Bu makale Savunma Sanayi için üretilmiş her türlü uçak, helikopter, tank, personel taşıyıcı - silahlı araçlar ve parçaları ile mühimmat, patlayıcı, elektronik sistemler, iletişim aygıtları, silahlar ve benzeri her türlü ürünün kabullerinde kullanılan genel ve en yaygın standartlar ile kapsamlarında geçen çevresel testler hakkında bilgi verilmek üzere hazırlanmıştır.
Özellikle çok gelişmiş ülkeler ve bu ülkelerdeki Savunma Sanayi firmaları ekonomik kazanç niyetleri ile kendi savunma sistemleri başta olmak üzere Savunma Sanayi için değişik ekipmanlar üretmektedirler.
Gelişen ülkelerde her yıl bütçelerinden Savunma Sanayi için hem geliştirici hem de caydırıcı olmak amacıyla önemli oranda paralar ayırarak bu sistemlere sahip olmak istemektedirler. Burada gelişmiş firmaların beklentileri yeni teknolojik ürünler geliştirerek dünya pazarlarındaki paylarını arttırma düşüncesidir.
Elbette ülkemizin içinde bulunduğu şartlar ve coğrafi yerleşim göz önüne alındığında ülkemiz için de bu yaşamsal bir unsur ve gereklilik olarak görülmektedir.
Elbette ümit ettiğimiz şey, ülkemizin kendine gerekli olan savunma sanayi ekipman ve teçhizatlarının kendimiz tarafından üretiminin sağlanması ve sürekli geliştirilerek imkanlar bulunduğunda dünya pazarlarında kendisine yer bulmasıdır.
Diyelim ki Savunma Sanayi için bir ekipman ya da parça üretmek istiyoruz ama bunu kim onaylayacak ya da hangi standartlara uygunluk istenecek konusu ise karşımızda büyük bir denklem olarak görülmektedir.
Bu konulara geldiğimizde karşımıza özellikle Amerika tarafından tüm dünyaya servis edilen standartlar çıkmaktadır. Bunlardan en yaygın olanları MIL-STD-810G, DO-160G, MIL-STD-202G ve NATO AEP-64 standartlarıdır. NATO AEP-64 standardı NATO Standartlaştırma Kurumu tarafından yayımlanmıştır.
Bu standartlar temelde benzerlikler taşımakla birlikte kendi içlerinde üretilen ürünün kullanım amacı ve kullanım yeri başta olmak üzere ayrılıklar içermektedir.
Örneğin ürettiğiniz ürün havada uçan bir sistemde kullanılacak ise DO-160G standardından faydalanılırken, Elektronik-Elektrik bir sistem dizayn ettiyseniz temel kriterlere MIL-STD-202G standardından ulaşabiliyorsunuz.
AEP-64 standardı temel konu olarak üretilen ürünlerde kullanılan boya sistemlerinin kimyasal ajanlara karşı dayanımını esas alan bir standart iken, MIL-STD-810G standardı ise Savunma Sanayinde üretilen savunma sanayi ekipmanları için tüm laboratuvar testlerinin düşünüldüğü mühendislik yaklaşımlarını baz almaktadır.
Tam olarak anlaşılması için aşağıda standartlar ve ana tanımları yer almaktadır.
MIL-STD-810G: ENVIRONMENTAL ENGINEERING CONSIDERATIONS AND LABORATORY TESTS (Çevresel Mühendislik Öngörüleri ve Laboratuvar Testleri)
MIL-STD-202G: TEST METHOD STANDARD ELECTRONIC AND ELECTRICAL COMPONENT PARTS (Elektrik ve Elektronik Parçalar için Test Metotları)
NATO AEP-64: PERFORMANCE REQUIREMENTS FOR PAINT SYSTEM, RESISTANCE TO CHEMICAL AGENTS AND DECONTAMINANTS, FOR THE PROTECTION OF LAND MILITARY EQUIPMENT (Boya Sistemlerinin Performans Gereklilikleri, Kara Askeri Araçları için Kimyasal Ajanlara Dayanım ve Bulaşma Testleri)
DO-160G: ENVIRONMENTAL CONDITIONS AND TEST PROCEDURES FOR AIRBORNE EQUIPMENT (Uçan Ekipmanlar için Çevresel Şartlar ve Test Yöntemleri)
Standartları belirledik şimdi sıra test laboratuvarını seçmeye geldi. Burada nasıl bir yol izlememiz gerekiyor sorusunu da şu şekilde yanıtlayabiliriz.
