Dünya'nın Sonunu Poliüretancılar mı Getirecek?

Dünya'nın Sonunu Poliüretancılar mı Getirecek?
  • 18.08.2016

Küresel Isınmayı Etkileyen Kimyasallar ve Enerjinin Geleceği…

Bilim insanlarımıza göre, evren bundan 13,5 milyar yıl önce oluştu. Dünyamız ise, güneş sisteminin ardından 4,5 milyar yıl önce oluşmaya başladı. Günümüzden itibaren güneşin ölümüne kadar bir o kadar daha evrende kalabileceği belirtiliyor. Arada on binyirmi bin yılda bir yaşanacak buzul devirleri, dünyadaki yaşamı tamamen sonlandıramayacak. Ne yazık ki tüm canlı yaşamın bitmesine neden olan insanlığın kendisi olacak. Hem de 4,5 milyar yıldan çok ama çok daha kısa bir süre içinde… Nasıl mı? Dünyanın dengelerini bozarak, her geçen gün artan enerji talebini fosil kaynaklı yakıtlarla (kömür, petrol, doğalgaz vs.) elde edip, sera örtüsü yaratarak yaşamın veya en azından medeniyetin büyük hasar görmesine neden olarak… Biz poliüretan sektörü olarak uzun yıllardır kullandığımız itici gazlarla (blowing agent) sera etkisine veya diğer bir deyişle küresel ısınmanın oluşmasında rolümüz oldu. An-cak yazımın başındaki çarpıcı vurgulamamın aksine diğer etkenlere göre, bizim küresel ısınmaya yarattığımız etki, diğerlerinin yanında çok küçük bir değer olarak kalır. Öte yandan, sektörümüzden kaynaklanan bu olumsuzluklar, Birleşmiş Milletler Çevre Koruma Örgütü UNİDO ve Çevre Bakanlığımızın gayretli çalışmalarıyla her geçen gün olumlu yönde ilerlemektedir. Bir kez daha küresel ısınma ve buna çare olacak alternatif enerji kullanma konusuna geri dönersek, "dönülmez akşamın ufkunda" olduğumuz bu çağda, bilim insanlarının üstünde durduğu iki temel konu bulunmaktadır. Bunlar: 1) Şimdiye kadar oluşan karbondioksitin yok edilmesi için düşünülen projeler, 2) Bundan sonra ısınmayı durdurabilecek enerji kaynak ve sistemleri. Artık, küresel ısınmanın varlığı konusundaki tartışmalar sona gelmiştir. Bu nedenle, fizikçiler bugün biriken karbondioksiti yok etme yöntemleri üzerine kafa yormaktadırlar. İşte bunlardan birkaç tanesi:
Atmosfere kirleticiler fırlatmak
Bu sayede güneş ışınlarının dünyaya verdiği ısıyı azaltmak; belirsizliği ve pahalılığı nedeniyle rafa kalkmış denilebilir.
Deniz yosunları (algler) yaratmak
CO2 emecek bu bitkiler ile ilgili projeye kimse ilgi duymadığından deneyler sona erdirildi.
Karbon tutma
Kömür yakan santrallerden çıkan karbonu sıvılaştırarak gömülmesi düşünüldü. Ancak yer altı sularına karışma olasılığı, proje maliyeti nedenleriyle halen proje aşamasında bekliyor.
Genetik Mühendisliği
Bu projeye örnek olarak çok büyük miktarda C02 absorbe edecek yeni ağaç türleri için genetik çalışmalardan bahsedebiliriz. Ancak, düğmeye bastıktan sonra var olan bitkilerin türlerini yerlerinden etmeleri ve besin zinciri dengesini bozma riski bilim insanlarını ciddi bir şekilde endişelendirmektedir. Bütün bunların ötesinde, en büyük karbon salınımı yapan iki dev ülke ABD ve Çin Halk Cumhuriyeti, bu tip projelere, bu güne kadar soruna samimi ve sıcak yaklaşmamakta ısrar etmişlerdir. Bu