Bir Mimardan, Mimarca Notlar

Bir Mimardan, Mimarca Notlar
  • 16.07.2017
Mimarlık, salt bir En-Boy-Yükseklik değildir. Bu 3 bileşenin tanımladığı bir oylum (hacim) ya da oylumlar ile sınırlandırılamaz. Eğer öyle olsaydı basit bir aritmetik ya da geometrik dizinden öteye geçemezdi. Böyle olsaydı,bu ana bilim dalı kolay seri türünden basit bir Sudoku çözümüne eşdeğer olabilirdi. Mimarlığı tanımlayacak temel öge 4. Boyutlu olmasıdır. Bu 4. Boyut Zamandır! Mimarlığı tek cümle ile tanımlamak zorunluluk olursa o vakit “Mimarlık 4 Boyutlu bir Planlamadır” denilebilir. Zaman; taşınabilir-sürdürülebilir olmasıdır. Mimari tasarımların görünen yanı, en-boy ve yükseklikten oluşan 3 boyutlu bir mekân ya da olgu oluşudur. Oysa esası oluşturan temel faktör Zaman’dır… Zaman olgusu, geleceğe taşınabilir olmayı tanımlar.Zaman boyutunu sağlamlaştıran unsurlar ise yaşanabilir olmak-kullanılabilir olmak dayanıklılık ve dönüşebilir olmakla ilgilidir.

Bu Nitelik şunları İçerir:

1) Matematik: Her ölçünün her boyutta uyum ve denge taşıması gerekir. Hayatın temel bilimi olan matematiği ortadan kaldırdığınızda, mimarlık da olmayacaktır.Üstelik, matematik, mekânın özellikle deprem, heyelan gibi doğal afetlere karşı direnebilme gücü için de olmazsa olmaz bir hükümdür. Yapının gelecek dönemlere taşınabilmesi de bu temel bilimin doğru kullanımı ile paralel olacaktır. Ayaktakalabilmek ancak ve sadece matematik kuramlarıyla ilişkilendirilebilir. Yapı dinamiğini de kuvvetlerin doğru tanımlanıp doğru analizi de bununla bağlantılıdır. 2) Felsefe-Sosyoloji: Mimari eserlerin ana temeli,planlanan mekânın kullanıcılarına ne kadar yardımcı olduğuyla da ilgilidir. Kullanıcıların bireysel özgürlüklerine getirdiği katkılar, birlikte yaşamaya sağladığı katkılar ve organizasyon becerisidir. Bir atasözümüzde vurgulandığı gibi “İnsanların yaşama biçimi, düşünme biçimlerini de belirler…” o halde ana hedef mutluluk olmalıdır. Bunu sağlamak elbette ki mimarın görevi olamaz. Ama en azından buna yönlendirecek, bunu ulaşılabilir kılmak için yollar açmak ertelenemez görevidir. Bunu huzur olarak da  adlandırmak mümkündür… 3) Ekonomi: Mimari eserin hem yatırım ve hem de işletme (kullanım) boyutunda ekonomiden vaz geçmemesi gerekir. Ekonomi sadece ucuz ya da pahalı olmakla ilgili değildir. Bu önemlidir ama bunlar tek başına “ekonomik” kavramını tanımlayamaz. Sorun en uygun, en doğru olan çözümlerle ilgilidir. Bu boyut kişisel mülkiyetlere geçildiğinde tam bir “kördüğüm” olacaktır. Sorunun ana kaynakta ele alınması gerekir. Bu da doğru alanlarda, doğru projelerle ve doğru malzeme tercihleriyle yakalanabilecektir!

İşte tam da bu noktada, Koruma, İzolasyon ve Boyalardan söz edebiliriz.

Yapı yeterince ışık alıyor mu? Kendi enerjisini üretebiliyor mu? En azından bu ihtiyacı kendi bünyesinde minimize edebiliyor mu? Yangına karşı önlemleri var mı? Yapı nefes alabiliyor mu? Güneşin zararlı ışınlarından yeterince korunma sağlıyor mu? Bu uygulamaları sadece ekonomi boyutuyla ele almak, konuyu küçümsemek ya da hafife almak olur. Zira konunun yaşanabilir olmakla, sürdürülebilir olmakla da huzurlu olmakla da doğrudan bağı vardır. Hiçbir mekânın bu temel ögeleri yerine, fayansının rengi, dolabının boyutu konulamaz. Çünkü bunlar zevke göre daima değiştirilebilir unsurlardır. “Mekânım zeminden ve duvarlardan nem alıyor!” tespitinin yarattığı huzursuzluğu düşünün,bunun yeni ve yeniden yaratacağı ciddi maddi giderler bir yana, yol açtığı psikolojik deformasyonu aklınıza getiriniz… Aynı durum “Duvarlarım nem alıyor!” veya “Çatıdan gelen ısı o kadar çok ki, altta oturan bizleri hem çok ısıtıyor ve içerisi cehennem sıcağını aratmıyor!” işte o vakit gelsin klimanın yol açtığı şişkin faturalar… Aynı şekilde “Mekânımız o kadar soğuk oluyor ki, kendimizi bazen kutuplarda yaşıyor gibi hissediyoruz!” işte o vakit gelsin kaloriferin yol açtığı şişkin faturalar… “Boyalarımız dayanıksız. Devamlı dökülüyor!” bunların yarattığı mutsuzluk-huzursuzluk da cabası… Onun telafisi yok… Gerçekte her türlü izolasyona (ısı-nem-ses-su) ve boyalara yapılan doğru yatırım, insanların bizatihi kendine ve kendi huzuruna yapılan yatırımdır. Mimari eseri de geleceğe taşıyacak önemli etmenlerdendir… Cem Cemil Öztürk Mimar  

Yazıyı Paylaş