İnsanoğlu hep; kazanmak için çalışmak ve daha çok kazanmak için de daha çok çalışmak sarmalında ömrünü tüketti. Halen de tüketmeye devam ediyor. Ama artık çalışırken bir önceki neslin yorulduğu kadar yorulmamayı da öğrendi. Öğrenmeye de devam ediyor, çünkü mecbur…
Edindiği tecrübeler karşılığında başardığı işlere süslü isimler vererek taçlandırdı, kendini ödüllendirdi. Buhar makinası, sanayi devrimi, elektrik, elektronik, otomasyon, bilgi teknolojileri, nesnelerin interneti…
Dışarıdan bakılınca böyle; peki ya işin içine girince...
Teknik olarak hep bir şeyi düşündü: zorlu rekabet şartları.
Suyun ve buharın gücünü keşfederek mekanik sistemleri üretti. Bu birinci sanayi devrimi oldu.
Elektriğin gücünü keşfetti, seri üretimi başlattı. Bu ikinci sanayi devrimi oldu. Dijital dünyayı keşfetti, üretimi daha da otomatikleştirdi. Bu da üçüncü sanayi devrimi oldu. Şimdi ise dördüncü sanayi devrimini yaşıyoruz: Endüstri 4,0
Yani gelişen bilişim teknolojileri ile endüstrinin bir araya getirilmesi. Tüm devrimlerin itici gücü; oluşan zorlu rekabet ortamıydı ve gelişmenin hızını hep ileriye taşıdı, taşımaya devam ediyor.
Zanaatkârların tekelindeki üretim sektörü, buhar makineleriyle rekabet edemeyince fabrikalara devroldu. Buhar makineleri, elektriğin gücü ile rekabet edemeyince yerini seri üretime bıraktı.
Bilginin sistemin içine dâhil edilmesi, otomasyonu oluşturarak insanın hatasını oldukça düşürdü ve bu seri üretimde yeni bir boyut açtı. Artık seri üretim, dijitalleşme ile birlikte rekabet edilemez bir güce dönüştü.
Her bir sanayi devrimi üretim yapılırken bir önceki üretim sistemine göre insan gücüne olan ihtiyacın daha da azalmasını sağladı.
Almanya’da 2011 yılında ortaya atılan ancak kısa zamanda diğer gelişmiş ülkelerin de (Avrupa ve ABD) hemen dikkatini çeken Endüstri 4,0 yaklaşımı, dijitalleşmenin iletişim ile birlikte üretimin en yüksek teknolojiyle donatılmasına odaklı.
Endüstri 4,0’ın insan gücünün en aza indirilmesi, üretimde esneklik ve hız amaçlı olması rekabet şartlarına göre avantajlı olmayı sağlıyor. Ancak bu amaçlara ulaşıldığında ucuz insan gücü avantajını elinde bulunduran Doğu Asya Ülkeleri’nin rekabet üstünlüğü ortadan kalkacak.
Endüstri 4,0’ın temelinde yapay zekâ, büyük veri, artırılmış gerçeklik, nesnelerin interneti, bulut bilişim, siber güvenlik teknolojilerini kullanarak hizmet tabanlı yeni iş modellerinin üretime uygulanması yatmaktadır. Bunların üretime yansıması ise “akıllı fabrikalar ya da karanlık fabrikalardır.”
Bir başka deyişle üretim ağındaki tüm cihazlar, birbirleri ile iletişim kurarak tam olarak ne yapmaları gerektiğine karar veriyor, uyguluyor ve raporluyor. Internet World Stats Aralık 2017 verilerine göre insanların bilgiye ulaştığı ve paylaştığı iletişim platformu olan interneti dünyada 4,15 milyar insan kullanıyor.
Akıllı sensörler, mobil aygıtlar ve diğer internete bağlanabilecek tüm cihazların birbiri ile haberleşmesi olan ‘’Nesnelerin İnterneti’’ (Internet of Things- IoT) ile birlikte üç yıl içinde internete bağlanacak cihaz sayısının 20 milyarı geçeceği öngörülüyor.
Daha düşük maliyetli, daha az enerji harcayan donanımlar ve bu donanımları çalıştıracak daha az kaynak tüketen yazılımlar, yeryüzündeki tüm cihazlar ile haberleşebilen sistemler (Siber-Fiziksel Sistemler) üretim sürecinde; sistemin daha sağlıklı izlenebilmesi ve raporlanabilmesi, daha yüksek verimlilik, daha düşük maliyet, esneklik ve kaynak tasarrufunu avantaj olarak beraberinde getirmektedir.
Bununla birlikte üretimde iş yapış şekilleri ve süreçlerin değişmesi, tam otomasyon ile çoğu işin el değmeden yürütülmesi, beden gücü ile çalışanların işsiz kalması olasılığı gibi tehditleri beraberinde getiriyor.
Ancak bu; oluşacak şartlara göre yeni beceri, yetenek ve yetkinliklerin geliştirilmesine yönelik strateji ve politikaların üretilmesi ile fırsata dönüştürülebilir. Özellikle genç nüfus gibi bir kaynağı elinde bulunduran ülkemiz için şimdiden adımlar atmak; her geçen gün artarak hissettiğimiz bu yeni 4. Sanayi Devrimine bizi hazır kılacaktır.
Endüstri 4,0’ın lokomotif ülkelerinden Almanya donanım teknolojileri, ABD yazılım ürünleri ile diğer ülkelerin önünde yer almaktadır.
Ülkemizde de işin önemini kavrayan firmalar harekete geçmiş ve fırsata çevirmek için yol haritalarını çizmişlerdir.
Bu firmalardan bir tanesi de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iştiraki olan, Türkiye’nin ilk tehlikeli atık bertarafı tesisi İZAYDAŞ… Sektördeki tecrübelerinin sahaya yansıması olarak otomasyon sistemini yenilemiş, kurumsal kaynak planlaması ile inovasyon gerçekleştirmiştir.
SCADA sistemi ile işletmedeki tüm süreçleri kontrol altına alarak ERP’nin temel süreçlerini aktif olarak hayata geçirmiştir. Yakın bir gelecekte ERP’de sahadaki tüm süreçlerini temel süreçlerle birleştirmeyi hedeflemektedir.
İZAYDAŞ; uyguladığı kalite politikaları, yenilenen otomasyon sistemi, sürekli güncellenen bilişim teknolojileri ve farkındalığı ile Endüstri 4,0 için dünyadaki gelişmelerin yakın takipçisi olduğunu kanıtlamıştır.
Sonuç olarak; insanoğlu her geçen gün, birbirleri ile kuramadığı iletişimi makinelere yaptırmayı daha çok sever hale gelmiştir.
Bilgi güçtür, nasıl kullanacağını biliyorsanız Endüstri 4,0’a hoş geldiniz…
Burhan Mertoğlu - Elektrik Mühendisi Bilgi Teknolojileri Sorumlusu İZAYDAŞ