Balparmak Genel Müdürü Sayın Onur Özyurt ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Özyurt firma hakkında detaylı bilgiler verirken, doğal bal ve bal analiz yöntemlerinden bahsetti.
Okurlarımıza kendinizden, profesyonel geçmişinizden bahseder misiniz?
Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum. Yüksek lisansımı da yine Boğaziçi Üniversitesi’nde ekonomi ve finans alanında tamamladım, daha sonra Harvard İşletme Okulu’nda Genel Yönetim Programı’nı bitirdim. Türkiye, Orta Doğu ve Balkanlar’da ilaç, sağlık, eğlence, perakende ve hızlı tüketim ürünleri sektörlerinde yönetici ve Yönetim Kurulu seviyesinde çeşitli görevlerde bulundum. Balparmak’a katılmadan önceki iki yılımı Türk markalarının Güneydoğu Asya’ya açılmasını sağlamak amacıyla Singapur’da geçirdim. Aralık 2020’de Balparmak bünyesine Genel Müdür olarak katıldım.
Balparmak’ın kuruluş ve başarı hikayesini anlatır mısınız?
Balparmak olarak kurulduğumuz 1980 yılından beri Türkiye’de bal sektörünün gelişimine öncülük ediyor, tüketicilerimizi balın en saf ve doğal haliyle buluşturuyoruz. Türkiye’de bal sektöründe markalaşan ilk şirket olarak 1989 yılında Türkiye’nin en çok satın alınan bal markası olduk. Çalışmalarımızı “Sürdürülebilir arıcılığı desteklemek, arıların ekosisteme katkılarını toplum bilincine yerleştirmek, arı ürünlerinin doğallığını ve saflığını koruyarak sağlıklı yaşamın vazgeçilmez bir unsuru haline getirmek” misyonuyla sürdürüyoruz.
Ürün gamımızda süzme çiçek balları, çam balı, monoflora balları, Apitera serisi, BallıMix, saf Propolis yer alıyor. Bugün Türkiye bal sektörünün lider şirketi olarak 30 bin m2 arazi üzerinde kurulu tesislerimizde, üç vardiyada 32 bin ton/yıl işleme kapasitemiz, 297 çalışanımız ile Avrupa’nın en büyük bal paketleyicileri arasında yer alıyoruz.
Ar-Ge ve Kalite Kontrol Laboratuvarı’mızda Türkiye’nin dört bir yanındaki arıcılarımızdan tedarik ettiğimiz bal ve diğer arı ürünlerini, 100’den fazla parametre içeren analizlerden geçiriyoruz. Türkiye’nin en büyük markalı bal ihracatçısı olarak Almanya, Avusturya, Hollanda, Belçika, Fransa, İngiltere, Çin, Azerbaycan, Singapur, Japonya başta olmak üzere 20’nin üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz. Çam ve çiçek ballarımızın yanı sıra Balparmak Apitera serimizi, Propolis, Katla Balla ve BallıMix ürünlerimizi de yurt dışında tüketicilerle buluşturuyoruz.
Bütün bunların yanı sıra arının, balın ve arıcılık mesleğinin yarınını korumanın üzerimize düşen bir görev olduğuna inanıyoruz. Bu nedenle arının doğa ve toplum yaşamına katkıları hakkında toplumda farkındalık yaratmak, kadınları ve gençleri arıcılık mesleğine kazandırmak ve mesleki gelişmelerine yardımcı olmak, kaliteli ve katma değerli arı ürünleri üretimine destek olmak için kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ile sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz.
Yurt içi ve yurt dışı satış hacminiz hakkında bilgi verebilir misiniz?
1991 yılından bu yana Türkiye’nin lider bal markası, dünya ambalajlı bal pazarının ise en büyük 6’ıncı markası konumunda yer alıyoruz. Bugün pazarın yüzde 51’ine sahibiz. 40’ıncı yılımız olan 2020 yılı sektörümüz için de olağandışı şartların hakim olduğu bir seneydi.
