Perşembe Pazarı ’ndan İzlenimler

Perşembe Pazarı ’ndan İzlenimler
  • 05.09.2017

Perşembe Pazarı’ndan İzlenimler

Ticaretin ve sanayinin ülkemizdeki en eski merkezlerinden olan Perşembe Pazarı, her ne kadar eski parlak günlerinden çok uzakta da olsa, hala renkli, hala cıvıl cıvıl. Galata kulesinin altında, her biri yıllanmış, buram buram tarih kokan binalardan oluşan bu semt, ülkemizdeki boya ticaretinin halen önemli bir merkezi olmaya devam ediyor. Galata Bölgesi ve Karaköy, Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin de mali hayatında önemli bir yere sahiptir. İmparatorluğun iktisadi hayatında çok etkili olan Galata bankerlerine, Şirket-i Hayriye ve tramvay şirketlerine, dünyanın en önemli borsaları arasında 1920’lere kadar yer sahibi olan Galata Borsası’na, Osmanlı Bankası gibi bir kuruma ve dönemin önemli iktisadi olaylarına ev sahipliği yapmıştır.
Perşembe Pazarı ise, Galata’nın Haliç ağzı ve Galata Köprüsü ayağı çevresinde yer alan Karaköy semtinin sınırları içinde yer alır. Perşembe Pazarı, tarih boyunca Galata Bölgesinin özelliklerini taşımıştır.
Pera – Galata bölümü, İstanbul’un modern ve batılı yüzü olmuştur. 1838 – 1908 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu modernleşme çabalarında bu durum açıkça görünmektedir. Sokakların düzenlenmesi, döşenmesi, su ve kanalizasyon şebekelerinin tesisi ve bakımı gibi konularda Avrupa şehirlerine eşdeğer çalışmalar yapılmıştır. 1857’de aydınlatılan Galata sokaklarında, Avrupa’daki benzerleri gibi otel ve pansiyonlar yerlerini almıştı. Hatta eski binalar otellere dönüştürülmüş, bu tarihten sonra yapılanlar ise doğrudan otel olarak yapılmıştır. Karaköy, 19. yüzyılın ikinci yarısında, ulaşımın merkezi olma özelliğini ve ticari işlevlerini korumuştur. Levantenlerin Batılı yaşam biçiminin şekillendiği Pera ve Galata’ının hemen altında yer alan Perşembe Pazarı, bu semtlerin özelliklerini, ticareti de içine alacak şekilde harmanlamıştır. Dünyanın ilk raylı sistemlerinden biri olan tünel, 1876 yılında hizmete açılmıştır. Dükkanlar, iş hanları, pasajlar, bürolar ve depolar Haliç sahilinde yoğunlaşırken, Galata Kulesi yakınlarında konut alanları, elçilikler, otel ve pansiyonlar ile eğlence merkezleri sıklıkla yer almıştır.
  1. yüzyıl boyunca, Perşembe Pazarı bölgesi işyerleri ile doluydu. Ancak 1955–1960 arasında uygulanan imar planları ve politikaları, Galata’nın ve bölgenin mimari, kültürel ve sosyal dokusunu farklılaştırmıştır. Eski önemini, özellikle ticaret anlamında yitiren deniz ulaşımının da etkisiyle bölgenin önemi azalmış, bankacılık sektörü Levent-Maslak bölgesini yeni merkez olarak benimsemiştir.
Geçmişteki birçok dükkan, 1989 yılında Piyalepaşa’da açılan PERPA binasına taşınmış olsa da, günümüzde Perşembe Pazarı boya, hırdavat, makine aksamı, cıvata, rulman ticareti gibi ticari faaliyetler ve bu sektörde çalışanların yer aldığı, dev bir “yapı market” halini almıştır.

