Murat Öztürk ile Keyifli Bir Röportaj Gerçekleştirdik

Murat Öztürk ile Keyifli Bir Röportaj Gerçekleştirdik
  • 01.06.2022
Murat Öztürk ile Keyifli Bir Röportaj Gerçekleştirdik Dünyanın en hızlı büyüyen esans ve aroma şirketlerinden biri olan ve ‘Koku Kimyasalları İhracatı’ kategorisinde üst üste dördüncü defa ihracat lideri olmayı başaran Seluz Fragrance & Flavor Company kurucusu ve CEO’su Murat Öztürk ile yaptığımız keyifli sohbetimizde kuruluş hikayesinden başarısının sırlarına, devam eden aroma yatırımlarından Ar-Ge projeleriyle ilgili bilinmeyenleri öğreniyoruz… Murat Öztürk
Okurlarımıza özgeçmişinizden ve Seluz’un kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?
1972 yılında Almanya’da dünyaya geldim. Lisans eğitimim sonrasında İsviçre’de esans üretimi yapan bir firmada çalışmaya başladım. Sonrasında ise Avrupa’dan Türkiye’ye esans ithalatına başladık. Bu dönem içerisinde Türkiye’nin bölgede daha önemli bir konuma geleceğini ve Türkiye’de de Avrupa standartlarında modern bir üretim tesisi olması gerektiğini gördüm. Kendi know-how’mızla 2007 yılında Hadımköy’de iki katlı mütevazi binamızı üretim alanına dönüştürdük ve ilk deneme üretimleri yaparak başladık. Küçük çaplı deneme üretimleri başarıya ulaştıktan sonra müşterilerimizin de desteği ile her geçen gün ürün sayımızı ve pazar payımızı artırdık. 2010’da ise hayalimizdeki yüksek teknoloji altyapısına sahip modern fabrikamızın inşaatına Silivri’deki kendi arsamız üzerinde başladık ve bu yatırımı %100 öz sermaye ile tamamladık. Son yıllarda yatırımını gerçekleştirdiğimiz yeni ‘Aroma Üretim & Ar-Ge’ üssümüzü de bu inancımızın son meyvesi olarak görebiliriz. Silivri’deki esans ve aroma işlerini kapsayan Ar-Ge, Üretim ve Yönetim kampüsümüz toplam 40 bin m2 üzerinde olup, kompleksimize bugüne kadar toplam 70 milyon dolarlık bir yatırım yaparak büyümeye ve güçlenmeye devam ediyoruz. Seluz’daki görevimin yanında İstanbul Sanayi Odası Meclis Üyesi ve İKMİB (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi olarak sektöre hizmet vermeye devam ediyorum. Köklerimi ve anavatanımı temsil eden tüm değerleri özümsemiş ve Türkiye dışında iken de bu değerlere dört elle sarılmış birisiyim. Diğer yandan Almanya’da büyümüş olmanın ve iş hayatına Avrupa’da başlamış olmanın iş kültürü ve disiplini anlamında katkılarının olduğunu söyleyebilirim. Alman iş kültüründe çok belirleyici olan disiplini, Türk kültürümüzden beslenen hız ve çeviklik ile birleştirebilmiş olmanın çok faydasını gördüğümü de eklemek isterim. n Seluz Fragrance & Flavor Company
Firmanız hakkında neler söylemek istersiniz? Başarı politikanızı oluşturan kriterler nelerdir?
Mükemmeliyetçi ve müşteri odaklı felsefemiz ve çalışma azmimiz sayesinde genç yaşımıza rağmen dünyanın en hızlı büyüyen esans ve aroma şirketlerinden birisi olmayı başardık. Kurulduğumuz günden bugüne ‘global büyümeye’ ve yaratıcılığın vazgeçilmez olduğu ‘katma değerli ürünlere’ odaklanan vizyonumuzla nitelikli insan kaynağı ve yüksek teknoloji yatırımlarımız her geçen gün artarak devam ediyor. Sektörümüzü oluşturan temel kategorilerde dünya pazarlarındaki trendleri yakından takip ederek müşteri ihtiyaçlarını öngörmek ve müşteri için bir tedarikçi olmanın ötesinde çözüm ortağı olmak; yenilik ve gelişime olan katkısı ile sektörünün lokomotifi olmak Seluz’un başarısını oluşturan en temel kriteri oluşturuyor. Sanıyorum ki birçok müşterimiz Seluz’la olan iş birliğinde şirketimizin tüm Ar-Ge ve çözüm kaynaklarını sonuna kadar kullandığı inancını taşıyor ve müşteri ilişkilerimizin temelini samimiyet ve karşılıklı güven oluşturuyor.
Hangi sektörlere hitap etmektesiniz? Ürün çeşitleriniz nelerdir?
