Merbolin Boya'nın Kuruluşu ve Gelişimi
Merbolin ’i bugüne taşıyan Yorgo Hristidis’tir… 1882’de ilk kuşak Yorgo Hristidis’in babası kuruyor ilk imalathaneyi. Ama babasının adı da aynı; Yorgo Hristidis. 1956’da fabrikanın temelini atan ise ikinci kuşak Yorgo Hristidis. Ürgüplü bir Rum aileye mensuplar.
İlk kuruluş yeri Fener - Balat olan Merbolin’in ilk ismi ise Merkez Boya İmalathanesidir. "Merbolin” ismi bu uzantıdan gelmektedir. 1953 yılında "Merkez"den "Mer" almış,"Boya" kelimesinden "Bo" ekini almış sonuna "Lin" takısı eklemiş böylece Merbolin kelimesi doğmuştur.
Türkiye’deki boya sektörünün öncülüğünü yapmış olan Merbolin, aynı zamanda 1953 yılında ülkemizdeki ilk boya fabrikasını açarak imalathaneden fabrikaya geçen ilk marka olmuştur. Bu dönemlerde Türkiye’de boya sektöründe çok fazla marka yoktu.
Ürün grubu olarak ise sadece İnşaat boyaları üretiliyordu. 1965 yılından sonra ise ürün grubumuza Sanayi Boyaları da eklendi. O yıllarda Arçelik, Beko ve Profilo gibi firmaların bütün boya ihtiyacını Merbolin karşılıyordu.
1973’e kadar Norveç’e gemi boyası ihraç ediyorduk. Fakat, o yıllarda dünya genelinde meydana gelen petrol krizi sonrasında bu faaliyetimiz durdu.
Askerliğini Malatya’da yapmış olan firmanın sahibi Yorgo Hristiditis, bölge insanını ve çevreyi çok sevmiş. Ecevit hükümeti zamanında, 1974 yılında çıkan teşviklerle orada bir fabrika açma kararı almış.
1976 yılında üretim başlamıştı. İstanbul’daki fabrikada Sanayi ve İnşaat Boyaları üretilirken, Malatya’da yalnızca İnşaat Boyalar üretilmekteydi.
1976-1980 yılları arasında Türkiye döviz bulamadığı bir döneme girdi. Dolayısıyla hammadde zor geliyordu.
Yanlış hatırlamıyorsam o dönem Almanya’daki işçilerden para toplanarak ülkeye döviz giriyordu. O sayede hammadde ihtiyaçları karşılanıyordu.
Bu zor yıllarda üretim yapan sanayinin üretim bandının durmaması için süreklilik arzeden çalışmalar gerçekleştirdik.
Boyacının Aşkı” olarak yıllardır hafızalara kazınan sloganımız da bu yıllarda ortaya çıktı. Tek kanallı televizyon yıllarına denk gelen bu süreçte reklamlarımız bu sloganla yayınlanmaya başlamıştı.
Hatta boya reklamının siyahbeyaz olmasıyla ilgili espriler de oldu ilerleyen yıllarda. O günler, hala gülümseyerek andığımız anılarımız arasındadır.
1980’de Özal döneminde 24 Ocak Kararları çıktı. Bu nedenle faizler yükseldi. Bu esnada şirketin yönetiminin başında Fransa’da psikoloji eğitimi görmüş olan, Yorgo Hristis’in oğlu Emre Hristis vardı.
Şirketin başındaki bu kişi sektörü ve piyasayı tanımadığı için yönetimde bazı aksaklıklar meydana geldi. Bu aksaklıklara rağmen, 1985 yılına kadar Merbolin başarı ivmesini yükseltmeye devam etti.
Daha sonra 1985 yılında Merbolin Malatya’lı bir iş adamına (Nurettin Soykan) satıldı. Kendisinde sanayici ruhu olmadığından, ki mesleği müteahhitlikti, 1985-1992 yılları arasında firmanın durgunluk dönemi olarak geçmişte yer aldı.