Pandemi süreci ile birlikte hem ülkemizde hem de dünyanın birçok ülkesinde bağışıklığı destekleyici ve sağlığa faydalı bal ve diğer arı ürünlerine olan talep ciddi oranda arttı. Özellikle doğal bağışıklık güçlendirici arı ürünlerinden biri olan propolis, tüketicilerin en çok tercih ettiği ürünler arasına girdi.
Bal seçimi yaparken dikkat etmemiz gereken hususlar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Bal alırken ambalajlı, analiz edilmiş ve güvenilir markaların ürünlerini tercih ederseniz doğal bala ulaşmış olursunuz. Arıcılar kovandan aldıkları balları peteğinden süzerken, bazı organik veya inorganik maddeler bala karışabilir. Bu nedenle tüketime sunmadan önce baldan, doğasında bulunmayan bu kirliliklerin uzaklaştırılması gerekir. Bu nedenle mutlaka analiz edilmiş, ambalajlanmış bal satın alınması gerekir.
Balın doğal oluşunu anlamak için bal analizi oldukça önemli. Peki bal analizi nasıl gerçekleşmektedir?
Balparmak olarak tam 40 yıldır memleket ballarının en iyisini gıda güvenliği ve hijyeni kapsamında özenle seçiyoruz. Kalite politikamızın temelini oluşturan gıda güvenliğini ve hijyenini hem işimiz hem gücümüz hem de sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu çerçevede akredite olan Ar-Ge ve Kalite Kontrol Laboratuvarı’mızda balı farklı aşamalarda 200’den fazla parametrede analiz ederek doğallığını ve saflığını kontrol ediyor, özenle seçiyoruz. Ancak balın doğal ve sağlıklı olduğunun tespiti için yeni analiz yöntemleri de geliştirmeye devam ediyoruz.
Doğal balı, Trakya’dan Anadolu’ya tüm memleketimizde büyük emeklerle elde eden arıcılarımızdan sağlıyoruz. Bu anlamda sözleşmeli arıcılık yapmayıp Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği kriterleri kapsamında doğal balı bize sağlayan tüm arılarımıza eşit mesafede duruyoruz. Balı, kovandan- soframıza kadar olan süreçte laboratuvarımızda 4 aşamada kalite kontrolünden geçiriyoruz.
İlk aşamada, Türkiye’nin her bölgesindeki arıcı ve tedarikçilerimizin parti bazında Bal ve diğer arı ürünleri araştırma ve kalite kontrol laboratuvarına gönderdikleri ballar, Türk Gıda Kodeksi Bal Tebliği kriterlerini dikkate alarak oluşturulan hammadde standartlarımıza uygunluğu açısından analiz ediliyor. Standartlara uyan ballara ön numune olarak sevk onayı veriliyor ve tesisimize gönderilmesi sağlanıyor.
İkinci aşamada, tesisimize gelen ön numuneler bir önceki parti ile uyumları açısından tekrar aynı analizlere tabi tutuluyor ve uygun olanlar hammadde olarak satın alınıyor.
Üçüncü aşamada, ballar yöresine ya da bitkisel orijinine göre harmanlanıyor, analiz ediliyor ve yarı mamul olarak depolanıyor.
Dördüncü ve son aşamada ise ambalajlanıp pazara sunulmadan önce son ürün olarak tekrar analize tabi tutuluyor ve her parti ürünün analiz sonuçları tam anlamıyla belgelenmiş oluyor.
