Organik Kimya Emir Argün ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
18.04.2018
Organik Kimya A.Ş.’nin Yapı Çözümleri Global Direktörü Sayın Emir Argün ile şirketin gelişim süreci ve sektöre sunmuş oldukları ürünlerle birlikte; Türkiye yapı kimyasalları pazarının sorunları ve çözümleri hakkında keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.Okurlarımıza kısaca kendinizden, eğitim durumunuzdan ve profesyonel özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?İstanbul Saint Joseph Lisesi’nden mezun olduktan sonra 2002 yılında Amerika’da Johns Hopkins Üniversitesi’nde Kimya bölümünden Lisans diplomamı aldım. Bunu takiben değişik sektörlerde yurt dışı iş tecrübelerimin ardından 2007 yılında Türkiye’ye döndüm ve kimya sektöründe çokuluslu bir firmada çalışmaya başladım, MBA derecemi de yine aynı dönemde Bilgi Üniversitesi’nde tamamladım. Akabinde 8 sene Kimyasektörünün birbirinden farklı ürün gruplarında ticari ve yönetici pozisyonlarında görev aldım. Ardından katıldığım ORGANİK KİMYA ailesinde son üç yıldır Yapı Çözümleri Global Direktörü olarak görevimi sürdürmekteyim.
Sorumlu olduğunuz Yapı Çözümleri iş birimi’nin ORGANİK KİMYA’daki yeri ve önemi hakkında bizi bilgilendirir misiniz?
Son 5 senede ikiye katladığımız ciromuzla, şirketimizin en hızlı büyüyen iş birimiyiz. 2017 itibarıyla toplam ORGANİK KİMYA’nın %20’sini temsil etmekteyiz. 55 ülkede 300’ü aşkın partnerimizle polimer emülsiyonlar ve toz polimer ürün gruplarında günden güne büyümekteyiz. İş birimimiz şirketimizin global gücünü ve konumunu en net gösterdiği, yatırım ve Ar-Ge faaliyetlerinde en çok desteklediği iş birimlerinden biridir.Hangi uygulamalara çözüm sunmaktasınız?Hem çimento esaslı hem de akrilik dispersiyon esaslı tüm yapı kimyasalları uygulamalarına çözümler sunuyoruz. Uygulama alanlarını kısaca başlıklandırabiliriz: seramik uygulamaları, ısı yalıtım sistemi uygulamaları, su yalıtım sistemleri, zemin uygulamaları, alçı bazlı kaplamalar ve dolgu malzemeleri, beton kür ajanları ve beton katkıları, mastikler, dispersiyon ajanları, reoloji düzenleyici ajanlar.Yurt içi ve yurt dışı satış faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz? Yurt içinde ve yurt dışında ağırlıklı olarak hangi bölgelere ne tür ürün satışları gerçekleştiriyorsunuz?Hizmet verdiğimiz yapı kimyasalları sektöründe, toz polimer ve polimer emülsiyon ürün gruplarında eşit derecede güçlü olup, tüm uygulamalara çözüm geliştirebilecek Dünya’daki 5 firmadan biriyiz. Bunun yanında, Türkiye’de yapı kimyasalları sektörünün polimer emülsiyonları ve toz polimer ürün gruplarında pazar lideriyiz. Toplam ciromuzun %35’ini Türkiye’de gerçekleştirirken kalan %65’ini büyük bir kısmı Avrupa olmak üzere diğer ülkelerde gerçekleştiriyoruz. Toz polimer olarak baktığımızda, eskiden tamamı ithal olan Türkiye pazarında 2011 yılında Tuzla’da yaptığımız yatırımla, bugün yerli üretici olarak sektörün büyük bir kısmına hizmet veriyoruz.Avrupa pazarı ise şu anki büyüklüğü ve konumu itibarıyla çok cazip olmasına rağmen sürdürebilirliği, Pazar büyüme hızını ve geleceği de düşünerek 20 kişilik ticari ve teknik kadromuzla Amerika’dan Afrika’ya, Orta Doğu’dan Asya Pasifik’e kadar olan geniş coğrafyaya çözümlerimizi sunmaktayız.
İnovasyon ve Ar-Ge alanlarında Organik Kimya firması olarak ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
2017 yılı itibarıyla toplam ciromuzun %3’ünü Ar-Ge faaliyetlerimize harcadık, lakin bize göre inovasyon yalnızca Ar-Ge’yi ilgilendiren bir konu değil. ORGANİK KİMYA olarak, hem global hem de yerel pazarlarda rekabet etme felsefemizin ana eksenini inovasyon kavramı oluşturuyor. Son yıllarda hem yurt içinde hem de yurt dışında aldığımız inovasyon ödülleri de bu konuda doğru yolda ilerlediğimizi teyid ediyor, bize cesaret veriyor. Bu noktada bizim en dikkat ettiğimiz husus inovasyon kavramının gerçek ürün ve satışlara dönmesinin verimi ve hızı. Bunu yönetmek için ORGANİK KİMYA bünyesindeki tüm iş birimleri için farklı İnovasyon Kurulları oluşturduk. Ar-Ge, üretim, satış ve pazarlama gibi farklı disiplinlerden bir araya gelen arkadaşlarımızla projelerimizi yönetiyoruz ve şirket üst yönetimine karşı hep birlikte, sorumlu oluyoruz. Son 3 yılda geliştirilen yeni ürünlerin satışından elde edilen gelirin şirketin toplam gelirindeki payı, bu ürünlerden gerçekten yenilikçi olanların satış oranları, bu ürünlerin Ar-Ge aşamasında yapılan yatırımların geri kazanım hızı gibi birçok kriter ilgili tüm İnovasyon Kurulu üyelerinin görev tanımlarında ve hedeflerinde yer alıyor. Bu da inovasyon kültürünü kaçınılmaz bir şekilde hayatımızın parçası haline getirmiş durumda.Son yıllarda yapı kimyasalları sektöründe orataya koyduğumuz hızlı ve güçlü büyüme bu inovasyon kültürünün bir sonucu aslında.