1992 yılında dönemin Firma Sahibi Nurettin Soykan’a Merbolin’i satın almak için teklif götürdüm. O da kabul etti. Fakat benim fabrikayı tek başıma satın alma gücüm yoktu. O sırada Malatya’daki fabrikanın müdürü ile anlaştık. Ödemem gereken parayı bulmak için babama gittim.
Payıma düşen portakal bahçelerinin bir kısmını satmak istediğimi ve nedenlerini anlattım. Babam "toprak satıp, fabrika alınmaz” diyerek bu teklifimi reddetti.
Bir süre sonra firmanın %55’ini satın alabilecek maddi imkanları sağladım. Geriye kalan bölümü de Fabrika Müdürü Fuat Ercişli satın aldı. Böylece biz 1992 yılının Temmuz ayında Merbolin’i satın alarak ortak olduk.
İlk işimiz Sanayi Boyalarımızla Kemerköy Termik Santral ihalesini alarak bir ilke imza atmaktı. Termik Santrallerde kullanılan bu çok özel boya o zamanTürkiye’de yoktu. Termik santrali yapan yabancılara teklif götürdüğümüzde çok şaşırdılar. Türkiye’de üretilmediğini sandıkları özel boyanın numunesini göndererek ihaleyi kazandık.
Bu bahsettiğim boya 700-800oC ısıya bile dayanıklı çok özel bir boyadır. Bu özel iş bizim toparlanmamıza çok yardımcı oldu. Yatırımlar yaptık. Hedeflerimiz için daha farklı çalışmalara yönelebildik. Bu nedenle bu gelişmenin yeri bende ayrıdır.
Bu gelişmelerden sonra yapılanmamızı değiştirdik. Satış yaptığımız bölgeleri arttırarak, teşkilat yapılanmamızı güçlendirdik. Yatırımlar yaptık, arsalar aldık ve gelişimimizi sürdürdük. Fakat, 2000 yılından sonra sektörde bir arz talep dengesizliği meydana geldi.
Bu dapiyasalar arasındaki rekabetin artmasına sebep oldu. Yıllar geçmesine rağmen bu rekabet hala devam ediyor. Fakat firmaların ciroları ve kar marjlarına baktığımda büyük bir boşluk görüyorum. Bunun önüne geçmek nasıl mümkün olacak bilemiyorum.
Ortağım Fuat Bey’i 2010 yılında maalesef kaybettik. Çok iyi bir insan, değerli bir dostum ve ağabeyimdi. Kendisini rahmetle anıyorum. Şu anda iki oğluyla ortaklığımız devam ediyor ve Merbolin’de beraber çalışıyoruz.
Onlar, benim yeğenlerim. Endüstri Mühendisi olan Serhan Maliyetler ve Planlama kısmına; Mimar olan Volkan ise Dış Tic. ve hammadde ile ilgili işlere bakıyor. Aynı zamanda oğlum Oğuzhan da burada Mali İşler bölümünde çalışıyor.
Fuat Bey ile olan ortaklığımız süresince Merbolin’i toparlamak için çok çalıştık. Şu an Bakü’de ve İstanbul’da bir fabrikamız var.
"Tüketicinin bilinçlenmesi çok önemli.”
Son dönemlerde boya tüketimi ile ilgili bir anket yaptık. Henüz sonuçlanmadı. Ancak ilk aldığımız verilere göre kaliteli boya tüketimi artmış. Bu, insanların boya tüketimi konusunda bilinçlendiğini gösterir. Boya sektörü çok nankördür.
Raftan indiğiniz anda geri dönüş çok zor olur. Raftan inmemeye çalışmak gerekir. Merbolin, 1985-1992 yılları arasında yaşanan duraklama dönemi dolayısıyla İstanbul satışlarından ziyade Malatya’daki fabrika sebebiyle doğu ve güneydoğu bölgesindeki illerimizin satışlarında hakimiyet sağlamıştır. Bu satış hakimiyeti hala devam etmektedir.
Aynı şekilde Karadeniz, Batı Akdeniz ve Ege bölgesindeki pazar payımız da oldukça iyi. Marmara ve İç Anadolu Bölgesi’nde de ilerleyen dönemlerde daha fazla yer almaya başlayacağız. Ancak, lojistik imkanlar ve kaliteli üretim anlamında yaşanan sıkıntılar nedeniyle Malatya’daki fabrikayı 2008 yılında sattık.
