroma ve ilaç departmanlarının satış bölümlerinde, global pozisyonlar dahil olmak üzere, yöneticilik yaptım. Şu an İlaç Çözümleri Bölüm Direktörü olarak çalışmaktayım ve Türkiye, Orta Doğu, Afrika ve Rusya’dan sorumluyum. Ayrıca ISPE Sağlık Bilimleri Derneği Yönetim Kurulundayım ve GTBD (Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevlerini yürütüyorum ve TÜSİAD gibi farklı mesleki kuruluşların çalışma gruplarına üyeyim.

BASF Türkiye hakkında bilgi verebilir misiniz?

Türkiye’de ilk satışını 1880 yılında gerçekleştiren ve 140 yıllık bir geçmişe sahip olan BASF, birçok endüstriyel sektöre kimyasal ürün sağlamayı sürdürüyor ve Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Türk ekonomisine katkıda bulunmaya devam ediyor. 1969 yılında Sümerbank ile başlıca amacı, tekstil, kâğıt, boya ve deri gibi birincil endüstri dallarına ürün sağlamak olan bir ortaklık kuran BASF, daha sonra 1970 yılında tekstil, deri, deterjan ve inşaat kimyasallarının üretildiği ilk fabrikasını Gebze’de faaliyete geçirmiştir. Bu fabrikanın hizmete girmesiyle birlikte BASF, dünya standartlarındaki ürünlerini Türkiye’de üretmeye başlamış, birçok sektörün gelişmesine ve Türk ekonomisine katkı sağlamıştır. BASF’nin İstanbul’da bulunan merkez ofisi, Türkiye’nin çeşitli şehirlerinde bulunan diğer 8 ofisi ve 6 üretim tesisinde yaklaşık 740 kişi istihdam ediliyor. BASF’nin Türkiye’de Dilovası, Çayırova, Trabzon, Adana ve Gebze’de 2 tesis olmak üzere, toplamda 6 üretim tesisi bulunurken, faaliyet gösterdiği alanlar arasında; kimyasallar, plastikler, dispersiyonlar ve pigmentler, bakım kimyasalları, özel kimyasallar ve bitki koruma gibi birçok alan yer alıyor. BASF ürün ve çözümleri elektrik ve elektronik, otomotiv, inşaat, deterjan ve temizlik, ilaç ve kozmetik ile hayvan yemi, tarım ve gıda gibi çok geniş bir yelpazeye yayılan sektörlerde kullanılıyor. BASF Türkiye olarak ayrıca 2020 yılında faaliyete başlayacak İnovasyon Merkezimiz ile müşterilerimize özel çözümler geliştireceğiz.

Pek çok sektöre hitap eden BASF’de İlaç Hammaddeleri kategorisi için neler söylemek istersiniz? İlaç sektöründe hangi ürünler ile öne çıkıyorsunuz?

BASF olarak, ilaç sektörünün ihtiyaçlarını karşılamak ve hastaların tedavisine katkı sağlayacak ilaçların geliştirilmesinde önemli bir rol oynuyoruz. Katı oral, yarı-katı, yumuşak kapsül, solüsyon, süspansiyon dozaj formlarındaki ilaçların üretilmesi ve geliştirilmesi amacıyla etken maddeler ve çeşitli fonksiyonlarda yardımcı maddeler üretiyoruz. Son yıllarda gelişim gösteren biyoteknoloji alanında da ürünlerimiz mevcut ve ilerleyen zamanda bu portföyde daha çeşitli çözümler sunulması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Bugünün ve geleceğin ilaç sektöründeki zorluklarını karşılamak adına gerçekleştirmiş olduğunuz çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