Metin Yarım, MS Teknik

30 seneden bu yana Karaköy esnafı olduklarını belirten Metin Yarım, MS Teknik olarak 5 yıldır mevcut bünyelerinde hizmet verdiklerini söyledi. Karaköy piyasasında 3 tane dükkanlarının ve yanı sıra otoparklarının olduğunu ifade eden Yarım, satışlarının genellikle inşaat alanında büyük firmalara yaptıklarını açıkladı. Bunun dışında genellikle iç mimarlarla da çalıştıklarını söyleyen Yarım, ustalara ve bireysel tüketicilere de satış yaptıklarını kaydetti. Yarım, ülkemizde büyük yapı marketlerin işlerini çok etkilemediğini ifade etti, ürünlerin çok çeşitlilik göstermesinin, ayrıca Çin ürünlerinin de piyasada olmasının etkili olduğunu, piyasanın en ekonomik ürünleri alıp sattığına dikkat çekti. Yerli yabancı ürünler arasında talebi etkileyen faktörleri sorduğumuzda, “Müşteri farklılığı var, müşteri ne isterse bulmak zorundadır, örneğin müşterinin aklında belirli bir marka vardır. Ona takılmış, onu istiyordur. Halbuki biz bazen bu malzeme yerine şunu verelim dediğimizde, kendileri ısrar ediyor. Ancak bazen birkaç ay sonra geri dönüş yapıyor, siz haklıymışsınız diyor. Boya da dahil tüm ürünlerde vardır bu durum” şeklinde konuştu. 2017 yılının satışlar açısından nasıl geçtiğini sorduğumuzda, “Bu sene düşük başladı, geçen sene çok olmasa da iyiydi ama bu sezon işler oldukça durgun. Dolardaki yükselişin etkisi oluyor. Dolar ne kadar çıkarsa müşteri de o kadar geri kaçıyor.” Geçen sene boyada açık renklerin tercih edildiğini belirten Yarım, bu senenin de aynı şekilde devam ettiğini bildirdi. Boya satışı yaptıklarında, sattıkları her ürünün nereye kullanılacağını soruduklarını ve buna göre ürün vermeye çalıştıklarını söyleyen Yarım “Kendiniz yapmayınız diyoruz çünkü yapanların çoğu bunu beceremiyor. İşçilik yüksek, bu yüzden kendi kendine boya yapmaya da çalışanlar oluyor ancak, hem fazla harcıyor, hem boyanın rengini tutturamıyor, kalitesini kaçırıyor, bir nevi astarı yüzünden pahalıya geliyor. Her şeyin bir ustalığı var”. Yarım sözlerini “Boya her zaman satılır, ancak bu sene soğukların da etkisi oldu sanırım. Fakat şu an tam mevsimi, işlerin açılması lazım, bekliyoruz” şeklinde tamamladı.

