1968’den günümüze laboratuvar ve sterilizasyon cihazları üreten Türkiye’nin öncü firmalarından olan NÜVE’ye yaptığımız fabrika ziyareti, NÜVE Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Sayın Beril İzgin ile söyleşi havasında gerçekleşirken, 68 model cihazı 106 ülkeye ihraç eden ve pek çok ilki Türkiye’ye kazandırmış olması NÜVE’nin laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisinde ender firmalardan biri olduğunu bize adeta kanıtlar nitelikte.
Bu başarının sırrı tabi ki NÜVE’nin en son teknolojilerle üretimlerini gerçekleştirmesi ve hiç kuşkusuz ki Ar-Ge’ye verdiği önem. Hazırlamaktan büyük bir keyif duyduğumuz bu çalışmada sektöre, son teknolojilere,
Ar-Ge’nin önemine, Ar-Ge yatırımlarına, laboratuvar cihazlarına ve sterilizasyona dair pek çok konuya değindik.
NÜVE ile ilgili bilgi alabilir miyiz? Çalışma alanınız ve faaliyetleriniz neler?
1968 yılında kurulan NÜVE A.Ş., laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisi üretiminde ülkemizin öncü ve lider kuruluşlarından bir tanesidir. Ürünlerimiz birçok farklı alanda kullanılmak üzere tasarlanmış ve geliştirilmiştir.
Klinik laboratuvarlar, tıbbi araştırmalar, biyoteknoloji, zirai araştırma laboratuvarları, veterinerlik, gıda, içecek ve süt ürünleri sanayisi, kimya, otomotiv, savunma, havacılık, seramik, su ve ilaç sanayisi NÜVE ürünlerinin yoğun olarak kullanıldığı alanlardır.
Şu anda 9 farklı ürün grubu altında 68 model cihazın üretimini yapıyoruz. İhracat yaptığımız ülke sayısı 106. İhracat dalında kazandığımız pek çok ödülümüz var. Yurt içinde ise ülke geneline yayılmış 28 bayimiz ile tüm Türkiye’ye hizmet veriyoruz.
Kurulduğu günden bu yana hep kendini yenileyen, hep daha ileriyi hedefleyen Türkiye’de
kendi alanında pek çok ilki üreten bir firma olmanın haklı gururunu yaşıyoruz.
Ürün çeşitleriniz nelerdir?
Ürün gamımızı örneklendirmek gerekirse; santrifüjler, inkübatörler, kuru hava ve buharlı masa üstü sterilizatörler, blok otoklavlar, kurutma dolapları, su banyoları, derin dondurucular, distile su cihazları, laminer ve mikrobiyolojik emniyet kabinleri, kan dolapları, kit saklama dolapları, klimatik test kabinleri, iklimlendirme dolapları, kül fırınları ilk anda aklıma gelen cihazlarımız.
Türkiye’de laboratuvar cihazları konusunda üretim yapan bir şirket olarak, üretim yapmanın ne gibi zorlukları ile karşı karşıyasınız?
Türkiye’de dünya standartlarında bir ürün üretmenin maliyeti çok yüksek. Ülkenizde hizmet aldığınız yan sanayinin yeteri kadar gelişmemiş olması üreticiyi her bileşeni ya kendi bünyesinde üretmeye ya da pek çoğunu ithal etmeye zorluyor. Sadece yurt dışında değil, yurt içinde bile yerli üreticiye zaman zaman şüpheyle bakılıyor.
Böyle bir ortamda kaliteye son derece önem veren bir firma olarak bir taraftan üretimde kullandığımız ham maddeye, bir taraftan gelişmiş tezgâhlara, bir taraftan girdi kontrolden son kontrole kadar geçen süre çinde kullanılması gereken araç, aparat ve test ekipmanlarına bir taraftan yetişmiş personele diğer bir yandan İş ve İşçi Sağlığı Güvenliği ve Çevre Mevzuatına uyum adına yaptığınız yatırımlarla maliyetler katlanarak artıyor.
Bunun karşılığında ise yerli üretici olarak sizden hep en ucuz ürünü sunmanız bekleniyor. Kısacası fabrika içinde mücadele ettiğiniz gerçekler ile piyasadaki beklentiler birbiriyle uyuşmuyor. Nüve olarak bünyemizde bulunan Ar-Ge departmanımızın çalışmalarına da büyük önem veriyoruz.
Ar-Ge’ye yapılacak yatırımın bize katma değeri daha yüksek, daha ileri teknoloji ürünler olarak geri döneceği inancındayız. Bu konudaki en büyük dezavantajımız ise sektörümüzde yetişmiş eleman sayısının çok az olması.
