Gerçekleştirdiğimiz röportajda Kordsa CEO’su Ali Çalışkan sorularımızı yanıtladı.
Kordsa'nın tarihçesi ve günümüzdeki yapısını anlatan Çalışkan,
Kordsa tarafından geliştirilen ürünler ve Ar-Ge faaliyetleri hakkında da bilgi verdi.
Okurlarımıza kısaca kendinizden, eğitim durumunuzdan ve sektördeki profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
1963 Samsun doğumluyum.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nü bitirdim. Kordsa ailesine 1986’da Teknik Büro Mühendisi olarak katıldım ve sırasıyla İzmit İşletmeler Direktörlüğü ile Türkiye ve Mısır İşletmeler Direktörlüğü, sonrasında 2010 yılında Endonezya’daki şirketimiz IndoKordsa’da Operasyon Direktörü, 2013 ortalarında ise Türkiye’ye dönerek Operasyonlardan Sorumlu Başkan Yardımcısı görevlerini üstlendim. Haziran 2015’te EMEA bölgesinden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldım. Nisan 2017’den beri de Kordsa CEO’su olarak görev yapıyorum.
Kordsa’nın kuruluşundan bugüne gelişim sürecinizden bahsedebilir misiniz?
Kordsa’da lastik ve inşaat güçlendirme ile kompozit teknolojileri olmak üzere 3 ana sektörde faaliyet gösteriyoruz. Yola çıktığımız 1973 yılında Türkiye için yeni bir pazar olan lastik güçlendirme pazarında dünyada devler liginde yarışmaya başladık.
Bu alanda yüksek teknolojiye sahip tesislerimizde iplik, kord bezi ve tek kord ürünler üretiyoruz. Bugün, dünyanın lider naylon ve polyester iplik, kord bezi üreticisi konumundayız.
Zamanla dünya pazarında ciro bazında naylonda 1. sıraya ve polyster pazarında 3. sıraya ulaştık. Sahip olduğumuz reçine teknolojisi ve dokuma yetkinliklerimizi farklı sektörlere aktarmak düşüncesiyle kompozit teknolojileri ve inşaat güçlendirme teknolojileri pazarlarına giriş yaptık.
Kordsa’nın ürün ve ürün grupları nelerdir? Hangi sektörlere hizmet vermektedir?
Her üç iş kolumuzda da ürünlerimiz, günlük hayatımızda kullandığımız birçok ürünün daha güvenli, daha yüksek performanslı, daha sağlam ve daha sürdürülebilir olmasını sağlıyor.
Lastik güçlendirme sektöründe yüksek teknolojiye sahip tesislerimizde Naylon 6.6, HMLS ve teknik polyester, rayon ve aramid iplikleri işleyerek araç lastiklerine esneklik ve mukavemet sağlayan kord bezi ile naylon, polyester, aramid, rayon gibi sentetik iplikler ile doğal liflerden yapılan iplikler kullanarak tek kord üretimi yapıyoruz.
Dünyada her 3 otomobil lastiğinden birini, her 3 uçak lastiğinden ikisini biz güçlendiriyoruz. Kompozit güçlendirme malzemeleri alanında başta havacılık ve otomotiv olmak üzere farklı sektörler için yenilikçi ve özgün ara ürün ve uygulamalar geliştiriyoruz.

Havacılık sektörüne yüksek kaliteli ve dayanımlı, otomotiv sektörüne görsel özellikleri kusursuz ve hızlı üretilebilen, spor malzemeleri sektörüne esnek, denizcilik sektörüne düşük sıcaklıkta üretilen ve uzun ömürlü ürünler sunuyoruz.
Çözüm ortağı bakış açımızla prepreg, bez ve reçine geliştirme çalışmalarımızın yanı sıra müşterilerimizin gereksinimlerine bağlı tasarım, analiz, malzeme kütüphanesi, prototip üretim desteği gibi konularda da hizmet veriyoruz. Tek çözüm ortağı olarak ihtiyaca özel maliyet odaklı kompozit ara ürün geliştirme çalışmaları da yürütüyoruz.
2018 yılında ABD’de yaptığımız yatırımlarla oluşturduğumuz ileri kompozit teknolojileri portföyümüze, çok yeni olarak hem uzay ve havacılık endüstrisine hem de gelecek nesil ulaşım araçlarına ileri teknoloji kompozit malzemeleri de ekleyerek, komple malzeme sunabilen bir şirket konumuna geldik.