Hayatın en özel anlarından ve doğanın eşsiz zenginliğinden aldığımız ilham ile yaratıcılığımızı teknolojiyle birleştirerek en özel kokulara ve tatlara hayat veriyoruz. Esans alanındaki çözümlerimizin 3 temel kategorinin tüm alt grup ürünlerinde kullanıldığını söyleyebiliriz. Bunlardan ilki bizim işimizin lokomotifini oluşturan “fine fragrance” yani parfüm kategorisi. İkinci temel kategori saç bakımı, cilt bakımı, bebek bakımı, ıslak mendil gibi birçok alt gruptan oluşan kişisel bakım segmenti. Son olarak da deterjan, yüzey temizleyici, ortam kokusu gibi kırılımları olan ev bakım kategorisini söyleyebiliriz. Bunlar aslında esanslarımızın ana kullanım alanlarını oluşturuyor. Ancak gelişen teknoloji ile birlikte tekstilden kimyaya uzanan pek çok yeni alanda kokular için inovatif kullanım alanlarının ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Aroma sektöründe ise hayatımızın her noktasında yer alan gıda kategorilerinde var olduğumuzu söyleyebilirim. Bu sektörde çok fazla alt kategori olmakla birlikte geliştirdiğimiz aromaların kullanım alanlarının en önemlilerini şu şekilde sayabiliriz; içecek kategorisi altında çay ve kahve gibi sıcak içecekler, gazlı içecekler, soğuk çay ve soğuk kahve, meyveli içecekler, nektar, şerbetler, enerji içeceği, malt içecekler; şekerleme kategorisi altında sert ve yumuşak şeker, fudge ve çikolata; süt ürünleri ana kategorisi altında puding, dondurma, sütlü içecekler, sütlü tatlılar, meyveli yoğurt ve kefir; unlu mamuller kategorisi altında bisküvi, kek, gofret, kruvasan ve kurabiye.
Geçtiğimiz yıl pandemi etkilerinin yoğun hissedildiği bir yıl oldu ve bu etkiler hali hazırda devam ediyor. Firmanız bu durumdan nasıl etkilendi?
Covid-19 pandemisinin, II.Dünya Savaşından bu yana insanoğlunun karşı karşıya kalmış olduğu en büyük küresel sağlık ve ekonomik felaketi olduğu söylenmektedir. 2020 ve 2021 yılları hem sosyal ve insani hem de ekonomik açıdan tüm dünya için zor bir dönemdi. Pandeminin etkileri bugün kısmi ölçüde devam ediyor olsa da gidişatın olumlu seyirde olması sevindirici. 2021 yılında dünya ekonomisi ve küresel ticaret pandemi gölgesinde zorlu bir süreç geçirirken Türk kimya sektörü 25,4 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye’nin en fazla ihracat gerçekleştiren ikinci sektörü oldu. Biz ise pandeminin ilk dalgasında ihracat yaptığımız birçok ülkede bizim için en katma değerli iş alanı olan parfüm alanında birçok fabrikanın uzun süreli kapanması hedeflerimizi olumsuz etkilese de temizlik ve hijyen ürünlerindeki üretim artışına bağlı olarak bu kategorilerde kullanılan esanslardan gelen yükseliş etkisini yaşadık ve koku alanındaki ihracat liderliğini 2020 ve 2021 yıllarında da göğüsledik ve dört yıl üst üste ihracat lideri olmaktan gurur duyuyoruz. Yatırımlarına öncesinde başladığımız gıda aroması alanında ise pandemi şartlarına rağmen Ar-Ge ve üretim teknolojisi yatırımlarımız devam etti. Büyük kısmı araştırma geliştirme departmanı olmak üzere istihdam sayımızı artırmış olup, bunun da ayrıca önemli bir yatırım olduğunun altını çizmek istiyorum. Salgının birçok sektörü çok derinden etkilenmesine rağmen özellikle paketlenmiş gıda üretiminde ve satışında pazarda ciddi bir daralma olmadığını, hatta bazı alt kategorilerde önemli büyüme olduğunu gördük. Aroma üretiminde ve satışında ön gördüğümüz hedefleri yakalamanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Ar-Ge’nin firmanız için önemi nedir? Son dönemlerde yürütmüş olduğunuz Ar-Ge projelerinizden bahseder misiniz?
