Bunge Gıda Türkiye Ülke Lideri Sayın Turgut Yeğenağa ile Komili üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Sayın Yeğenağa aynı zamanda firmanın sosyal sorumluluk projelerine ve Komili Zeytin Hasat Şenliği’ne de değindi.
[caption id="attachment_129197" align="aligncenter" width="564"]

Turgut Yeğenağa[/caption]
Okurlarımıza kendinizden ve özgeçmişinizden bahseder misiniz?
Ailemin işi sebebiyle hayatım boyunca tarım ticaretinin içerisinde bulundum. Tarsus Amerikan Koleji’ndeki öğrenimimin ardından Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nden lisans derecesini aldım.
Koç Üniversitesi’ndeki öğrenim sürecinin bir senesini Lake Forest College; Illinois, ABD’de geçirdim. Sonrasında Çukurova Üniversitesi’nde Pazarlama Yüksek Lisans programını ardından da Özyeğin Üniversitesi’nde ikinci yüksek lisansımı Finans Mühendisliği ve Risk Yönetimi alanında tamamladım.
Tarım sektöründeki profesyonel çalışma hayatıma Grains & Fourrage S.A. şirketinde tarımsal Emtia Trader’ı olarak başladım, bu görevde yağlı tohum kırımı, tahıl ticareti ve hayvan yemi sektörüne yapılan hammadde ticaretleri konusunda tecrübe kazandım.
Sonrasında kariyerim Cargill’de devam ederken, orada çok kısa bir zamanda Türkiye Ticaret Müdürü görevini üstlendim. Burada temel olarak Türkiye’deki tüm hububat ve yağlı tohum ticaretinin yönetilmesinden ve diğer Cargill merkezleri ile olan koordinasyondan sorumlu oldum.
Ayrıca müşterilere sunulan ticaretten yapılandırılmış finansman (TSF), envanter yönetimi, tedarik zinciri yönetimi ve sürdürülebilirlik projelerinde çalıştım.
Cargill’den sonra 2014 yılında Bunge‘de Tarım Ticareti Direktörü olarak şirketin tüm hububat, yağ ve yağlı tohum ticaretinin başına geçtim ve 2020 yılı Ocak ayından beri de Bunge Gıda Türkiye’nin Ülke Liderliğini sürdürüyorum.
Geçtiğimiz yıl pandemi etkilerinin yoğun hissedildiği bir yıl oldu ve bu etkiler hala sona ermiş değil. Gıda Sektörü ve markanız bu durumdan nasıl etkilendi? Olumlu, avantajlı yönleri de oldu mu?
Pandemi nedeniyle oluşan kaygılar; insanları daha sağlıklı yaşamaya ve beslenmeye, doğayla daha yakın temas kurmaya teşvik etti diyebiliriz.
Gelecek için çalışmanın değeri artarken, daha yaşanabilir bir dünyaya katkı sağlamak herkesin ve her markanın sorumluluğu haline geldi. Bilgi birikimi ve uzmanlıkla; yüksek kalite standartlarını uygulayan markalar pandemi döneminde daha da öne çıkarken, tüketicilerin gözünde sürdürülebilirlik, doğa, yeşil gibi kavramlar farklı bir önem kazandı.
Pandemi döneminde artan sağlık endişeleri ve güvenli gıdaya ulaşım talebi; beslenme, sağlık, wellness gibi kavramların öne çıkmasına vesile oldu. Tüketiciler hayatlarını sadeleştirmeye, etiket okumaya ve gıda paketlemesinde kullanılan materyalleri araştırmaya başladı.
Dönemin ihtiyaçlarına yönelik ürün ve hizmet geliştiren markalar rakiplerinden ayrışıyor. Normalleşme sürecinde dönemin gereklerine yönelik stratejilerin iş modeline inovasyon olarak yansımasının salgının olumsuz etkilerinin silinmesinde önemli bir etken olacağını ön görüyoruz.
Zeytinyağı en çok tağşişe uğrayan gıda ürünlerinin başında geliyor ve doğal olduğu iddia edilen kimi ürünler halk sağlığını ve sektörün geleceğini ciddi şekilde tehdit ediyor. Topraktan sofraya kadar her sürecin kontrol altında yürütülüyor olması, kaliteli zeytinyağı için olmazsa olmaz.