Gıda sektöründe yer alan bir firma olarak Ar-Ge’nin öneminden ve gerçekleştirmiş olduğunuz Ar-Ge faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
Balparmak olarak sektörümüzde farklılaşmanın yolunun İnovasyon ve Ar-Ge’den geçtiğine inanıyoruz. Bu çerçevede sektörümüze ilkleri katmak, yenilikçi ve katma değerli ürünler geliştirebilmek adına İnovasyon ve Ar-Ge’ye sürekli yatırım yapıyoruz. Öncelikli amacımız en az 92 parametrede analiz ederek doğallığını ve saflığını koruduğumuz balı, yine doğal ve sağlıklı diğer arı ürünleriyle bir araya getirerek tüketicimizin ihtiyacına yönelik yenilikçi ürünler geliştirmek. Tam da bu nedenle fonksiyonel gıdaları tüketicinin hem ihtiyacına hem de damak tadına yönelik olarak çeşitlendiriyoruz.

Bu yıl ApiteraMix’in muzlu ve portakallı çeşitlerinin yanı sıra yeni ürünlerimiz ApiteraDox ve ApiteraGest’i ürün gamımıza ekledik.
Ayrıca Balparmak Ar-Ge merkezimizde gerek yurt içi gerekse yurt dışında bulunan üniversite, araştırma merkezleri ve laboratuvarlarla ortak bilimsel araştırma projelerinin yanı sıra yeni ürün geliştirme çalışmaları da yapıyoruz. Şu anda ise TAGEM – Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile birlikte yürütülen “Arısütü Üretiminde Farklı Besleme, Saklama ve Ambalajlama Tekniklerinin Kalite Parametreleri ve Ekonomik Sürdürülebilirlik Üzerine Etkilerinin Belirlenmesi” projesinin çalışmaları devam ediyor.
Balparmak’ın bir QR Kod uygulaması var. Bu uygulamadan da kısaca bahsedebilir misiniz?
Balparmak ambalajlarında yer alan priospot uygulaması gıda sektöründe dünyada bir ilki temsil ediyor. Tüketiciler bu sistem sayesinde raftaki ürünün Balparmak, kalite kontrol ve polen analiz raporlarını da görebiliyor. Kalite kontrol analiz raporumuzda balın Türk Gıda Kodeksi’nde yer alan kalite değerleri sonuçları, olması gereken değerler ile veriliyor. Polen analiz raporunda ise balın içerdiği polenleri 6 adet nektar kaynağı bitki açıklamaları ile birlikte tüketicilerimizin bilgisine sunuluyor.
Özellikle balın en kolay taklit ve tağşiş edilen gıdalar arasında ilk sıralarda olduğu düşünüldüğünde ambalajlarımızda yer alan priospot uygulamasının önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Priospot ile tüketicilere balın doğal ve sağlıklı olduğuna dair kalitesinin güvencesini daha ürünü satın almadan önce veriyoruz. Bunun için tüketicinin Balparmak ambalajlarında yer alan QR kodu akıllı telefonuna okutması yeterli oluyor.
Arıcılık mesleğini sürdürülebilir kılmak için kurulan Balparmak Arıcılık Akademisi’nde gerçekleşen faaliyetlerden bahseder misiniz? Akademide başarılı katılımcıları bekleyen ödüller nedir?
Balparmak olarak 2004 yılından bu yana arıcılarımıza kalite ve verimliliğin artırılmasına yönelik modern arıcılık teknikleri ile su ve çevre kirliliği, iklim değişikliği gibi arı popülasyonlarını olumsuz etkileyen nedenler konusunda bilinçlendirmek amacıyla eğitimler veriyoruz. 2018 yılında bu eğitimlerin hedef kitlesini, kapsamını ve etki düzeyini daha da artırarak farklı bir platforma taşıdık ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) katkılarıyla Balparmak Arıcılık Akademisi’ni kurduk.