konu, Amerika’da başkanlık seçimlerini etkileyecek en önemli konulardan biri haline bile gelmiştir. Son yıllarda, küresel ısınmaya karşı fosil yakıtlarından enerji üretiminin alternatiflerini bulma konusunda çok ciddi çalışmalar yapılmaktadır. Elektrikli otomobil, en popüler konu olmakla birlikte, otomobilde kullanılacak elektrik, kömür santralinden üretildiği sürece sera etkisine hiçbir katkısı olmayacaktır. Öte yandan moda ismiyle yenile-nebilir enerji diye adlandırılan, rüzgâr, güneş tarlaları ve dalga enerjisi sürekli bir enerji kaynağı olmadığından hızla yükselen talebe yetmeyecektir. Milyarı aşan nüfusu ile kalkınmakta olan Çin, Hindistan gibi ülkelerde refah seviyesi artmakta, insanlar daha çok enerji tüketen cihaz ve aletlere sahip olmak istemektedirler. Bu bağlamda, fizikçiler bu yüzyılın sonuna kadar aşağıda-ki enerji türlerini hayata geçirmek için Ar-Ge çalışmalarını sürdürmektedirler.
Füzyon enerjisi
Kısaca Hidrojenin sıkış-tırılarak ve çok yüksek sıcaklıklara çıkarılarak Helyum’a dönüştürülmesine dayanan enerji türüdür. Bu enerji aslında tüm evrenin enerji kaynağıdır. Michio Kaku’ya göre 30 ml’lik bir bardak su, 500.000 varil petrolün içerdiği enerjiye sahiptir. Modern insan, henüz bu enerjiyi endüstriyel olarak kullanma teknolojisine ulaşamamıştır. Ancak, umutsuzluk ortadan kalkmıştır. Nükleer enerjiden çok daha güvenli bir enerji olduğunu da vurgulamadan geçmemek gerekir.
Manyetizma
Yeryüzünde enerjinin tü-ketilmesine sebep olan en büyük etkenlerden biri sürtünmedir. Manyetik ortamlar için uygun maddelerin elde edilmesi ile birlikte elde edilecek sonuçlar büyük bir enerji tasarrufuna sebep olacaktır. Günümüzde bazı ül-kelerde görülen "maglev trenler” bu enerjinin ilk sinyalleri olarak hayata geçmeye başlamıştır. • Gökyüzünden gelen enerji: Dünyanın 35.000 km. üstüne yerleştirilecek yüzlerce uyduyla, toplanacak güneş enerjisinin yüksek mühendislik ürünü çözümlerle dünyaya ulaştırılmasını öngören bir modeldir. Her geçen gün ekonomik olarak yapılabilirliği olası olan bir model olarak geleceğin küresel ısınma problemine çare olarak gözüken teknoloji olarak görülmektedir. Yüzbinlerce yıldır bu dünyada yaşamakta olan insanlık ve son aşaması olan biz "Homosapiensler”, sonunda yeryüzünü yaşanabilir bir yer olmaktan çıkarmak üzere olduğumuzun farkına vardık ve buna çareler aramak üzere tedbirler almaya başladık. Yapılan çalışmalar ve ulaşılan teknoloji henüz bu önemli soruna kesin çözüm olmaktan uzaktı; ancak çağımızdaki bilimsel gelişmeler, yarına ümitle bakmamızı sağlamaktadır. Gelecekte, evlerindeki küçük bir sihirli küp ile yıllarca ısınacak ve diğer tüm enerji ihtiyaçlarını giderecek, arabalarına neredeyse çok az yakıt koyarak binlerce kilometre yol yapabilecek insanlara selamlarımla… Elio Medina Kimya Mühendisi Genel Müdür / Purtek Poliüretan A.Ş. Kaynak: Geleceğin Fiziği, Michio Kaku, ODTÜ Yayıncılık. On Bin Yıl Sonra Dünya, Salomon Kroonenberg. Düz, Sıcak ve Kalabalık, Thomas Friedman.
BÖLÜM SPONSORU

Yazıyı Paylaş

BÖLÜM SPONSORU