Uluslararası fiber donatı pazarı
Ayrıca bu yeni ürün geliştirme potansiyelimizi de güçlendirdi. İnşaat güçlendirme teknolojilerinde de beton yapılarında uzun ömürlü dayanım sağlayan ürünler geliştiriyoruz.
Uluslararası fiber donatı pazarında ilk Türk ürünü olan sentetik fiber donatılarımız kolay kullanım, uzun süreli durabilite ve düşük karbon salınımı ve performans avantajları ile prestijli projelerde tercih ediliyor.
Kısa sürede 3. Köprü gişeleri, Samsun Hafif Raylı Sistem projesi, Trabzon DSİ Basınçlı Su Tüneli projesi ve Tekirdağ Asyaport, İzmir’in en uzun karayolu tüneli olan Buca-Bornova Tüneli gibi birçok projede ürünlerimiz kullanıldı.
Kordsa olarak yurt dışı ve yurt içi satış faaliyetlerinizden bahseder misiniz? Ağırlıklı olarak hangi bölgelere satış gerçekleştiriyorsunuz?
Kordsa olarak stratejik önemi olan pazarlarda yer alıyoruz. Yatırım stratejilerimizi belirlerken müşteriye yakınlığı ve değişen pazar dinamiklerini göz önünde bulunduruyoruz ve sürdürülebilir büyüme stratejimize uygun olan fırsatları değerlendiriyoruz.
2017 başında Amerika Birleşik Devletleri’ndeki hammadde tedarikçimiz Invista, Tennessee Chattanoga’da üretimden çıkacağını açıkladı. Aynı avluda üretim yaptığımız bu firma ile bir anlaşma yaptık ve paylaştığımız alt yapı başta olmak üzere, tüm araziyi ve kısmi olarak makina parkını 4 milyon ABD Dolar’lık bir yatırımla satın aldık. Avrupa, Orta Doğu ve Afrika 2019 ilk yarı itibariyle Kordsa’nın tüm satışları içinde %30’luk bir paya sahip.
Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinde, sanayiüniversite iş birliğinde öncü bir model olan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’nin gücü ile yeni teknolojilerimizi pazara sunmaya ve ürün gamımızı genişletmeye devam ediyoruz.
Türkiye’den sonra, en büyük merkezimiz olan Asya Pasifik’in satışlarımızdaki payı %26. 2011’den bu yana 175 milyon Dolar’ın üzerinde yatırım yaptığımız Endonezya’da 7 polyester hattımız bulunuyor.
Güney Amerika’da ise polyester ve kord bezi üretiminde tek oyuncuyuz. 2019 ilk yarı itibariyle; bu pazar Kordsa’nın toplam satışlarının içinde %11’lik paya sahip. Kuzey Amerika’da da lider naylon kord bezi üreticisiyiz. Bu bölgenin Kordsa’nın toplam satışları içerisindeki payı ise %33.
İleri teknoloji kompozit
Bünyemize kattığımız Fabric Development, Textile Products ve Advanced Honeycomb Technologies şirketleri ile Kuzey Amerika’daki kompozit varlığımızı güçlendirdik.
Ardından uzay ve havacılık endüstrisinin yanı sıra, gelecek nesil ulaşım araçlarına da ileri teknoloji kompozit malzemeler sağlayan ve yürüttüğü Ar- Ge çalışmaları ile kompozit pazarına yön veren Axiom Materials’ı Kordsa bünyesine kattık.
Bu satın alma sayesinde ileri teknoloji kompozit ara mamul portföyümüzü tamamlayarak uçak motorlarında kullanılan yüksek ısıya dayanıklı Oksit-Oksit seramik kompozit pazarının lider oyuncusu haline geldik. Lastiklerini güçlendirdiğimiz uçakların kanatları, gövdeleri ve kabin içlerinden sonra artık motorlarını da güçlendiriyoruz.
Bugün Amerika’dan Asya Pasifik’e kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış global bir güçlendirme oyuncusuyuz. Türkiye, Amerika, Brezilya, Tayland, Endonezya olmak üzere toplam 5 ülkede, 4 kıtada yer alan 12 üretim tesisimizde 4.500’e yakın çalışanımızla faaliyet gösteriyoruz.