Zeytinyağında uzmanlığın doğallığı beraberinde getirdiğinin altını çizmek gerekiyor. Zeytinyağı sektörünün 143 yıllık referans markası olarak, zeytinyağını eşsiz kalitede tüketicilerimize sunuyoruz.
Komili markanız ve ürün çeşitleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Komili 1878 yılından gelen uzmanlığıyla zeytinyağının hakikisini eşsiz tadı, kokusu ve kalitesiyle tüketici ile buluşturuyor. Zeytinyağı kategorisinde natürel sızma, natürel birinci ve riviera zeytinyağı gibi farklı kullanım amaçlarına hitap eden zeytinyağlarını kaliteden asla taviz vermeden elde ediyoruz.
Yine sızma zeytinyağı kategorisinde, farklı damak tatlarına hitaben tüketicilerimize sunduğumuz “Özel Seri” Komili Erken Hasat, Komili Taş Baskı, Komili Soğuk Sıkma, Komili Organik Sızma ve Komili Filtresiz gibi ürünlerimiz mevcut.
Ayrıca dönem dönem sınırlı sayıda ürettiğimiz, örneğin geçtiğimiz yıl IOC- UZZK “Hafif Meyvemsilik” kategorisinde birincilik ödülü alan Komili Gurme Zeytinyağı ve 400 yaş ve üzeri ağaçların eşsiz zeytinlerinden üretilen çok değerli ürünümüz Komili 400+ gibi ürünlerle sektöre değer katıyoruz. Ürün portföyümüzde ayrıca diğer bitkisel yağ kategorileri olan ayçiçek ve mısır yağı da bulunuyor.
Ar-Ge’nin Komili için önemi nedir? Son dönemlerde yürütmüş olduğunuz Ar-Ge projelerinizden bahseder misiniz?
Komili tam 143 yıllık bir marka. Bugün Türkiye`nin lovemark`ı olmamızın belki de en önemli nedeni asla kaliteden taviz vermeden, tüketicilerimizin ihtiyaçlarına koşullara göre doğru zamanda karşılık vermemizden geliyor.
Ürünlerimizi geliştirirken yaptığımız Ar-Ge çalışmalarında hem yurt içi hem de yurt dışı ekiplerimizle birlikte çalışıyoruz. Birçok önemli çalışma yürütüyoruz ancak bu dönemde öne çıkanlar fonksiyonel ürünler ve sürdürülebilir ambalaj konusundaki çalışmalarımız.
Yakın geçmişte ev dışı tüketim pazarı için yenilikçi ürünler lanse ettik ve bu alanda çalışmaya devam ediyoruz. İlerleyen süreçte güzel haberlerle karşınızda olacağız.
Daha sürdürülebilir bir dünya adına Komili’nin bakış açısı nedir?
Bu konuda hayata geçirdiğiniz sosyal projeler varsa paylaşabilirseniz seviniriz. Komili’ye hayat veren zeytin ağacına sonsuz saygı ve sevgiyle yaklaşıyoruz. Ölmez ağacın bu toprakların doğa ve kültür mirası olduğuna inanıyoruz.
Kadim zeytin ağaçları için 2018 yılında başlattığımız “Gözümüz Gibi Bakıyoruz” sosyal sorumluluk projemiz ile Anıt Zeytin Ağaçlarımıza sahip çıkarak geçmişi geleceğe taşıyor, çevresel ve toplumsal sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz.
Proje kapsamında ekolojik anlamda da önem taşıyan, tarihe tanıklık etmiş anıt zeytin ağaçlarını tespit edilmesini sağlıyor, kayıt ve koruma altına alınmasına öncü oluyoruz. Böylece gelecek kuşakların daha iyi bir yaşam sürdürmeleri için her biri ayrı ayrı değerli olan, anıtsal nitelik taşıyan zeytin ağaçlarımızın, geleceğe taşınmasını sağlıyoruz.
Uzun yaşamın temsilcisi anıt ağaçlar bizlere doğanın mirası, dayanıklılığın, sağlığın, uzun ömrün simgesi, aynı anda hem geçmişin hem de geleceği temsil etmeleri ile de çok kıymetliler.
Komili olarak, anıt zeytin ağaçlarını koruma projemiz kapsamında; bugüne kadar Ayvalık ilçesi sınırlarında korunmaya değer 81 anıtsal zeytin ağacı tespit edildi ve birçoğunda tescil aşamasına gelindi.