Tüm dünyada izlenen yöntem şudur: Üretici ve tüketici arasındaki hakem uluslararası akreditasyona sahip test laboratuvarlarıdır. Laboratuvar akreditasyonu EN ISO/IEC 17025-2017 versiyonuna göre tanımlanmaktadır.
4 yıl boyunca verilen ve her yıl ara denetimler ile kontrol edilen bu akreditasyona sahip olmak için gerçek bir kalite sisteminin kurulması, uygun laboratuvar şartlarının sağlanması, gereken bilgi ve eğitime sahip test operatörlerine sahip olunması, bağımsız ve gizlilik prensiplerinin uygulanmasıdır.
Bu akretitasyon, tüm bu kriterleri yerine getiren tüzel kuruluşlara verilmektedir. Gerçekten akreditasyon; buna uygun çalışan bir kalite sisteminin kurulması, işletilmesi, eğitimler, test cihazlarının bakımı, ara kontroller, kalibrasyon gerekleri, ölçüm belirsizliği çalışmaları gibi çok yoğun bir iş temposu ve zorlukları içinde taşımaktadır.
Ancak bu mesleğin gereğidir, yapılması gereken ve üreticiye gereken de tam budur. Çoğu üretici firma kendi kalite bölümlerindeki laboratuvarlarda benzer testleri gerçekleştirmektedir.
Ancak sonuçlardan emin olmak ve kendi test laboratuvarını değerlendirmek amacıyla tüm üreticilere akredite laboratuvarlarla koordine olarak çalışmaları önerilir.
Çünkü burada amaç ürünün Ar-Ge aşamasında iken çıkabilecek sorunların tespit edilerek, pazara çıktığında markanın ve firmanın ekonomik olarak zarara uğramasını engellemek olmalıdır.
Laboratuvarlarda yapılan hızlandırılmış testlerin, %100 oranında olmasa da, gerçeğe çok yakın sonuçlar ürettiği otoriteler tarafından kabul edilmektedir. Özellikle son yıllarda geliştirilen son derece becerikli test cihazları doğal hayata yatkınlığı çok başarılı şekilde temsil etmektedir.
Doğada 5-10 yıl sonrasında ortaya çıkabilecek sorunlar bu cihazlar ve hızlandırılmış çevresel yaşlandırma testleri malzeme, kaplama, dizayn seçimi, vb. gibi birçok açıdan üreticilere bilgi vermektedir. Laboratuvarımız, ülkemizde bu konuda hizmet veren son derece kaliteli ve yetkin bir merkez durumundadır.
Bu makalede yukarıda yazılı standartlar arasında en yoğun destek alınan ve kullanılan MIL-STD-810G standardı hakkında okuyuculara ayrıntılı bilgiler verilecektir. Bu standardı incelemek ve anlamak gerçekten uzun zaman almaktadır. En iyi yönlerinden birisi internette ücretsiz olarak bu standarda ulaşma imkanının olmasıdır.
Tüm standartların yanında bulunan harfler, örneğin G, standardın kaçıncı baskı olduğunu ve hangi yılda güncellendiğini gösteren bir bilgidir.
Elbette zaman zaman internette kontroller yapılarak her zaman her standardın en güncel halini incelemekte faydalar vardır ki, bazı dönemlerde, tüm standartlar ilgili kurulları tarafından revizyona açılmakta ve gene konunun uzman kişileri tarafından revizyonlar yapılmakta ve yeniden yayımlanmaktadır.
MIL-STD-810G standardının en iyi taraflarından birisi, ne üretiyor olursanız olun genel olarak hangi çevresel şartları dikkate alacağınıza dair geniş bilgiler içermesidir.
İster hava araçları için, ister elektronik bir sistem için, isterseniz de kara araçları için bir parça ya da ekipman üretiyor olsanız bile, bu sistemin tüm dünya coğrafyası içerisinde kullanılacağı bölgeye göre detaylı bilgiler içeren tüm test standartlarını inceleyebilir ve mühendislik aşamasında hangi parametrelere göre çalışmanız hususunda engin bilgilere sahip olabilirsiniz.