Organik Kimya ’nın çevre politikası ve sürdürülebilirlik yaklaşımı hakkında bilgi verir misiniz?
Sürdürülebilirlik, inovasyon ile birlikte, işimizin ve gelecek nesillerin sürekliliğini sağlamak için stratejimizin ayrılmaz bir parçasıdır. Enerji ve su tüketimimizi optimize etmek için sürekli çabalıyoruz. Üretimimizde %100 yenilenebilir enerji kullanıyoruz. Atık yönetimimizi düzenli olarak gözden geçiriyoruz ve emisyonlarımızı düşürüyoruz. İş güvenliği bizim için herşeyden önemli, bu konuda da çalışanlarımıza yeterli bilgi ve eğitimler sunarak, bunu bir kültür haline getirmeye kararlıyız. Responsible Care üyeliğimiz dışında ISO 14001, ISO 50001 ve OHSAS 18001 sertifikalarına sahibiz.Türkiye’deki yapı kimyasalları sektörü hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? Sizce Türkiye’nin avantajları ve dezavantajları nelerdir?Türkiye’nin inşaat konusundaki büyüklüğü herkesin malumu. Ancak bahsedilmesi gereken önemli bir konu da inşaat kalitesinin de artıyor olması. Deprem, su atakları vb. koşullara daha uzun süreler dayanabilen, kullanım ömrü uzun inşaat kaplamaları ve yapı kimyasalları tüketici bilincindeki artışa paralel olarak daha da yaygın hale geliyor. Bunu Türkiye’nin polimer kullanım miktarındaki artıştan da saptamak mümkün. Yapı kimyasallarının kalitesinin direkt bir göstergesi olarak kabul edilen toz polimer tüketimi Türkiye’de son 10 yılda iki katından fazla arttı. Bu oran toplam inşaat harcamalarındaki artışın çok üstünde olması yönüyle de umut verici.Öte yandan özellikle Batı Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında ülke olarak halen çok yol katetmemiz gerektiği ortaya çıkıyor. Örneğin seramik uygulamalarında metrekare başına kullanılan toz polimer miktarı Almanya’da Türkiye’nin yaklaşık 5 katı. Isı yalıtım sistemi uygulamalarında da benzer sayısal karşılaştırmalar ortaya çıkıyor. Su izolasyon uygulamalarında polimer kullanım oranları konusundaki fark çok daha fazla. Hal böyleyken inşaat kalitesi açısından hayati öneme sahip bu uygulamaların kullanım ömrünün ülkemizde aynı oranda daha kısa olduğunu söylemek zorundayız. ORGANİK KİMYA olarak, Ar-Ge Merkezimiz bünyesinde sadece Yapı Çözümleri iş birimine hizmet eden sentez ve uygulama laboratuvarlarının, ülkemiz inşaat pazarına mümkün olduğunca fayda sağlaması açısından elimizden geleni yapıyoruz. Müşterilerimize kapılarını ve imkanlarını sonuna kadar açtığımız laboratuvarlarımızda yapılan çalışmalar sayesinde son yıllarda gerçekleşen inşaat kalitesi artışı konusundaki bilinçlenmede bir katkımızın olduğunu düşünmek bizi memnun ediyor.
Önümüzdeki dönemler için Organik Kimya ’nın yatırım planları var mı, varsa nelerdir?
2017 başında Hollanda’da Rotterdam fabrikamızdaki akrilik polimer emülsiyon kapasitemize yaptığımız ciddi yatırımı tamamlayarak yıllık 100.000 ton üretebilecek duruma geldik, aynı minvalde 2020’de faaliyete girecek olan Tuzla’daki ikinci sprey kurutucu yatırımı için geçen sene çalışmalarımıza başladık. Bunun da devreye girmesiyle toplam 40.000 ton’a ulaşacak toz polimer kapasitemizle global olarak çok daha güçlenmeyi hedefliyoruz. Sektördeki üretim gücümüzün ve marka bilinirliğimizin artmasıyla doğal olarak global ve bölgesel oluşumların da dikkatini çekiyoruz ve bir parçası oluyoruz, en son bu yılın başında Belçika merkezli EFCC (European Federation of Construction Chemicals) derneğinin yönetim kurulunda aktif olarak görev almaya başladık.