Ümit Sır, Ergin Boya

1973 yılından beri faaliyette olan Ergin Boya Ticaret’i, firma bünyesinde muhasebeci olarak çalıştıktan sonra 1997 yılında devraldığını belirten Ümit Sır, o tarihten bu yana firmanın sahibi olarak meslek hayatına devam ettiğini söyledi. 2016 yılında, satışların nasıl geçtiğini sorduğumuzda Sır “Herkesinki gibi malum, 2016’da satışlar oldukça kötüydü. Her sene düşüyor, her boya grubunda böyle, inşaat olsun, tekne grubu olsun, satışlar düşüyor. Bu sene de aynı devam ediyor 2016’daki gibi” şeklinde konuştu. Özellikle inşaat boyaları alanında müşteri profilini sorduğumuzda “Karaköy olduğu için, tek tek tüketiciler de gelip alıyor, büyük çaplı alanlar da oluyor, her tür müşteri olabiliyor.” Ürün talebini ve satın alma kararlarını etkilen faktörleri sorduğumuzda ise Sır “Tüketici markaya da bakıyor, fiyata da, hepsinin ayrı ayrı öncelikleri var. Büyük çapta satın alım yapanlar, aklında belirli marka olanlar fiyat politikası izliyor, pazarlık kapsamında yüksek çaplıindirim de talep ediyorlar.” Geçtiğimiz sene ve bu yıl en çok hangi ürünlerin tercih edildiği konunda ise Sır “Bende çeşit çok, ancak inşaat grubunda en çok silikonlu boyaların tercih edildiğini söyleyebilirim. Kum beji, açık ton renkler gidiyor daha çok” şeklinde konuştu. Özellikle Avrupa ve Amerika gibi gelişmiş ülkelerde, işçilik çok maliyetli olduğu için, bu coğrafyalardaki birçok kişi evlerini kendileri boyuyor. Bu durumu Türkiye’de gözlemleyip gözlemlemediğini sorduğumuzda, sorumuzu “Tüketicilerden boyayı kendi yapanlar da var elbette, ustadan şikayetçi olup bu işi ben kendim yaparım diyenler de. Evet, yapabiliyorlar, kendisi yapamayan gibi bir izlenimim olmadı hiç. Gerekli bilgileri biz her müşteriye, bilse de bilmese de veriyoruz. Şu kadar kullanacaksın, ne kadar metrekareye ne kadar lazım, ne kadar su konulacak gibi her tür teknik konuyu müşterilerimize açıklıyoruz” şeklinde cevaplandırdı.

Dursun Zeytun, Üçer Boya

Üçer Boya sahibi Dursun Zeytun, toplam 25 yıldır sektörde çalıştığını, bu firmayla da yaklaşık 10 yıldır faaliyette olduklarını söyledi. Satış faaliyetlerinin iyi olduğunu belirten Zeytun sözlerine “Satışlarda sıkıntı yok. 2016 bizim için iyi geçti. 2017 yeni başlıyor, yavaş yavaşişler artar. Zaten bizim işlerimiz Mart’tan sonra açılır. Şu anda iyi gibi bir talep var” şeklinde devam etti. İşlerin daha önceki yıllara göre nasıl bir seyir izlediğini sorduğumuzda ise, küçük çaplı bir firma olduklarını, ama kendi işleri açısından hafif bir artış gözlemlediklerini kaydetti. Zeytun müşteri profillerini ise “Bize daha çok ustalar veya evini boyatmak için gelenler oluyor. İnşaat için alanlar da var ama ağırlıklı olarak diğerleri. İnternetüzerinden satış değil ancak yapı marketler işlerimizi etkiliyor. Taksitli satışların etkisi oluyor. Biz genelde peşin veya kredi kartıyla satış yapıyoruz. İnsanların ne zaman ve hangi nedenlerle boya aldığınısorduğumuzda, “Ev olsun işyeri olsun boya ihtiyaçhasıl olduğu zaman insanlar boya alıyor. Öyle işte her sene evimin boyasını değiştireyim diye bir şey görmüyoruz. Nispeten zahmetli, masraflı bir iş boya yapmak, insanlar ihtiyaç olduğu zaman tercih ediyor. Öne çıkan renkler arasında bej rengi en başta gidiyor. Daha çok silikonlu ürünler tercih ediliyor. Piyasada en çok tutulan silikonlu boyalar zaten. Fiyat da etkili, marka da,ama en çok fiyatın etkili olduğunu söyleyebilirim. İnsanlar alacağı ürünü biliyor. Çok nadirdir bizim yönlendirdiğimiz. Ustalar zaten malzemeyi biliyor, marka istiyorlar. Reklamlar da etkiliyor ama muadil malzeme bütün firmalarda olduğu için en önemlisi fiyat.”Tüketicilerin boya işlerini daha çok ustaya yaptırdığınıbelirten Zeytun, “Ancak yine de gelip kendi boyasınıalanlar da var. Biz onları yönlendiriyoruz, ne çeşit ve ne kadar ürüne ihtiyacı olduğu konusunda” diyerek sözlerini tamamladı.    
BÖLÜM SPONSORU

Yazıyı Paylaş

BÖLÜM SPONSORU