Continental ile tasarlamış olduğunuz Cokoon isimli yeni teknolojinizin lasmanını gerçekleştirdiniz. Bu projenizden bahsedebilir misiniz?
Sektöre çevre dostu ve sürdürülebilir alternatif bir çözüm sunmak için Kordsa olarak biz 9 yıldır çalışmalarımızı sürdürüyorduk. Ar-Ge ekiplerimiz bu teknolojiyi geliştirmek için 9 yılda, 11.240 test yaptılar ve gecelerini gündüzlerine katarak 15.800 iş saati harcadılar.
Continental’in de aynı doğrultudaki vizyonu sayesinde güçlerimizi birleştirdik. Yeni teknolojimiz CoKoon üretimde ek maliyet gerektirmiyor. Mevcut ekipman kullanılarak tekstil ve kauçuğu yapıştırmak mümkün.
Continental ile hiçbir lisans ücreti talep etmeden lisans havuzuna dahil olmak isteyen herkesin CoKoon teknolojisini kullanmasını sağlıyoruz.
6 ay içinde, Tire Technology 2019 fuarında sektörde yer alan firmalarla buluşturduğumuz CoKoon teknolojisini kullanmak için 40 firma bizimle iletişime geçti. Bu firmalarda 17 tanesi ile numune sürecimiz başladı.
Bunun sektörün yeni yapıştırma standardı olmasını hedefliyoruz. Bunu desteklemek için de sadece üründe değil, iş modelinde de bir yenilik sunuyoruz. Kurduğumuz ücretsiz lisanslama modeli, herkesin bu teknolojiye kolayca ulaşmasını ve geliştirme yapmasını teşvik ediyor.
Bu sayede teknolojimizi daha ileri taşıyacak, kendi sektörümüzde standartlaşmanın yanı sıra farklı sektörlerde, farklı alanlarda da kullanımını yaygınlaştırabileceğiz.
Dijital Dönüşüm
Günümüzde tüm sektörler Dijital Dönüşüm’e ayak uyduruyor. Kompozit sektörünün bu dönüşümü ne ölçüde gerçekleştirdiğini düşünüyorsunuz?
Kordsa olarak geliştirdiğimiz Endüstri 4.0 uygulamaları ile üretim modelinde de sektöre öncülük ediyoruz. Hayata geçirdiğimiz akıllı üretim sistemleri ile iyileştirilmiş üretim kalitesi, daha az hata ile üretim ve inovasyon süreçlerinin hızlanmasını hedefliyoruz.
Bu nedenle akıllı robotik uygulamalar, büyük veri yönetimi, bulut uygulamaları, IoT sistemleri, mobil ve sanal gerçeklik uygulamaları, simülasyon sistemleri ve siber güvenlik gibi birçok alanın birleşiminden oluşan dijital dönüşümü ve Endüstri 4.0 gelişimini yakından takip ederek, inovasyon, özellikle de açık inovasyon yaklaşımımızı sürdürerek, üretim süreçlerimizi güçlendiriyoruz.
Şirket stratejilerimiz ve hedeflerimizle eşleşen ve üretim süreçlerimizde değişim ve dönüşüm yaratan teknolojileri takip edip, verimlilik, kalite, maliyet ve iş güvenliği süreçlerinde değer yaratan uygulamalara yatırım yapıyoruz. Dijital dönüşüm ile birlikte kompozit malzemenin kullanım alanları ve teknolojisi her geçen gün gelişiyor.
Bugün günlük kullanımımıza girmiş durumda, daha da girecek. Özellikle akıllı kompozitler ve robotik uygulamalar geleceğin malzemeleri.
Önümüzdeki dönemde malzeme bazlı mühendislik olarak nitelenen Ar-Ge, ürün geliştirme, imalat tasarımı gibi faaliyetleri, aynı anda müşteri ile etkileşim içinde oluşturmanın önem kazanacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla malzeme bilimi dijital dünyada stratejik öneme sahip bir bilim dalı.