Yeni mezun bir arkadaşın verimli olabilmesi için gerekli süre minimum 3 yıl. Araştırma ve geliştirmeye gönül verecek genç arkadaşlar bulabilmek, bulduğunuzda da uzun soluklu çalışmalarını sağlamak işin en zor tarafı. Kısacası üretim yapmak kadar üretimin sürdürülebilir olmasını sağlamak da bir o kadar zor.
‘’Bugün 100’den fazla ülkeye ihracat yapmak için dünya çapında büyük markalar ile teknoloji paralelinde yarışmak zorundayız. Ar-Ge stratejimizi belirlerken elbette rakip firmaların Ar-Ge çalışmalarını dikkate alıyoruz ancak bugün gelinen noktada takip eden değil öncü teknoloji üretmek elzem hale gelmiştir.
Bu anlamda önümüzdeki yıllarda uluslararası düzeyde teknoloji üreten bir marka olmak gibi bir hedefimiz var.’’
Ar-Ge’ye bakış açınız nedir?
“Laboratuvar ve sterilizasyon teknolojileri” başlığı altında, içerisinde birçok mühendislik disiplinleri içeren yüze yakın modelin üretimini yapmaktayız. Sağlıktan eczacılığa, gıdadan kimyaya, otomotivden inşaata onlarca sektör laboratuvarı ürünlerimizi güvenle kullanmaktadır.
Bugün 106 ülke, 1000’den fazla şehirde 300.000’den fazla çalışan üründen bahsediyoruz, bu büyük bir sorumluluk. Dünya genelinde başarılı markalar incelendiğinde insana ve teknolojiye yapılan yatırımın ne kadar önem teşkil ettiğini görmekteyiz.
Yarım asırlık geçmişi olan NÜVE; sürekli ürün geliştirme ve ülkemizde üretilmeyeni üretme konusunda Ar- Ge’ye yatırımlar yaparak bugün dünya markalarıyla yarışan, ülkemizin teknoloji üreten önemli firmaları arasında yerini almıştır.
Dünyada yapılan tüm bilimsel çalışmalar paralelinde gelişmiş laboratuvar cihazlarına ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu durum, halihazırda üretilen laboratuvar cihazlarının da gelişen teknolojiyi yansıtmasını zorunlu kılar. Teknoloji yarışını kaçırmış bir markanın yaşamını sürdürmesi mümkün değildir, dolayısıyla Ar-Ge bizim temel yapı taşımızdır.
Ar-Ge çalışmalarınızı hangi stratejilere göre planlıyorsunuz? Ar-Ge’nin şirketinizdeki misyonu nedir?
Modern insan sürekli değişim içerisinde. Özellikle son 20-30 yılda teknolojide yaşanan hız insanın başını döndürüyor. İnsanlık bu sürede, endüstri 1.0’dan 3.0’a geldi ve bugün gelişmiş ülkeler endüstri 4.0 için yatırım yapmakta.
Yakın bir gelecekte kişiye özel ürünler, insanın yok denecek kadar az olduğu fabrikalarda robotlar tarafından üretilecek.
Ülkelerin varlığını sürdürmesi teknolojiye ne kadar yatırım yaptığıyla doğru orantılı. NÜVE özellikle son 10 yılda Ar-Ge bölümünde insan ve teknoloji yatırımlarını hızlandırmıştır.
Alanında iyi eğitim almış elektronik, makine, biyomedikal, kimya mühendisleri ve biyoloji bölümlerinden mezunları işe alarak ve bir dizi eğitimlere tabi tutarak Ar-Ge personeli sayısını artırmıştır.
Ar-Ge bölümündeki mühendisler ulusal ve uluslararası düzeyde eğitimler alarak yine ulusal ve uluslararası teknolojik fuarları ziyaret ederek, teknik yayınları takip ederek bilgilerini sürekli güncel tutmaktadırlar.
Bugün 100’den fazla ülkeye ihracat yapmak için dünya çapında büyük markalar ile teknoloji paralelinde yarışmak zorundayız.
Ar-Ge stratejimizi belirlerken elbette rakip firmaların Ar-Ge çalışmalarını dikkate alıyoruz ancak bugün gelinen noktada takip eden değil öncü teknoloji üretmek elzem hale gelmiştir. Bu anlamda önümüzdeki yıllarda uluslararası düzeyde teknoloji üreten bir marka olmak gibi bir hedefimiz var.
Ar-Ge’ye yapılan yatırımlar nelerdir ve bu yatırımları yaparken neleri baz alıyorsunuz?
“Laboratuvar ve Sterilizasyon Teknolojisi” ülkemiz için çok özel bir konu. Üniversitelerin mühendislik bölümlerinde bu alana yönelik bölüm maalesef mevcut değil.