İlaç geliştirme alanında yılların tecrübesiyle edindiğimiz bilgi birikimini ve ilaç çözümlerimizi bu konularda çalışma yapan firmalarla paylaşıyoruz. Elimizde kendi deneysel çalışmalarımız sonucunda elde ettiğimiz bulguları ve bilgileri içeren birçok makale, poster ve kitap bulunuyor. Özellikle geliştirme alanında ihtiyaç duyabilecek ve karşılaşılabilecek zorluklara çözüm getirebilecek veriler mevcut. Bu bilgileri sözlü ve yazılı olarak müşterilerimizle paylaşıyoruz. Gelişmekte olan firmalara ihtiyaç duydukları teknik eğitimleri vererek onları sürekli destekliyoruz. Deneyimli teknik ve satış ekibimiz ile müşterilerimize ihtiyaç duydukları konularda yardımcı oluyoruz. Her geçen gün ilaç sektöründe yeni gelişmeler olduğunu görüyoruz. Ruhsatlandırma aşamasında çok detaylı incelemelerin gerçekleştirilmesi ve sıkı denetim uygulanması nedeniyle yeni bir ürünün pazara ve hasta kullanımına sunulması uzun sürebiliyor. Bu nedenle, geliştirme aşamasında olan projelerin güncel olarak takip edilmesi, gelecek teknolojilerini ve geliştirme aşamasındaki zorlukları öngörebilmek adına çok önemli. BASF olarak üniversiteler ve ilaç endüstrisi ile sıkı iş birliklerimiz bulunuyor. Buralarda yer alan projelerde gördüğümüz problemler aslında gelecekteki zorlukları yansıtıyor. Bu noktadan hareketle, yeni ürün portföyümüz ve Ar-Ge çalışmalarımız gördüğümüz sorunlara çözüm getirmek amacıyla ihtiyaçlara göre şekillendirilmektedir. Bunun en güzel örnekleri dijitalleşme kapsamında kullanıma sunduğumuz sanal asistanlar ve biyoteknoloji alanında sunmaya hazırlandığımız yeni ürünlerimizdir. Ayrıca, Türkiye’de firmalar ile birlikte yürüttüğümüz bazı projeler için Almanya’da bulunan laboratuvarımızda geliştirme çalışmaları gerçekleştiriyoruz.

İlaç şirketleri için inovasyon, pazara sürme hızı ve maliyet etkinliği oldukça önemli kriterler arasında. BASF’de bu süreç nasıl ilerlemektedir?

BASF’nin en güçlü olduğu ve önem verdiği konulardan birisi inovasyon. Pazarın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştirdiğimiz inovatif ürünler ile ilaç geliştirmeye katkı sunduğumuz kadar üretimin basitleştirilmesi noktasındaki ihtiyacı da karşılıyoruz. Örneğin, katı ilaç üretim prosesleri içerisinden sadece hammaddelerin karıştırılıp ardından tablet formunda basılması için kullanılan ve proses süresi kısa olması nedeniyle tercih edilen direkt baskı prosesine uygun Ludipress, Ludipress LCE, Ludiflash gibi içerisinde farklı fonksiyonlardaki hammaddelerin kombinasyonunu içeren yardımcı maddelerin ve Ibuprofen etken maddesini içeren Ibuprofen DC 85 W hammaddesinin üretimini yapıyoruz. Bu sayede ilaç firmalarına, mevcut proseslerini basitleştirerek üretim alanlarında yaşadıkları kapasite ve üretim hızı sorunlarına çözüm getirme noktasında destek oluyoruz. Özellikle pazara çıkma süresini belirleyen diğer önemli aşamalardan birisi de ruhsatlandırma süreci. Yüksek kalitede üretilen hammaddelerimiz için yurt içi ve yurt dışı pazarlarda bu süreçte ihtiyaç duyulabilecek her türlü doküman, belge ve deklarasyon sağlanabiliyor. İlaç maliyetleri ve finansal durumlarının yanı sıra, pazar dinamikleri de göz önünde bulundurularak müşterilerimize rekabetçi ve uygun fiyatlar sunuyoruz.

Ar-Ge’ye bakış açınız nedir? BASF Türkiye için Ar-Ge’nin önemini nasıl tanımlamaktasınız?