Kordsa Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi
Kordsa’nın malzeme bilimi anlamındaki çalışmalarına gelirsek, bu konuda da ortak ya da tek yürüttüğümüz çalışmalarımız var. Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezimiz’de 11 ülkeden toplam 16 proje ortağının katılımıyla devam eden DiCoMi projesi ile örneğin kompozit malzemelerin 3 boyutlu yazıcı teknolojisiyle üretilmesi için sistem, yazılım ve malzeme geliştirmek üzere çalışıyoruz.
Yine, son dönemde dijital çağın akıllı malzemelerinden ince film ve esnek elektronikler de önem verdiğimiz yeni nesil malzemelerden. İnce filmlerin halihazırda televizyonlardan akıllı telefonlara veya dizüstü bilgisayarlara kadar geniş bir uygulama alanı var.
Yakın bir zamanda da esnek elektronikler hayatımıza daha çok girecek. Örneğin basılı gazetelerin ya da tabletlerin yerine katlanabilir ekranlar geçecek, robotlar gerçek deri kaplı gibi görünecek hatta hissettirecek.
Biz de bu geleceğin malzemesini odağımıza aldık ve Sabancı Üniversitesi ortaklığında “İnce Filmler ve Esnek Elektronikler” Ar-Ge platformu oluşturduk. Burada Mayıs 2019’da Nanosis-1004 adını verdiğimiz yeni bir proje başlattık. Bu projede, yeni nesil esnek giyilebilir sağlık sensörleri geliştirmek üzere çalışıyoruz.
Proje ortaklığı için bazı uluslararası tanınmış üniversitelerle, kurumlarla ve Türkiye’den, ABD ve Avrupa’dan şirketlerle görüşüyoruz. Ayrıca esnek elektronik teknolojisine uygun yeni laboratuvar ve makine yatırımı yapma konusunda da çalışmalarımız sürüyor.
Yeni teknolojik gelişmeler kapsamında, kompozit malzeme üretim tekniklerinizden bahseder misiniz?
Kompozit iş kolumuzda sanayi ve akademiyi bir araya getiren Kompozit Teknolojilerileri Mükemmelliyet Merkezimiz’in ana çalışma alanı karbon, aramid ve s-cam gibi yüksek mukavemetli kompozit güçlendirme malzemelerinin dokunması, reçine geliştirilmesi, prepreg üretilmesi ve bu malzemelerin farklı sektörlerdeki kullanımına yönelik uygulama geliştirilmesi diyebiliriz.
Şu anda dört farklı dokuma tipindeki plain, twill, harness satin ve basket-, tek ve iki yönlü, 200 gr/m2 – 1500gr/m2 arasında karbon, cam veya aramid bezleri dokuma kabiliyetine sahibiz. Bunlara ek olarak, iki farklı ipliğin kullanılabileceği hibrit dokumalar da ürün portföyümüzde yer alıyor.
Merkezde, kompozit malzemelerin 3 boyutlu yazıcı teknolojisiyle üretilmesine yönelik olarak sistem, yazılım ve malzeme geliştiriliyor. Hem geleneksel metotlarla hem de robotik uygulamalarla yüksek kaliteli kompozit parça üretimi yapılıyor.
Laboratuvarda AFP denilen otomatik fiber yerleştirme robotik sistemi, laboratuvar ölçekli ve endüstriyel sıcak presler, kompozit ve metallerin robotik talaşlı imalat ve aşındırıcı su jeti ile işlenmesi için ekipmanlar ile katmanlı imalat için gerekli ekipmanlar yer alıyor.
Havacılık endüstrisi
Kullandığımız otoklavlar, malzemelerimizin daha yoğun ve boşluksuz olmasını sağlıyor. Özellikle havacılık endüstrisine yönelik önceden reçine emdirilmiş yüksek mukavemetli fiberlerden üretilen parçalardaki güç/ağırlık oranının yüksek olmasına olanak veriyor.
Merkezde çok fonksiyonlu kompleks parçaların yeni veya hibrit teknolojilerle üretimi konusuna ağırlık veren bir laboratuvar da mevcut. Bu laboratuvar metal, yüksek performanslı plastik, kompozit ve hibrit katmanlı imalat üzerine yoğunlaşıyor.
ABD’de gerçekleştirdiğimiz satın almalarla ise yüksek büyüme potansiyeline sahip ileri malzeme teknolojilerindeki yetkinliklerimizi geliştirdik.
Büyük potansiyel gördüğümüz havacılık sektörüne yönelik yüksek mühendislik isteyen yapısal malzemeler, iç parça malzemeleri üretebiliyoruz.