Ar-Ge Gelişimi
Merbolin, Ar-Ge çalışmalarına çok önce başlamış ve araştırma gelişmenin önemine çok erken varmış bir firmadır. 1970’li yıllardan beri çok değerli kişilerle üretim ve ürün geliştirme çalışmaları yapılmıştır.
Hatta daha ilk yıllarda üretimdeki kişileri Almanya’ya göndererek eğitim almasını sağladığımız dönemler de olmuştu.
Ar-Ge bölümümüzde çalışanların çoğu hala görevine devam ediyor. Tüm sektörün yakından tanıdığı ve yıllarca Merbolin’e özel ürünler kazandıran Sayın Cemil Demir gibi hala şirketimizin Teknik Danışmanı olarak çalışmaya devam ediyor. Firmamıza kazandırdığı ödüller ve emekleri için kendisine çok teşekkür ediyorum.
Şanlıurfa’da Bir Bayi Toplantısı
Soldan sağa: Ali Kılınç (Fabrika Müdürü), Hakan Elmacıoğlu (Pazarlama ve Satıştan Sorumlu Gen. Mdr. Yrd.), Kenan Baytaş (Yönetim Kurulu Başkanı), Fuat Ercişli (Yönetim Kurulu Üyesi), Cemil Demirgibi (Teknik Müdür), Haydar Erdem (Bölge Satış Müdürü)
Cemil Bey, MerboTherm adında, uzay mekiğinin hammaddesinden bir boya üretimi gerçekleştirdi. Bu boya, mantolama yerine geçecek ve dış yüzeylerde %25, iç yüzeylerde %20 ısı yalıtımı sağlayacak bir teknoloji ile üretildi. Piyasada bu boyayı ürettiğini söyleyen başka isimler de var. Fakat biz sadece söylemiyoruz.
Akredite olmuş bir İngiliz üniversitesi olan Salford Laboratuvarlarının testlerinden geçip belge aldık. Ancak üretim ve tanıtım faaliyetlerini daha kapsamlı yürütebilmek için anlaşmak üzere olduğumuz yeni yurtdışı partnerimizle ortaklık kararımızın kesinleşmesini bekliyoruz.
Yakın zamanda piyasada sıkça adını duyacaksınız bu ürünümüzün.
İhracat Faaliyetleri
Şu an Irak, Türkmenistan, Libya, Cezayir, Suriye’ye ihracat faaliyeti gerçekleştiriyoruz. Ancak o bölgelerde meydana gelen siyasi ve toplumsal gelişmeler nedeniyle ihracatımızı durdurmak durumunda kalabiliyoruz. Ancak yine de gerek fuar, gerekse dağıtım konusunda bu ülkelerle çalışmalarımızda geri adım atmayı düşünmüyoruz.
Eğitim ve Seminerler
Eğitimin konusuna çok önem veren bir insanım. Eğitimsiz kesinlikle ilerleyemezsiniz. Uzun yıllardan bu yana boyama ustalarına ve teknik ekiplere eğitim seminerleri düzenliyoruz. Gittiğimiz illerdeki bayilerimize önceden bilgi veriyoruz.
Bayilerimizi ve boya ustalarını semineri düzenleyeceğimizotele eğitim için davet ediyoruz. Bu seminerlerde hem boyalarımızı tanıtıyoruz; hem de kullanım özelliklerini anlatıyoruz. Gelen herkese bir çanta içinde tulum, pantolon, şapka. vb. hediyeler veriyoruz. Bir de çekiliş yapılıyor. Sonrasında hep birlikte yemek yiyoruz.
Türkiye’de 690 tane satış noktamız var. Bayilerimiz için ayrı seminer ve toplantılar da düzenliyoruz. Böylece her daim büyük bir ekip gibi piyasada varlığımızı sürdürüyoruz.
Bunun dışında kurumiçi eğitimlerimiz de oluyor. İş Güvenliği, TSE, Pazarlama, İhracat konularıyla ilgili seminer ve kurslara çalışanlarımızın katılımını sağlıyoruz.