Arıcılık Akademisi ile hedefimiz, arıcılık mesleğinin sürdürülebilirliğine katkı sağlamak için kırsal kalkınma bölgelerindeki kadınları ve gençleri sektöre kazandırmak ve balın yanı sıra arısütü, polen, propolis gibi katma değerli arı ürünleri üretiminin artırılmasına destek olmak…
Arı yaşamı ve biyolojisi, koloni bakımı ve yönetimi, arı hastalıkları, ana arı üretimi, arı ürünleri üretimi, arıcılık ekipmanları, regülasyonlar, nektarlı bitkiler gibi arıcılık mesleğinde kaliteli üretiminin sağlanmasını ve mesleğin sürdürülebilir olmasını sağlayan en temel konuların yer aldığı eğitimlerimize 2018 yılı Aralık ayında Muğla Ula’daki yerleşkemizde başladık. Sınıf eğitimlerimizle eş zamanlı olarak gezici eğitim aracımızla köy ziyaretlerinde verdiğimiz eğitimlerle, bal ve arı ürünlerinin üretimini uygulamalı olarak gösteriyor, mevcut arıcılarımızın da bilgilerini güncelliyoruz. Online eğitimi Türkiye’de ilk kez biz yaptık. Yurt dışından da bu eğitime ilişkin talepler aldık. Balparmak Arıcılık Akademisi web sitesi üzerinden verdiğimiz uzaktan eğitimlerle ise isteyen herkese arıcılık konusundaki temel bilgilere her zaman ulaşma imkânı sunuyoruz.
İlk mezunlarımızı da 2020 yılında verdik. Uzaktan eğitimin yanı sıra akademide üçer hafta süren teorik ve uygulamalı eğitimleri başarıyla tamamlayan 52’si kadın olmak üzere 104 arıcı adayı, Bal-Der (Arı Ürünleri ile Sağlıklı Yaşam Platformu) sertifikasını almaya hak kazandı. Mezunlarımıza iki adet arılı kovan hediye ederek mesleğe ilk adımlarına atmalarına destek olduk. Şu anda uzaktan eğitime kayıtlı olan 2 bin 800 arıcı adayımız eğitim programına devam ediyor. Uzaktan eğitimi başarı ile tamamlayan 750 adayımıza sertifikaları gönderildi.
Ayrıca Balparmak olarak Muğla Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde hayata geçirilen “Sürdürülebilir Arıcılık, Katma Değerli ve Verimli Üretim Protokolü”nü imzaladık. Muğla Büyükşehir Belediyesi, Balparmak olarak bizim dışımızda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi ve Karabörtlen Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin de imzaladığı dörtlü protokol kapsamında Muğla Ula ve civarı ilçelerdeki arıcılara Balparmak Arıcılık Akademisi kapsamında uygulamalı eğitimler veriyoruz. İlk etapta 25 Muğlalı arıcının katıldığı eğitimlerimize Ocak ayı itibarıyla başladık. 2 + 1 yıl şeklinde planlanan Arıcılık Akademisi eğitimleri, 8 kişilik sınıflarda yüz yüze ve uygulamalı olarak gerçekleşiyor. Arıcıların eşlerinin de katılımının sağlandığı eğitimlerde, arıcı ailelerinde de farkındalık yaratılarak kadınların ve gençlerin de arıcılık mesleğinde yer almasını sağlamayı böylelikle sürdürülebilir arıcılık ve yerel kalkınmaya destek olmayı amaçlıyoruz.
Balparmak Arıcılık Akademisi, sektöre olan katkıları ve bugüne kadar yaptığı başarılı çalışmalarıyla T.C. Tarım Orman Bakanlığı, FAO, TÜGİS ve Sürdürülebilirlik Akademisi tarafından 2019 Dünya Gıda Günü Özel Ödülü’ne, Felis Ödülleri’nde Sosyal Sorumluluk ve Sürdürülebilirlik Bölümünde, Toplumsal Meseleler Kategorisinde Felis’e ve Sürdürülebilirlik Yönetimi Kategorisinde Başarı Ödülü’ne layık görüldü. Balparmak Arıcılık Akademisi, eğitim alanını giderek genişletiyor ve sektöre yeni arıcılar kazandırmaya devam ediyor.