Son olarak ise dünya genelinde uçak motorları için Oksit ve Oksit seramik kompozit ürünleri sağlayan tek üretici Axiom Materials satın alması ile kanatlarını, gövdesini ve içini güçlendirdiğimiz uçakların motorlarını da güçlendirebiliyoruz. Bugün mevcut ileri kompozit ara mamul teknolojileri portföyümüzü tamamladık, diyebilirim.
Sınırları aşan, global bir marka olmanın koşulları sizce nelerdir?
Global olmanın en önemli şartı global düşünebilmek, gelişmeleri, trendleri takip etmek, proaktif davranarak değişime direnmeden değişime öncülük edebilmek.
“Yaşamı Güçlendirme” misyonumuz ile müşterileri, çalışanları, paydaşları ve içinde yer aldığı toplumlara katma değeri yüksek yenilikçi güçlendirme çözümleri sunarak sürdürülebilir değer yaratmayı hedefliyoruz.
Açık inovasyon anlayışımız ile değişim ve dönüşüme liderlik ediyoruz. Sürdürülebilirlik anlayışımız ve yaptığımız Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızla sektörü şekillendiriyoruz. Bu da global varlığımızı güçlü kılıyor.
Kordsa olarak gerçekleştiridiğiniz Ar-Ge ve Sürdürülebilirlik çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Şu anda faaliyet gösterdiğimiz sektörlerdeki ürün geliştirme çalışmaları sürdürülebilirlik merkezinde ilerliyor. Kordsa da ürün portfoyünü bu merkezde geliştiriyor.
Kompozit teknolojilerinde araçların daha hafif ve dayanıklı olmasını sağlayarak yakıt tüketimini azaltıyor, yeni nesil ulaşım araçları için yeni ve sürdürülebilir teknolojiler geliştiriyoruz.
Lastik güçlendirme teknolojilerinde geliştirdiğimiz inovasyonlarla sürtünme direncini azal tırken inşaat güçlendirme teknolojilerinde beton yapıların uzun ömürlü ve sağlam olması için çalışıyoruz. İnovasyonu faaliyetlerinin temeline koyan bir firma olarak 2017’den 2018’e patent portföyümüzü %22 oranında artırdık.
786 patent başvurusu ve 183 buluş
Daha az enerji ve daha az malzeme ile daha hafif ve daha dayanıklı lastik ve kompozit malzemeler üretmek için yaptığımız çalışmalar sonucunda bugüne dek 786 patent başvurusu yaptık ve 183 buluş gerçekleştirdik. Bu faaliyetlerimizi temelde 2 Ar-Ge merkezimizde yürütüyoruz.
İzmit’teki ilk Ar-Ge Merkezimiz’de lastik ve inşaat güçlendirme pazarlarına yönelik yeni ürün, süreç ve teknolojiler geliştiriyoruz. Bu anlamda son dönemdeki en büyük atılımımız Continental ile birlikte geliştirdiğimiz 80 yıllık resorsinol ve formaldehit içeren yapıştırma formülüne alternatif olan yeni çevre dostu formül.
Devrim niteliğindeki bu teknolojiye CoKoon ismini verdik. Şimdi de bunun ücretsiz lisansı üzerinde çalışıyoruz.
Açık inovasyon yaklaşımıyla yürüttüğümüz bir diğer proje ise verimli plastik geri dönüşümü için sürdürülebilir çözümler sunan projemiz. Açık inovasyon yaklaşımımızın bir diğer örneği olarak bu merkezde yürüttüğümüz verimli plastik geri dönüşümü için sürdürülebilir çözümler sunan bir projemiz daha var.
PolynSPIRE adındaki bu AB destekli Horizon 2020 programı kapsamındaki projede 11 ülkeden 21 proje ortağından biriyiz.
Kordsa İkinci Ar-Ge merkezi
İkinci Ar-Ge merkezimiz ise kompozit teknolojilerinde Ar-Ge, inovasyon ve üretimin tek çatı altında toplandığı Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’ndeki Ar-Ge Merkezimiz.
2016 yılında Teknopark’ta hayata geçirdiğimiz ve üniversite ile sanayiyi tek çatı altında buluşturan Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, Türkiye’nin ilk, dünyanın sayılı merkezlerinden biri.