Sosyal Sorumluluk Kampanyaları
Pazar payımızın iyi olduğu Güneydoğu ve Karadeniz bölgesindeki okulların boya bakım işlerini gerçekleştiriyoruz. Zaman zaman okullardaki çocukların giyimlerine de destek oluyoruz.
Son zamanlarda dahil olduğum kuruluşların yoğunluğu bu konularla ilgilenebilmek için zaman bırakmıyor olsa da gelen talepleri elimizden geldiğince iyi bir şekilde karşılamaya çalışıyoruz.
Şu anda İSO, BOSAD, TOBB Sandık Vakfının Yönetim Kurulundayım. Aynı zamanda İhracatçılar Birliği’nde de görevlerim var.
Çevresel Sorumluluklar
Görev aldığım sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra İstanbul Sanayi Odasının Çevre İhtisas Komisyonu’nun da yönetimindeyim.
Yaklaşık dört beş sene önce fabrikamızın bulunduğu Dilovası bölgesinde arıtma tesisi bulunmuyordu. O dönemde özel çabalarımla fabrikamıza arıtma tesisi kurduk. Çevre komisyonunda olduğum için atıklarımıza hiçbir önlem almadan üretim yapmayı doğru bulmuyordum.
Bu nedenle genel arıtma tesisinin açılmasını beklemek istemedik. Özellikle çevre komisyonundaki görevlerim esnasında gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmanın gerekliliğini ve sorumluluğunu görev bilinciylehala taşıyorum.
Şu an Avrupa Birliği kapsamında yürürlüğe giren birçok mevzuatın ülkemiz şartları için ağır olduğunu düşünüyorum. Birçok Avrupa ülkesinde mevzuatların yürürlülüğe girmesi için 10 yıl süre verilir.
Ülkemizde böyle bir şans verilmedi. Sektörel bütçe yeterli olmadığı için alt yapının hazırlanarak kademe kademe bazı konuları aşmamız gerektiğini düşünüyorum.
"Sadece sermaye başarı için yeterli değil; insan kaynağı çok önemli.”
Bir kere öncelikle ekip işine inanmak gerekir. Sadece sermaye başarı için yeterli değil; insan kaynağı çok önemli. Bu nedenle her bölümün ayrı bir sorumluluk içinde ama bir bütün olarak hareket etmesi gerekir.
Bu bilinç sürekliliği sağlayan bir etken. Örneğin, bizim şirketimizde yeni çalışan hiç yok. En yeni çalışanımız 8 yıllık. Üretimde ve diğer departmanlarda görev alan tüm ekip arkadaşlarımız uzun yıllar boyunca Merbolin’in bünyesinde çalışmış kişilerdir. Biz, burada bir aile gibiyiz.
Avrupa’nın bazı bölgelerinde uygulanan bir sorumluluk projesi vardır. Görev tanımları, sorumlu kişilere verilir. Yapılacak iş bellidir. Çalışanlarımız da bu sorumluluk bilinciyle yıllardır Merbolin’e değer katıyorlar.
Özellikle sağlık konusunda çok hassasım. Bizimle çalışan bütün müdürlerimizin özel sağlık sigortası bulunuyor. Önümüzdeki dönemlerde işçilerimizin de bu ayrıcalıktan faydalanması için çalışmalar yapmaktayım.
Düğünlerde, bayramlarda da birlik içinde olmak bir şirketin sürekliliği için çok önemlidir. Samimiyet konusundaki bu hassasiyetimi çok küçük yaşlardan beri çalışma hayatının içinde olmama bağlıyorum.
Genç Girişimcilere Öneriler
Genç Kuşak sayesinde Türkiye’nin daha da ilerleyeceğini düşünüyorum. Çünkü, bilgiye ve hedefe ulaşmak için şimdi daha çok alternatif var. Biz, gençken telefonla görüşmek için bile postaneye kaç kere gidip gelirdik. Şimdi ise öyle değil. Gençler bu imkanları iyi değerlendirmeli ve her daim kendini geliştirmeli…
Kaydet