Dünyada 155 yıl, Türkiye’de ise 140 yıllık bir ticari geçmişe ve 50 yılın üzerinde üretim tarihine sahip olan BASF, kurulduğu günden bu yana inovasyona büyük önem veriyor. Dünyada yaklaşık 70 lokasyonda Ar-Ge Merkezi bulunan BASF’nin, bu alanda 11 binden fazla çalışanı bulunuyor. BASF globalde, Ar-Ge faaliyetleri için sadece 2018 yılında yaklaşık 2 milyar Euro yatırım yaparken, 900 yeni patente imza attı. BASF Türkiye olarak daima müşterilerin ihtiyaçlarına ve isteklerine hizmet eden yenilikçi ürünler geliştirmeyi hedefliyoruz. Almanya’da bulunan Ar-Ge merkezimiz bu kapsamda müşteri odaklı olarak inovatif ürünlerin geliştirilmesi üzerinde çalışıyor. Özellikle sürekli gelişen ve yeni teknolojilerin kullanıldığı ilaç sektörüne ayak uydurabilmek için, Ar-Ge çalışmaları sürekli bir biçimde devam ediyor. Türkiye’de yer alan ilaç firmalarında genel olarak eşdeğer ilaç geliştirme alanında Ar-Ge faaliyetleri yer alıyor. Jenerik firmaların ilaç geliştirme sırasında sıklıkla karşılaştıkları engellerden biri, orijinatörler tarafından yayınlanan patentler. Bu patentleri aşmak ve eşdeğer ilaç elde etmek adına Ar-Ge çalışmaları kapsamında yeni ürün ve inovatif formülasyonlarına ihtiyaç duyuluyor. Bu bağlamda, BASF sunduğu çeşitli fonksiyonlara sahip alternatif yardımcı maddeler ve yenilikçi ilaç çözümleri ile aynı etkinlik ve kalitede eşdeğer ilaç geliştirilmesine katkıda bulunuyor. Tükiye’de görev alan teknik ekibimiz sürekli olarak Ar-Ge merkezlerine ziyaret ederek yeni teknolojiler, ilaç çözümleri ve son gelişmeler ile ilgili sunumlar gerçekleştiriyor.

Teknoloji platformlarınızdan bahseder misiniz? Üretim aşamasında teknoloji platformunuzun rolü nedir?

BASF ilaç çözümleri portföyünde 400’ün üzerinde çok farklı fonksiyonlara sahip hammadde mevcut. Bu portföyü müşterilerin kullanımı için kolaylaştırmak ve hammaddeleri işlevlerine göre sınıflandırmak amacıyla hızlı ve modifiye salım, çözünürlük artırma, yarı-katılar, yumuşak kapsüller, biyolojik çözümler ve etken maddeler olarak 6 farklı teknoloji platformu sunuyoruz. Hızlı ve modifiye salım platformu, genel olarak katı oral dozaj formlarının geliştirilmesi için gerekli olan bağlayıcı, dağıtıcı, kaplama, nemden koruyucu, kaydırıcı ve salım profilini ayarlayıcı fonksiyonlarındaki hammaddeleri içeriyor. Çözünürlük artırma platformunda ise biyofarmasötik sınıflandırma sisteminde 2. ve 4. sınıflarda yer alan etken maddelerin çözünürlüklerinin artırılmasını sağlayan tüm dozaj formları için kullanılabilecek yardımcı maddeler bulunuyor. Diğer platformlarda, yarı katı, yumuşak kapsül ve biyoteknolojik ürünlerin geliştirilmesinde ihtiyaç duyulan yardımcı maddelere yer veriliyor. BASF olarak, özellikle dünyada üretiminde öncü olduğumuz İbuprofen etken maddesinin de yer aldığı ve Dekspantenol, Mentol, Omega gibi ürünlerin yer aldığı etken madde platformunu da müşterilerimize sunuyoruz. İlaç firmaları; Ar-Ge, üretim, süreç iyileştirme ve iş geliştirme departmanları teknoloji platformlarından faydalanılarak istedikleri ürünleri seçebiliyor ve platformlar aracılığıyla sağladığımız ilaç çözümlerinden faydalanabiliyor.

Sektöre sunduğunuz en son ürün hangi teknoloji ve özelliklerle donatılmıştır?

BASF olarak son yıllarda piyasaya sunduğumuz Soluplus ürünümüz, çözünürlük sorunları olan ilaç formülasyonlarında çözünürlük artırıcı olarak kullanıma sunuldu. Özellikle günümüzde geliştirilen veya patent süreleri dolan moleküllerin büyük bir kısmının çözünürlüklerinin düşük oldukları düşünüldüğünde mevcut ihtiyacına yönelik bir inovatif ürün olduğu ortaya çıkıyor. Ürün eriyik ekstrüzyon prosesine uygun olarak tasarlansa da BASF laboratuvarlarında ve üniversiteler tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda konvansiyonel üretim yöntemleri ile de uygulanabilir olduğu ve iyi sonuçlar elde edildiği görüldü. Son dönemde, BASF ilaç departmanı olarak dijitalleşme kapsamında üç adet sanal asistan müşterilerimizin kullanımına sunuldu. Ar-Ge departmanlarındaki geliştirme çalışmaları için formülasyon ile üretim metodu önerisinde bulunan ZoomLab adında sanal formülasyon asistanı bulunuyor. Kullanımı ve erişimi son derece kolay olan bu yazılım sayesinde uygulanan deneme yanılma yönteminden kaynaklı hammadde israfı ve zaman kaybı engelleniyor ve hızlı bir sonuç elde ediliyor. RegXcellence yazılımı, ruhsatlandırma aşamasında geliştirilen ürünler içerisinde yer alan BASF hammaddeleri ile ilgili olarak ihtiyaç duyulan açıklama, deklarasyon, sertifika ve benzeri bütün dokümanları direkt olarak hızlı bir şekilde indirebileceğiniz bir sanal asistan. Pazara hızlı çıkış noktasında çok önemli olan beklemeye bağlı süre kaybını ortadan kaldıran ve istediğiniz dokümanı anında indirebildiğiniz bir yazılım. Diğer bir yazılım olan MyProductWorld ise numune siparişi oluşturabileceğiniz ve aradığınız hammadde ile ilgili bütün teknik bilgilere erişebileceğiniz bir uygulama. BASF müşterisiyseniz, bütün bu imkanlardan faydalanabilmek için tek yapmanız gereken şey, siteye kayıt olmak.

