Gıda Sektörü Her Yönüyle Masaya Yatırıldı

Gıda Sektörü Her Yönüyle Masaya Yatırıldı
  • 05.11.2019
Gıda ve ilaç sektörünün yetkin isimleri “Life Sciences Ingredients” gerçekleştiren panelde bir araya geldi. Gıda ve ilaç sektörüne dair dünyadaki ve ülkemizdeki son gelişmeler, yenilikler ile sektöre dair gündemdeki konuların ele alındığı panelde konuşmacılar özellikle sürdürülebilirlilik konusunun gerekliliği ile yatırımların dünya beslenme alışkanlıklarına göre gerçekleştirilmesi hususunda fikir birliğine vardı.
Panelde konuşan Aromsa Genel Müdürü Murat Yasa, eğitim sisteminin yetersizliğine değinirken, Gıda Bileşenleri ve Geliştiricileri Sanayicileri Derneği (GIDABİL) 2. Başkanı ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Rint Akyüz ise en önemli sorunun gıda güvencesi olduğunu vurguladı.
Dünyada beslenme alışkanlıklarının değiştiğini söyleyen Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD) Yönetim Kurulu Başkanı Samet Serrtaş ise Türkiye’de yatırımların beslenme trendlerinin takip edilerek yapılması gerektiğini dile getirdi. BASF İlaç Çözümleri Türkiye, Orta Doğu, Rusya ve Afrika Satış Direktörü Tanju Cepheli ise Türkiye’deki ilaç pazarının gelişmekte olduğunu ve BASF için Türkiye’nin, Avrupa organizasyonunda oldukça önemli bir pazar olduğunu ifade etti. Yurt dışından gelen çok uluslu firmaların gıda katkı maddeleri, aromalar gibi katma değeri olan ürünleri yurt dışından getirmeyi tercih ettiklerini belirten Aromsa Genel Müdürü Murat Yasa, “Türkiye’de bu anlamda bir potansiyel var ama bunu kinetiğe çeviremiyoruz’’ dedi. Özellikle eğitim konusuna değinen Yasa, ‘’Çiftçinin eğitilmesi gerektiğini vurguladı. Aromsa için sürdürülebilirliğin önemli olduğunu dile getiren Yasa, firma olarak karbon ayak izini küçülttüklerini, çevreyi kirletmemek için çalıştıklarını ve çalışanlarının bu konuda çok dikkatli davrandıklarını kaydetti. Gıda konusunun en önemli sorununun gıda güvencesi olduğunu söyleyen Gıda Bileşenleri ve Geliştiricileri Sanayicileri Derneği (GIDABİL) 2. Başkanı ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Rint Akyüz, “2050 yılında dünya nüfusu 9-10 milyar olacak. Kalkınma olması için tarım ve sanayi birbirine entegre olmalı. Tarımı üretime entegre edemezseniz başarılı olamazsınız. Türkiye konum itibari ile kendi bölgesine hizmet edebilecek durumda. Bunu sürdürülebilir hale getirirseniz çok şansımız var demektir.” şeklinde konuştu. Türkiye’de gıda sektöründe en büyük tehlikelerden birinin kayıt dışı üretim olduğunu dile getiren Rint Akyüz, “Gıda güvenliğinin sağlanmasındaki en önemli ve büyük engel merdiven altı dediğimiz üretimler. Bunun ne kadar olduğunu bilmek mümkün değil ama neredeyse yarı yarıya olduğunu tahmin etmekteyiz.” dedi. Rint Akyüz ayrıca Türkiye’de pestisit ve aflotoksinin önemli bir sorun olduğunu dile getirerek bunun önüne geçilmesinin gerekliliğini vurguladı.

Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD) Yönetim Kurulu Başkanı Samet Serttaş:

Artık sağlıklı yaşam için bitkisel beslenme ön planda. Vejetaryen beslenme oranlarında yüzde 20-25 artış görülmekte. Türkiye de bu alanda yol kat edebilir, bitkileri kullanarak konsantre ürünler üretebiliriz. Vejetaryen beslemenin yanı sıra bir diğer popüler olan da bağırsak sağlığı. Kefir ve yoğurda yabancı değiliz. Ancak bu anlamda ciddi yatırımlar gerekiyor. Yatırımları, trendleri takip ederek yapmamız lazım.” dedi.  BASF olarak Türkiye’deki ilaç pazarının gelişmekte olduğunu ve kendileri için Türkiye’nin, Avrupa organizasyonunda çok önemli bir pazar olduğunu vurgulayan BASF İlaç Çözümleri Türkiye, Orta Doğu, Rusya ve Afrika Satış Direktörü Tanju Cepheli “Türkiye ilaç pazarı dünyada 16. sırada yer alıyor. Pazara yönelik yerli ve yabancı firmalarla iş birliğimizi artırmak, Ar-Ge çalışmalarına destek vermek, BASF’nin ilaç sektörü için ürettiği inovatif çözümleri ve ürünleri iş ortaklarımız ile paylaşmak ve geliştirmek istiyoruz. Türkiye, ilaç sanayisi jenerik bir pazar, bu da pek çok fırsatı beraberinde getiriyor. Bilhassa yerli ilaç firmalarının Ar-Ge süreçleri çok önemli çünkü her bir ilaç araştırma ve geliştirme ile gelişmektedir. Bir ilacın geliştirilmesi uzun bir süreç, takribi 2 ile 5 yıl arasında sürebiliyor. Biz müşterilerimizin Ar-Ge departmanları ile iç içe çalışıyoruz. Yurt dışındaki laboratuvarlarımızı kullanarak destek veriyoruz. Devamlı müşterilerimiz ile iş birliği içerisinde projelerini takip ediyoruz ve projelerine değer katmak için birlikte çalışıyoruz. Uluslararası firmalar ile BASF olarak iş birliğimiz var. Bunlar da kendi Ar-Ge merkezlerinde ve Türkiye’deki teknoloji transfer laboratuvarlarında iş birliklerimiz devam ediyor.” dedi.  

Yazıyı Paylaş