Sabancı Üniversitesi iş birliğiyle merkezde araştırmacılar, tasarımcılar, mühendisler, üretim süreci sorumluları ve çalışanları, doktora öğrencileri, doktora sonrası araştırmacılar, öğretim üyeleri, kuluçka firma girişimcileri birlikte çalışıyorlar.
Merkezde açık inovasyon anlayışıyla farklı kurum ve kuruluşlarla iş birliği yapılarak temel araştırmadan başlayıp, fikirden prototip üretimine, seri imalata kadar devam eden araştırma-geliştirme döngüsünün tüm basamaklarında hizmet veriyoruz, sektörü dönüştüren yeni teknolojilere imza atıyoruz.
Mükemmellik Merkezimiz’de, 3D yazıcı teknolojisiyle kompozit malzemelerin üretimi için sistemler, yazılımlar ve malzemeler geliştirilmesi için AB tarafından finanse edilen proje gibi yeni projeler için farklı ülkelerden üniversiteler ve kurumlarla iş birliklerine devam ediyoruz.
Baskı kürleme süresini 3 dakikaya indiren reçine teknolojimizden sonra, risksiz formüle edilen CM 14 reçinesini de geliştirdik. Yine bir diğer çalışmamız da Ford Otosan ile şu an otomotiv sektörünün ana konusu olan aracı hafifletme konusuna yönelik geliştirdiğimiz devrim niteliğindeki e-glass prepeg.
16 ton üzeri ağır ticari araçlar için geliştirdiğimiz yenilikçi yaprak yay; süreç optimizasyonu, parça kalifikasyonu ve çevrimiçi sağlık izleme amacıyla kullanılan yapı sağlığı izleme sistemlerini de içeriyor. İnşaat güçlendirme malzemelerinde de yürüttüğümüz Ar-Ge çalışmaları var.
KraTos’un geliştirilmiş bir versiyonu
Geliştirdiğimiz makro ve mikro sentetik elyaf güçlendirme ürünlerimiz birçok prestijli projede tercih ediliyor. Ayrıca, Haziran 2018’de devreye aldığımız yeni polipropilen monofilament fiber donatı hattında yüksek mukavemeti ile farklılaşan KraTos’un geliştirilmiş bir versiyonunu üretmeye başladık.
Sürdürülebilirlik özelinde ürün geliştirme dışında şirket içi çalışmalarımıza gelince, 5 yıllık hedef ve aksiyonlarımızı kapsayan 2020 Sürdürülebilirlik Yol Haritamız’ın dördüncü yılındayız.
Sürdürülebilirliğin ilk adımının kendi sürdürülebilirliğimizi sağlamak olduğunun bilinciyle çalışanlarımızın gelişimine, sağlığına ve güvenliğine daima öncelik veriyoruz.
2018 yılında da, İş Güvenliği Deneyim Merkezi gibi güvenlik projelerimiz sayesinde beş kıtada sıfır kaza hedefiyle çalışmaya, fikir ve proje geliştirmeyi teşvik eden iç platformlar üzerinden çalışanlarımızın kişisel ve mesleki gelişimlerine destek vermeye devam ettik. 2018’de çalışanlarımıza ortalama 36 saat eğitim sağladık.
Küresel bir güçlendirici markası olarak, içinde bulunduğumuz topluma ve çevreye duyduğumuz saygının sonucu olarak tüm operasyonel süreçlerimizde iyileştirmeler yapmayı sürdürdük. Ar-Ge ve TPM projelerimizle performansımızı her yıl kademeli olarak geliştirdik.
Üretimde, malzeme, su ve enerji verimliliğini sürekli iyileştirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. 2018 yılında malzemelerimizi yeniden kullanarak 1,82 milyon Dolar tasarruf yaptık. Karbon emisyonlarının takibini ve azaltılmasını da içeren atık yönetimi konusunda tüm tesislerimizde aldığımız önlemlerle, atıklarımızı her yıl azaltıyoruz.
Bu yıl, emisyon ve atık yönetimi kapsamında 790 bin Dolar değerinde çevresel yatırım gerçekleştirdik. CDP İklim Değişikliği ve CDP Su raporlarımızı her yıl yatırımcıların bilgisine sunmaya devam ediyoruz.