Türk firmaları olarak hem aromada hem de esansta sektör stratejilerini şekillendirirken dünya ölçeğinde rekabet gücünü artıracak ve milli ekonomimize katma değer oluşturacak Araştırma ve Geliştirme çalışmalarının çok önemli olduğunu ve buna yatırım yapılması gerektiğinin vurgusunu her zaman dile getiriyorum. Yaratıcılık, tasarım değeri ve tüm inovasyon çabaları sektörlerin ürettiği katma değeri ve diğer ülkelerle olan rekabet gücümüzü daha da yukarılara çıkaracağına inanıyorum. Bu sebeple Ar-Ge bizim için çok kritik bir noktada yer alıyor, geliştirmek ve en iyisi olmak için hem teknolojiye hem de çalışanlarımıza kesintisiz yatırım yapmaya devam ediyoruz. Şu ana kadar yaptığımız yatırımlar sayesinde dünyada eşi az görülen laboratuvarlara sahibiz. 2017 yılı itibariyle Araştırma ve Geliştirme tesislerimiz Türkiye Cumhuriyeti Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın inovasyon projelerimizi denetlediği ve desteklediği yasal bir Ar-Ge merkezi statüsü kazanmış oldu. Bu bizim için hem bir gurur kaynağı hem de Ar-Ge faaliyetlerimizi daha da hızlandırmak için bir motivasyon ve fırsat vesilesi oldu. Global ve bölgesel trendler ışığında müşteri ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurarak onlarla yeni formüller ve aplikasyonlar geliştirmeye devam ediyoruz. Ayrıca tüm insan kaynağımızın yüzde 60’ını Ar-Ge merkezimizde istihdam ettiğinin altını çizmek istiyorum. Seluz Bir kısmı aroma bir kısmı esans olmak üzere devam eden 18 aktif Ar-Ge çalışmamız bulunuyor. Birkaçının ana başlığını vermek gerekirse; Horizon 2020, Functionalized Tomato Products projemiz mevcut. Bu projede farklı ülkelerden toplam 16 ortak var. Türkiye’deki 5 ortaktan biri de biziz. Projenin duyusal analizlerinin yapılacağı iş paketinde görev alıyoruz. Yine halen devam eden ulusal destekli TAGEM projemiz var; Endüstriyel yan ürünlerden bitkisel protein izolatları üretimi ve bu izolatların pilot ve endüstriyel ölçekte yumuşak şeker üretiminde kullanılması. Bu projeyi de üniversite ve iş ortaklarımızla beraber ortak yürütüyoruz. Farklı sakız mayaları kullanılarak istenilen özelliklerde sakız bazının geliştirilmesi ve toz zerdeçal- zerdeçal aromasının sakızdaki profillerinin ve fonksiyonel özelliklerinin incelenmesi; bitkisel protein eklenmiş pektin bazlı yumuşak şeker reçete ve prosesinin geliştirilmesi; bağışıklığı destekleyici ACDE vitamin ilaveli aromalı maden suyu geliştirilmesi bizi heyecanlandıran diğer projelerimizden.
Firma olarak teknolojiye bakış açınız nedir?
Son teknoloji ile çalışmak ve üretim yapmak benimsediğimiz mükemmeliyetçi yaklaşımımızın arkasında durabilmemiz ve güvenilir sonuç alabilmemiz için çok önemli. Yüksek teknoloji altyapısına sahip modern tesislere sahip olmamız, dünyanın birçok yerinden firmanın iş ortağı olarak bizi seçmelerindeki en önemli nedenlerinden biri. Seluz’u Türkiye ve Orta Doğu’nun ilk tam entegre robotik esans üretim tesisi olarak 2011 yılında kurduk ve sürekli gelişmekte olan teknolojiye yatırım yapmaya ve yenilikleri takip etmeye devam ediyoruz. Her alanında son teknolojinin hakim olduğu, yüksek otomasyonlu robotlar ile desteklenen esans üretim üssümüzde, doğanın ve bilimin sunduğu en eşsiz bileşenler tam otomatik ve entegre proseslerden geçerek harmanlanıyor. Esnek ve büyük ölçekli üretim robotlarımız ve tanklarımız, 25 kg’den 5 tona kadar müşteri ihtiyaçlarını çok hızlı üretme ve sevk etme imkânı veriyor. Aroma üretim ve Ar Ge merkezimiz ise dünyada bilinen son teknolojileri barındıran üretim hatlarında likit ve toz aromaları el değmeden kısa sürede üretebiliyoruz. Türkiye’nin 0.05 gramdan 5 tona kadar otomatik dozajlamayı tam otomasyonlu robotik hatlarda yapabilen ilk ve tek firması olarak rakiplerimizden teknoloji bakımından da ayrışıyoruz. Bu teknolojilerin bir kısmı Avrupa menşeili olmasına karşın önemli bir kısmını da Türkiye’de geliştirdik. Bunlar içinde dev sprey kurutucu kulemiz gibi tamamen Türk iş ortaklarımız ve Türk makine mühendisleriyle Türkiye’de birlikte geliştirdiğimiz gurur verici örnekler var.