Dolaysıyla Ar-Ge yapmayı sürdürmek istiyorsak öncelikle insana yatırım yapmamız gerekiyor. Üniversitelerin makine, elektronik, biyomedikal, kimya ve biyoloji bölümleri bizim ana alanlarımız.
Üniversitelerde mühendislik alanları genel eğitimler içerdiğinden ancak başarılı mezunları bünyemizde 2-3 yıl gibi uzun soluklu eğitimlere tabi tuttuktan sonra kendilerine bir Ar-Ge projesi verebiliyoruz.
Ayrıca Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımız uluslararası standartlara uygun olmak durumunda olduğu için çok geniş bir doküman arşivine yatırım yapmamız gerekmektedir. Her standart özel testler içerdiğinden test cihazı yatırımı yapmak da kaçınılmaz olmaktadır.
Yeni bir proje için Ar-Ge çalışması başlatmak beraberinde birçok riski doğurmaktadır. Bu nedenle sağlıklı bir pazar analizine, klinik değerlendirmelere ve yenilikçi teknolojilere yatırım yapmak da gerekmektedir.
Ar- Ge çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Günümüzde bilgisayar ve GSM teknolojisinde yaşanan gelişmeler günlük hayatta insanların teknolojiye ulaşmasını ve kullanmasını kolaylaştırmıştır.
Bu durum cihaz kullanıcılarının da yapmış olduğu çalışmaları mobil olarak izlemesi, verileri kaydedebilmesi veya istediği her an sanki cihaz başındaymış gibi cihaza erişim isteğini doğurmuştur. Tüm bunların gerçekleşmesi cihazların internete bağlanmasını gerektirmektedir.
Üretimini yaptığımız cihazlar üzerinde kullandığımız N-Smart ve N-Wise mikroişlemcili kontrol sistemleri tüm bu talepleri karşılayabilecek durumdadır.
İnternete bağlı kalmak istemeyen kullanıcılar için ise tüm çalışmaların hafızaya kaydedildiği ve istenildiğinde USB üzerinden verilerin transfer edilebilmesi imkanını sunan N-Prime mikroişlemcili kontrol sistemi geliştirildi.
Son yıllarda yaptığımız Ar-Ge çalışmaları sayesinde cihazlarımız kullanıcı taleplerine uygun olarak GSM, ethernet ve bilgisayar teknolojileriyle donatıldı. Yakın bir gelecekte tüm dünyada teknolojiler endüstri 4.0’a uyumlu hale geleceği için biz de hızlı bir şekilde bu değişime uyum sağlamaya çalışıyoruz.
Şu anda üzerinde çalıştığımız proje ile dünyanın neresinde olursa olsun tüm cihazlarımızın kullanıcı ile anlık erişimine
imkan tanıyacağız.
Ayrıca servis mühendislerimizin cihaza bağlanarak teknik sorunu uzaktan gidermesine imkân sunan mevcut teknolojimizin geliştirilmesi üzerine yazılım geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Bulut teknolojisini kullanarak verileri depolama ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojiler üzerine Ar-Ge çalışmalarımız da sürmektedir.
Üretimin yanı sıra müşterilerinize daha iyi hizmet vermek için personellerinize verdiğiniz eğitim çalışmaları nasıl gerçekleşiyor?
Eğitim NÜVE’de en temel ve köklü uygulamalarımızdan. Yılda iki kez planlanarak belirlenen ihtiyaçlar doğrultusunda, çalışan personelimizin ve bayi ağımızdaki personelimizin eğitimleri tamamlanmakta; gelişmeler, değişimler ve yeniliklerin aktarımı ile güncel ve gereken bilgi donanımı sağlanmaktadır.
Laboratuvar ve sterilizasyon teknolojisinde yerli üretim hakkındaki görüşleriniz nelerdir?
Sektöre her gün belli ürün gruplarında üreticiler giriyor. Yerli kaliteli üretimi ve eşit şartlarda rekabeti destekliyoruz. Yurtiçi piyasalarda kaliteli yerli ürün sayısının ve rekabetinin artması yan sanayinin gelişmesinde de büyük rol oynuyor.
Gelişmiş bir yan sanayi üretimin olmazsa olmazı. Bütün bunlar ülkemizin sanayileşme sürecinde önemli adımlardan. Kalitesiz, standartlara uymayan ‘‘merdiven altı’’ dediğimiz üretime ise karşıyız.
En son yaptığınız yatırım veya teknoloji hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ankara Kalkınma Ajansı’nın İleri Teknolojilerde Yüksek Katma Değer Mali Destek Programı kapsamında başarılı projeler arasında 2. olmayı başaran “Laboratuvar ve Sterilizasyon Cihazları Üretiminde, Ar-Ge ve Kalite Kontrol Test Kalitesinin Artırılması ile İhracatta Atılım” başlıklı projemiz halen devam etmektedir.