Gelecek yıllarda ilaç sektörüne sunacağınız ürününüz hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu ürünün markanıza ve sektöre katacağı avantajlar nedir?

Yukarıda bahsetmiş olduğum, kullanıma sunulan sanal asistanlarımız ileride daha da geliştirilerek çok daha işlevsel hale getirilecek. Şu anda formülasyon asistanımızın katı dozaj formu için belirli modülü aktif halde. İleride size bütün dozaj formları için çok yüksek kesinlikte formülasyon önerileri veren bir asistan sunacağız. Bunun dışında biyoteknoloji son yıllarda Türkiye’nin gündeminde oldukça fazla yer alıyor. Bu alanda farklı ve inovatif ürünlerle ilaç firmalarını destekleyeceğiz. Aynı zamanda basit ve hızlı üretim çerçevesinde ilaç sektörünün ihtiyaç duyduğu çeşitli fonksiyonlarındaki yardımcı maddeleri tek bir hammadde çatısı altında birleştirdiğimiz koproses ürün portföyünde yenilikçi ürünlerle karşınıza çıkacağız. Amacımız, daima müşteriyi odak noktasına koyarak ihtiyaç ve gerekliliklere göre inovasyon yapmak.

1994 yılından günümüze dek sürdürülebilirlik konusunda çok önemli faaliyetler gerçekleştirdiniz. 25 yıllık sürdürülebilirlik serüveninizi okurlarımızla paylaşabilir misiniz?

BASF olarak kuruluşumuzdan bu yana 150 yılı aşkın bir süredir doğal kaynakların korunması ve sürdürülebilir iş yapış şeklini şirket işleyişinin merkezine yerleştirdik. Bugünlerde kurum kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olan sürdürülebilirliği, günümüz iş dünyasının mutlak bir gerekliliği olarak görüyoruz. “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” misyonumuz doğrultusunda yaşanabilir bir gelecek için dünyaya katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu hedefimizi müşterilerimiz ve toplum için kimya yaratırken, mevcut kaynakları en iyi şekilde kullanarak ve sorumlu bir üretim yaparak gerçekleştiriyoruz. BASF olarak, geliştirdiğimiz global yaklaşım sonucunda tüm dünyada yürüttüğümüz sürdürülebilirlik faaliyetleri Almanya’daki ana merkezimiz olan Ludwigshafen’dan yönetiliyor. Bu faaliyetler, sürekli kayıt altına alınarak raporlanıyor ve hedeflerimiz bu doğrultuda yenileniyor. Dünyanın lider kimya şirketi BASF’nin çatısı altında, sadece ürünlerimiz değil, aynı zamanda tüm üretim süreçlerimiz de iklimi korumak ve yeryüzünün doğal kaynaklarının devamlılığını sağlamak üzere tasarlanıyor. Gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerde, bizden sonraki nesillerin sorumluluğunu taşıyoruz. Bu bilinçle insan sağlığına, beslenmeye, temiz su ihtiyacına, karbondioksit salınımını azaltmaya yönelik ürün ve çözümler sunuyoruz. Tüm dünyada sürdürülebilirlik adına çözümler sunan ürün ve çözümlerimiz dışında, yürüttüğümüz toplumsal sürdürülebilirlik projelerinin odağına eğitim ve çocukları koyuyoruz.  

Yazıyı Paylaş