Firmanızın başlattığı ya da öncülük ettiği bir sosyal sorumluluk projesi varsa bunlar hakkında bize bilgi verir misiniz?
Türkiye’de büyümeye ve gelişmeye devam eden öncü şirketlerden biri olarak sosyal sorumluluk projelerine her daim önemsedik ve destek verdik. Şirket kültürümüzde sosyal sorumluluk projelerinin yazılı veya sosyal medyada paylaşmaya çok yakın durmasak da birkaçından size kısaca bahsedeyim. “Sağlıklı Su İçelim, Doğayı Koruyalım” projemiz kapsamında doğa dostu ve daha sağlıklı su tüketmek için şirketimizde suyumuzu cam şişelerde içtiğimiz yeni bir dönem başlattık. Çalışanlarımıza hediye ettiğimiz Seluz cam şişelerle suyumuzu içiyor, geleceğimiz için plastik kirliliğine karşı çalışanlarımızla mücadele ediyoruz. Ayrıca her cam şişe için LÖSEV’e bağış yapıldığını da paylaşmak isterim. Geçmiş dönemde PLAT (Özel Markalı Ürünler Sanayicileri ve Tedarikçileri) Derneği koordinasyonuyla başlanan sosyal sorumluluk projesiyle ilk etapta 5 daha sonra 3 olmak üzere toplam 8 İlköğretim Okulu’na Fen Laboratuvarı kurduk. Yozgat Çayıralan Halk Eğitim Merkezi öğretmen ve kursiyerleriyle hayata geçirdiğimiz projemiz kapsamında hem kadın emeğini desteklemek hem de kaybolmakta olan bir zanaati canlandırmak için Anadolu’nun endemik bitkilerinden 18’ini geleneksel ipek iğne oyası ile ürettik ve dünyadan derlenen endemik araştırmaları da içeren Seluz “Türkiye’nin Endemikleri” kütüphanesini hayata geçirdik. Bu kütüphane tüm akademik amaçlı incelemelere açık bulunmaktadır. Çok daha fazla sosyal duyarlılık ve sorumluluk gerektiren pandeminin ilk aylarında kendi üretim alanımıza girsin girmesin temel ihtiyaç olan maske ve temizlik ürünlerinden önemli bir miktarı tedarik edip kamu kurumlarına ve yakınımızdaki yerleşim yerlerindeki hanelere ücretsiz olarak ulaştırdık. Bu kapsamda birçok temizlik ve yardım malzemesi ile birlikte 30 ton dezenfektan da Seluz tarafından üretilerek ücretsiz olarak ihtiyaç noktalarına ulaştırıldı. Sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmeyi temel prensiplerinden biri kabul ederek ve faaliyetlerimizi bu yönde sürdürerek insana, çevreye ve topluma dokunan birçok sosyal sorumluluk projesini yürütmeye devam edeceğiz. Gelecek yıllara dair hedeflerinizden bahseder misiniz? Önümüzdeki yıllarda firmanızı ne gibi yenilikler beklemekte? Seluz Flavor’ın kuruluş motivasyonunda da vurguladığımız bir nokta var, biz Türkiye’nin gücüne inanan bir şirketiz. Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken dünyanın önde gelen esans ve aroma firmalarından biri olma hedefimiz var. Dünyadaki bu şirketler arasında 1800’lü yıllarda kurulmuş ve oyunun köşe taşlarını kapmış şirketler olduğunu düşündüğümüzde bunu yakalamak önemli bir başarı diyebiliriz. Vizyonumuz ve dinamik yaklaşımımız, bizi dünyanın en hızlı büyüyen esans ve aroma şirketlerinden biri haline getirdi. Hedefimizde başarılı olabilmek için 2 kat fazla büyümemiz gerekiyor ve biz bunun için işimize ve çalışanlarımıza hız kesmeden yatırım yapmaya devam ediyoruz. Şu anda ilk fazı tamamlanan gıda aroması Ar-Ge ve üretim üssümüzün 2022 yılında tamamlanacak ikinci faz çalışmaları devam ediyor. 2022 yılını %30 seviyesinde bir büyüme yakalayarak 85 milyon dolar ciro ile kapatmayı hedefliyoruz. 2023 yılında ise 80 milyon dolarını esans sektöründen, 20 milyon dolarını ise aroma sektöründen olmak üzere toplam 100 milyon dolarlık bir ciro hedefimiz var. Endüstriyel koku ve aroma sektörlerinin bu rekabet ortamında çalışma prensiplerimizden taviz vermeden sahip olduğumuz ekip ruhu ve işimize olan tutkumuzla bu hedefi yakalayacağımızdan hiç kuşkumuz yok.  

Yazıyı Paylaş