Bunun en önemli taraflarından birisi, planlama bölümlerinin Ar-Ge aşamasında bu tercihlere göre kullanacakları ana konstrüksiyon bilgisine (metal ama hangi metal ya da plastik ama hangi çeşit plastik gibi) ya da bu konstrüksiyonlara uygulayacakları kaplama modellerine daha bilinçli bir yaklaşımla gitmeleri için anahtar görevi görmesidir.
Buseçimler istenen hayat ömürlerinin ve testlere gösterecekleri dirençlerin de bir karşılığıdır. MIL-STD-810G standardında aşağıda verdiğim birçok test gereksinimi hakkında bilgiler bulunmaktadır. Bu test istekleri:

Gördüğünüz üzere yaklaşık 29 testten oluşan bir bütünlük söz konusu. Peki biz hangi testleri seçmemiz gerekiyor sorusunu şu şekilde yanıtlayabiliriz. Öncelikle yukarıda yazdığım üzere konu bazında ilgili standartlardan yardım alınabilir, örneğin uçan bir sistem için üretimde bulunacaksınız D0-160G size bilgi verebilir.
Ar-Ge aşamasında ise üreteceğiniz ürünün hangi şartlara maruz kalacağını hayal ettiğinizde yukarıda gördüğünüz 29 testten sizin için uygun olanlarını seçip fabrika içi imkanlar dahilindeki laboratuvar testleri ile işe başlayabilirsiniz. Ardından akredite laboratuvarlar ile sonuçlarınızı garanti altına alabilirsiniz.
Elbette bu standartta laboratuvar testleri daha önce belirttiğim üzere ürünün maruz kalacağı iklim bilgisine göre ayrılmış durumdadır. Bu iklimler ile kısa bilgi vermem gerekirse, Tablo-1 de dünyanın tüm bölgeleri iklimsel olarak ayrılmış,
Tablo-2’de en soğuk, Tablo-3’te ise en sıcak değerler uzun çalışmalar neticesinde saptanarak ortaya konmuştur. Göreceğiniz üzere iklimsel farklılıklar üretilen ürünleri mutlaka etkilemektedir.
Diğer taraftan 810G standardının başka bir faydası, tüm ürünler için stoklama, çalışma ve taşınma sırasında maruz kalacağı olasılıkların düşünülerek hazırlanmış olmasıdır. Sadece ek bir bilgi olarak söylemem gerekir ki, bu standartta testlerin süreleri ile net bilgiler göremeyebilirsiniz.
Sadece öneriler bulunmaktadır. Test süreleri ile ilgili bilgilere, ana yüklenici firmalar ile yapılacak görüşmeler, onların istekleri ve ürün özelliklerine göre karar verilir.
Bunu da belirtmek faydalı olacaktır. Çevresel testlerde en önemli maruziyet unsurları olarak iklim (sıcak-soğuk etkileri), nem, güneş (solar radyasyon), deniz, basınç, titreşim, kimyasal temas etkilerini saymamız mümkündür.
Sonuç olarak umarım bu kısa ama öz bilgileri ihtiva eden makalem ülkemizde üretim yapmak isteyen tüm Savunma Sanayi firmalarına baz bilgiler oluşturur ve gelişmeleri anlamında destek olarak, başlayan bu üretim dalgasının yayılmasına yardımcı olur.
Bizim gibi akredite laboratuvarlar da her zaman, teknolojik üretimler yapmak ve bu ürünlerini geliştirmek isteyen üreticilerimize yön verecek, bu üreticlerimizi uluslararası pazarlarda kendilerine gerekli olan ve tüm dünyada geçerliliği olan test raporları ile desteklemeye devam edecektir.
Tuncay Katırcı
Kimya Mühendisi
Laboratuvar Müdürü
Metaltek Teknoloji Laboratuvarı
Kaynaklar
1- MIL-STD-810G standardı: Environmental Engineering Considerations and Laboratory Tests.
2- MIL-STD-202G standardı: Test Method Standard Electronic and Electrical Component Parts.
3- NATO AEP-64 standardı: Performance Requirements For Paint System, Resistance To Chemical Agents and Decontaminants, For the Protection of Land Military Equipment.
4- DO-160G standardı: Environmental Conditions and Test Procedures For Airborne Equipment.