Zemin Kaplama Üretiminde Sürdürülebilirlik ve Karbon Ayak İzini Azaltmak
Artık her sektörde “süreklilik, yenilenebilir, sürdürülebilir, karbon ayak izi” gibi kelimeleri daha çok çevre ile ilgili konularda duymaya başladık. Üreticiler kaliteli, düşük maliyetli ürünler üretmek için Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirirken, artık sürdürülebilir olmak ve karbon ayak izini azaltmak için uğraşı veriyorlar.
Artan üretimin insan ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri nedeni ile sera gazlarının artması neticesinde dünyanın ısısı yükselmeye başladı. Basın ve sosyal medyada sıklıkla bu konuda haberler ve farkındalığı arttırıcı bilgiler veriliyor.
Buzulların erimesi, seller, doğal felaketler ile ilgili net sonuçlar ortaya çıkmaya başlayınca ‘’karbon ayak izi’’ birçok ülkenin ve de büyük üreticinin dilinde dolaşır oldu. Hatta bunu PR çalışmalarında bir araç olarak kullanıp, üretimlerini daha doğal ve çevreci yapmaya gayret eden birçok üretici doğdu.
Cirosunun %65’ini ihracat ile gerçekleştiren PÜRKAY A.Ş. uzun yıllardır ürettiği PÜRKAY 019 poliüretan esaslı Self Levelling ürününü daha çevreci yapabilmek için Avrupa Birliği Çerçeve Programı Horizon 2020 desteği ile, ‘’Yenilenebilir Kaynaklar ile Poliüretan Zemin Kaplama Üretilmesi’’ konusunda Ar-Ge çalışmaları gerçekleştirdi.
Projenin amacı petrol türevlerinden uzaklaşarak, bitkisel kökenli yağlardaki hidroksil gruplarını kullanarak poliüretan self levelling ürün üretilmesi ve sürdürülebilir bir iş modeline evrilmekti.
Ülkemizde üretimi olan bitkisel yağlar ayçiçeği, pamuk (çiğit), soya, yerfıstığı, susam, kolza, aspir, haşhaş, mısır, keten ve zeytinyağlarıdır. Ancak bu yağların OH grubunun
mevcut olmaması nedeni ile ve de Ar-Ge çalışmamızda bio-yağlarını herhangi bir tepkimeye sokarak OH grubunu eklemeyi amaçlamadığımızdan, OH grubu içeren Castor Yağı ile Ar-Ge çalışmasını sürdürmeye karar verdik.

Poliüretan ürünler polieter, poliester ve de bazı durumlarda akrilik reçineler kullanılarak elde edilir.
Poliüretan esaslı ürünlerin formülasyonlarında çeşitli ek ajanlar mevcuttur. Bu ajanlar çökme önlemek, ürün içindeki çeşitli dolgu malzemeleri ile pigmentleri ıslatmak, yüzeyde
oluşabilecek köpükleri engellemek ve de kür süresini geciktirmek veya uzatmak için kullanılmaktadır.
Bu tip ajan üreticileri, haklı olarak, ürünlerini üretirken de, piyasada yaygın olarak kullanılan polieter, poliester, akrilik reçinelerin yapısını göz önünde tutarak çalışmalarını geliştirmektedirler. Bio-yağlar ile poliüretan self leveling malzeme üretimi dünyada olmadığından ajan üreticileri bu yönde bir çalışma gerçekleştirmemişlerdir.
Dolayısı ile poliüretan self levelling ürünün bio-yağlar ile üretilmesindeki en büyük zorluk, polieter, poliester ve akrilik reçinede çalışan ajanlar içinden, bio-yağlar ile çalışabilecek, bu yağlara uyumlu olanların tespiti olmuştur.
Ar-Ge çalışmaları sonucu üretim prosesinde ve makine parkında yapılan bazı değişiklikler ile bazı ajanların bio yağ esaslı reçine ile uyumu sağlanmış ve proje başarı ile sonuçlanmıştır.
Ülkemizde ilk kez üretimine 1992 yılında sentetik reçineler ile başladığımız PU self levelling kaplama, Ar-Ge çalışmaları sonucunda artık bio-yağ kökenli bir reçine ile üretilmeye başlanmıştır.
Yenilenebilir bir kaynak olan castor yağı ile ürün üretimi projesi sonucunda ticarileşen ve BIO adı eklenen PU esaslı tüm ürünler kullanıcılar tarafından başarı ile kullanılmaktadır.
PÜRKAY 019/01 Poliüretan Self Levelling ürünümüzde elde ettiğimiz başarı nedeni ile ürün ismine BIO kelimesini ekledikten sonra diğer poliüretan ürünlerimize yoğunlaştık.
PÜRKAY 022/A Poliüretan Macun, PÜRKAY Pareks Parke Yapıştırıcı, PÜRKAY Sandviç Panel yapıştırıcıları bu araştırma ve geliştirme çalışmaları sonucu ‘’Yenilenebilir Hammadde’’ ile üretilen ürünler haline gelmiş ve bu ürünlerimizin de isimlerine BIO kelimesi eklenmiştir.
Biraz da karbon ayak izine bakalım: Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür ve iki ana parçadan oluşur: doğrudan (birincil) ayak izi ve dolaylı (ikincil) ayak izi.
Birincil ayak izi, evsel enerji tüketimi ve ulaşım (söz gelimi araba ve uçak) dahil olmak üzere fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının, ikincil ayak izi ise kullandığımız ürünlerin tüm yaşamın döngüsünden bu ürünlerin imalatı ve en sonunda bozulmalarıyla ilgili olan dolaylı CO2 emisyonlarının ölçüsüdür.
Sınırlı kaynakların (örnek olarak fosil kökenli ürünler) belli bir süre sonra sona erecek olması, gelecek nesillere bırakacağımız mirasın azalması demek olduğundan, bu
çalışmanın sonunda elde edilen çıktı ile aynı zamanda sınırlı kaynağın tüketiminde düşüşe sebep olan bir değişim ve gelişim sağlanmış olmaktadır.

Yenilenebilir kaynaklar ile üretim yapmanın getirdiği düşük karbon ayak izi, sınırlı kaynakların artık tüketilmeyecek olması, kendi kendine yetebilen bir dünya olma yolunda ciddi adımların atılması demek olduğuna inanmaktayız.
PÜRKAY A.Ş. olarak daha temiz ve sürdürülebilir bir iş modeline sahip olmak için çaba sarfetmeye devam etme noktasında belli periodlar ile stratejimizi gözden geçirmekteyiz.
Çevreci ürün üretiminde farkındalığın ileriki yıllarda, yeni jenerasyonun da çalışma gücüne katılacak olması ile daha da hız kazanacağını ve de sürdürülebilir bir üretim anlayışının geleneksel üretim modelini ortadan yavaş yavaş kaldırılması anlamında geleceği inancı ile PÜRKAY A.Ş. olarak ilkleri ve enleri üretme noktasında motivasyonumuzu en üst seviyede tutmayı amaçlamaktayız.
Saydun Gökşin
Genel Müdür
PÜRKAY Boya ve Kimya San. A.Ş.