Balıkesir, Ayvalık’ta başlattığımız şimdi Manisa bölgesinde devam ettiğimiz projemizin hedefinde tüm Türkiye var. Ülkemizdeki 400 yaş ve üzeri anıt ağaç kategorisindeki zeytin ağaçlarının korunmasına öncülük ettiğimiz için yeni bölgelerden güzel haberler geldikçe mutlu oluyor, çocuklarımıza aktaracağımız kültür ve doğa mirası ağaçlarımız ile gelecek nesiller adına umutlanıyoruz.
Kültür mirası olarak gördüğümüz zeytinyağını atalarından miras almış bölgesel üreticilerimizle el ele vererek daha iyi tarım uygulamalarının desteklenmesi ve zeytinyağı kültürünü geleceğe taşımak için hayata geçirdiğimiz çalışmalarının tamamını bir bütün olarak görüyoruz.
Ayvalık bölgesindeki üreticilerimiz ile el birliği içerisinde yürüttüğümüz çalışmalar, zeytinyağı kültürünü desteklemek amacıyla yayımladığımız kitaplarımız, gelenekselleşen Ayvalık Zeytin Hasat Şenlikleri’miz ve ‘Gözümüz Gibi Bakıyoruz’ Anıt Ağaç Projemiz başta olmak üzere birçok çalışmamız ile zeytinyağına ilgiyi ve sevgiyi her geçen gün artırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.
Gelenekselleşen Komili Zeytin Hasat Şenliği ile zeytinyağına ilgiyi canlı tutuyorsunuz. Komili Zeytin Hasadı Şenliği’nden doğan belgeseli anlatabilir misiniz?
Her yıl Ekim-Kasım aylarında gerçekleştirdiğimiz ve artık gelenekselleşen, ciddi takipçisi de olan Ayvalık Zeytin Hasat Şenlikleri ile sokaklarından, zeytin bahçelerine, tadım etkinliklerinden söyleşilere bölge halkı ve gelen konuklarla hep birlikte hasadı gerçek bir şenliğe dönüştürüyoruz. Geçtiğimiz yıl Komili Zeytin Hasadını farklı bir projeye ile taçlandırdık. Zeytinyağına Takıntılı Şeflerimiz ile ilk zeytin hasadı belgeselini gerçekleştirdik.
Sektörün lider markası olmamızın verdiği sorumluluk bilinciyle hayata geçirdiğimiz, izleyenlerin ilk hasattan sofraya gelene kadar doğanın bize sunmuş olduğu bu değerli altın sıvının eşsiz serüvenine tanıklık ettiği “Bir Zeytin Hasadı Hikayesi” belgesel filmimizin çekimleri Ayvalık’ta yapıldı.
Türkiye’nin ilk zeytin hasadı belgeselinde zeytinyağına takıntılı şefleri, duayen iş insanlarını ve sektörün uzman isimlerini buluşturduk. Şeflerimiz; Elif Edes Tapan, Danilo Zanna, Fatih Tutak, Ömür Akkor ve Somer Sivrioğlu ile hem Ayvalık’a hem de zeytinyağına olan tutkularıyla değerlerimiz duayen iş insanları; Muhtar Kent, Şerif Kaynar ve Madra Ailesi zeytinyağı konusundaki bilgi birikimlerini belgeselimizde bizlerle paylaştılar.
Tüm detayları ve etkileyiciliğiyle “Bir Zeytin Hasadı Hikayesi” belgeselimizin zeytinyağı kültürüne ve bu konuda geleceğe ışık tutmasını arzuluyoruz. Toplamda 50 dakikalık anlatımı ile belgeselimiz Komili Youtube kanalımızın yanı sıra çeşitli platformlardan izlenebiliyor.
Önümüzdeki günlerde sektöre sunacağınız yeni projeleriniz var mı? Kısaca paylaşırsanız seviniriz. Önümüzdeki günlerde duyurmayı hedeflediğimiz, bizi çok heyecanlandıran yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz.
Eğitim alanında çok anlamlı bir sosyal sorumluluk çalışması olarak öne çıkacağına inandığımız, gelecek nesillerin hayatına değer katacak bu projeyle ilgili şimdilik daha fazla bilgi veremiyorum fakat çok heyecanlı olduğumuzu söyleyebilirim.